16 Kasım 2007 Sayı: 2007/01(44)

  Kızıl Bayrak'tan
   Egemenlerin “ümit kırmak” dışında
bir çözümü yok!
  Sosyal yıkım saldırısında perde yeniden açılıyor...
2008-2010 arası özelleştirme yağması açıklandı...
İşçi ve emekçi eylemlerinden...
Telekom işçileriyle dayanışma eylemlerinden...
“Düşük yoğunluklu” sıkıyönetim (mi?)
Yüksel Akkaya
  Kızıl Bayrak hakkında toplatma ve yayın yasağı!..
  “Aydınlığın en yakın olduğu an, karanlığın en koyu olduğu andır...”
Haluk Gerger
  “İnsanlık tarihine sahip çıkmak, kapitalizme karşı çıkmaktan geçiyor!”
Yüksel Akkaya
  Şanlı Ekim Devrimi’nin 90., Komünist Hareket’in 20. yılı coşkuyla kutlandı...
  Ankara’da Ekim Devrimi ve Parti etkinliği...
  Tersane İşçileri Birliği Derneği Yönetim Kurulu üyesi Cahit Atalay ile 2. Tersane İşçileri
Kurultayı üzerine konuştuk…
  Dünyadan...
  Irkçı-siyonistlerin Filistin topraklarını
gaspetme pervasızlığı sürüyor!
  Alman Devrimi ve Rosa Luxemburg
Volkan Yaraşır
  Neden birleşik mücadele?
M. Can Yüce
  Ekim Devrimi ve kadın sorunu
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tersane İşçileri Birliği Derneği Yönetim Kurulu üyesi Cahit Atalay ile 2. Tersane İşçileri Kurultayı üzerine konuştuk…

“Grev hedefiyle kurultaya hazırlanıyoruz!”

- Tersaneler havzasında son dönemde kamuoyunun da dikkatini çeken bir dizi gelişme yaşandı. Gerek tersanelerde yaşanan sorunlar gerekse de bu sorunlara karşı yürüttüğünüz mücadele hakkında bilgi verir misiniz?

Tersaneler, sorunlar açısından ülkedeki diğer işletmeler arasında en kabarık dosyaya sahip bir havza. Burada işçiler en doğal ve temel hakları için dahi direnişe geçmek, eylemlerle hak alma mücadelesi yürütmek durumunda. Havzada aylarca çalışıp ücretlerini alamayan, birkaç sene boyunca 50-60 gün sigortası yatırılmamış işçiler, adına “bekar evleri” denilen ve kimi zaman dükkandan bozma, kimi zaman eski bir depodan çevrilmiş odalarda 20-30 kişi kalan gurbetçiler, iş kazalarında çalışamaz duruma gelen büyük bir işçi kitlesi var. Burada çalışan işçiler, bu sorunlardan en az biriyle gündelik olarak karşılaşıyor. Bu sorunlar, direniş ya da eylemlerin sık sık yaşanmasının da temel nedeni.

İşçi düşmanı burjuva medyanın bir takım yazarlarını bile dehşete düşürecek kadar vahşi bir sömürünün yaşandığı tersaneler, sınıf hareketi açısından oldukça durgun geçen bir dönemin içerisinde hareketliliğin yaşandığı bir alan. Acıların ve sorunların böylesine büyük olduğu bu alanda elbette öfke de, tepki de büyük olacaktır. Bugün yaşadığımız tam da budur.

- Basına yansıyan haberler üzerinden de biliyoruz ki, henüz tersanelerde yaşanan bu eylemlilikler havzanın üretimine etki edebilecek, tersane patronlarını sorunların çözümüne zorlayacak nitelikte görünmüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Elbette son dönemlerde parça parça birçok eylem ve direniş yaşandı. Bu eylem ve direnişler parçalı olduğu koşulda sorunların çözümü bakımından yeterli bir gücü ifade etmemektedir. Ancak sınıf hareketinin en temel sorunlarından birisi “güven sorunu” ise, öteki de deneyim sorunudur. Genel için doğru olan bu olgu, tersaneler için de geçerlilidir.

