İçindekiler:

19 Haziran 2022
Sayı: KB 2022/22

Birleşik direniş, topyekun karşı koyuş
Kapitalistlere rant aktarmanın yeni adı
Sermaye sınıfının çarkları "tıkırında"
Kent yağmasına karşı mücadeleye!
Kumarhanede hep kasa kazanır!
Kontrollü gerginlik
İşçi direnişleri yaygınlaşıyor
Kirli savaşlara karşı sınıf savaşı!
TÜSİAD kodomanları gidişattan rahatsız
Koç aynasında sermaye
Paramaz ve yoldaşlarını anarken...
Lufthansa'da mücadele kazandı
"Tek kutuplu dünya düzeni sona ermiştir!"
Emperyalist savaş baronları Kiev'de!
AB'den gaz alımı anlaşması
Güncel durum ve gençlik mücadelesi
Çocuklarımızın bilinci bulandırılmak isteniyor!
Sistemin itirafı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Güncel durum ve gençlik mücadelesi

Güncel durum üzerine…

 

Kapitalist sistem ekonomik, sosyal ve siyasal bir kriz içindedir. Dünyanın her yerinde işçi ve emekçi ve gençlerin yaşamları çekilmez bir hale geliyor. Pandeminin yarattığı ağır ekonomik-sosyal yıkım etkisini sürdürürken, Ukrayna krizi üzerinden başlayan emperyalistler arası hegemonya savaşı milyonlarca insanı tarifi olmaz bir yıkıma ve ölüme sürüklüyor.

Yaşanan krizden Türk sermaye devleti de derinden etkileniyor. Dinci-gerici AKP-MHP iktidarı içeride ve dışarıda büyük bir çıkmazın içindedir. Ekonomik krizin derinleşmesi ile birlikte zamların, yüksek enflasyonun, kitlesel işsizliğin, açlık ve yoksulluğun etkisi her geçen gün daha da hissedilir hale geldi. İşçi ve emekçilere sömürüyü, açlığı ve yoksulluğu reva gören dinci-gerici iktidar sahipleri ve yandaşları servetlerine servet katarak her geçen gün daha da zenginleşiyorlar.

Bir yanda en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan milyonlarca işçi ve emekçi, diğer yanda ise sermayeye hizmette kusur etmeyen ve kurdukları rüşvet, kara para, yolsuzluk, rant, talan ve uyuşturucu ticaretiyle kasalarını dolduran dinci-gerici iktidar sahipler ve ortakları. Üstelik dinci-gerici iktidar toplumsal muhalefete dönük saldırılarına hız kesmeden devam ediyor. Devrimci, ilerici, muhalif güçler azgın bir polis ve yargı terörü ile gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Devrimci ve ilerici güçlere dönük bu devlet terörü toplumun tamamına dönük bir gözdağı-sindirme politikası olarak uygulanıyor. Krizin ve savaşın ağır faturası altında ezilen işçi ve emekçilerin, kadınların ve gençlerin sokağa çıkması sermaye devletini de düzen muhalefetini de büyük bir korku ve paniğe sürüklüyor. İşçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların, ezilen halkların her türlü eylem ve etkinliği adeta kriminalize edilerek yasaklanıyor ya da saldırıya uğruyor. Yaşanan kriz, savaş ve geleceksizlik üzerinden patlak vererek “kurulu düzeni” tehdit edecek bir “sosyal patlama” korkusu dinci gerici iktidardan düzen muhalefetine varıncaya değin, düzenin bütün efendilerini adeta sarmış durumda. Toplumda açlığa, yoksulluğa, sömürüye, krize, dinci-gerici uygulamalara, geleceksizliğe dair biriken öfke ve tepkiyi ise, mültecilere dönük ırkçı saldırılar, Kürt halkını hedef alan kirli savaş politikaları ile dizginlemeye çalışıyorlar! “Seçimleri bekleyin” diyen ve sokağı hareketsiz kılmaya çalışan, bir yandan da ırkçı-şoven histeri ile toplumun bilincini bulandıran bu anlayış, toplumu pasifize etmeye, işçi ve emekçileri kriz başta olmak üzere bütün sorunlar karşısında çaresizce kaderlerine boyun bükmeye çağırıyor!

