9 Kasım 2018
Sayı: KB 2018/42

İşçi sınıfı hakları, onuru ve geleceği için mücadele etmelidir!
Çürümüşlük diz boyu!
Barınma bir haktır, rant alanı değil!
Sınıf devrimcilerine yönelik polis baskınları
Saraya milyarlar halka tasarruf!
Ücretlere derhal zam yapılsın!
Kıdem tazminatının fona devri için ‘ilk adım’
Sermayeye arsa tahsisine “istihdam” çarpıtması
Sendikamız yöneticilerine hapis cezası verildi!
Atölyeden holdinge: Sanko
Rusya’da devrim ve proletarya devriminin sorunları - H. Fırat
Filistin direnişini tasfiye çabaları boşa düşecektir!
“Bütün düzen bir tahterevalli”
Kapitalizm şiddet üretir, kapitalizme karşı mücadeleye!
Mesleki eğitimde üretim yarışı ve ücretsiz kölelik gerçeği
“Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim!”
“40 paralık adam” ve bugüne dersi
Geçmişin umudu üreten deneyimlerini anı olmaktan çıkarmalıyız!
Bir gün
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim!”

 

Geçtiğimiz günlerde, sermayenin “demir yumruğu” Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Türkiye Gençlik Zirvesi’nde bir konuşma yaptı. Gençliği övüp göklere çıkardığı ilk sözlerinin ardından asıl meseleye gelerek üniversitelilere vaazlarda bulundu. Üniversitelilerin eğitim döneminde aldıkları geri ödemesiz bursların onları bedavaya alıştırdığını iddia etti. Gençlere geri ödemeli burs almaları “öneri”sinde bulunarak, eğitim sonrasında girdikleri sigortalı bir işle kredi borcunu ödeyebileceklerini söyledi.

Türkiye Gençlik Zirvesi’nin ardından, AKP TBMM Grup Toplantısı’nda da konuşan Erdoğan, “Bazı öğrencilerimiz ‘illa da’ burs diyor. Evladım, illa da burs yok! Sen krediye de müracaat etsen, faiz uygulaması yok. Size en uygun taksitlerle ve sigortalı işe girdiğiniz zaman devlet bunu sizden tahsil edecek” dedi. Bu konuşmaların ardından, devlet bursu alan birçok kişinin bursu, “düşük not” bahanesiyle, hiçbir bilgilendirme yapılmadan krediye çevrildi.

Erdoğan’ın son dönemde toplumun her kesimine seslendiği konuşmalarının gerisinde, dünya ölçüsünde yaşanan ekonomik krizin giderek derinleşmesi var. Türkiye bu krizden yoğun olarak etkilenen ülkelerden biri. Sermaye devleti, krizin faturasını işçi ve emekçilere ödettirmek için bin bir türlü yola başvuruyor. Sosyal haklarının gasp edilmesi, maaşlarının erimesi, işten atmalarla bir yandan işçilere ve emekçilere saldırı gerçekleştirilirken, diğer yandan emekçi çocuklarına da fatura çıkarılıyor. Erdoğan’ın üniversitelilerin burslarına göz dikmesi, krizin faturasının gençliğe de ödettirilmek istendiğini gösteriyor.

Öğrenci kredilerinin mezun olduktan sonra girilecek sigortalı bir işle geri ödenebileceği vaazında bulunan Erdoğan, gençliği ilgilendiren çok daha önemli bir sorunu, kriz ile daha da büyüyecek genç işsizlik oranını ise görmezden geliyor.

TÜİK’in Haziran 2018 verilerine göre, yükseköğretim mezunu işsizlerin oranı, yüzde 12.7’dir. OECD ortalamasının iki katı olan bu oran, Türkiye’de bir milyona yakın üniversite mezununun işsiz olduğunu gösteriyor. Tüm işsizlerin yüzde 28’ini üniversite mezunları oluşturuyor. KYK Genel Müdürlüğü, “Öğrenim/katkı kredisi alan ve muhtelif yıllarda borçlarını zamanında ödemediği için … 2018 yılında vergi dairesine bildirilen borçlu sayısının 279.897 kişi” olduğunu açıklıyor. 2017 yılına ait kredi ve öğrenim borcunu ödeyemeyen öğrenci sayısı 342 bin 282, borç miktarı ise 2 milyar 95 milyon 228 bin 502 lira.

Henüz meslek edinmeden devlete borçlandırılan gençler, mezun olduklarında da borçlu olarak diplomalı işsizler ordusuna katılıyorlar.

