İçindekiler:

18 Ekim 2022
Sayı: KB 2022/31

Haklar ve özgürlükler mücadelesini büyütelim!
Saray rejiminin "anayasa oyunu"
Sansür yasası
Cinayet mahallinde suç itirafı
Bartın'da yaşanan kaza değil, katliam!
Ankaralı emekçilerden katliama tepki!
Sokağa, eyleme, hesap sormaya!
Kartal'da İşçi-Emekçi Mitingi!
Gerici kuşatma sokakta kırılır!
"Tasarruf önerileri" üzerine...
Bilinçli ve örgütlü bir işçi hareketi için ileri!
Marlboro'da direniş sürüyor...
Sarayın soygun ve yolsuzluk çetelerinin borsa vurgunu
İran'da "bu kez her şey çok farklı"
Siyonist işgale karşı bitmeyen direniş
İtalya'da "faşizmin yükselişi"
Ukrayna savaşı alevlendi
NATO nükleer tatbikata hazırlanıyor
Almanya'da "Dayanışma Sonbaharı"na çağrı
İran'da kadınlar-emekçiler ayakta!
Frankfurt'ta Mahsa Amini eylemi
Üçüncü Dünya Kadın Konferansı'ndan gözlem
Yurtdışında yeniden merkezi gece
Saray rejiminin dezenformasyonlarına karşı
Katliamcı devletten hesap sormak için...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Almanya’da “Dayanşma Sonbaharı”na çağrı

 

Kapitalizmin ürünleri olan kriz, pandemi ve emperyalist savaşların yaratmış olduğu çok boyutlu yıkım, emekçilerin yaşamına, işsizlik, açlık ve geleceksizlik olarak yansımaktadır. Sermayenin daha fazla zenginliği uğruna dizginsizce sürdürülen bütün bu sosyal saldırılarla kapitalist tekeller servetine servet katarken milyonlarca işçi ve emekçi sefalet içinde yaşamaya mahkûm ediliyor.

Tümüyle emperyalist barbarların çıkarları uğruna çıkartılan savaşlarda binlerce insan yaşamını yitirirken, öte yandan emekçilerin yoksulluğu üzerinden yükselen servet-sefalet uçurumunu hızla derinleşmektedir. Kelimenin gerçek anlamıyla dünyanın birçok ülkesinde milyonlarca emekçi açlık ile yüz yüzedir. Düne kadar imtiyazlı olarak bilinen ve “refah ülkeleri” olarak adlandırılan gelişmiş kapitalist ülkelerin emekçileri de uzun bir zamandır peş peşe gelen saldırılardan nasibini fazlasıyla alarak sefalete sürüklenmektedirler.

Dünyanın beşinci, Avrupa’nınsa en büyük ekonomisine sahip olan Almanya’da da emekçiler kapitalist tekeller ve onların hizmetindeki sermaye devletinin çok kapsamlı saldırılarına maruz kalarak hızla yoksullaşmaktadırlar. Almanya’daki bazı sosyal kurumların açıklamalarına göre 13 milyondan fazla insanın bu kış faturalarını ödemekte zorlanacakları için gaz ve elektriklerinin kesilebileceği, ayrıca binlerce insanın kiralarını ödemeyecekleri için evsiz kalabileceği dile getirilmektedir.

İşçi ve emekçiler bu kadar zor bir durumda iken, Alman sermaye devleti kapitalist tekeller için kesenin ağzını cömertçe açarak 200 milyarlık bir fon ayırmış bulunmaktadır. Tümüyle emekçilerin yarattığı değerlerle doldurulan sosyal kasaların boşaltılması yoluyla peşkeş çekilen bu fonlar kapitalist tekellere hibe edilmektedir. Son elli yılın en büyük enflasyonu nedeniyle özellikle enerji ve temel tüketim maddelerinde, ev kiralarında fahiş boyutlara ulaşan fiyat artışları emekçiler için dayanılamaz boyutlara ulaşmış bulunmaktadır. Durum bu kadar vahim iken, kapitalist tekeller ve sermaye devleti TİS süreçlerinde sıfır ücret artışlarını dayatabilmektedir.