Kriz, geleceksizlik ve gençlik

Yukarıda özetlediğimiz güncel durum ve sorunlar toplumun en geniş kesimlerinin ortak ve yakıcı sorunları. Bu sorunlardan işçi ve emekçi sınıf gençliği de dolaysız olarak etkileniyor. Kriz, geleceksizlik, savaş ve gerici-faşist kuşatma gençlik kitlelerinin bu dönem olduğu gibi önümüzdeki dönem de en yakıcı sorunlarının başında gelecek. Pandemi ile derinleşen eğitim hakkının gaspı yılın başından bu yana çeşitli krizlerle patlak veriyor. Kuşkusuz bunlardan en çok gündem olanları eğitim-öğretim döneminin başında barınma sorunu ile başlayan, ardından birçok üniversitede ve şehirde KYK yurt ücretlerine yapılan fahiş zamlara karşı gerçekleşen eylemlerdi. Bunun yanında ekonomik krizin derinleşmesi ile üniversite yemekhanelerine ve ulaşıma yapılan zamlar da gençliğin eylemli tepkisi ile karşılaştı. Gelinen yerde eğitim hakkının en temel kalemleri olan barınma, beslenme ve ulaşım hakkı, krizin derinleşmesi ve zamlarla birlikte gençlik kitleleri için neredeyse ulaşılamaz hale geldi. Yüz binlerce üniversiteli krizin derinleşmesi ile kampüslerden çok işyerlerini doldurmaya başladı. Bunun yanında dinci-gerici AKP-MHP iktidarı, kayyım rektör-dekan atamaları, üniversitelerde (dinci-faşist çetelere alan açarken) ilerici ve devrimci güçlere dönük saldırılar ve siyaset yasakları, engellenen kol-kulüp faaliyetleri, gençliğin örgütlenme ve söz söyleme hakkına dönük saldırılar ile gençliğin üzerindeki gerici-faşist kuşatmayı derinleştirdi. Yılın başından bu yana geleceksizlik ve gerici-faşist abluka sonucu yalnızlaştırılan, çaresiz hissettirilen onlarca genç yaşamına son verdi. 

Gençlik koyu bir geleceksizliğe mahkûm edilmek isteniyor. Bütün bu saldırılara karşın gençlik gelecek ve özgürlük özlemi ile zaman zaman anlamlı politik çıkışlar gösterdi. Toplumsal sorunlar (kriz, savaş, zamlar, kadın sorunu) üzerinden gerçekleşen bir dizi eylemli süreçte de gençlik en ön saftaydı.

Gençlik mücadelesi ve yaz dönemi

Gelinen yerde toplumsal sorunlar gençliğin de en temel sorunları haline gelmiştir. Bu sorunların geniş gençlik kesimlerinin yaşamında yansıması geleceksizlik, kriz, özgürlüğe dönük saldırılardır. Gençlik hareketi pandemi gibi bir dönemde Boğaziçi Direnişi başta olmak üzere eğitim hakkı için; barınma, beslenme, ulaşım hakkı talepleri ile, zamlara, intiharlara vb. bir dizi soruna karşı bir dizi eylemli süreç yaşamış ve önümüzdeki günlerin nelere gebe olduğunu gözler önüne sermiştir. Yaşanan sorunlar geniş gençlik kesimlerinde günden güne bir öfke biriktirmektedir. Bu öfkenin daha örgütlü bir düzleme taşınması gençlik mücadelesinin bütün güçlerinin en yakıcı ve önemli görevidir.

Önümüzde üniversitelerin kapandığı, gençlik kitlelerinin homojen olarak bir arada olmayacağı bir yaz süreci var. Bu kuşkusuz geniş gençlik kitlelerine ulaşmak için daha büyük bir çabayı zorunlu kılacaktır. Öncelikle; en yakıcı toplumsal sorunlar arasında öne çıkan   “geleceksizlik, sefalet ve yoksunluk koşulları, kriz, zorbalık, artan baskı ve dinci-faşist kuşatmaya” dönük gençlik içerisinde özgün yol, yöntem ve araçlarla bir politik çalışma örülmelidir. Yaz döneminde gençlik çalışmasının, temel politik gündemler ile sürekliliğini sağlaması bu kapsamda önemlidir. Dönem başından bu yana oluşturulan zeminleri korumak, bu zeminleri politik çalışma ile kazanılacak yeni güçlerle çoğaltmak, yaz çalışmamız açısından başat bir sorumluluktur.

* * *

Yaz süreci çalışmamızı yürüten gençlik güçleri ve mücadeleye çağıracağımız gençlik kesimleri için ideolojik-politik donanımı geliştirmenin önemli bir fırsatı olarak değerlendirilmelidir. Bu kapsamda yürütülecek çalışmalarda öncelikli olarak yukarıda bahsettiğimiz temel toplumsal sorunların kapitalist-emperyalist sisteminin yapısal sorunları olduğunu anlatmak ve düzenin güçlü bir teşhirini yapmak önem kazanmaktadır. Gençlik, kapitalist düzen karşısında “Tek yol devrim!” diyen bir perspektifle taraflaştırılmalıdır. İdeolojik-politik donanımı arttırmak, kapitalist sisteme karşı güçlü bir mücadele bilinci oluşturmak için yapılacak çalışmalarda devrimler tarihini incelemek yol açıcı ve geliştirici olacaktır.

***

Bugün yaşanan bütün sorunların kaynağında kapitalist-emperyalist sömürü düzeni yatmaktadır. Bu sömürü düzeni emperyalist savaşların, açlığın, yoksulluğun, krizin kısacası insanlığı felakete sürükleyen, insanın insanca yaşamasına engel olan her türlü sorunun kaynağıdır. Kapitalist sistem gelinen yerde bütün barbarlığı ile karşımızda duruyor ve yıkılmayı bekliyor!

Ya barbarlık içinde çöküş ya sosyalizm!

Devrimci Gençlik Birliği