19 Ekim 2018
Sayı: KB 2018/39

Emekçiler dur demedikçe fatura kabarmaya devam edecek
Cinayet ve “çirkef üçgeni”
Pazarlık kozundan barışma hediyesine dönüşmek
Rahip ve “bağımsız yargı” rezaleti
AKP iktidarında açlık ordusu büyüyor
“Tasarruf” derken ödenekler arttırıldı
MİB MYK Ekim Ayı Toplantısı Sonuç Bildirgesi
Suriyeli işgücü veya kölelik kapılarında yaşam
İGA CEO’su günah çıkartırken 3. havalimanının değişmeyenleri
Kriz, işçi toplantısı ve ötesi
Anısı ve davası hep yaşayacak!
Yarım asır taşıdığın kızıl bayrağı yükseklerde tutacağız!
Senin mücadelen bizlere ışık tutacak!
Yoldaşların senin bıraktığın mirasa daha sıkı sarılacaklar!
Yarım asırlık devrimci adanmışlık!
Fransa’da kapsamlı saldırılara karşı işçi ve emekçilerin mücadelesi sürüyor
Dünyadan işçi-emekçi eylemleri
Adaletsiz düzende “adil olmak!”
Kadının yeri neresi?
Zindan direnişlerinde ölümsüzleşenler kavgamızda yaşıyorlar!
Kürt ulusunun kanayan yüreği
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Fransa’da kapsamlı saldırılara karşı işçi ve emekçilerin mücadelesi sürüyor

 

Fransa devletinin dümenindeki Emmanuel Macron yönetiminin, patronlar sendikası MEDEF’in çıkarları doğrultusunda kusursuzca uygulamak istediği sosyal yıkım politikalarına karşı öfke dinmek bilmiyor. İşçi ve emekçilerin tepkileri günden güne büyüyor.

Her gün yeni bir fabrikanın kapanması ile işsizler ordusuna yenilerinin eklendiği Fransa’da, Amerikan Ford şirketine ait fabrikayla ilgili belirsizlik de ortadan kalktı, şirket fabrikayı kapatma kararını resmen açıkladı. Ford fabrikasında 850 işçinin yanı sıra kiralık işçi bürolarından 100’ün üzerinde geçici işçi çalışıyordu. Günlük olarak kapanan onlarca fabrika ve atölyede işini kaybedenlerin ortalama sayısı bini geçiyor. Kapitalist krizin bedeli işçi ve emekçilere işsizleştirmeyle ödetiliyor. İşsiz ve yoksul sayısının 10 milyonu geçtiği resmi rakamlarla doğrulanan Fransa’da, 150 bin evsizin sokakta yaşadığı belirtiliyor.

Fransız burjuvazisi, onun adına sermaye devleti işsizliği azaltma, alım gücünü yükseltme gibi açıklamalarla işçi ve emekçilerin beynini bulandırarak, kazanılmış hakları birer birer gasp ediyor. İşçi ve emekçilere köleliği, gençliğe ise geleceksizliği dayatan sermaye devletinin saldırı politikaları, dozu sürekli arttırılarak hayata geçiriliyor. Saldırılara karşı işçi ve emekçiler, emekliler ve öğrenci gençlik cephesinden aynı kararlılıkla direnişler de sürdürülüyor. Her ne kadar CFDT, CFTC, CFE-CGC gibi sarı sendikaların işbirlikçi bürokratları MEDEF ve hükümetin taleplerini olumlu yanıtlayıp onaylasalar da Fransa’da işçi ve emekçi kitle hareketi dizginlenemiyor.

Sendika yönetimlerinin işbirlikçi politikalarına rağmen geçtiğimiz hafta Fransa işçi sınıfı yeniden kitlesel olarak harekete geçti. İşçi ve emekçiler Fransa genelinde 200’e yakın noktada sokaklara çıkarak, tarihi kazanımların gaspına dur diyeceklerini yeniden gösterdiler. Tatil döneminin ardından yapılan eylem işçi sendikalarından CGT, FO ve Solidaire ile öğrenci sendikalarından UNEF, UNL ve FIDL’in çağrısı üzerine sosyal hak gasplarına karşı gerçekleşti.

Başta başkent Paris olmak üzere Fransa’nın birçok kentinde sokaklara çıkan emekçilerin ve öğrencilerin ardından şimdi de emekliler 18 Ekim’de kitlesel olarak sokağa çıkmaya hazırlanıyorlar.

Sermaye devletinin saldırı politikaları içinde Ocak 2019 yılından itibaren “gelir vergisinin direk kaynaktan alınması” adı altında uygulamak istediği vergi reformları yer alıyor. Buna göre vergilerin emekçilerin ücretlerinden direkt olarak patronlar tarafından kesilmesi planlanıyor. Ayrıca puana bağlı emeklilik, sosyal sigortalar ve işsizlik ödenekleri ile sosyal yardımda uygulanmak istenen yeni reformlar söz konusu. Emeklilikte uygulanmak istenen reform ile bir aylık ödeneğe eşit kazanç gasp edilmiş olacak. Hükümetin saldırı politikaları emeklilerle sınırlı kalmıyor. Sosyal sigortalar ve işsizlik kasası ödeneklerinde de reformlar adı altında kesintiler uygulanmak isteniyor. Bir tür özelleştirmeye gidilerek işçi ve emekçilere Amerikan modeli ek özel sigorta dayatılıyor. Emekli sendikaları ve örgütleri emeklilik ücretlerinde “genel katkı payı” (CSG) adı altında gerçekleşen kesintilerin yanı sıra uygulanmak istenen emeklilik reformlarını kabul edilemez buluyorlar.

