19 Ekim 2018
Sayı: KB 2018/39

Emekçiler dur demedikçe fatura kabarmaya devam edecek
Cinayet ve “çirkef üçgeni”
Pazarlık kozundan barışma hediyesine dönüşmek
Rahip ve “bağımsız yargı” rezaleti
AKP iktidarında açlık ordusu büyüyor
“Tasarruf” derken ödenekler arttırıldı
MİB MYK Ekim Ayı Toplantısı Sonuç Bildirgesi
Suriyeli işgücü veya kölelik kapılarında yaşam
İGA CEO’su günah çıkartırken 3. havalimanının değişmeyenleri
Kriz, işçi toplantısı ve ötesi
Anısı ve davası hep yaşayacak!
Yarım asır taşıdığın kızıl bayrağı yükseklerde tutacağız!
Senin mücadelen bizlere ışık tutacak!
Yoldaşların senin bıraktığın mirasa daha sıkı sarılacaklar!
Yarım asırlık devrimci adanmışlık!
Fransa’da kapsamlı saldırılara karşı işçi ve emekçilerin mücadelesi sürüyor
Dünyadan işçi-emekçi eylemleri
Adaletsiz düzende “adil olmak!”
Kadının yeri neresi?
Zindan direnişlerinde ölümsüzleşenler kavgamızda yaşıyorlar!
Kürt ulusunun kanayan yüreği
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

2019 yılı bütçesi

“Tasarruf” derken ödenekler arttırıldı

 

Türkiye kapitalizminin içerisinde bulunduğu ekonomik kriz giderek daha yakıcı hale gelirken, sermaye devleti sözde “kamuda tasarruf” uygulanacağını açıklamıştı.

Fabrikalarda ağırlaştırdığı sömürü koşullarıyla, artan işsizlik ve enflasyonla faturayı işçi sınıfına ve emekçilere ödeten sermaye devletinin “kamuda tasarruf” iddialarının yalan olduğu saraya ve bürokratlara yapılan israf harcamalarıyla ortaya serilmişti. “Tasarruf” yalanı 2019 bütçesi için açıklanan tavan ödeneklerle de bir kez daha açığa çıktı.

Bütçe ödeneklerinin de yer aldığı 2019-2021 yılı Orta Vadeli Mali Plan yayımlandı. Hemen hemen tüm bakanlıklar ve devlet kurumlarının tavan ödenekleri geçen yıl hazırlanan plana kıyasla artış gösterdi. Geçtiğimiz yıl 737,9 milyar lira olarak öngörülen 2019 bütçesi, yeni planda yüzde 20 artışla 885,2 milyar lira oldu.

Saraya ayrılan ödenek 3’e katlandı

Bütçeden ayrılan ödeneğin artış gösterdiği kurumlar arasında da cumhurbaşkanlığı dikkat çekti. Saraya ayrılan ödenek, geçtiğimiz yılki plana kıyasla neredeyse 3’e katlandı. 2017’de yapılan planda 1 milyar 50 lira ödenek ayrılan cumhurbaşkanlığına 2019’da 2 milyar 819 milyon lira, 2020’de 2 milyar 900 milyon lira, 2021’de ise 3 milyar 91 milyon lira ödenek tavanı ayrıldı.

Geçen yılki planda 8,4 milyar lira ödenek ayrılan Diyanet İşleri Başkanlığı, yeni planda 10,4 milyar lira bütçe tavanına sahip oldu. Bu tutarla, 29 kurumu geride bırakan Diyanet için 2020’de 11,9 milyar lira, 2021’de ise 13,1 milyar lira ödenek öngörüldü.

Albayrak’ın başındaki bakanlık yine ilk sırada

Bütçeden en fazla ödenek ayrılan bakanlık ise damat Berat Albayrak’ın başında bulunduğu Hazine ve Maliye Bakanlığı oldu. 2019 yılı bütçesinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’na 388,9 milyar liralık ödenek ayrıldı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ardından kurumlar tek başına ele alındığında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 113,8 milyar liralık ödenekle ikinci sırada yer aldı. Buna karşın, savaş, saldırganlık ve devlet terörünü uygulamakla sorumlu kurumlar bir arada ele alındığında ödenekleri MEB’inkiyle aynı seviyede oldu. MİT Başkanlığı’na 2 milyar 158 milyon lira, Milli Savunma Bakanlığı’na 46 milyar 462 milyon lira, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 33 milyar 676 milyon lira, Jandarma Genel Komutanlığı’na 19 milyar 604 milyon lira, İçişleri Bakanlığı’na 8 milyar 572 milyon lira ödenek ayrıldı.

En fazla ödenek ayrılan bir diğer kurum da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı oldu. Tek adam rejiminde 3 bakanlığın birleştirilmesiyle oluşturulan yeni kuruma 103 milyar 91 milyon lira ödenek ayrıldı.

