İçindekiler:

7 Eylül 2022
Sayı: KB 2022/29

Bu pisliği devrim temizler
Mafyatik rejimde tedirginlik başladı
20 yıllık gemi batıyor!
"Yandaşların gemisi" kimleri taşıyor?
"Sarayın yargısı"tın "adli yılı" açılışı
Suriye ile "normalleşme"mi başlıyor?
Suriye itirafları...
Yıkımların altından çıkmak için...
Kapitalistlere vergi affı
Petrol-İş İzmir Şubesi Genel Kurulu
SUNNY'de saldırılar sürüyor!
LM işçilerinin mücadele arayışı
Cumhuriyet, laiklik ve dinsel gericilik
AB'nin "liberal değerler" efsanesi
Kolombiya'da yeni dönem...
Nükleer kıtlık araştırması
Kıtlık ticareti
Şili'de referandumun reddi
Gorbaçov: Lekeli bir figür
Uluslarası Kadın Konferansı sürüyor
"Örgütlenmekten başka çaremiz yok"
6-7 Eylül saldırılarının 67. yılı
Anlattıkça insan...
İnsanca yaşamaya yetecek...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Örgütlenmekten başka çaremiz yok!”

 

Enes Kara’nın intihar etmesinin ardından Taksim’de gerçekleşen eyleme katılan ve kaldığı KYK yurdu tarafından hakkında soruşturma açılan üniversiteli ile konuştuk…

- Merhaba… Enes Kara eyleminde gözaltına alındınız ve ardından kaldığınız KYK yurdu tarafından hakkınızda soruşturma başlatıldı. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Enes Kara bu ülkede geleceksizliğe itilen milyonlarca gençten yalnızca biriydi. Hatta en çarpıcı örneklerinden biriydi. İntiharının ardından bıraktığı videoda yaşadıklarını dile getirmişti. Ailesinin baskısıyla tarikat yurdunda kalması, kaldığı yerde gördüğü baskı...

Tüm bunlar gençlik olarak özellikle son yıllarda yaşadığımız barınamama sorunun bir sonucuydu aslında. Enes Kara gibi yüzlerce binlerce sıra arkadaşımız yaşadığımız bu düzende bir gelecek göremedikleri için yaşamlarına son verdi. Enes Kara bu açıdan ilk değildi ancak en çok ses getirenlerden biriydi.

Bilindiği gibi tıp fakültesi öğrencisiydi. Doktorluk bizim ülkemizde toplum nezdinde revaçta olan mesleklerden biriyken Enes Kara da bu bölümün öğrencisiyken yaşamına son verdi. Bu aslında en revaçta olan bölümü okusak dahi bu düzen sınırları içerisinde bir geleceğimizin olmayacağını gösteriyor. Ve artık buna bir son vermek gerekiyor. Enes Kara için yaptığımız eylemde onun ve onunla benzer durumlarda yaşamak zorunda olan arkadaşlarımıza yalnız olmadıklarını, artık sessiz kalmamalarını söylemek için toplandık. Ben anayasanın tanıdığı söz ve ifade özgürlüğünü kullandım. Buna karşın polis şiddetine maruz kalarak gözaltına alındım. Enes Kara gibi yüzlerce sıra arkadaşımızı intihara sürükleyen koşulları bizzat yaratan sermaye devleti, Enes Kara’nın intiharını araştırmak yerine benim gibi buna tepkisini ortaya koyan sıra arkadaşlarımıza kaldığımız yurtlar, okuduğumuz üniversiteler üzerinden soruşturma açtı.

İçişleri Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından üniversitelere dönük hazırlanan son genelge de soruşturmaların, fişlemelerin daha da artacağının bir kanıtı. Üniversitelerdeki baskı ve polis-ÖGB tacizinin katmerlenerek arttırılacağının, devrimci-ilerici öğrencilere yönelik başlatılan deyim yerinde ise cadı avının resmi dayanağıdır bu genelge. Bu genelge ile artık yaşadığımız sorunları dile getirmemiz dahi soruşturma konusu olacak.
Yine yakın dönemde Boğaziçi’nden DGB’li bir yoldaşımıza da stant açtığı için soruşturma açılmıştı. Bugün bana da Enes Kara eylemine katıldığım için kaldığım yurt tarafından soruşturma açıldı.
Sermaye devletinin tüm baskılarına ve engellemelerine rağmen Devrimci Gençlik Birliği olarak devrimci faaliyet yürütmekten vazgeçmeyeceğiz.