Öncelikle havzadaki sorunların çözümü için kitlesel, birleşik, militan bir mücadele örgütlenmelidir. Mücadelenin gelişmesi ve sonuç alıcı olabilmesi sözünü ettiğimiz engellerin aşılmasına bağlı. Tersane işçilerinin sınıf kardeşlerine olan güvenini kazanabilmesinin, bir takım olumlu deneyimler biriktirebilmesinin ve herşeyden önce bunlarla birlikte bir sınıf olarak kendi sınıf çıkarları ekseni etrafında kenetlenebilmesinin yolu bu parçalı direnişlerden geçmektedir. Bu eylemliliklere böyle bakmak gerekir. Tersane işçilerinin ihtiyacı olan, fiili-meşru bir grev/direniş ve GİSBİR’le yapılacak bir toplusözleşmedir. Bu gücü ve iradeyi açığa çıkaracak temel yöntem de parçalı gelişen hak arama eylemlerinin yaygınlaşması ve daha genel mücadele süreçleriyle birleşebilmesidir.

- Fiili-meşru bir grevden bahsediyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz?

Tersane İşçileri Birliği olarak biz gerek tersanelerdeki üretimin yapısı, gerek taşerondan kaynaklı parçalı yapısı nedeniyle burada örgütlenmenin sorunlarını çok iyi biliyoruz. Tersane işçilerinin bir takım taleplerini kazanabilmesi, kuralsızlığı kaldırabilmesi için tüm tersane işçilerinin ortak mücadelesinin şart olduğunu söylüyoruz. Ortak mücadelenin de tüm tersane işçilerinin katıldığı bir grevle taçlanması gerektiğini düşünüyoruz. Grevin de tersane patronlarının örgütü GİSBİR’i toplusözleşme masasına oturtmanın, haklarımızı kazanmanın bir aracı olduğunu söylüyoruz. Burada sayıları binlerle ifade edilen taşeronların varlığı, kaçak işçi çalıştırmanın yaygınlığı vb. sorunlar, bildiğimiz klasik anlamda tek tek tersanelerde örgütlenmeyi anlamsızlaştırıyor. Çünkü taşeronlar arasında sürekli bir işçi sirkülasyonu yaşanıyor. Bir işçi bir süre sonra birçok taşeron değiştirmiş olabiliyor. Bu da tek tek tersane işletmelerinde örgütlenmeyi imkansızlaştırıyor. Tüm tersane havzasını bir tek fabrika gibi düşünmek durumundayız. Tek tek taşeronları ya da tersane patronlarını değil onların örgütü olan GİSBİR’i hedef almak zorundayız. Tersaneler havzası tıpkı bir tek fabrika gibi ortak hareket eder ve aynı anda greve/direnişe çıkarsa, üretimi durdurursa, bu tüm tersane patronlarını ve taşeronları dize getirecektir. Ancak böyle bir mücadele yöntemi ve hattı ile tersanelerdeki kuralsız sömürüyü ve ağır çalışma koşullarını dizginleyebiliriz.

- 9 Aralık 2007 tarihinde 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nı örgütleyeceğinizi ilan ettiniz. Bu kurultayın hedefleri nelerdir?

13 Şubat 2006 tarihinde 1. Tersane İşçileri Kurultayı’nı gerçekleştirmiştik. Kurultay tersane işçileri için bir dönüm noktası olmuştu. 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nı ise bir önceki dönemde yarattığımız birikime, kazanımlara ve deneyimlere yaslanarak gerçekleştireceğiz. Hem tersane işçilerinin birliğini, hem de örgütlülüğünü bir üst aşamaya sıçratmanın bir aracı olarak planlamış bulunuyoruz. Kurultay böylesi bir sürecin eşiğidir.

1. Tersane İşçileri Kurultayı öncesinde henüz ilk adımları atılan Tersane İşçileri Birliği, havzadaki örgütlenmenin ve mücadelenin önündeki engellerin ele alınması, sorunları, sorunların çözüm yöntemi ve araçlarını ve bu temelde bir mücadele programının oluşturulması, kurultay çalışmasının yarattığı olanakların maddi bir temele oturtulması sorunu ile yüzyüze idi. 1. Tersane İşçileri Kurultayı bu anlamda misyonuna uygun gerçekleşti. Havza açısından oldukça önemli kararlar alındı. Bu değerlendirmeler ve kararlar ışığında belirli dönem için bir mücadele programı, hattı çizildi. Daha o dönemde ortaya konulan örgütlenme modeli ve araçları çerçevesinde somut ilk adımlar atıldı. Bunun ötesinde ilk kurultay sorunlar açısından bir açıklığın yakalandığı ve çözümler için çeşitli başlıklar altında kampanyaların planlandığı bir kurultay oldu.