Verilen burslar ve krediler ise ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak. Yurtlara, yemekhaneye, ulaşıma, temel tüketim maddelerine yapılan yüksek zamlar nedeniyle gençler bin bir güçlükle eğitimlerini sürdürmeye çalışıyorlar.

Eğitim en temel insan hakkıdır. Her geçen gün daha da niteliksizleşen, gerici ve paralı hale getirilen eğitim, kapitalist sistemin çıkarlarına göre şekillendiriliyor. Oysa eğitimin eşit, parasız, bilimsel olması, anadilde verilmesi gerekiyor. Gençlik geleceğine sahip çıkmalı, eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim için mücadelesini yükseltmelidir.

P. Sevra

 

 

 

 

Kredi değil, parasız eğitim istiyoruz!

 

“Sermayenin demir yumruğu” Tayyip Erdoğan yine öğrencilerle ilgili konuştu. Türkiye Gençlik Zirvesi’nde konuşan Tayyip Erdoğan şunları söyledi: “Burslu öğrenci sayısı bu yıl 150 bine ulaştı. Gençlerimizde şöyle bir anlayış var. Gerçeği söylemem lazım. İlla burs… Niye burs? Bursun geri ödemesi yok. Be evladım, kredi aldığın zaman faizsiz iş bulmadan da değil. İş bulduktan sonra çok basit taksitlerle ödüyorsun. Bu seni bedavacılığa da alıştırmıyor. Bu milletin gençlerine bu yakışır.”

Üniversiteye başlayan her öğrenci KYK’ya başvurur. Burs ya da kredi çıkma ihtimali, okuma ve yaşama ihtimali ile eş değerdir bir öğrenci için. İşçi ve emekçi çocuklarının başka bir şansı yoktur. Ki üniversite öğrencilerinin yarısından çoğu okurken ek iş yapmak zorunda. Kafelerden otellere, standlardan anket yapımına dek birçok iş “öğrenci işi” olarak tanımlanır. Kredinin bir öğrenciye çıkması demek, okuduğu süre boyunca, faizli olarak geri ödemek üzere borçlanmak demektir. Türkiye’de doğduğunda IMF’ye borçlu doğan nesiller yaşamları boyunca borçlanarak yaşıyorlar. Burs alımına “bedavacılık” diyen Tayyip Erdoğan, öğrencilerin neden burs ya da krediye ihtiyaç duyduğuna hiç değinmiyor. Ekonomik krizde “daha fazla sıcak para” diyen Erdoğan gözünü öğrencilerin bursuna dikti. Ekonomik krizin faturasını ödetme derdinde. Konuşma aralarında “harçları o eylem yapanlar değil biz kaldırdık” dedi. Eylemler bu konudaki rahatsızlığın dışavurumudur ve har(a)çların kaldırılması eğitimin parasız olması anlamına gelmiyor. AKP şefi her konuda yaptığı gibi çarpıtma yapıyor.

Türkiye’de YÖK’ün verilerine göre 7 milyon 560 bin 371 üniversite öğrencisi var. Barınmadan yemeğe, ulaşımdan eğitim araç gereçlerine varana dek paralı olan eğitimde burs-kredi bile öğrencilere yetmiyor. Üniversiteler her yeni döneme son derece kötü olan yemekhane ve kantin zamlarıyla giriyor. Yurtların durumu ortada, her gün zehirlenme vakaları haberlere yansıyor. 7 milyondan fazla öğrencinin sadece %10’u devlet yurtlarından yararlanabiliyor. Ki devlet yurtları da paralı, ancak özel yurtlara kıyasla daha ekonomik. İşçi ve emekçiler için bir çocuğunu üniversitede okutmak, işçi-emekçi çocukları için de okumak çok masraflı.

Eğitimin her kademesi paralı. Ancak eğitime ayrılan pay çok düşük. Sayıştay raporları, belediyelerden saraya varana dek iktidar ve yandaşlarından kimsenin “itibardan tasarruf etmediğini” gözler önüne seriyor. Teknik gezilerden makam araçlarına kadar giden paranın haddi hesabı yok. Diyanet bütçesi 37,3 milyar ancak yine de Diyanet’e göre yetersiz. İşçi ve emekçilerin paraları her yolla kesilirken, işsizlik fonu yağmalanırken, kıdem tazminatına göz dikilirken, AKP iktidarı faturayı emekçilere ve onların çocuklarına kesmenin yollarını arıyor.

Ulaşımından barınmasına, yemeğinden eğitim masraflarına her kademesinin parasız olduğu bir eğitim istiyoruz.

Özerk-demokratik üniversite, eşit-parasız eğitim!

Devrimci Gençlik Birliği

Kasım 2018