İçindekiler:

7 Eylül 2022
Sayı: KB 2022/29

Bu pisliği devrim temizler
Mafyatik rejimde tedirginlik başladı
20 yıllık gemi batıyor!
"Yandaşların gemisi" kimleri taşıyor?
"Sarayın yargısı"tın "adli yılı" açılışı
Suriye ile "normalleşme"mi başlıyor?
Suriye itirafları...
Yıkımların altından çıkmak için...
Kapitalistlere vergi affı
Petrol-İş İzmir Şubesi Genel Kurulu
SUNNY'de saldırılar sürüyor!
LM işçilerinin mücadele arayışı
Cumhuriyet, laiklik ve dinsel gericilik
AB'nin "liberal değerler" efsanesi
Kolombiya'da yeni dönem...
Nükleer kıtlık araştırması
Kıtlık ticareti
Şili'de referandumun reddi
Gorbaçov: Lekeli bir figür
Uluslarası Kadın Konferansı sürüyor
"Örgütlenmekten başka çaremiz yok"
6-7 Eylül saldırılarının 67. yılı
Anlattıkça insan...
İnsanca yaşamaya yetecek...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Petrol-iş İzmir Şubesi Genel Kurulu...

 

İzmir Petrol-İş Şubesi Genel Kurulu gerçekleşti. Muhalif listenin kazandığı genel kurulun, öncesi ve sonrasıyla tartışılan/tartışılacak olan ve önümüzdeki süreçte mücadelenin düzeyi hakkında da bizlere bir ön fikir verdiğini söyleyebiliriz.

Petrokimya İşçileri Birliği olarak genel kurula katılım gösterdik.

TPI fiili greviyle genel kurul tartışmalarının birlikte ilerlediğini söyleyebiliriz. İşçiler mücadele ederken listelerin asıldığı, delege adayı olması muhtemel birçok işçinin işten atıldığı ve Petrol-İş İzmir Şube’nin örgütlü olduğu diğer fabrikalarda Orhan Zengin’in delege seçimlerine tek listeyle girilmesi yönünde baskı yaptığı bir ortamla başlamış oldu. TPI Direnişi ile birlikte şube yönetimine muhalif işçiler, mücadele konusunda ortaklaşmanın zeminini de açığa çıkartmış oldular. Grevin kazanımla sonuçlanması, işten atılan işçilerin geri dönüşü ve delege adayı olmak için son gün başvuru yapabilmeleri Petrol-İş İzmir Şube Genel Kurulu’nun belirleyici fabrikası olan TPI için sınıf sendikacılığı ilkelerini uygulayacaklarını taahhüt eden muhalif listenin elini kuvvetlendirdi. 200 delegenin 136’si TPI’nin iki fabrikasından çıktığı şube seçimlerinde, diğer örgütlü olan DYO, Tekrapak gibi önemli fabrikaların etki alanın zayıf olduğunu eklemek gerekiyor.

Genel kurul günü

Genel kurul iki listenin kutuplaştırdığı bir atmosferde başladı. İki listenin “taraftarlığına” dönüşen ve ortaya çıkan kutuplaşmanın derinliği ileride omuz omuza mücadele edecek işçilerin kavgaya meyil edecek kadar gergin olmalarını doğru bulamadığımızı belirtmek gerekiyor.

Genel kurulda Petrol-İş Başkanı Süleyman Akyüz, Türk-İş Ege Bölge Başkanı ve Orhan Zengin ilk konuşmaları gerçekleştirdiler. Sendika bürokratları her zamanki gibi mücadelede ilgilenmediği her konu ile ilgili görüş beyan etti. Dünya değerlendirmesi, ülke atmosferi, örgütlenme gibi konular hakkında birtakım görüşlerini dile getirdiler. Ardından delegelere söz verildi. Muhalif listeyi desteklediklerini belirten üç TPI delegesi söz aldı. Burada önem arz ettiğini düşündüğümüz iki delegenin konuşmalarına yer vereceğiz.

İlk sözü alan Saadet Sağlam, şunları söyledi: “Ek zam talebi ile mücadele ettik. Örnek teşkil ettik. Kimse birliğimizi bozamadı. Ekonomik kriz ve enflasyon maaşlarımızı eritiyor. Önümüzdeki sözleşme çok önemli ve derhal TİS komitesi kurmalıyız.”

Daha sonra belki de genel kurulun en önemli konuşmasını yapan delege Ömer Demir, söz aldı. Genel kurula katılım gösterdiği ve sendikal izinli olduğu gün işten atıldığını söyleyen Ömer Demir, şunları ifade etti: “İşten çıkarılan bir işçiyim. Bugün işten çıkarıldım. Bizler güçlü durduk. Bizim emeklerimiz sayesinde bu zammı aldık. Ben aileme söyleyemedim işten atıldığımı. Bu kadar basit mi? Vicdanım rahat. Baskı yapıldı. Amirler eşlik etti bu sürece. Sendikal izinli olduğum halde bugün işten atıldım. Doğal delegeyim. Çok basit bir şekilde işten atıldım. Şimdi soruyorum herkese, işten atıldım ve ne yapacağız.” Ömer Demir aslında bir genel kurulun tam da yapması gerekeni vurguladı. Böylece divan, başkanlar, Türk-İş katılımcıları sorulan soruya sessiz kalarak sendikal örgütlenmeye ve mücadeleye bakışlarını genel kurul günü tüm açıklığı ile göstermiş oldular.