 

 

 

 

Saray rejimi emeklileri “yük” sayıyor

 

AKP şefi Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada emeklilikte yaşa takılanların taleplerini hedef aldı. Emeklilerin alacaklarının 750 milyar lira olduğunu ileri süren Erdoğan, erken emeklilikten yararlanacakların haklarını “yük” diye niteledi. “Ekonominin kurtuluş savaşı verdiği” demagojisi yapan Erdoğan “Böyle bir dönemde, böyle bir yükü milletimizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı” dedi.

Saray rejiminin, “milletin sırtına bindirdiği” harcamalarsa, Eylül ayı bütçesinde ortaya serildi. Toplam 546,8 milyar liralık gelirlerin çoğunluğunu -459,4 milyar lira- vergilerin oluşturduğu bütçedeki ‘yük’ şöyle:

- Faiz giderleri Eylül’de 10,2 milyar lira oldu, 9 ayda 60 milyar lirayı geçti.

- 9 ayda 65,6 milyar lira harcama yapılan “görev zararları” kaleminde sosyal güvenlikle ilgili kurumlara 61,3 milyar lira verildi.

- 9 ayda 100 milyon liranın üzerine çıkan reklam giderlerinde bir önceki aya kıyasla Eylül’de 13,5 milyon lira daha fazla harcandı.

- Kira gideri Eylül’de 116,8 milyon lira, 9 ayda 876,3 milyon lira oldu. “Hava taşıtı kiraları”na 9 ayda 85,8 milyon lira giderken, sadece Eylül’de 23,6 milyon lira harcandı.

- “Diğer sosyal amaçlı transferler” adı altında gizli tutulan, gerici vakıflara yardımlar, 9 ayda yaklaşık 10 milyar lira, Eylül’de 1,5 milyar lira tuttu.

- Örtülü ödenekte Eylül ayında 21,6 milyon lira, 9 ayda ise 1,3 milyar lira harcandı.

 

 

 

 

Sarayda israf, halka “kemer sıkma”

 

Önce “kriz mriz yok” diye vaaz veren, ardından “kriz fırsatlar yaratır” diyen, krizin konuşulmasına bile tahammül edemez duruma düşünce de medyadaki beslemelerine “krizi unutturun” diye emir veren saray rejiminin başı, son olarak “kemer sıkma” politikalarını ilan etti.

T. Erdoğan tarafından imzalanan ve “2019-2021 Dönemi Yatırım Programı Hazırlıkları” diye anılan bu “kemer sıkma” programıyla kamu harcamalarında kısıtlamaya gidilecek. Programa göre kamu alanındaki yatırımların bir kısmının durdurulması ve yeni yatırım yapılmaması öngörülüyor. Kamu harcamalarının kısılması, öncelikle sağlık, eğitim, yerel yönetimlerin hizmetleri gibi halkı ilgilendiren alanlara ayrılan bütçenin kısılması anlamına geliyor. “Çok acil durumlar” dışında ameliyat yapmanın yasaklanması, hastaların birçok ilaca ulaşamamaları, atanamayan yüz binlerce öğretmenin işsizliğe mahkumiyetinin devamı vb. sorunları daha da derinleştirecek bir programdır söz konusu olan.

Emekçilerin temel ihtiyaçlarından kesilerek sağlanacak “tasarruflar” ise, saray rejimi tarafından -AKP şefinin deyimiyle- “faiz lobisi”nin kasalarına akıtılacak.

Sarayın dinci-şoven rejimi, “tasarruf” adı altında emekçilerin temel ihtiyaçları için harcanması gereken kaynaklara el atarken, kendi sefahat düzeninden ise milim şaşmıyor. Kısa süre önce açıklanan resmi rakamlara göre saraydaki sefahatin günlük maliyeti 1,8 milyon liraya ulaşıyor. Gayrı resmi miktarı ise “faniler” bilmiyor. Bu israf yetmiyormuş gibi, Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları için 76 kişi alındı. Meziyetleri saraya dalkavukluk yapmaktan ibaret olan bu kişilere ödenecek maaş aylık 12 bin lirayı bulacak.

Ölçüsüz israf sarayla sınırlı değil. Örneğin TÜSİAD’ın hazırladığı Merkezi Yönetim Bütçesi raporuna göre AKP hükümeti 2017 yılında yaptığı 65 milyar liralık harcamayı ‘diğer giderler’ adı altında gizledi. Görüldüğü gibi saraydaki ölçüsüz sefahatin yanı sıra AKP de bütçeyi fütursuzca yağmalıyor.

Milyonları işsizlik ve sefalete sürükleyen bu iktidar, bütçeyi yağmalama ayrıcalığını “yerlilik/millilik” diye yutturmaya çalışmakla kalmıyor, utanıp sıkılmadan da halkı fedakarlık yapmaya çağırıyor.