İçindekiler:

18 Ekim 2022
Sayı: KB 2022/31

Haklar ve özgürlükler mücadelesini büyütelim!
Saray rejiminin "anayasa oyunu"
Sansür yasası
Cinayet mahallinde suç itirafı
Bartın'da yaşanan kaza değil, katliam!
Ankaralı emekçilerden katliama tepki!
Sokağa, eyleme, hesap sormaya!
Kartal'da İşçi-Emekçi Mitingi!
Gerici kuşatma sokakta kırılır!
"Tasarruf önerileri" üzerine...
Bilinçli ve örgütlü bir işçi hareketi için ileri!
Marlboro'da direniş sürüyor...
Sarayın soygun ve yolsuzluk çetelerinin borsa vurgunu
İran'da "bu kez her şey çok farklı"
Siyonist işgale karşı bitmeyen direniş
İtalya'da "faşizmin yükselişi"
Ukrayna savaşı alevlendi
NATO nükleer tatbikata hazırlanıyor
Almanya'da "Dayanışma Sonbaharı"na çağrı
İran'da kadınlar-emekçiler ayakta!
Frankfurt'ta Mahsa Amini eylemi
Üçüncü Dünya Kadın Konferansı'ndan gözlem
Yurtdışında yeniden merkezi gece
Saray rejiminin dezenformasyonlarına karşı
Katliamcı devletten hesap sormak için...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

NATO nükleer tatbikata hazırlanıyor

 

“Kendi kendimizle yarışmadayız, gülüm.
Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz,
Ya dünyamıza inecek ölüm.”

Ukrayna’da ABD-NATO ve Rusya arasında süren savaşının gölgesinde egemenler dünyamıza ölüm indirmeye hazırlanıyor.

İnsanlık, 77 yıl önce Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarıyla tarihinin en büyük kitle imha ve doğa tahribatına tanıklık etti.

Gezegenimizi kana bulayan İkinci Dünya Savaşı’nda, ilk defa nükleer silah kullanıldı.

Hiroşima’ya atılan atom bombası ile 120 bin, Nagazaki’ye atılan atom bombasında ise 75 bin insan öldürüldü. Daha fazlası sonraki süreçler içinde sakatlıklar, hastalıklarda öldü. Doğa tahrip edilerek “ot bitmez” hale getirildi.

Dün olduğu gibi bugün de egemen sermaye-kapitalizm, bunalımını aşmak için dünyanın ekolojik-biyolojik varlığını tehdit etmekte, adım adım yıkıma sürüklemektedir.

Ukrayna’da ABD-NATA ve Rusya arasında devam eden savaş üzerinden nükleer tehdit ve tehlike her geçen gün daha da artıyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg 11 Ekim günü yaptığı açıklamada şunları söyledi: “NATO Ukrayna’daki savaşla beraber artan gerilimlere ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya topraklarını savunmak için mevcut tüm araçları kullanma açıklamasına rağmen, uzun süredir planlanan nükleer tatbikat önümüzdeki hafta yapılacak.”

NATO tarafından her yıl düzenlenen, yaklaşık bir hafta süren ve “Steadfast Noon” (İstikrarlı Öğlen) olarak adlandırılan nükleer tatbikat bu yıl 30 NATO ülkesinden 14’ünün katılımı ile gerçekleştirilecek.

Nükleer başlıklı füzeler taşıyabilen savaş uçaklarının da katıldığı bu tatbikatta, nükleer silahları en kısa zamanda öngörülen hedefe ulaştırılması, savaş uçaklarına yüklenmesi ve taşınması tatbik edilecek.

Konvansiyonel savaş uçaklarının yanı sıra casus uçaklar ve yakıt ikmal uçakları da yer alacak bu tatbikatta.

Her ne kadar tatbikatın Rusya’ya 1000 kilometre uzaklıkta gerçekleşeceği söylense de bu tatbikatta hedefin Rusya olduğu aşikar.

Bu nedenledir ki Rusya, NATO tarafından yapılacak bu provokatif nükleer tatbikata hararetle karşı çıkıyor.

Geçen hafta, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, “NATO Rusya’ya karşı caydırıcı nükleer silah kullanmalı” açıklamasına Rusya’nın, “Bu bir Üçüncü Dünya Savaşı kıvılcımıdır” tepkisi ve onu izleyen ek tepkiler üzerine Zelenski, “sözlerim yanlış tercüme edilmiş. Önleyici yaptırımlar demek istedim” açıklaması yapmak zorunda kalmıştı.

Tüm bu gelişmeler ve “ateşli” ortama rağmen, NATO nükleer tatbikatla Rusya’ya karşı güç gösterisi yapmakta kararlı görünüyor. 

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “NATO’nun kararlı, öngörülebilir davranışı ve askeri gücümüz, gerilimi ‘önlemenin’ en iyi yoludur” diyerek yapılacak güç gösterisinin “meşruluğunu” savundu.

