İçindekiler:

3 Temmuz 2022
Sayı: KB 2022/24

NATO'nun "yeni" savaş konsepti ve Türkiye
NATO'daki kirli pazarlıkta anlaşma...
Saray rejiminin sahte vaatleri
Dinci-gericiler arası kapışma
Altı ayın sonunda uyanma vakti
Gerici rejimin trol gerçeği
Tek adam rejiminin kaybedeni işçiler
Sefalet ücreti açıklandı!
Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış!
Gemi sökümde ahlaksızlık
Emperyalist zirvelerin savaş çığırtkanlığı
NATO gücünü 300 bine çıkartacak!
G7 Çin ile rekabeti...
Sri Lanka iflas ilan etti!
Zürih'te inşaat işçileri yürüdü
Köln Ford'da Pressan'la dayanışma!
İktidar ve aparatları meydan okuyor
DGB: Barınma haktır!
Meslek liselerinde yeni sömürü hamlesi
Sivas Katliamı 29. yılında...
Çorum Katliamı 42. yılında...
Ahlaki çöküntü
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

İsviçre-Zürich’te 15 bin inşaat işçisi yürüdü

 

İsviçre’de yaklaşık 80 bin inşaat işçisinin çalışma koşullarını düzenleyen inşaat sektörü toplu iş sözleşmesinin süresi yıl sonunda doluyor. İsviçre İnşaatçılar Birliği (SBV), mevcut sözleşme ile yola devam etmek istiyor. Bundan dolayı sendikalarla yeni bir sözleşme için masaya oturmayı reddediyor. Unia ve Syna sendikaları ise daha iyi bir sözleşme, kötü hava koşullarında inşaat işçileri için daha iyi koruma, 60 yaşında erken emeklilik maaşı talep ediyor ve düşük ücrete karşı daha etkili önlemler alınmasını istiyor. Sendikalar bu talepler için miting ve yürüyüş çağrısında bulundu.

“Evler, fabrikalar, yollar, köprüler ve tüneller inşa ediyoruz… Neden bize ve sağlığımıza bu kadar az saygı duyuluyor?” diye isyan eden inşaat işçileri şu talepleri yükseltiyor:

* Tehlikeli kötü havalarda ve aşırı sıcakta çalışmayı durdurmak için net kuralların belirlenmesi.

* Adil çalışma saatleri ve çalışma saatlerinin düşürülmesi.

* Yaşlı inşaat işçilerine işten çıkarmaya karşı güvence ve sağlık için daha fazla koruma.

* 60 yaşında erken emeklilik maaşı.

 * İşe gidiş-dönüşlerde yol süresinin tam ücretli olması ve ek ücretli mola.

* Artan baskıyı telafi etmek için yıllık tatilin bir hafta daha uzatılması ve daha fazla tuvaleti olan temiz şantiyeler.

Kötü çalışma koşullarından dolayı her düzeyde vasıflı işçi sıkıntısı çekildiği ve inşaat işine giren çırak sayısının son 10 yılda yarı yarıya azaldığı belirtiliyor. Tek başına bu gerçeğin bile çalışma koşullarında iyileştirmelerin ne kadar gerekli olduğunu gösterdiği belirtiliyor. Sendika liderleri, patronların müzakerelerde inşaat işçilerinin meşru taleplerine cevap vereceklerine dair hiçbir işaret göstermedikleri için inşaat işçilerinin gösteri yapmasının gerekli hale geldiğini belirtiyorlar.

Meşru taleplerini dil getirmek için 25 Haziran günü, ülkenin dört bir yanından sendikalar tarafından tutulan özel trenlerle Zürich’e gelen inşaat işçileri, şehir merkezinden geçerek Helvetiaplatz‘a doğru düdük çalarak ve sendika bayraklarıyla yürüdüler. Burada konuşmalar yapıldı. Sendika temsilcileri işçilere, “10 yıl önce 60 yaşında emeklilik için birlikte savaştık. Şimdi onları birlikte savunacağız!” diye seslendi. Syna Sendikası’nın inşaat sektörü başkanı Ernst Zülle, sendikaların inşaatçılar derneği tarafından bölünmesine izin vermeyeceklerini vurguladı. “Bir arada duruyoruz ve daha iyi bir LMV için birlikte savaşıyoruz” dedi. 

