İçindekiler:

3 Temmuz 2022
Sayı: KB 2022/24

NATO'nun "yeni" savaş konsepti ve Türkiye
NATO'daki kirli pazarlıkta anlaşma...
Saray rejiminin sahte vaatleri
Dinci-gericiler arası kapışma
Altı ayın sonunda uyanma vakti
Gerici rejimin trol gerçeği
Tek adam rejiminin kaybedeni işçiler
Sefalet ücreti açıklandı!
Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış!
Gemi sökümde ahlaksızlık
Emperyalist zirvelerin savaş çığırtkanlığı
NATO gücünü 300 bine çıkartacak!
G7 Çin ile rekabeti...
Sri Lanka iflas ilan etti!
Zürih'te inşaat işçileri yürüdü
Köln Ford'da Pressan'la dayanışma!
İktidar ve aparatları meydan okuyor
DGB: Barınma haktır!
Meslek liselerinde yeni sömürü hamlesi
Sivas Katliamı 29. yılında...
Çorum Katliamı 42. yılında...
Ahlaki çöküntü
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

G7 Çin ile rekabeti kızıştırmak istiyor

 

ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada’dan oluşan G7, 2027 yılına kadar yaklaşık 600 milyar dolar değerinde küresel bir altyapı yatırım programı başlatacağını açıkladı. “Küresel Altyapı için Ortaklık” adı verilen programın, Çin’in “Kuşak ve Yol” projesine karşı geliştirildiği ve Çin’i sınırlamayı amaçlayan bir adım olduğu biliniyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, bu girişimi ABD Başkanı Joe Biden’in başlattığını söyledi ve “Bu, G7’nin birliğini gösteriyor” dedi. Scholz’a göre ‘birliğin’ tek kanıtı bu planlar değil. G7’nin başından beri Avrupa Birliği ve NATO ile birlikte hareket ettiğini ve Rusya’ya karşı Ukrayna’yı “tek ve kararlı” bir şekilde savunduğunu öne sürdü. 

 Biden ise, “ABD’nin önümüzdeki beş yıl içinde bu ortaklık için 200 milyar dolarlık kamu ve özel sermayeyi seferber edeceğini duyurmaktan gurur duyuyorum” dedi. Diğer şeylerin yanı sıra dijital altyapıya yönelik yatırımların planlandığını açıkladı. Projenin, “herkes için getirim sağlayacak ve tüm katılan ülkelerin ekonomilerini canlandıracak bir yatırım” olduğunu iddia etti. Programın başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere “dünya çapındaki tüm insanlara fayda sağlaması” gerektiğini belirtti. “Program, iklimin korunmasına yardımcı olacak ve Amerika Birleşik Devletleri’nde istihdam yaratacak” iddiasını ortaya atan Biden, “bu yatırımların ekonomik ve ticari olarak yönlendirilmesini ve borç tuzağına yol açmamasını sağlamak için projeler yüksek standartlara bağlı olacaktır” açıklamasında bulundu.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de, “Avrupa Takımı”nın G7 yatırım girişimine katkı olarak 300 milyar euro sağlayacağını söyledi. Von der Leyen, bu devlet ve özel para toplamının 2027 yılına kadar planlandığını ve projelerin ülkelerle birlikte geliştirileceğini söyledi. Ukrayna’da Neonazileri desteklerken, “Demokrasiler olarak güçlerimizi birleştirmeliyiz” lafları eden Von der Leyen, “yatırımlar demokratik değerlere dayanmalı: Şeffaflık, kapsayıcılık, sürdürülebilirlik olmalı” dedi. Japonya’nın da devlet ve özel sektöre 65 milyar dolar sağlayacağı belirtildi. Söylendiğine göre Japonya Hint-Pasifik’te havaalanları, limanlar ve demiryolu bağlantılarının inşasını da teşvik edecek. Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise 5,4 milyar dolar sözü verdi.

Geçen yıl duyurulan G7 projesinin, Çin’in 2013 yılında başlattığı ve Avrupa, Afrika, Latin Amerika ve Asya’ya yeni ticaret yolları açmak için hazırladığı “Yeni İpek Yolu” projesine alternatif olması amaçlanıyor.

