24 Haziran 2016
Sayı: KB 2016/24

“Kabadayı”lıktan “yaranma”ya…
Kıdem tazminatı tartışmalarında sona gelindi
Taşeron işçisine kadro yalanı
AVON yönetimi direnişçilerle görüşmedi
Maden havzalarından yükselen ses: “Birlik!”
Altherm Klima’da direniş sürüyor
Tarım işçileri için ölüm sezonu
Kapitalizm işçi kanıyla besleniyor
İşgal, grev, direniş!
Eğitim Sen üyesi 650 öğretmen soruşturmalık
“Bizden alınan hakkın geri verilmesi için buradayız”
“Zaferi kazanıncaya kadar davamızın arkasındayız!”
Bizim ışığımız, onların karanlığı
Liseliler karanlığa ve gericiliğe karşı ses çıkarıyorlar
Sömürüye ve gericiliğe teslim olmayacağız!
Polis genç kadını tandırda yakmaya çalıştı
Terör demagojisi ve insan olabilmek
AKP hükümeti HDP’li belediyelere saldırıyor!
NATO zirvesi ve büyüyen savaş tehlikesi
Avrupa’da yeni saldırı dalgası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Eğitim Sen üyesi 650 öğretmen soruşturmalık

 

Muhalif kimliği ile siyasi iktidarın hedefinde olan sendikalardan biri olan Eğitim Sen üyelerine yönelik adli ve idari soruşturma kıskacı akıl almaz bir tabloya dönüştü. Sendikaya üye öğretmenler hakkında olmadık gerekçelerle cezalandırmalara gidilirken, bu baskı politikalarının en çarpıcı örneği ile Urfa’da karşılaşıldı.

DİHA’nın haberine göre kentteki okullarda görev yapan sendika üyesi ve yöneticisi olan 650 öğretmen hakkında çeşitli gerekçelerle soruşturmalar açılmış durumda. Yakın dönemde açılan bu soruşturmalar sonucu ise bu zamana kadar 6 sendika üyesi açığa alındı.

Yine Siverek’te görev yapan 7’si yönetici 11 sendika üyesi hakkında ise Siverek Kaymakamlığı’nın talimatı ile hem adli hem de idari soruşturma başlatılmış durumda.

Bu baskı politikalarını değerlendiren Eğitim Sen Urfa Şube Eşbaşkanı Mehmet Keklik, anti-demokratik uygulamalar ve baskılar ile kendilerinin yıldırılmak istendiğini ifade etti.

‘Mevzuatı bir kenara koydular’

Yaptıkları demokratik eylem ve etkinliklerin, bakanlık müfettişleri tarafından sendikal etkinlik olmaktan çıkarılmak istendiğini söyleyen Keklik, üyelerine sendika baskısında bulunulduğunu ifade etti. Kendi üyelerinin; kurum müdürleri, okul müdürleri, ilçe ve il milli eğitim müdürleri ile ortak bir şekilde makam odalarına götürüldüğünü ifade eden Keklik, hükümete yakın Eğitim Bir Sen’e üye yapılmak istendiklerini kaydetti.

Sendikalarına bağlı 3 eğitim emekçisinin Kürtçe konuştukları için soruşturma ve sürgüne yollandığı Siverek’te, Kaymakam Vural Karagül’ün, Erdoğan’ın ‘gerektiğinde mevzuatı bir kenara koyun’ sözüne biat ettiğini belirtti.

Üyelerinin kaymakamlığa çağrıldığını ve tehditvari bir şekilde sorgulandığını paylaşan Keklik şöyle konuştu:

Bir suç varsa burası bir hukuk devleti ise savcılar, hakimler devreye girer. Bu arkadaşlarımız ile ilgili gerekli soruşturma başlatılır. Kaymakam’ın bu tarzı ilçe özelinde ciddi sorunlara yol açıyor.”

‘Siz bombalarken sesiz duramayız’

Kendisinin de ifade vermeye çağrıldığını ve ‘terörize’ eden, yoruma dayalı sorular ile karşılaştığını dile getiren Keklik, bakanlık müfettişlerinin ‘Yaşasın halkların kardeşliği demişsiniz, burada ne demek istediniz? ‘Cizre’ye, Silopi’ye ses ver’ demişsiniz burada ne demek istediniz?” gibi sorularına maruz kaldıklarını söyledi. 

