24 Haziran 2016
Sayı: KB 2016/24

“Kabadayı”lıktan “yaranma”ya…
Kıdem tazminatı tartışmalarında sona gelindi
Taşeron işçisine kadro yalanı
AVON yönetimi direnişçilerle görüşmedi
Maden havzalarından yükselen ses: “Birlik!”
Altherm Klima’da direniş sürüyor
Tarım işçileri için ölüm sezonu
Kapitalizm işçi kanıyla besleniyor
İşgal, grev, direniş!
Eğitim Sen üyesi 650 öğretmen soruşturmalık
“Bizden alınan hakkın geri verilmesi için buradayız”
“Zaferi kazanıncaya kadar davamızın arkasındayız!”
Bizim ışığımız, onların karanlığı
Liseliler karanlığa ve gericiliğe karşı ses çıkarıyorlar
Sömürüye ve gericiliğe teslim olmayacağız!
Polis genç kadını tandırda yakmaya çalıştı
Terör demagojisi ve insan olabilmek
AKP hükümeti HDP’li belediyelere saldırıyor!
NATO zirvesi ve büyüyen savaş tehlikesi
Avrupa’da yeni saldırı dalgası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

15-16 Haziran’dan Metal Fırtına

İşgal, grev, direniş!”

 

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin yıldönümünde işçiler İstanbul ve Kocaeli’de etkinliklerde buluştu.

18 Haziran’da İstanbul Küçükçekmece’de Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL), Metal İşçileri Birliği (MİB) ve İşçilerin Birliği Derneği (İBD) ortak bir etkinlik düzenledi.

Direnişin canlı tanıklarının konuşmalarını içeren belgesel gösteriminin ardından yapılan açılış konuşmasında 15-16 Haziran Direnişi’ni açığa çıkaran sebeplere değinilerek 15-16 Haziran Direnişi’nin devrimci hareketi beslediği ifade edildi. Dünyada ve Ortadoğu’da yaşanan ekonomik, siyasal krizlerin işçi hareketlerini tetiklediği belirtilirken, sermayenin işçi sınıfına modern köleliği dayatan saldırılarına karşı Greif işçilerinin ve metal işçilerinin yolundan gidilmesi, işçi sınıfının örgütlü birliğinin yanı sıra devrimci önderlik boşluğunu doldurma ihtiyacı dile getirildi.

Konuşmanın ardından söyleşi kısmında ilk sözü direnişteki Avcılar Belediyesi işçileri aldı. Süreçlerinden bahseden işçiler, sermayenin rengi olmadığını, parlamentodan işçi sınıfından yana yasaların geçmediğini ifade ettiler. Bakırköy Belediye işçileri de yaşadıkları direniş üzerinden sendikal bürokrasiyi eleştiren bir konuşma gerçekleştirirken, sendikaların işçilerin öz örgütlülüğü olması için işçilerin birlikte hareket edeceği etkinliklerin gerekliliğine vurgu yaptılar. Söyleşide öne çıkan görüşler arasında 15-16 Haziran Direnişi’nde işçilerin ortaya koyduğu iradeyi daha ileriye taşıyarak sürdürme kararlılığı yer alırken, sermayeye ve sendikal bürokrasiye karşı birlikte hareket etmenin gerekliliği belirtildi.

19 Haziran’da Metal İşçileri Birliği “15-16 Haziran’dan Metal Fırtına’ya: İşgal, Grev, Direniş!” şiarıyla Kocaeli’de etkinlik gerçekleştirdi.

Saat 13.00’te SES Kocaeli Şubesi’nde başlayan etkinlik, Kocaeli MİB adına yapılan kısa bir açılış konuşmasının ardından, MİB’in hazırladığı, Metal Fırtına’yı anlatan sinevizyon gösterimi ile devam etti.

Sinevizyon gösterimi alkışlarla son bulurken, söz “Türkiye işçi sınıfı tarihi ve 15-16 Haziran” konulu sunum için akademisyen-yazar Yüksel Akkaya’ya verildi. Akkaya sözlerine “Bazı olay ve olguları anlamak için öncesine ve sonrasına bakmak gerekir” diyerek başladı. Osmanlı’nın son dönemlerinden 15-16 Haziran Direnişi’ne sınıf hareketlerine değinen Akkaya, Türk-İş ve DİSK bürokrasisine dikkat çekti.

Akkaya’nın ardından ise “15-16 Haziran bir milattır!” sözleri ile Metal işçi Birliği temsilcisi söz aldı. Sözlerine “İşçi sınıfı mücadele ettikçe öğrenir ve deneyim biriktirir. Ne yazık ki 15- 16 Haziran Direnişi’nin deneyimi bu kuşaklara aktarılamadı fakat mücadele ettikçe bu deneyimleri merak ediyor, irdelemek, deneyimleri edinmek gereksinimi duyuyoruz” diye devam etti.