Batılı emperyalistler, Çin’i, söz konusu ülkeleri borçlandırmak, yatırımları ve ticaret yollarını güvence altına almak ve hammaddelere erişimi avantaja çevirmek” istediği için eleştiriyor. Bunların eleştiri konusu edilmesi tam bir saçmalıktır. Zira borç verip ülkeleri borçlandırdı diye Çin’i eleştirenler, kendi sefil çıkarları için ülkeleri yakıp yıkıyorlar. Ülkelere ‘krediler vererek’ değil NATO’nun savaş makinesi ile saldırıyorlar; Sırbistan, Afganistan, Irak, Libya, Suriye ve daha pek çok ülkeye yaptıkları gibi…

 

 

Frankfurt’ta yaz pikniği

 

BİR-KAR Frankfurt tarafından 26 Haziran günü bir yaz pikniği gerçekleştirildi. Frankfurt’a yakın Kelsterbach’taki bir parkta yapılan pikniğe BİR-KAR kitlesinin yanı sıra, GateGourmet (eski LSG) işçileri ile KPD’nin İnşası İçin İşçi Birliği’nden Alman dostlar da katılarak destek verdiler.

Piknikte beraber yenen yemeğin ardından Almanya ve dünyadaki güncel siyasal gelişmeler üzerine konuşmalar yapıldı. BİR-KAR adına yapılan selamlama ve kısa açılış konuşmasının ardından söz GateGourmet’ten Afganistanlı bir öncü işçiye verildi. Öncü işçi daha önce Lufthansa’ya bağlı olan LSG firmasında yıllardan bu yana yürüttükleri taban çalışmasından bahsetti. Yürüttükleri mücadelenin deneyimlerini son yapılan işyeri işçi temsilciği üzerinden somutladı. Son seçimlerde patronun, patron işbirlikçileri ile sendikal bürokrasinin kuşatmasına rağmen seçimi kazandıklarını, bunu da yıllardan bu yana yürüttükleri istikrarlı taban çalışmasına borçlu olduklarını belirtti.

Ardından Alman dostlar da bir konuşma gerçekleştirdiler. Konuşmada “İşçi sınıfı mağdur bir sınıf değildir, aksine devrimci bir sınıftır. Bu gerçeğin farkında olan burjuvazi, bu yüzden işçi sınıfına her yerde aralıksız olarak saldırıyor” denildi. Ukrayna’daki emperyalist savaşla ilgili ise şunlar dile getirildi: “Bu savaş Ukrayna ve Rusya’daki oligarkların ve kapitalistlerin savaşıdır. Buna karşı işçi sınıfının enternasyonal devrimci savaşının yükseltilmesi gittikçe önem kazanmaktadır.”

BİR-KAR İşçi Komisyonu’ndan bir işçi tarafından yapılan konuşmada ise, artan saldırılara ve baskılara karşı öncü, devrimci işçilere çok önemli görevler düştüğü, GateGourmet’te ortaya konulan türden örgütlenme çalışmalarının yaygınlaştırılıp güçlendirilmesinin büyük önem taşıdığı belirtildi.

BİR-KAR adına yapılan konuşmada ise, son zamanlarda pandemi, Ukrayna’daki emperyalist savaş, iklim ve gıda krizi gibi olguların, kapitalist sistemin nasıl onulmaz krizlerle karşı karşıya olduğunu gösterdiğini; devrimci sınıf partisinin bu tarihsel dönemi “krizler, savaşlar ve devrimler dönemi” olarak tanımladığını belirtti. Dünya halkları ve emekçilerinin kapitalist politikalara karşı döne döne direndikleri, yer yer ayaklandıkları ancak bu mücadelenin toplumsal devrimlere varabilmesi için devrimci sınıf partilerinin öncülüğünün şart olduğu vurgulandı. Bu bağlamda günün en önemli devrimci görevinin devrimci öncüyü geliştirip güçlendirmek olduğu ifade edildi.

Türkiye’de haziran ayında gerçekleşen 15-16 Haziran büyük işçi direnişi ile 2013’te rejimi sarsan Haziran Direnişi anıldı, her iki direnişin zengin derslerle dolu olduğu ve yürünmesi gereken yolu gösterdiği belirtildi. Haziran ayında yitirdiğimiz devrimci sanatçılarımız Nazım Hikmet, Ahmed Arif ve Orhan Kemal’in bize bıraktığı devrimci mirasa da değinilen konuşmada, sosyalist birikimin emekçi kuşaklara hediye ettiği bu değerlerimiz bir kez daha selamlandı.

Piknik yapılan sohbetlerin ardından akşam saatlerine doğru sona erdi.

BİR-KAR Frankfurt