İnşaatta son teslim tarihi baskısının son yıllarda büyük ölçüde arttığı vurgulanıyor. Çok sık olarak, işçiler kötü havalarda bile -tehlikeli koşullarda, yağmurda ve karda- çalışmaya zorlanıyorlar. Dolayısıyla yeni sözleşmede “iyileştirmelere ihtiyaç var” diyen sendika liderleri, inşaat işçilerinin kötü çalışma koşullarının bedelini sağlıklarıyla ödediğini belirtiyor. Yanı sıra, peş peşe yapılan zamlarla hayat daha pahalı hale geldiği için de ücretlerin arttırılması gerekiyor. İş patlamasına rağmen, inşaat patronları son iki yılda genel ücret artışlarını reddettiler. Alanlara çıkan işçiler mücadeleyi kazanma kararlığıyla devam ettirebilirlerse eğer, asalak kapitalistlere geri adım attırıp taleplerini kabul ettirmek mümkün olacaktır.

Kızıl Bayrak / İsviçre

 

 

Münih’te G-7 protestosu

 

Yedi emperyalist ülkenin (ABD, Almanya, Fransa, İtalya, Kanada, Japonya, İngiltere) devlet ve hükümet başkanlarının katılacağı üç günlük G7 zirvesi 26 Haziran günü Almanya’nın Elmau kentinde başlayacak. Zirvenin ‘güvenliği’ için toplam 18 bin polisin görevlendirildiği belirtildi. Bundan dolayı şehir haftalardır polis kuşatması altında tutuluyor. G7 zirvesi başlamadan önce, çok sayıda gösterici sokaklara dökülmeye başladı. Aralarında Greenpeace, Çevre ve Doğayı Koruma Federasyonu, Dünya İçin Ekmek ve Çevre örgütü WWF’nin de bulunduğu 15 dernek ve kurum zirveyi protesto eylemlerine katılım çağrısı yaptı.

Zirve başlamadan bir gün önce 15 kurum, “fosil yakıtlardan çıkış, hayvan ve bitki çeşitliliğinin korunması, gezegende sosyal adalet ve açlıkla mücadele” talepleriyle 25 Haziran için eylem çağrısında bulundu. “İklim krizi, türlerin yok olması, eşitsizlik: Küresel sosyal ve ekolojik krizlerin giderek daha dramatik hale gelmesinden G7 ülkeleri sorumludur. Adalet farklıdır” şiarıyla çağrısı yapılan eyleme binlerce kişi katıldı.

Polis kaynakları eyleme 4 bin kişinin katıldığını iddia ederken, eylemci kurumlar 6 bin kişinin katıldığını belirttiler. Fakat katılımcı sayısı konusunda henüz resmi bir tahmin yok. Münih polisi, protesto için, yaklaşık 3 bin polis görevlendirdiğini duyurdu. Güya “Siyah Blok” ile sol grupların “huzursuzluğa” neden olabileceğinden korkuluyor. “Şiddeti, mülke zarar vermeyi ve diğer yasa ihlallerini” önlemek iddiasıyla devasa bir polis gücü hazır tutuluyor.

İçişleri Bakanı Nancy Faeser gösteri öncesi verdiği demeçte, şiddete başvurmama çağrısında bulunmuş, “Tüm göstericilerin barışçıl bir şekilde protesto etmelerini, kimseye zarar vermemelerini ve arabaları veya dükkanları tahrip etmemelerini bekliyorum” demişti.

Göründüğü kadarıyla hükümet ve kolluk kuvvetleri, ortada ‘somut’ bir şey yokken ‘olası’ şiddet eylemlerinden söz ederek G7 protestolarını ‘kriminalize’ etmeye çalışıyorlar. Buna rağmen üç gün sürecek olan zirve boyunca kentin bir dizi eylem ve protesto gösterisine sahne olması bekleniyor.