‘60-‘70’li yılların aynı zamanda metal işçilerinin yılları olduğunu ve metal işçilerinin de Türkiye işçi sınıfının lokomotifi olduğunu, ‘80 darbesinin aslında işçi sınıfına yönelik bir darbe olduğunu ama buna rağmen metal işçisinin darbeye MESS grevleri ile yanıt verdiğini belirtti ve sonrasında yaşanan süreci kısaca özetledi. ‘90 ve ‘98 yıllarında metal işçisinin eylemlerine ve grevlerine de değinen MİB temsilcisi, Metal Fırtına’nın hemen öncesinde yaşanan Bosch sürecini aktardı.

Aktarımın ardından MİB temsilcisi, “2015 Mayıs’ında yaşananlar tesadüf değildir, herkes biliyordu. Biz biliyorduk. Sadece zamanını kestiremedik. Ve hareket kendi yolunu buldu. Bu akan selin önünde kimse duramadı. MİB bu fırtınanın taleplerinde belirleyici bir yerde duruyor, işin öncüleri ile beraber yürütüyordu” dedi. İşçilerin sermayenin yasalarıyla değil kendi mücadele yasaları ile mücadele ettiklerinden kaynaklı karşılarına çıkan her şeyi ezip geçebildiğini ve kalıpları yıktığını söyleyen temsilci, bu süreçte MİB’e ve öncü işçilere saldırdıklarını, MİB’e dönük operasyon yapıldığını 150 civarında işçiyi TMŞ’ye çektiklerini ve MİB ile işçiler arasının açılmak istendiğini belirtti.

MİB temsilcisi, sonrasında 15-16 Haziran Direnişi ile Metal Fırtına’nın benzerliklerine değinen konuşmasında “O dönem için 15-16 Haziran bir milattı, bugün ise Metal Fırtına bir milattır. Bundan sonra bunu aşacak direnişler de ortaya çıkacaktır. Geleceği kazanacağız, önümüz açık” sözleri ile konuşmasını sonlandırdı.

Konuşmacılar arasında son sözü DEV TEKSTİL temsilcisi aldı. Sendikanın kuruluş amacı ve sürecine değinerek giriş yapan DEV TEKSTİL temsilcisi, 15-16 Haziran Direnişi’nin oluşum aşamasına değindi. Bu süreçte tüm eksikliklerine rağmen DİSK’in uyguladığı eğitim programlarının rolüne değindi. “15-16 Haziran’da o dönemin öncüleri dalgakıran olmuştur. Bunu kimi belgesellerde kendileri dile getiriyorlar. Bu yüzden işçi sınıfının kazanması için siyasallaşması gerekir” vurgusu yaptı.

Günümüz çalışma koşullarını ve işçi sınıfını köleleştiren uygulamaları sıralayan DEV TEKSTİL temsilcisi, “bedava” işçiliğe dair kimi veriler sundu. Bunlar karşında neler yapılması gerektiğini sıralayarak, “Metal Fırtına’da ortaya çıkan belli örnekler var. Taban örgütlülükleri, komiteler. Bunlar kendiliğinden ortaya çıkıyor, bir süre sonra zayıflıyor, mücadeleye yabancılaşıyor. Bu komiteler tüm işçi arkadaşlarımızı eğitmek için kullanılmalı ve böyle hareket etmeliyiz. İşçi sınıfı bilinci kazandırmalıyız. Bu da tek başına yetmez işçi sınıfı bilincini siyasallaştırmalıyız aynı zamanda. Günümüz hareketinin buna ihtiyacı vardır. Fabrikasının dışına çıkabilmeli yaşadığı sistemi ve dünyayı anlayabilmelidir. 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin sorunu da budur. Bu yüzden geri çekildi. Peki nasıl yapacağız? Greif işçilerinin yaptığı gibi yapacağız” dedi.

Greif’teki örgütlenme ve işgal sürecini anlatan DEV TEKSTİL temsilcisi son olarak “Geleceği kazanmak ve sermayeyi durdurmak için fabrikalarda örgütlenmeli ve bu örgütlenmelerde işçi sınıfını kendi dünya görüşüyle eğitmeli ve yönlendirmeliyiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Konuşmaların ardından soru-cevap ve serbest kürsü bölümüne geçildi. Kocaeli’nin çeşitli sanayi bölgelerinden katılan işçilerin söz aldığı kısımda 2017 sürecinde olabileceklere, 2017’de MİB’in hazırlıklarının ne olduğuna ve işçilerin bilinç ve örgütlülüğünün geliştirilmesine dönük ne yapmak gerektiğine dair, sermayenin son dönemdeki kıdem tazminatı ve kiralık işçilik saldırılarının kapsamına ve mücadele yöntemlerine dair tartışmalar yapıldı. Söz alan işçiler çeşitli konularda düşüncelerini belirttiler. Etkinlik bu bölümün ardından sonlandırıldı.

 
§