Kendilerinden sadece ek dersler ve özlük hakları çerçevesinde hareket edilmesinin istendiğini vurgulayan Keklik, “Cizre, Silopi yanarken biz emek örgütleri olarak bu bizim sorunumuz değil diyemeyiz. Orada binlerce öğrencimiz, eğitimci arkadaşımız mağdur oldu, yerinden yurdundan oldu. Öğrencilerimiz öldü. Böylesi bir durumda bir emek örgütü nasıl olur da bu benim sorunum değildir diyebilir. Bu birincil derecede bizim sorunumuzdur. Evrensel hukuk çerçevesinde şehirler bombalanırken öğrencilerimizin okulları boşaltılırken bizler sessiz duramayız” dedi.

 

 

 

 

KESK: Saldırılara karşı fiili ve meşru mücadele!

 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) tarafından kamu emekçilerine ve sendikalarına yönelik saldırılara ilişkin 22 Haziran günü Ankara’da bulunan KESK Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenlendi.

KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse’nin okuduğu basın metninde, sermaye hükümetinin gündeminde bulunan 657 sayılı yasada yapılmak istenen değişiklik üzerinde duruldu.

Kamu emekçilerine yönelik baskıların bir süredir devam ettiğini söyleyen Köse, bunun bir devamı olarak 657 sayılı yasada da değişiklik yapılmaya çalışıldığını belirterek şöyle dedi:

Genelge ile muhalif kurum ve kişilerin sokağa çıkmaması; eylem ve etkinlik yapamaması, sendikal mücadele yürütememesi hedeflenirken yasada yapılacak değişikliklerle tümden işten atılma ve tutuklanma amaçlanmaktadır.”

Kamu emekçilerinin demokratik haklarının gasp edildiğine dikkat çeken Köse, kamunun tasfiye edilmek ve tamamen şirkete dönüştürülmek istendiğinin altını çizdi.

Bu hedefle uygulanan saldırıların “terör propagandası” yalanı ile hayata geçirildiğini teşhir eden Köse, toplumun genelinde baskıların bu demagoji ile tırmandırıldığına dikkat çekti.

Devamında açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

Bu taslak ile ‘milli güvenlik’ anlayışına muhalefet eden, demokratik haklarını kullanan tüm kamu çalışanlarının ‘legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten kişiler’ olarak ilan edilerek önce kamu hizmetlerinde bulunma ve çalışma hakkının elinden alınması, sonrasında ise ancak Hitler ve Mussolini yönetiminde bulunabilecek bir şekilde bu haklardan ömür boyu yasaklanması amaçlanmaktadır.”

Açıklama, saldırılara boyun eğilmeyeceği, “KESK’te örgütlenen yüz binlerce emekçinin, dayanışma içinde fiili ve meşru mücadeleyi yükselteceği” vurgusuyla noktalandı.

 

 

 

 

Avcılar Belediyesi’nin direnişçi işçilere saldırıları

 

İşten atılan ve direnişe geçen İstanbul’daki Avcılar Belediyesi temizlik işçilerine belediyenin saldırıları devam ediyor.

Avcılar Belediyesi’nde temizlik işçilerinin direnişine, işçilerin ve emekçilerin dayanışmayı yükseltmesine belediyenin tahammülsüzlüğü sürüyor.

Avcılar Belediyesi Tüm Bel Sen işyeri temsilcisi, temizlik işçilerini direniş alanında ziyaret ettiği için Avcılar Belediyesi’ne bağlı hayvan barınağına sürgün edildi.

18 Haziran günü de direniş çadırının önüne belediye tarafından bankamatik konuldu. İşçiler direniş çadırının önüne bankamatik konulmasına tepki gösterirken, sendika yönetimi durumu “belediye yönetiminin direnişi kırmak için provokasyon yaratma girişimi” olarak değerlendirdi ve bankamatiklere tepki gösteren işçilere “provokasyona gelmeme” çağrısında bulundu.

Bankamatikleri protesto etmek için işçiler bankamatik önünde “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!”, “Sendika hakkımız engellenemez!” sloganlarını attılar. Sloganların ardından bazı işçiler tepkilerini göstermek için belediye önünde kısa bir süre oturdular.


 
§