İçindekiler:

23 Ocak 2023
Sayı: KB 2023/02

Seçim yılı ve sınıf hareketi
"Milletin iradesine" çökme düzeni
HDP'ye "Hazine yardımı" saldırısı
Servet-sefalet kutuplaşması derinleşiyor
Sefalet dayatmasına karşı mücadeleye!
Anayasa değişikliği önerisi
Türkiye'nin Suriye ile normalleşme süreci
Devrimci ve ilerici basın susmadı!
Güç kimdeyse yasa odur!
Metal işçileri sendikal bürokrasiyi aşmalıdır
Kazanım EYT'lilerindir!
İşçi sınıfı olmadan kimse var olamaz
Belgelerin ışığında katliama varan süreç
Oxfam: Servet ve sefalet makası hızla açılıyor
Dünyada "belirsiz ve çalkantılı on yıl"
Savaşa benzin dökme pervasızlığı sürüyor
Borbet işçileriyle devrimci sınıf dayanışması
Rheinmetall
Berlin'de LLL yürüyüşü
28. Rosa Lüxenburg Konferansı'nın ardından
Gülistan Doku nerede?
Büyük Madenci Yürüyüşü
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

HDP’ye “Hazine yardımı” saldırısı

 

Saray’dan aldığı emre göre karar veren yargı aparatı, HDP’nin Hazine yardımı hesaplarını geçici olarak bloke etti. Anayasa Mahkemesi, HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulması talebini öne çekip görüştü. Talebi karara bağlayan AYM, HDP’nin Hazine yardım hesaplarına geçici bloke koydu.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, bir süre önce Hazine yardımının bulunduğu banka hesaplarının blokesine karar verilmesini talep etmiş, ancak Anayasa Mahkemesi, “herhangi bir gerekçe sunulmaması” nedeniyle reddetmişti. ‘Sarayın sopası’ misyonuyla hareket eden başsavcı, 19 Aralık’ta, HDP’nin banka hesabına bloke konulması talebini yinelemişti. Talepte, partiye verilen devlet yardımının “parti faaliyetleri dışında terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullanıldığı” iddia edilmişti. Bekir Şahin de mafyatik rejimin nakaratını tekrarlıyor…

Yürürlükteki mevzuata göre partilerin Hazine yardımları yılın ilk 10 günü içinde yatırılıyor. Seçim kararının ilan edilmesiyle birlikte de AKP’ye 1,3 milyar, CHP’ye 695,9 milyon, HDP’ye 359,7 milyon, MHP’ye 341 milyon, İyi Parti’ye de 306,1 milyon lira ilave Hazine yardımı yapılacaktı. HDP’ye yapılacak toplam Hazine yardımı 539,5 milyon TL olacaktı.

Hazine yardımının yatırılmasına günlere kala HDP’nin banka hesaplarının bloke edilmesi, karar merkezinin yargı aparatı değil Saray olduğuna işaret ediyor. Parti kapatmaları ve yardım kesilmesi kararlarının 3’te 2 çoğunlukla alınması zorunluluğu var. Ancak yansıyan bilgilere göre karar ilk olarak avukatlara tebliğ edilmemiş, sonrasında tebliğ edileceği ifade edilmiş. Ardından yansıyanlar ise bloke kararında Anayasa Mahkemesi’nde yedi hayır, sekiz evet oyu çıkmış. Bu oy tablosunda geçici bloke kararının “hukuka aykırı” olduğu ifade ediliyor. AKP söylemde güya parti kapatmaya karşıydı. Oysa hem kapatma davası açıyor hem banka hesaplarını bloke ediyor. Oysa geçmişte Refah Partisi’nin kapatılması davasında banka hesapları bloke edilmemişti. Saray, aldığı bu kararla önceki rejimden daha faşizan olduğunu bir kez daha ispatlamıştır.

Mesele yasal mevzuat değil elbet. Karar her yönüyle siyasidir. Saray’ın aparatı yargı, sadece noterlik yapmıştır. İktidarın, HDP’nin kapatma kararı için AYM’deki süreci bir an önce sonuçlandırma çabasına girmesi, Kobani davasında verilmesi planlanan cezalarla bu kararları garanti altına almak gibi hesapları olabileceği belirtiliyor. Yani karar, yaklaşan seçimler öncesinde, çöküş korkusu içinde bulunan Saray rejiminin kirli hesapları gereği alınmıştır.

Kamu kaynaklarının yandaşlara ve şirketlere peşkeş çekildiği, kapitalistlere “teşvik” adı altında milyarlar akıtıldığı 5’li çete başta olmak üzere yandaşların palazlandırıldığı bir düzlemde HDP’nin Hazine yardımının bloke edilmesi, artan siyasal baskıların ırkçı-faşist niteliğini gözler önüne seriyor. 

Kürt halkına düşmanlıkta sınır tanımayan AKP-MHP iktidarı her aracı kullanarak baskı ve terörü arttırıyor. Kürt milletvekillerinin tutuklanması, belediyelere Saray’ın kuklası olan kişilerin kayyım atanması, gazetecilerin hapishanelere kapatılması, yöresel kıyafet giydiği için sokak ortasında çocukların dahi işkenceye uğraması, rejimin günlük siyasal yaşamda görülen Kürt düşmanı icraatlarının bir kısmıdır.

İçerde ve dışarda saldırganlık politikasını düstur haline getiren Saray rejimi her türlü kaynağı kendi için ranta çevirmektedir. Küçük ortak MHP’nin körüklediği HDP’nin kapatılması tartışmalarının yanı sıra dava sürecinde banka hesaplarının bloke edilmesi bu saldırı politikasının güncel halkası durumundadır.

Gezi davasında verilen karar, İBB’de “terör soruşturması”, İmamoğlu’nun “hakaret davası”, HDP üzerindeki baskılar ve benzer başka icraatlar yaklaşan seçimlerin ayak sesleridir. Bunları, toplumsal muhalefetin her kesimine zorbalığını yönelen rejimin gözdağı verme politikası olarak okumak mümkün. Bir taraftan EYT gibi çözülmeyen sorunlara kısa erimli “çözüm”, ekonomide “başarı hikayeleri” uydurma, diğer taraftan ise artan baskı ve zorbalık… Haramiler, saltanatlarını korumak için daha fazla zorbalık, yalan, yolsuzluk gibi kepazeliklere bel bağlıyorlar. Haramilerin saltanatını başlarına yıkıp ülkeyi bu kepazeliklerden kurtarmak ise ancak işçilerin birliği, halkların kardeşliği temelinde yükseltilecek örgütlü mücadele ile mümkündür.