Rusya’ya karşı NATO silahlarıyla donatılmış Ukrayna kuvvetlerine rağmen, Rusya dört Ukrayna bölgesini ilhak ederek cephe gerisine moral, 300. bin yedek asker için kısmi seferberlik ilan ederek cephe hattına güç veriyor.

Nükleer tehdit ve tatbikatların tam da böylesi riskli bir dönemde yapılıyor olması oldukça tehlike arz ediyor.

ABD’nin Belçika, Almanya, Hollanda, İtalya ve Türkiye’deki askeri üslerinde depolanmış 200 civarında nükleer başlıklı füzeleri bulunmaktadır.

Buna ek olarak Fransa ve İngiltere’nin de atom silahları bu üslerde depolanmış bulunuyor. Tatbikat gerektiğinde bu silahların kullanımını öngörüyor.

Bugün dünyada yaklaşık 25 bin nükleer silah bulunmaktadır. Bu silahların tahrip gücü 1945 yılında Hiroşima’ya atılan atom bombasının 400 bin katıdır. Bu silahlar gezegenimizdeki ekolojik ve biyolojik varlığı birkaç defa yok edebilecek kapasitedir.

ABD’nin başını çektiği “savaş ve iç savaş örgütü” NATO, dünyamıza ölüm getirmeye hazırlanıyor.

Onların dünyamıza ölüm getirmesine fırsat verilmemeli. Ölü yıldızlara hayatı biz götürmeliyiz…

 

 

AB ülkeleri Ukrayna askerlerini eğitecek

 

AB ülkeleri, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin eğitilmesi konusunda “prensipte” anlaştılar.

Brüksel’de bir araya gelen AB’ye üye 27 ülkenin daimi temsilcilerinden oluşan komite, yaklaşık 15 bin Ukrayna askeri için “eğitim programlarını sağlayan planları oybirliğiyle onayladığı ve Rusya’nın eğitim misyonuna saldırma riskini en aza indirmek için eğitimlerin Ukrayna’da değil, Polonya ve Almanya gibi ülkelerde yapılacağı” açıklandı.

Almanya Federal Savunma Bakanı Christine Lambrecht, 13 Ekim günü Brüksel›de yapılacak NATO toplantısında Almanya’nın bu misyona önemli bir katkı yapacağını söyledi.

AB çevrelerinden alınan bilgilere göre, Alman ordusu Bundeswehr önümüzdeki birkaç ay içinde 5 bin kadar Ukraynalı askeri eğitecek.

AB’nin bu misyonu ilk etepta iki yıl olarak planlanıyor. Bu misyonla, keskin nişancılar, sabotajcılar gibi elemanların yanı sıra, tıbbi hizmet ve mayın temizleme gibi alanlarda hizmet verecek elemanlar eğitilecek. Bu adımla ABD-NATO ve AB Rusya’ya karşı bu savaşın tam merkezinde olduklarını alenen beyan etmiş oluyorlar.

Ukrayna askerlerinin Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde “İlk etapta iki yıl eğitilecekler” açıklaması demek oluyor ki, ABD-NATO ve AB daha uzun süre bu savaşın sürdürülmesinden yana. Bir taraftan bu gelişmeler yaşanırken, diğer taraftan Tesla’nın kurucusu Elon Musk, Ukrayna’daki savaşta Ukrayna ve Batı cephesi için hayati önem taşıyan uzay şirketi SpaceX’in, Ukrayna’daki uydu internet hizmetini işletme maliyetlerini taşıyamayacağı konusunda uyarıda bulundu.

CNN televizyon yayını, SpaceX şirketinin Eylül ayında ABD Savunma Bakanlığı’na yazdığı bir mektupta, “Ukrayna’ya daha fazla alıcı ekipmanı bağışlayamıyoruz ve mevcut terminalleri süresiz olarak finanse edemiyoruz” dedi.

Elon Musk’ın şirketi Pentagon’dan, Ukrayna hükümeti ve ordusu tarafından kullanılan uydu masraflarının karşılanmasını istedi.

Şubat ayı sonunda savaşın başlamasından birkaç gün sonra, teknoloji milyarderi Musk, Ukrayna’da Starlink hizmetini etkinleştirerek, gerekli alıcı sistemlerini Ukrayna’ya karşılıksız verdiğini açıklamıştı. Bu sistem kendi uyduları üzerinden hızlı internet bağlantısı kuruyor.

Savaş nedeni ile Ukrayna’nın mobil altyapısı büyük ölçüde tahrip olmuş durumda. Halihazırda Starlink, mobil iletişim ve internete erişimde hem sivillere hem de Ukrayna ordusuna merkezi bir iletişim aracı olarak hizmet veriyor.

Savaşın başlangıcında, savaştan sonra Ukrayna’da kimbilir ne planlar kuran Elon Musk, “cömertçe” kesenin ağzını açmıştı.

Ancak 8 ay oldu savaş hala bitmedi, bitirilmedi. AB’nin yeni eğitim planına bakılırsa, uzun bir süre daha bitirilmeyeceği görülüyor.

Bu kadar cömertliğe Elon Musk bile dur diyecek noktaya geldiyse, vay diğerlerinin haline…