İçindekiler:

19 Haziran 2022
Sayı: KB 2022/22

Birleşik direniş, topyekun karşı koyuş
Kapitalistlere rant aktarmanın yeni adı
Sermaye sınıfının çarkları "tıkırında"
Kent yağmasına karşı mücadeleye!
Kumarhanede hep kasa kazanır!
Kontrollü gerginlik
İşçi direnişleri yaygınlaşıyor
Kirli savaşlara karşı sınıf savaşı!
TÜSİAD kodomanları gidişattan rahatsız
Koç aynasında sermaye
Paramaz ve yoldaşlarını anarken...
Lufthansa'da mücadele kazandı
"Tek kutuplu dünya düzeni sona ermiştir!"
Emperyalist savaş baronları Kiev'de!
AB'den gaz alımı anlaşması
Güncel durum ve gençlik mücadelesi
Çocuklarımızın bilinci bulandırılmak isteniyor!
Sistemin itirafı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

AB’den İsrail ve Mısır ile gaz alımı anlaşması

 

AB Komisyonu ve Avrupa Birliği devletleri bir süredir Rusya’dan gaz ve petrol ithalatına alternatifler arıyordu. AB Komisyonu’nun planına ve iddiasına göre, birkaç yıl içinde Rusya’dan gelen enerji tedarikinden tamamen vazgeçilecek. Avrupa Birliği’nin, İsrail ve Mısır ile imzaladığı anlaşma, bunun ilk adımı kabul ediliyor. Bu anlaşma ile alınacak gazın Rus gazına alternatif olabileceği var sayılıyor. Mısır’ın başkenti Kahire’de AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in de katıldığı bir enerji konferansının oturum aralarında AB, İsrail ve Mısır’la doğalgaz anlaşması imzaladı. 

İsrail Enerji Bakanlığı 15 Haziran günü yaptığı açıklamada, anlaşmanın İsrail gazının ilk kez Avrupa’ya önemli ihracatını sağlayacağını söyledi. AB ise, İsrail’in gelecekte Rus enerjisine olan bağımlılığını azaltmaya yardımcı olabileceğini belirtti. İsrail Enerji Bakanlığı’na göre, AB ile gaz ihracat anlaşması üç yıllık bir süre için imzalandı ve otomatik olarak iki yıl daha uzatılacak. Von der Leyen, Kahire’de imzalanan anlaşmanın, Ukrayna savaşı nedeniyle AB için “çok zor bir zamanda” yapıldığını belirtti.

Yetkililer, İsrail gazının boru hattıyla Mısır’daki sıvılaştırma tesislerine gönderileceğine ve ardından Avrupa’ya sevk edileceğine inanıyorlar. Von der Leyen, anlaşmanın bölgesel iş birliğini de güçlendireceğini iddia etti. AB ayrıca Mısır ile hidrojen üretimi konusunda bir anlaşma yapmayı planlıyor. İsrail’e göre, ihracat anlaşmasının bir parçası olarak Avrupalı ??şirketler, yeni gaz kaynakları aramak için İsrail ve Mısır ihalelerine katılmaya teşvik edilecek.

ABD-NATO savaş arabasına binen AB şefleri ile Avrupa Birliği devletleri telaşlı bir şekilde Rus gaz ve petrol ithalatına alternatifler bulmaya çalışıyor. Rusya kaynaklı gaz, geçen yıl AB gaz tüketiminin yüzde 45‘ini oluşturdu. AB, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı nedeniyle Rusya’ya kömür ve petrol ambargosu uygulama kararı aldı. Ancak Rusya’nın gaz ve petrolüne bağımlı olduğu için, aldığı kararı tam uygulayamıyor.

AB, dünyanın en büyük doğal gaz ithalatçısıdır. Doğalgaz şu anda AB’nin enerji tüketiminin yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Bunun çoğu konutları ısıtmak için kullanılıyor. Akdeniz’de bin 900 kilometrelik bir boru hattı, İsrail’den Kıbrıs üzerinden Yunanistan’a ve dolayısıyla AB’ye gaz taşımak için yıllardır planlanıyor ancak bu yönde somut adım atılabilmiş değil.

Doğu Akdeniz’de İsrail Tamar ve Leviathan sahaları ve Mısır Zohr sahası da dahil olmak üzere büyük gaz yatakları keşfedildi. Gaz portföylerini genişletmek ve kendilerini petrole daha az bağımlı kılmak isteyen Eni, BP ve Total gibi enerji şirketleri rekabet halindedir.

