İçindekiler:

10 Şubat 2023
Sayı: KB 2023/03

Çöken kapitalizm ve sermaye devletinin enkazıdır!
Utanmazlar halen propaganda halinde!
Yardımlara ve gazetecilere OHAL engeli
EİB: Her türlü önlem alınmalıdır!
Deprem bölgelerinden gözlemler...
Sermaye kodamanları ve demokrasi talebi
HDP'yi kapatma davası
Sermaye iktidarı yolsuzluk batağına gömüldü
Metal fabrikalarındaki hareketlilik
Kavel'den Greif'e kazanmak için ileri!
İşçi sınıfı sendika hakkından yoksun!
LC Waikiki direnişi üzerine
Greif Direnişi işçi sınıfı hareketinin devrimci geleceğidir!
Çin hezeyanı ve "casus balonu"
"Çin'le savaşmaya hazır ol!"
"Ukrayna ABD'nin jeopolitik çıkarları"...
"Peru'nun açık damarları!"
NATO ve müttefiklerinin Rammstein Zirvesi
Hitler'in iktidara gelişinin 90. Yılı
"Ukrayna savaşı ve işçi sınıfı" gündemli toplantı
BİR-KAR'ın deprem açıklaması
İEKK'nin 8 Mart çağrısı
Erdoğan neden bu kadar korkuyor?
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Ukrayna savaşı ve işçi sınıfı” gündemli toplantı

 

24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna’daki emperyalist savaş birinci yılını doldurmak üzere. Savaşın faturasını öncelikle Rusya ve Ukrayna halkları ödese de tüm dünyada yarattığı insani ve maddi yıkım korkunç boyutlara vardı. Savaştan dolayı milyonlarca insan yerini terketmek zorunda kalırken, Ukrayna’nın önemli bir bölümü yıkıma uğradı. Kayıpların gerçek sayısı bilinmese de her iki tarafatan asker-sivil can kayıpları on binlerle ifade ediliyor.

Savaşın ortaya çıkardığı korkunç tablo ile halkların çektiği tarifsiz acılar emepryalistlerin zerrece umrunda değil. Onlar sadece ve sadece kirli planlarını uygulamakla meşguller. Nitekim bu kirli/kanlı savaşı uzatmak için yangına benzin dökmeye devam ediyorlar. Savaş uzadıkça, dünyanın dört bir yanında emekçi halklara ödettiği ekonomik, siyasi ve sosyal bedeller de ağırlaşıyor. Bundan dolayı savaşın 1. yılında barış için ortaya konan çabaları yoğunlaştırmak, bu hegemonya savaşını reddetmek ve tüm yönleriyle teşhir etmek çok büyük bir önem taşımaktadır.

Buradan hareketle, 28 Ocak günü Rüsselsheim’da BİR-KAR tarafından, “Ukrayna savaşı ve işçi sınıfı” başlıklı sunum gerçekleştirildi. Toplantıya hazırlık mahiyetinde emekçiler ziyaret edilerek el ilanları ulaştırıldı. Çağrı faaliyetleri kentin muhtelif yerlerine asılan afişlerle de desteklendi.

Sunum, başta Frankfurt Havaalanı’ndan işçiler olmak üzere, katılan emekçilerin selamlanması ve toplantı için yapılan ön çağrının tekrar okunmasıyla başladı. Ardından Mustafa Suphi ve 14 yoldaşının bundan 102 yıl önce, Karadeniz’in karanlık sularında, Kemalist rejim tarafından hunharca katledilmesi bir kez daha lanetlendi, devrimci anılarına duyulan saygı bir kez daha ifade edildi.

Etkinlikte yapılan sunumda ilk başta Ukrayna’daki savaşın emperyalist niteliğine vurgu yapılarak, bu savaşın Rusya ile Ukrayna’nın değil, esasta NATO ile Rusya’nın savaşı olduğu belirtildi. Savaş fiilen 24 Şubat 2022’de başlasa bile, bu savaşa yönelik hazırlıkların en az 15 yıl öncesine ve hatta 1990’larda SSCB’nin dağılma sürecine kadar dayandığı belirtildi. O tarihlerden bu yana, NATO adına yapılan her şey bu savaşı adım adım hazırlamaya hizmet etmiştir denildi.

Ardından savaşın Almanya, Avrupa ve tüm dünyada emekçilere çıkarmış olduğu son derece ağır ekonomik, siyasal ve sosyal faturaya değinildi. Özellikle enflasyon ve hayat pahalılığı emekçilerin yaşamını gittikçe zorlaştırırken, başta silah tekelleri olmak üzere, hemen tüm kapitalist tekellerin kârlarını katladıkları vurgulandı. Alman emperyalizminin kendi ekonomisini durgunluğa itme pahasına, bu savaşı militarizm, silahlanma ve siyasal baskıları arttırmak amacıyla tam bir fırsata çevirdiği tespitine yer verilerek, orduya bir seferde 100 milyar Avro ayırma, savaş bölgesine silah satma, ulusal gelirin %2’sini her yıl silahlanmaya ayırma gibi adımların bunun somut örnekleri olduğu ifade edildi.

Son olarak, emperyalistler tarafından gittikçe kışkırtılan ve uzatılan Ukrayna’daki savaşın nereye evrileceği ve daha ne türden vahim sonuçlara yol açacağını kestirmenin son derece güç olduğu belirtildi. Emperyalistlerin birbirlerini nükleer silah kullanmakla tehdit ettikleri hatırlatılarak, bu tehditlerin gerçeğe dönüşmesini, yeryüzünde uygarlığın ve canlı yaşamın son bulmasıyla eşdeğerde tutmak gerektiğine işaret edildi. Bu yüzden, dünya barışı için, emperyalist savaş karşıtı bir hareket yaratmanın, günün en acil ve en zorunlu politik görevlerinden biri olduğu söylenerek, işçilerin birliği, halkların kardeşliği temelinde yürütülecek mücadelenin bunda belirleyici rol oynayacağı ifade edildi.

