9 Kasım 2018
Sayı: KB 2018/42

İşçi sınıfı hakları, onuru ve geleceği için mücadele etmelidir!
Çürümüşlük diz boyu!
Barınma bir haktır, rant alanı değil!
Sınıf devrimcilerine yönelik polis baskınları
Saraya milyarlar halka tasarruf!
Ücretlere derhal zam yapılsın!
Kıdem tazminatının fona devri için ‘ilk adım’
Sermayeye arsa tahsisine “istihdam” çarpıtması
Sendikamız yöneticilerine hapis cezası verildi!
Atölyeden holdinge: Sanko
Rusya’da devrim ve proletarya devriminin sorunları - H. Fırat
Filistin direnişini tasfiye çabaları boşa düşecektir!
“Bütün düzen bir tahterevalli”
Kapitalizm şiddet üretir, kapitalizme karşı mücadeleye!
Mesleki eğitimde üretim yarışı ve ücretsiz kölelik gerçeği
“Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim!”
“40 paralık adam” ve bugüne dersi
Geçmişin umudu üreten deneyimlerini anı olmaktan çıkarmalıyız!
Bir gün
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ücretlere derhal zam yapılsın!

 

İşçi ve emekçilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştıran kriz koşullarında Ekim ayı enflasyon rakamları açıklandı. Tüketici fiyatlarında enflasyon şimdilik yüzde 25.24’e yükseldi.

Bu oran işçi ve emekçilerde asgari ücrete yapılacak zam konusunda belli beklentiler yarattı. Zira bu tabloya göre asgari ücrete en alt sınırda yapılacak zam oranının yüzde 20-25 civarında olması bekleniyor. Bu, gerçekte böyle olmasa da, şimdiye kadar yapılan zamların mevcut enflasyon oranına göre hesaplandığının söyleniyor olmasından kaynaklı. Eğer yüzde 25’lik zam gerçekleşirse, asgari ücret 2000 liraya çıkmış olacak.

İşçi ve emekçilerin alın teriyle dolan sermayenin hazine ve maliyesine bakan Berat Albayrak ise “Kasım ve Aralık’ta fiyatlama normalleşecek. Trend gayet olumlu, yıl sonu hedeflerini yakalayacağımız bir noktadayız” dedi. Albayrak’ın düşüreceğiz dediği enflasyondan işçi ve emekçilerin anladığı ise, gerçekten iyileşecek yaşam koşulları, geri alınacak zamlar ve artacak ücretler değil elbette. Albayrak, başta asgari ücret artışı olmak üzere enflasyon oranında yapılacağı söylenen ücret artışlarını en aza indirmek için düşük gösterilecek enflasyondan bahsetmektedir. AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise asgari ücret ile ilgili olarak, “Komisyon Aralık ayında toplanacak” dedi. Sermaye sözcüleri, asgari ücretin henüz gündemlerinde olmadığını söylemek istese de, her şeye zam geldiği bir zamanda Kasım ve Aralık ayında enflasyonu hesap oyunlarıyla düşürüp asgari ücret artışını buna göre yapmayı planlamaktadırlar. Böylece asgari ücrete enflasyon oranında zam yaptık yalanını söylemeyi hedefliyorlar.

İşçi ve emekçiler ise sınıf olarak tutum alabilecek bir örgütlülükten yoksun oldukları için, sadece birey olarak tepkilerini ifade etmeye çalışıyorlar. Bu tepkiler fabrikalarda huzursuzluk olarak dışa vuruyor. İşçi sınıfı adına konuşma yetkisinin kendilerinde olduğunu düşünen sendika ağaları ise, meydanı boş bulmanın rahatlığıyla kelimenin tam anlamıyla saçmalıyorlar. Türk-İş Başkanı Ergun Atalay, asgari ücretin daha şimdiden 2000 TL yapılmasını talep ederken, hemen arkasından da “İmkânı olanlar bu parayı versinler. İmkânı olmayandan zorla alacak halimiz yok” diyebiliyor.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyleyen Atalay, yaptığı açıklamada, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu kastederek “Şimdi sayın bakanımıza geldik. ‘Bunu bir an evvel toplamak gerekiyor’ diye ifade ettik. Sayın Bakanımızın da ifadesi şu oldu; Hukuken bunu toplama imkânı yok, hukuken toplasak da bu, Ocak ayında yürürlüğe girecek.’ Toplama imkânı yasal olarak yoksa da asgari ücretin yeterli olmadığını bildikleri ve bununla ilgili yeterli bir zam yapacaklarını ifade etsinler. Bunları söyledik, hatırlattık. İmkân varsa bunu bir ay geriye çekelim diye arzu ediyorduk ama hukuken bunun mümkün olmadığı ifade ediliyor. Bir daha uzmanları ve hukukçuları çalışma yapacak ve bir gelişme olursa haber verecek, konuşacağız.”

İşçi sınıfının üretimden gelen gücünü daha iyi bir ücret ve daha iyi çalışma koşulları yaratma mücadelesinde bir baskı aracına dönüştürmek, masaya yumruk vurup hak aramak, verilmediğinde bu hakkı şaltere uzanan ellerin ve sokağın gücüyle almak, bu ağaların kitabında hiçbir zaman olmadı. Onların sendikacılık anlayışı, sermaye sınıfının göz yumduğu sınırlar ve kendi ceplerinin dolmasıdır. Bu yüzden hükümetlere yandaş olmaya, sermayeye şirin görünmeye özel gayret sarf ederler.

Ancak işçi sınıfının ağırlaşan yaşam koşullarına karşı tepkisi şimdilik sadece homurdanma, içten içe öfke duyma şeklinde olsa da, çalışma ve yaşam koşullarının ağırlaşması, ücretlerinde bekledikleri bir artışın gerçekleşmeyecek olması mutlaka bir tepkiye neden olacaktır. Şimdiden ücretlerine zam isteyen işçilerin beklentisi zaman geçtikçe artacaktır.

Önümüzdeki süreç, daha iyi bir ücret için işçi sınıfının mücadele potansiyelinin artacağı günlere işaret etmektedir. Artan hayat pahalılığı ile gittikçe yoksullaşan işçilerin bu kayıplarını da telafi edecek talepler önem kazanacaktır. Bunu işçiler henüz sınırlı da olsa dile getirmeye başlamış bulunuyorlar. Bu taleplerden biri hayat pahalılığı karşısında insanca yaşamaya yetecek bir zam olurken, bir diğeri de asgari ücrete yapılacak zammın sadece 2019 başından itibaren değil, geriye dönük olarak da işletilmesidir. Ancak bu talepleri kazanmak işçi sınıfının vereceği mücadeleye bağlıdır. Bu mücadele ise tabandan gelen örgütlenmeler ile mümkün olacaktır.

 

 

 

 

AMCOL Mineral Madencilik’te grev

 

Edirne Enez’de bulunan AMCOL Mineral Madencilik San. ve Tic. A.Ş. isimli işyerinde, Türkiye Maden İşçileri Sendikası ile süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ücret zammı üzerine anlaşılamamasının ardından 85 işçi 6 Kasım’da greve çıktı.

Toplu iş sözleşmesinde sosyal haklara ilişkin anlaşma sağlandığı ancak enflasyonla eriyen ücretlere zam yapılması konusunda anlaşılamadığı bildirildi.

İşçiler fabrikada sarf ettikleri emeğin karşılığını alamamalarına tepki göstererek haklarını istediklerini vurguladı.