Göründüğü kadarıyla Mısır LNG tesisleri aracılığıyla gaz ihraç edebilecek. Rusya ile Avrupa arsındaki krizin Mısır için bir fırsat olabileceği söyleniyor. CNBC’ye verdiği demeçte, “mevcut durumda iyi bir konumda olduklarını” söyleyen Mısır Petrol Bakanı Tarek al-Molaa şu değerlendirmeyi yapıyor: “Büyük bir petrol üreticisi olmasak bile, doğalgazımız var ve LNG ihracatının Akdeniz’deki merkezi haline gelebiliriz. Biz ve diğer Akdeniz ülkeleri bu durumu ekonomimizi geliştirmek için kullanacağız…”

Mısır, 2020’de Yunanistan, Kıbrıs, Ürdün, İtalya ve İsrail ile “Doğu Akdeniz Gaz Forumu” kurdu. Amaç, ortaklaşa gaz üretimini teşvik etmek ve ihracatı organize etmektir. BP’ye göre, Mısır şu anda yılda 73 milyar metreküp gaz üretiyor ve bu trend yükseliyor. İsrail’in ise tahminlere göre en az bir trilyon metreküp gaz rezervine sahip olduğu belirtiliyor. Buna rağmen AB’nin imzaladığı anlaşmanın gaz sorununu çözmesi zor görünüyor. Zira Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervleri etrafında yaşanan gerilim, rekabet ve pazarlıklar verili koşullarda AB’ye gaz sevkiyatını büyük oranda sınırlıyor.

 

 

 

 

Assange için ABD’ye iade kararı

 

Sığındığı Ekvador büyükelçiliğinden kaçırılan WikiLeaks’ın kurucularından Julien Assange üç yıldan fazla bir süredir Londra›nın Belmarsh Maksimum Güvenlikli Hapishanesi’nde ABD’ye iade edilmek için tutuluyordu.

17 Haziran günü, Britanya Bölge Mahkemesi’nin Assange’ın ABD›ye iadesi için verdiği karar Yüksek Mahkeme tarafından onaylandı. İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, Julian Assange’ın ABD’ye iadesini onayladı. WikiLeaks’in kurucusu iade edilirse ABD’de Casusluk Yasası’na göre ömür boyu hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak. Bunun nedeni, bir gazeteci olarak ABD’nin sayısız savaş suçunu, darbe girişimlerini ve insan hakları ihlallerini ifşa etmesi ve ayrıca İngiltere’nin ve diğer emperyalist müttefiklerinin suç ortaklığını göstermesidir. ABD’ye teslim edilerek ömür boyu hapis anlamına gelen 175 yıllık cezanın önlenmesi için Assenge’in önünde 14 günlük temyiz hakkı bulunuyor. Kararı “basın özgürlüğü ve İngiliz demokrasisi için kara bir gün” olarak kınayan WikiLeaks, Twitter’dan yaptığı açıklamada, İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin kararına itiraz edeceğini duyurdu.

WikiLeaks yaptığı açıklamada, İngiltere’nin aldığı iade kararını onaylayan ‘’İçişleri Bakanı’nın yalnızca ABD hükümetinin Julian’a karşı işlediği suçları değil, aynı zamanda ABD hükümetinin WikiLeaks’in ifşa ettiği suçları da tasvip ediyor” dediği açıklamasında şöyle deniyor:

"Bu, basın özgürlüğü ve İngiliz demokrasisi için kara bir gündür. Bu ülkede ifade özgürlüğü hakkını önemseyen herkes, İçişleri Bakanı’nın Julian Assange’ın kendisine suikast planlarını kanıtlamış olan Amerika Birleşik Devletleri’ne iadesini imzalamasından derinden utanmalıdır. Julian en ufak bir yanlış yapmadı. Suç işlemedi, suçlu değil. Gazeteci ve yayıncıdır ve yaptığı işten dolayı cezalandırılmaktadır.”

Kararın siyasal bir karar olduğuna vurgu yapılan açıklamada, ‘’Sokakta daha yüksek sesle bağıracağız, örgütleyeceğiz ve Julian’ın hikayesini herkese duyuracağız’’ denilerek şunlar ifade edildi:

"Julian’ın özgürlüğüne giden yol uzun ve zorludur. Bugün mücadelenin sonu değil. Bu sadece yeni bir yasal savaşın başlangıcı. Temyiz edeceğiz ve bir sonraki temyiz Yüksek Mahkeme’de olacak. Sokakta daha yüksek sesle bağıracağız, örgütleyeceğiz ve Julian’ın hikayesini herkese duyuracağız. Kusura bakmayın, bu başından beri siyasi bir davaydı. Julian, kendisini iade etmek isteyen ülkenin savaş suçları işlediğine ve bunları örtbas ettiğine dair kanıtlar yayınladı; bu ülkenin işkence kullandığını ve kurbanlarını yok ettiğini; yabancı yetkililere rüşvet verdiğini ve ABD’nin yanlışlarına yönelik soruşturmalara hile karıştırdığını söyledi. İntikam kararı, onu hayatının geri kalanında en karanlık hapishane hücresinde ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Bunu yaparken, başkalarının hükümetleri sorumlu tutmasını engellemek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Julian’ın özgürlüğü tüm özgürlüklerimizle bağlantılıdır. Julian’ın ailesine geri dönmesi ve hepimizin konuşma özgürlüğünü geri kazanması için savaşıyoruz.”

İngiliz-İrlanda Gazeteciler Sendikası (NUJ) yaptığı açıklamada, kararın Assange davasının ötesindeki etkisini özetleyerek, ‘’o iade edilecek ve hayatının geri kalanını hapiste geçirme riskiyle karşı karşıya kalacak’’ vurgusu yapıldı.