Kurultay sonrası süreç, ilk kurultaydan alınan güçle ve ortaya konulan irade ile bir mücadele hattının somutlandığı dönem oldu. Bu dönemde Tersane İşçileri Birliği Derneği açıldı. Çok önemli bir mevzi olarak kazanılan dernek yoğun bir emek ve mücadele sonucu havzada tersane işçileri nezdinde meşruluk kazandı ve işçilere güven verdi. Artık bir dizi sorun karşısında tersane işçileri derneğe başvurmaya başladı. Bu anlamda dernek, birliği oldukça güçlendirdi. Hak arama mücadelelerinin yoğunluğu içerisinde sosyal-kültürel etkinlikler alanında yaşanan bir dizi eksikliği de 2. Kurultay’dan sonraki süreçte gidereceğiz.

1. Kurultay’dan bugüne birlik artık sınırlarını aşan bir etkiye ve iddiaya sahip oldu. Varolan örgütsel zemini zorlayan bu etki ve sorumluluklar birliğin örgütlenme planına ağırlık verecek bir hattı önüne koymasını zorunlu hale getirdi. Az önce bahsettiğimiz “genel grev/direniş” hedefine yaklaşan bir örgütsel zemin bugün 2. Tersane İşçileri Kurultayı sürecinde aşılması hedeflenen bir eşiktir. Bu kurultayda örgütlenme ve mücadelenin sorunları üzerinden yapacağımız tartışmalar ve ortaya koyacağımız pratik çaba bizi havzadaki bir genel greve/direnişe daha güçlü adımlarla yaklaştıracaktır.

- Kurultay çalışmaları kapsamında neler yapıyorsunuz? Çalışmalarınız ne yönde ilerliyor?

Çok yönlü bir kurultay çalışması örgütlüyoruz. Tersanelerde kurultaya hazırlık çerçevesinde alt komiteler oluşturduk. Aynı zamanda tersane işçilerinin yaşadığı semtlerde çalışma yürütmek için komiteler kurduk. Yine gurbetçi işçilerin sorunlarını gündemleştirmesi amacıyla “Gurbetçi İşçiler Komitesi” oluşturduk. Gurbetçi işçilerin en temel sorunlarından birisi olan “barınma hakkı” talepli bir kampanya örgütlüyoruz. Kurultay öncesi tersane işçilerine sürekli ve sistemli olarak seslenen bir dizi propaganda/ajitasyon aracını kullanıyoruz. Afiş, bildiri, bültenler, broşür, eğitim seminerleri, kitle toplantıları ve imza kampanyası vb. araçlarla çok yönlü bir faaliyet yürütüyoruz. Kuşkusuz çalışmamız sadece propaganda eksenli bir çalışmayla sınırlı değil. Temel olarak tersane işçilerinin sınıf birliğinin örgütlenmesini ve eylemli bir sınıf tepkisinin açığa çıkarılmasını hedefleyen bir çerçevede faaliyetlerimiz devam ediyor. Tüm çalışmalarımızda kurultayı ve gündemlerini işleyeceğiz. Yine kurultay gündemi ile bağlantılı bir “İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınsın!” kampanyası planladık. Bu çerçevede bir dizi seminer, panel vb. toplantılar hedefliyoruz. Kısacası oldukça yoğun bir çalışma dönemi içerisindeyiz. Tüm bunlara ek olarak yaşadıkları sorunlar ve hak gaspları üzerinden derneğe başvuran işçilerle birlikte gündelik hak alma mücadelemiz kesintisiz sürüyor.

Tüm bu çalışmaların başarısı aynı zamanda 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nın başarısı olacaktır. Biz böyle değerlendiriyoruz. Aynı zamanda bu başarı tersane işçilerinin kazanımları üzerinden tüm bölge işçi sınıfının kazanımlarına dönüşmenin imkanlarını ve güçlerini yaratacaktır.