Beğeniyle dinlenen sunumun ardından, katılımcılar hem çeşitli konularda görüşlerini dile getirdiler hem sordukları sorularla konuya değişik açılardan açıklık getirilmesini sağladılar. Katılımcılar, çeşitli konulara ilişkin bu türden eğitici toplantıların daha sık yapılması yönündeki taleplerini de dile getirdiler.

Kızıl Bayrak / Frankfurt

 

Paris’te emperyalist savaş paneli

 

BİR-KAR, Paris’te Ukrayna’da emperyalist savaş konulu bir panel düzenledi. 28 Ocak günü Paris 10. Bölge’deki Dersim Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik programın sunuşu ve saygı duruşu ile başladı. Ardından NATO’nun Yugoslavya’ya saldırısını konu alan belgeselden bir kesit izlendi. Devamında sunum yapmak için BİR-KAR temsilcisine söz verildi.

Temsilci konuşmasına, Ukrayna’daki savaş için neden Yugoslavya saldırısına dair bir belgesel izlettiklerini açıklayarak başladı. Bugün Ukrayna’da süren savaşı anlamanın Yugoslavya’ya saldırıdan ayrı değerlendirilemeyeceğine ve süren savaşın Ukrayna-Rusya arasında değil NATO ile Rusya arasında olduğuna dikkat çekti. Ukrayna Savaşı’nın herhangi bir bölgesel savaşla kıyaslanamayacağı, ne Karadağ ne Rojava işgalinin aynı kapsamda olmadığı ifade edildi. Bugün yaşanan olayları anlamak ve yorumlamak için Ukrayna’daki emperyalistler arası savaşı tartışmakla başlanması gerektiği ifade edildi. Devamında savaşın somut seyrine dair detaylara girmeden genel bir değerlendirme yapıldı ve Batılı emperyalistler arasındaki çekişmelerin de AUKUS Anlaşması’ndan bugün Almanya’nın tank gönderme konusundaki ayak diremesine kadar örnekleriyle aktarıldı. Rusya’nın konumu da baştan ifade edilerek çarlığın takipçisi olup her vesileyle Ekim Devrimi’ni hedef alanların savaşı içerde meşrulaştırmak için Kızıl Ordu’nun faşistleri ezmesine atıfta bulunmak zorunda kaldıklarına dikkat çekildi. Bugün Kürt ya da Filistin halkılarının bu savaşın gölgesinde yalnızlaşacağı ifade edilerek bunu kırmak için enternasyonalist bir savaş karşıtı mücadelenin gerektiği ifade edildi. Fransa’daki Türkiyeli ve Kürdistanlı göçmen işçilerin savaşı tartışmasının önemine dikkat çekilerek, bu savaşın tarafı olan bir ülkede yapılması gerekenler üzerinde duruldu. Avrupa solundaki savaşı kabullenen ya da salt Rus işgali olarak okuyan tutum eleştirildi. Panelin tek başına bir tartışma platformu olmaktan çıkarılıp buna bir vesile olması için örgütlendiği ifade edilerek sunum tamamlandı.

İkinci bölümde katılımcılar genel olarak paneldeki sunuma katıldıklarını ifade etti. Paris’teki örgütlerden ODAK, AvEg-Kon, ADHK temsilcileri söz aldı. ODAK temsilcisi sunumdaki yaklaşıma katıldıklarını, bu tarz etkinliklerin birlikte de örgütlenebileceğini, Fransız solunu katmayı da denemek gerektiğini belirtti. Birçok soruna karşı eylem yapıldığını ancak savaşa karşı sokağa çıkılmasının zayıflığına dikkat çekti. AvEg-Kon temsilcisi ise Rusya’yı emperyalist görmeyenlerin de olduğunu ancak bu konuda BİR-KAR ile ortak baktıklarını, bu konuda ortak faaliyetlerin de tartışılması gerektiğini ifade etti. Rojava gibi bölgesel savaşların da önemli olduğunu ifade ederek sözlerini tamamladı. ADHK temsilcisi de paneli örgütledikleri için BİR-KAR’a teşekkür edip Dersim Kültür Derneği gibi mekanların yaşatılması için dayanışma çağrısı yaptı. 

Son olarak söz alan BİR-KAR temsilcisi, Zinovyev’in anılarından enternasyonalist devrimcilere Viktor Adler’in atfettiği “hayalcilik” yorumunu aktararak, bugün aynı hayalcilikle bulunduğumuz topraklardan başlayarak işçi sınıfının bu anti-emperyalist mücadeleye çekilmesi için çalışma çağrısı yaptı. Avrupa’da on yılların en kitlesel genel grevlerinin düzenlendiği bir dönemde bu savaşın kışkırtılmasının tesadüf olmadığına dikkat çekildi. 31 Ocak’taki genel greve katılım çağrısı ile panel bitirildi.

Panelin genel bir fikir tartışmasından öte somut mücadelenin de tartışıldığı bir platforma dönüşmesi anlamını artırdı. Genel grevle bağlanmasıysa bunun ilk adımına dönüştü. Panel salonunun girişine açılan stantla sınıf devrimcilerinin hem Türkiye’deki işçi gazetesi tanıtıldı hem de Fransa’daki gündemlere dair bildirilerin örnekleri sunuldu. Emeğin Kurtuluşu Gazetesi’nin ilk sayısı katılımcıların ilgisini çekti.

Kızıl Bayrak / Paris