- Son olarak gençliğe iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

- Binlerce sıra arkadaşımız okumaya devam edebilmek için çalışmak zorunda kalıyor. Sıra arkadaşlarımız çalışırken yaşamlarını yitiriyorlar. Yakın zamanda Yalova Tersanesi’nde çalışırken yaşamını yitiren 19 yaşındaki Yasin Demirdağ, bunun en güncel örneğidir. Tarikat yurdunda gördüğü baskı yüzünden intihar eden Enes Kara, yine kaldığı tarikat yurdunda vahşice katledilen Sami Tuğrul, yemekhane kartında 1 lira kaldığını söyledikten sonra intihar eden İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Ünli ve daha isimlerini sayamadığım yüzlerce sıra arkadaşımız bu düzende gelecek göremedikleri için yaşamlarına son verdiler.

Çare intihar etmek değil, çare bizim yaşamlarımızı tehdit eden bu düzeni yıkmaktır. Haklarımıza, geleceğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkmak için mücadele etmekten, örgütlenmekten başka çaremiz yok. Tüm sıra arkadaşlarımı bu çürümüş düzene karşı örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyorum.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

DGB: Zamları kabul etmiyoruz!

Parasız, nitelikli, ulaşılabilir beslenme haktır!

 

İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa›da yemekhane ücretlerine zam geldi. 3,5 TL olan öğün fiyatları %71 oranında zamla 6 TL oldu. Zamların çekilmesi de yetmez! Parası, nitelikli, ulaşılabilir beslenme haktır!

Ekonomik kriz her geçen gün derinleşirken yaşamlarımız daha da çekilmez hale geliyor. Temel yaşam ihtiyaçlarımıza ardı arkası kesilmeyen zamlar yapılıyor. Krizin faturası bizlere ödetilmek isteniyor. Bunun son örneği olarak İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa’da yemekhane ücretlerine zam geldi. 3,5 TL olan öğün fiyatları %71 oranında zamla 6 TL oldu. Dönem daha başlamadan yurtlarımıza, yemekhanelerimize fahiş zamlar yapıyorlar!

Bu zamlar eğitim hakkımızın gasp edilmesi anlamına geliyor!

Bu zamlar eğitim hakkımızı kullanmak için bizi kampüslerden çok işyerlerine gitmeye güvencesiz işerde çalışmaya mahkum ediyor. 

Sözde çılgın projelere milyonlar akıtanlar, kullanmadığımız yolların, köprülerin parasını vergilerle alın terimizden çalanlar, sermayedarların hazineye milyon dolarlık borçlarını bir çırpıda silenler şimdi de boğazımızdaki lokmaya gözlerini diktiler!

Bu ilk değildi. 2020 yılının ilk günlerinde de İstanbul Üniversitesi yemekhane ücretlerine fahiş bir zam yapmıştı! Üstelik aynı günlerde yemekhane kartında 1 TL kaldığını söyleyen arkadaşımız Sibel Ünli yaşamına son vermişti. Sibel’i geleceksizliğe sürükleyen, boğazımızdaki lokmaya göz diken İstanbul Üniversitesi’ne yanıtımız direniş oldu. Söz konusu fahiş zammı direnerek geri çektirdik! 

Birlik olup, direnme zamanı!

Arkadaşlar şimdi zaman birlik olup direnme zamanı!

Şimdi zaman, en temel ve en meşru hakkımız olan eğitim hakkımızı, savunma zamanı! Sermayedarların kasalarına ailelerimizin ve bizlerin alınterinden çaldıkları ile milyonlar dolduruyorlar! Ancak eğitim hakkımızı kullanmamız için gereken beslenme ve barınma hakkımızı ise utanmadan bizlere satıyorlar!

O halde zamların çekilmesi de yetmez!

Parasız, nitelikli, ulaşılabilir beslenme haktır!

İÜ-İÜ/C  Devrimci Gençlik Birliği

Eylül 2022