Delegelerin ardından adaylardan muhalif listenin başkan adayı Cem Turan söz aldı. Dünyada gerçekleşen savaşa değinerek söze başlayan Cem Turan, “işçiler barışı savunur” diyerek sözlerine devam etti. İşçi insiyatifi ile hareket edileceğini, sözleşmelerin işçi onayı olmadan imzalanmayacağını, komiteleşmenin sağlanacağını ve dosta güven, düşmana korku sağlayacak sınıf sendikacılığı anlayışı ile hareket edileceğini söyledi. Cem Turan sözlerini şöyle tamamladı: “Tek görevimiz işçilerin çıkarı ve sermayeye karşı şubemizi kaleye çevirmek olacaktır. Eğer sözümüzünden dönersek bizi devirin ve değiştirin.”

Ardından eski başkan Orhan Zengin söz aldı. Şube yönetimine geldiği andan itibaren 4 söz verdiğini ve bunları tuttuğunu söyledi. 84 günlük ikramiyeyi 120 güne çıkartığını, temsilcilik seçimlerini gerçekleştirdiğini, TPI’de vergi kesintisini kaldırdığını ve sözleşmeyi 2 yıllığa düşürdüğünü ifade ederek TPI’de sözleşme süreçlerini anlattı. Yanlız kaldığından, temsilcilerin görevini yapmadığından, bu dönem seçilirse artık aday olmayacağından bahseden Orhan Zengin, geçmişte yapmadığı “birlik olalım, seçim yüzünden ayrılmayalım” gibi vurgularla sözlerine devam etti. Sendikal demokrasinin bir dümen olduğunu ve herkes kendi adamını savunmak adına demokrasiye sığındığını da dile getirip, TPI’de üretimi kendisinin durduğunu iddia etti. İki başkan adayı konuşmaları sırasında gerçekleşen fiili grev ile ilgili neden ve sonuçlar çıkartmadığı başka bir zayıflık olarak öne çıktı.

Konuşmaların ardından gerçekleşen seçimde, 104-88’lik seçim sonuçları ile muhalif liste bütün olarak kazandı.

Genel kurulun gösterdikleri ve gelecek dönem

Petrol-İş’te sendikal bürokrasi Orhan Zengin şahsında darbe almıştır. Sınıf mücadelesinin ilerlemesine engel olan sendikal bürokrasinin yara alması, genel merkezin her sorunda savunduğu ve yanında yer aldığı Orhan Zengin ve yönetiminin kaybını telafi etmeye çalışacağı açıktır. Orhan Zengin gibi tescilli bir bürokratın mücadelenin açığa çıkardığı koşullarda kaybetmesi, aslında Petrol-İş’e hakim olan uzlaşmacı, bürokratik ve mücadeleden uzak anlayışın kaybetmesi anlamı taşımaktadır. TPI fiili grevi sonucunda yayınladığımız açıklamada sendikal bürokrasinin geriletilmesi ve sendikalarımızı esir almış bu bakışa rağmen işçilerin irade koyduğu mücadelelerde sendikal bürokrasiyi sınırlayabileceğini söylemiştik. Bu sürecin sonrasında İzmir Petrol-İş Genel Kurulu’nda bürokrasinin kaybetmesi mücadeleye pozitif bir etki yapacağı açıktır. Ancak sendikal bürokrasi bugün merkezinden işçiye kadar vücut bulmuş bir bakıştır. Bu nedenle bu etkinin korunması ve devamlılığının sağlanması önemlidir. Seçimler ile kaybolmayacak olan bu bakış ancak fiili grev boyunca olduğu gibi mücadele içinde, ilkeli ve kararlı bir mücadeleyle aşılıp geride bırakılabilir.

Bir başka yön ise muhalif listenin ortaya koyduğu sınıf sendikacılığı anlayışının ete-kemiğe bürünmesi sorunudur. Seçimden hemen önce sendikal ilkeler ve mücadele programını açıklayan Cem Turan ve ekibinden arkadaşlar, bu açıklamanın sözde kalmayacağını göstermek ile yükümlüdür. Yükleri şimdiden çok büyüktür. Seçim günü işten atılan Ömer Demir ve iki işçinin daha işe geri iadesinin yapılması, meslek hastalığı sorunu, takım kaptanlarının mavi yakadan beyaz yakaya geçirilmesi, seçimi kazanmış olsalar dahi kendilerinin de belirtildiği üzere Petrol-iş İzmir Şube’ye üye olan diğer fabrikadan neredeyse hiç oy almamaları gibi birçok sorun önlerinde durmaktadır.

İlk karşılarına çıkan sorunlara karşı ne tür çözümler ürettikleri yeni şubenin gelecek için neler yapacağını gösterecektir. Sorunlar büyük ve çetrefilli olsa da çözümü basittir. TPI’de gerçekleşen fiili grevin açığa çıkarttığı mücadele anlayışı ve sendikal bakış büyütülmeli ve geliştirilmelidir. Sınıf sendikacılığı ancak bu şekilde sağlanabilir. Fiili-meşru mücadele anlayışının benimsenmesi, sendikal demokrasinin her şartta uygulanması, söz-yetki-karar hakkının tabana bırakılması ve komiteleşme üzerinden gösterilecek inisiyatif ve irade sorunları çözmek ve örgütlülüğü geliştirmek için çözücü halkalardır.

Petrokimya İşçileri Birliği, TPI fiili grevinde işçinin yanında olduğu gibi önümüzdeki dönemde de Petrol-İş İzmir Şube üyesi işçilerle birlik ve dayanışma içinde olacaktır.

Petrokimya İşçileri Birliği (PİB)