Tüm bu saldırılara karşı Almanya’nın birçok kentinde aylardır işçi ve emekçilerin biriken öfkesi sokağa yansımakta ve binlerce insanın katılımı ile protesto edilmektedir. Bu eylemlerin bir parçası olarak sendikalar ve kuruluşların çağrısı ile 22 Ekim 2022 tarihinde Almanya’nın altı şehrinde “Dayanışma Sonbaharı” çağrısıyla merkezi yürüyüşler yapılacak. Biz Almanya’da yaşayan sınıf devrimcileri olarak tüm olanaklarımızı seferber ederek bu yürüyüşlere aktif bir şekilde katılacağız.

Kızıl Bayrak / Almanya

 

 

 

Fransa’da akaryakıt grevi!

 

Fransa’da rafineri işçileri artan hayat pahalılığına karşı ücret artış talebiyle greve gittiler. Pandemi ve sonrasında Fransa ekonomisi kriz dönemine girmişti. Ukrayna savaşının da etkisiyle enflasyonda yıllardır görünmeyen bir artış ve alım gücünde ciddi bir düşüş görünmeye başlandı. Benzin fiyatları savaştan önce neredeyse iki katına çıkmış ancak devlet desteğiyle bir miktar düşürülmüştü. Tüm temel tüketim maddelerine yapılan zamlar göz önüne alındığında ücretlere yapılan zamlar aynı oranda gerçekleşmedi. Bunun üzerine alım gücü düşen işçi ve emekçiler ücretlerinde gözle görünür bir iyileştirilmeye gidilmesi ve asgari ücretin arttırılması talebiyle lokal grevlere başladılar. Bu grevlerle birlikte genel tepkiyi yansıtmak için 29 Eylül günü genel grev yapılmış, on binlerce işçi sokaklara çıkmıştı. Eğitim, enerji, ulaşım, özel sektör ve daha birçok işkolundan işçiler büyük bir katılımla taleplerini dile getirmişlerdi.

Aynı zaman diliminde Total Enerji ve Esso-ExxonMobil’e bağlı 8 rafinerideki işçiler de ücretlerine %10 zam yapılana kadar grev yapacaklarını ilan ettiler ve greve çıktılar. Bu sebeple Kuzey Fransa’da ciddi bir akaryakıt sorunu yaşanmaya başladı. Benzinliklerde oluşan uzun kuyruklar grevin etkisini gözle görünür bir hale getirdi.

Grevci işçiler, Total Enerji’nin 2022 yılının ikinci çeyreğindeki dünya çapındaki kârının 17,9 milyar dolar olduğunu ve bu kârın işçilere de yansıtılması gerektiğini ifade ederek 6 bin Euro prim taleplerinin yanı sıra ücretlerde de %10 iyileştirmeye yapılması istiyor. İşçiler %7 enflasyon farkının uygulanması ve %3’lük yıllık kârın ücretlere yansıtılması talebiyle greve çıktı. Yapılan müzakereler sonucu %7’lik artış kabul edildi ancak CGT %10’luk artışta ısrarlı olacaklarını ve bu miktarı alana kadar grevi sürdüreceklerini açıkladı.

Sermaye devleti grevi kırmaya hazırlanıyor

Bu süreçte devlet ve kapitalistler grevi kırmak için yeni hamleler yapmaya başladı. “Yasal yaptırımları” bir tehdit unsuru olarak işçilerin önüne koyan kapitalistler görüşme yapılması için şantaja başvuruyorlar. Yapılan açıklamalarla “işçileri toplumun genel ihtiyaçlarını karşılamadıkları” gerekçesiyle cezayla tehdit ediyorlar. Grevci işçilerin her birinin 10 bin Euro para ve hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilecekleri söylenerek açıktan tehdit ediliyor. Total kapitalistleri %7 zammı kabul eden sendikalarla görüşmeleri sürdürürken CGT’ye toplantıya katılması için önce rafinelerdeki işgali kaldırması şart koşuyor.

Halihazırda işçiler greve devam ederken sadece CGT Sendikası greve devam kararlılığını sürdürüyor. Sol ve sosyalist örgüt ve çevreler de greve destek sunmaya devam ediyor. Devletin grevi kırmak için “toplum ihtiyaçlarını” öne sürerek ceza tehdidinde bulunması de tepkiye yol açtı. Hala birçok rafineride ya petrolün olmaması ya da dağıtımın sınırlı yapılması sonucu benzin istasyonları ve çevre yollar fiilen bloke olmuş durumda.

Kızıl Bayrak / Paris