İçindekiler:

23 Ocak 2023
Sayı: KB 2023/02

Seçim yılı ve sınıf hareketi
"Milletin iradesine" çökme düzeni
HDP'ye "Hazine yardımı" saldırısı
Servet-sefalet kutuplaşması derinleşiyor
Sefalet dayatmasına karşı mücadeleye!
Anayasa değişikliği önerisi
Türkiye'nin Suriye ile normalleşme süreci
Devrimci ve ilerici basın susmadı!
Güç kimdeyse yasa odur!
Metal işçileri sendikal bürokrasiyi aşmalıdır
Kazanım EYT'lilerindir!
İşçi sınıfı olmadan kimse var olamaz
Belgelerin ışığında katliama varan süreç
Oxfam: Servet ve sefalet makası hızla açılıyor
Dünyada "belirsiz ve çalkantılı on yıl"
Savaşa benzin dökme pervasızlığı sürüyor
Borbet işçileriyle devrimci sınıf dayanışması
Rheinmetall
Berlin'de LLL yürüyüşü
28. Rosa Lüxenburg Konferansı'nın ardından
Gülistan Doku nerede?
Büyük Madenci Yürüyüşü
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Gülistan Doku nerede?

 

Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’dan 5 Ocak 2020’den bu yana haber alınamıyor. Geçtiğimiz üç yıl boyunca ailesi, hukuk ve meslek odaları, insan hakları, kadın ve gençlik örgütleri her yolla bu soruyu her yerde sordu: Gülistan Doku nerede?

Üç yıldır sorular cevapsız kalırken, açılan soruşturmada bir gelişme yaşanmadı. Doku’nun üniversiteden arkadaşı ve kaybolmasında baş şüpheli olan Zeinal Abarakov ve ailesi ile ilgili etkin bir soruşturma yürütülmedi. 

Etkin yürütülmeyen soruşturma

Ailenin avukatlarından Ali Çimen, soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunun fail Zaynal Abakarov’un Doku’yu 2 gün art arda alıkoyduğunu gösterdiğini belirtti. Gülistan Doku’nun telefon kayıtlarını değerlendiren Çimen, 4 Ocak günü polis kayıtlarına giren bir durumdan da söz etti:

“Saat 23.00’e kadar Gülistan’ın ne olduğu ile ilgili bir bilgimiz yoktu. Ta ki bir vatandaş dosyaya ihbarda buluna kadar. Gülistan’ın zorla araca bindirildiğine şahit olan bu kişinin ihbarından sonra biz öğrendik ki; Gülistan orada alıkonuşmuş, zorla araca bindirilmek istenmiş. Polis geldikten sonra da kimlik sorması üzerine şüphelinin kimliğinin üzerinde olmadığı anlaşılınca ev aranmış ve baba gelmiş. Ondan sonra da polis olan babası geldikten sonra şüpheli gözaltına alınmadan serbest bırakılıyor. Şimdi biz bu olayı ne şüphelinin ilk ifadelerinden ne de şüphelinin babasının ilk ifadelerinden hiç bilmiyorduk. Çünkü buna hiç değinmediler. Sadece, ‘eve gelip çay içti ve öyle gitti’ dediler. Vatandaş ihbarı sonrasında Hatice öğretmen çıktı, Gülistan oradan ayrıldıktan sonra yurda gidemedi saat geç olduğu için hocasının evine gitti, hocasına tüm şeyleri anlattı, hocası da gelip ifadesini verince biz anladık ki o gece Gülistan alıkonulmuş.”

Gülistan’ın kaybolduğu gün de alıkonulduğunu aktaran Av. Çimen şunları ekledi:

“Gülistan kafeye gidiyor. Kafeye girdikten sonra 5 dakika kalıyor. Kafeden çıktıktan sonra yine aynı evden çıkar gibi hızlıca kafeyi terk ediyor, şüpheli yine onun peşinden koşuyor, Gülistan’ı alıkoyuyor ve 8 dakika boyunca, bu video analiz raporunda geldi, uyarı, ikaz, ihtar, tehdit, hatta konuşurken Gülistan’ın başının üstüne çıkar gibi oluyor. Yani şüpheli, 4 Ocak gecesi yaptığı alıkoyma eylemini, 5 Ocak günü de tekrarladı.” 