Saldırıların hedefindeki bir diğer kesimi de demiryolu emekçileri oluşturuyor. SNCF’nin (Fransa Ulusal Demiryolu Şirketi) özelleştirilmesine ve demiryolu paktının kırılmasına karşı haklı taleplerle sokaklara çıkan demiryolu çalışanlarının sergilediği militan direnişe rağmen bugün uygulanan gerici politikalar işçilerin yaşamına mal oluyor. Özelleştirme ve taşeronlaştırmayla birlikte yaşanan ağır baskılar sonucunda bir demiryolu çalışanın intihar etmesi, iki emekçinin ise iş cinayetine kurban gitmesi burjuva basında fazla yer almasa da sendikal basında ve sosyal medyada öne çıkan bir gündem oldu. Sendikalar tarafından, demiryollarında yaşanan intihar ve iş cinayetlerinin ilk olmadığı açıklandı.

İş kazalarının/cinayetlerinin yoğun olarak yaşandığı Fransa’da Sosyal Sigortalar Kurumu’nun verileri korkunç bir tablo sunuyor. Raporlarda sadece 2015 yılında 545 emekçinin iş cinayetine kurban gittiği, 382 emekçinin mesleki hastalık sonucu yaşamını yitirdiği, 36 bin 46 kişinin ise ağır iş kazalarında yaralandığı yer alıyor. 2016 raporlarında ise irili ufaklı 1 milyon 213 bin 486 iş kazasının yaşandığı, 110 bin 144 mesleki hastalık vakasının saptandığı kaydediliyor. En başta sağlık, demiryolu, komünikasyon gibi alanlarda ağır baskı ve kötü çalışma koşulları sonucu intiharların gerçekleştiği, şantiyelerde ise “önlenmeyen önlenebilir kazalar” sonucu iş cinayetlerinin yaşandığı bizzat düzen kurumlarının raporlarıyla gözler önüne seriliyor.

Bir yanda bu korkunç tablo dururken, diğer yanda “tasarruf” adı altında işçi ve emekçilerin elindekilere göz dikiliyor. Sosyal sigorta ödeneklerinde, emeklilik aylıklarında, ev ve aile sosyal yardımlarında, iş kaybı sonucu ödenen işsizlik parasında gaspa giden; işçilerin, emekçilerin, işsizlerin kazanımlarını ortadan kaldıran sermaye devleti, kapitalistlerden kesilmesi gereken sosyal primlerde indirime giderek, sermayeye milyonlarca euroluk teşvik kıyakları yapmaktan geri durmuyor.

Sermayenin saldırılarının bu denli yoğun yaşandığı Fransa’da sağlık sektöründe, belirli postanelerde, enerji gibi değişik sektörlerde emekçilerin lokal direnişleri de kararlılıkla devam ediyor. Paris’te öne çıkan direnişlerden biri taşeronluğa, düşük ücretlere ve kötü çalışma koşullarına karşı 25 Eylül’den beri süren hôtel Park Hyatt Vendôme grevidir. Grev taşeron temizlik işçileri tarafından sürdürülüyor. Geçtiğimiz günlerde grevci işçilere önce özel güvenlik daha sonra da polis saldırısı gerçekleşti. Saldırı sonucu birisi ağır olmak üzere iki direnişçi işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı.

Bilindiği gibi Fransız işçi sınıfının tarihi kazanımlarına yönelik saldırılar Hollande hükümeti döneminde El Khomri çalışma yasası adı altında gündeme geldi ve ardından Macron döneminde de hız kaybetmeden sürdü. Sermayenin saldırılarına karşı Fransa işçi sınıfı 2016 yılından beri yüz binler olarak sokaklara dökülüyor. İşçi ve emekçiler CGT, FO, Solidaire gibi sendikaların çağrılarıyla sokaklara çıksalar da mücadele CFDT, CFTC, CFE-CGC gibi sendikaların sermaye işbirlikçisi yönetimleri tarafından frenlenmeye çalışılıyor. Yaşanan gelişmeler işbirlikçi reformist yönetimlerin elindeki sendikaların tabanında da büyük bir öfkenin biriktiğini ve bunun yavaş yavaş dışa vurmaya başladığını gösteriyor.

Ciddi bir önderliğin, devrimci sınıf hareketinin ve partisinin eksikliği yaşansa da genel grev ve eylemlerin gidişatıyla ilgili belirsizlikler oluşsa da sınıf ve emekçi kitle hareketi dinamizmini koruyor. Burjuvazinin kapsamlı saldırıları ancak Fransa işçi sınıfının tarihsel deneyimine uygun inisiyatifiyle püskürtülebilir. Son yıllara damgasını vuran sınıf ve kitle hareketi bunun başarılabilmesinin koşullarını mayalıyor. Bu maya tuttuğunda, sarı sendikaların işbirlikçi duyarsız tutumuna ve sendikal bürokrasiye inat bugün sokakları zorlayan işçiler, öğrenciler emekçiler, işsizler ve emekliler hiç şüphe yok ki tarihsel miraslarından aldıkları gücü kullanarak sermayenin azgın kölelik politikalarını durduracaklardır.