Alıkoyma, tehdit, baskı ve bunların iki gün boyunca sürmesinin tutuklama gerekçesi olması gerekirken olayın üstü örtülmüş, etkin bir soruşturma yürütülmemiştir. Tüm bu süre boyunca Gülistan Doku’nun intihar ettiği algısı yaratılmak istenildi ve Dersim’de Uzun Çayır Barajı’nda günler süren arama yapıldı.

Korunan ve kollanan failler

Bu süre boyunca Gülistan Doku’nun kaybolması ile ilgili yapılan eylemler sonucunda Abarakov 17 Mart 2022’de Alanya’da gözaltına alındı. Doku’nun kaybolmasının üstünden geçen iki yıl sonra gözaltına alınan Abarakov, 24 saat gözaltında kaldı ve Alanya Adliyesi’nde SEGBİS üzerinde sorgusu yapıldı. Dört saatlik sorgunun ardından adli kontrolle serbest bırakılan Abarakov’a yurt dışı yasağı konuldu. Abarakov’un adli kontrol şartı kararının, adreslerinde olmadığı ve telefonlarına ulaşılamadığı gerekçesiyle 6 ay 15 gün boyunca tebliğ edilemediği ortaya çıktı.

Gülistan Doku’nun kaybolması soruşturmasının etkin bir şekilde yürütülmemesi, faillerin korunup kollanması sistemin işleyişinin göstergesidir. Etkin bir soruşturma yürütülmesini ve Doku’nun bulunmasını isteyen anne ve ablasının onlarca kez polis şiddeti ile gözaltına alınması adaletin nasıl işlediğine işaret etmektedir. Faillerin ellerini kollarını sallayarak dolaşabilmeleri hukukun kimlerin elinde olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Gülistan Doku 5 Ocak 2020’den bu yana kayıptır. Doku’nun akıbetinin açığa çıkarılması ve faillerin aklanmaması ancak mücadele ile mümkün olacaktır. Kadınların kaybedilmediği, katledilmediği ve şiddete uğramadığı bir dünya için yaşananları unutmamalı, unutturmamalı, hesap sormalıyız!

 

 

 

DGB İstanbul İl Meclisi gerçekleştirildi

 

İstanbul Devrimci Gençlik Birliği 8 Ocak Pazar günü İl Meclisi gerçekleştirdi. Öncelikle siyasal sürecin tartışıldığı Meclis’in devamında üniversitelerde ara tatilin ardından başlayacak yeni döneme ilişkin çok yönlü bir planlama gerçekleştirildi. Siyasal süreç tartışmasında birçok konu ele alındı. Seçimler tartışmaların ana gövdesini oluştururken mafyalaşan ve çeteleşen devletin son icraatlarından biri olan Sinan Ateş cinayeti, asgari ücret, EYT ve ekonomik kriz de diğer başlıklar arasındaydı.

“Gençliğin seçimi”

Gençliğin gündemleri ve sorunları üzerine konuşmalar gerçekleşti. Seçimlere ilişkin yapılan konuşmalar da gençliğe hangi politik söylemler ile gidilmesi gerektiği, sorunlar karşısındaki çözüm yolunun düzenin alternatifleri ile değil kendi mücadelemiz ile gerçekleşeceğinin anlatılabilmesi vb. üzerine bir dizi tartışma gerçekleştirildi. Siyasal sürecin konuşulmasının ardından Şubat ayında yapılması düşünülen seçim gündemli panel/buluşmaya ilişkin bir dizi pratik planlama ve tartışma gerçekleştirildi.

“Özgürlük ve gelecek buluşması”

İl Meclisi’nin bir diğer konu başlığı ise Nisan ayında yapılması düşünülen “Özgürlük ve gelecek buluşması” oldu. “Özgürlük ve gelecek buluşması” ile gençliğin yaşadığı yakıcı sorunlar karşısında ne yapması gerektiğinin anlatılabilmesi hedefleniyor.

DGB İl Meclisi, 1 Ocak itibariyle yayın hayatına başlayan, işçi ve emekçilerin sesi Emeğin Kurtuluşu Gazetesi’nin değerlendirilmesi ve yaygınlaştırılması tartışmaları ile sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul