3 Ağustos 2018
Sayı: KB 2018/30

İçeride kriz, dışarıda gerilim tırmanıyor
Sermayenin kriz çözümü; yoksuldan al, zengine ver!
Ekonomide kriz çanları çalmaya devam ediyor
Büyüme rekorları eşliğinde sefalet derinleşiyor
6 ayda bin polis baskını, yüzlerce gözaltı
Pragmatik politikanın son örneği: Brunson davası
Krizin bedelini patronlara ödetmek için örgütlenelim!
“Hani işçiye OHAL yoktu: İş cinayetleri yüzde 14 arttı”
Toplu işten çıkarmalar ve Kayseri İşçi Birliği
Çel-Mer İşgali’ni hatırlamak...
“Engels’in adı ve yaşamı her işçi tarafından bilinmelidir!” - V. İ. Lenin
PYD Şam yönetimiyle görüşmelere başladı
Trump-Juncker uzlaşması...
Küba, anayasa, sosyalizm…
Macron zor durumda…
Kapitalizm insanı ve doğayı katlediyor
Temmuz ayında en az 15 kadın katledildi
İmam hatip projesi çöktü: 200 bin öğrenci sistem dışında kaldı
Hiroşima, Nagazaki ve atom bombası
Patrona cennet, işçiye cehennem bir fabrika: Bross
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

PYD Şam yönetimiyle görüşmelere başladı

E. Bahri

 

PYD ile Suriye yönetimi arasında gerçekleşen yakınlaşma, resmi görüşmelerin başlamasıyla yeni bir aşamaya girdi. Şam’a heyet gönderen Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) siyasi kanadı Demokratik Suriye Meclisi (DSM), Suriye hükümeti yetkilileriyle görüştüklerini duyurdu.

Şam’a gidiş amaçlarının Suriye devletiyle siyasi ve askeri müzakereler yapmak olduğu mesajını veren DSM Eşbaşkanı İlham Ahmed, Reuters’e yaptığı açıklamada, “Rejimle iletişim kanallarının açık olması konusunda kararlıyız. Anayasa, siyasi süreç, bunlar rejim olmadan çözülmeyecek. Rejimin hiçbir yere gittiği yok. ABD’nin politikaları net değil” ifadelerini kullandı.

Kürt liderler tarafından yapılan açıklamalarda öncelikle Suriye Demokratik Güçleri’nin (QSD) kontrol ettiği bölgelere devlet memurlarının dönüşü, Rakka yakınındaki Tabka Barajı’nın onarımı gibi konuların müzakere edildiği, siyasi ve askeri konuların da masada olduğu belirtildi.

Suriye hükümetiyle yakınlaşmayı değerlendiren TEV-DEM Yönetim Kurulu Başkanı Eldar Halil ise, İdlib operasyonuna katılabileceklerini belirtti. “Türkiye’nin Suriye topraklarından çıkarılması gerekir. Efrîn’in kurtuluşuna hizmet edecek bir yaklaşımla bizden İdlib için rol oynamamız istenirse buna hazırız” şeklinde konuşan Halil, tarafların çok yönlü işbirliğine hazırlandıkları sinyalini verdi.

***

Bu gelişmenin Ankara’daki dikta rejim başta olmak üzere, siyonist İsrail ve Körfez şeyhlerini rahatsız edeceğini öngörmek güç değil. Süreci baltalamak için ellerinden geleni yapacakları ise açık. Bu yakınlaşmanın hem Esad yönetiminin hem Kürt hareketinin çıkarlarına hizmet edecek olması ise, baltalama girişimlerinin boşa düşme ihtimalini yükseltiyor.

Yakınlaşmanın devamını sabote edebilecek tek güç Rojava’da askeri üsler kuran emperyalist ABD rejimi olabilir. Konuyu değerlendiren PYD’nin eski eş başkanı ve TEV-DEM Dış İlişkiler Sorumlusu Salih Müslim, ABD’den izin almadıklarını ancak bilgilendirdiklerini belirtti. Kürt hareketinin silahlı kanadının omurgasını oluşturduğu QSD’nin ABD’ye rağmen böyle bir adım atması kolay değil. Dolayısıyla zımnen de olsa ABD’nin onayının alındığını tahmin etmek güç değil.

Bu gelişmenin kısa süre önce Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de gerçekleşen Putin-Trump görüşmesinde ele alındığı anlaşılıyor. Eğer süreç ABD tarafından baltalanmazsa, Amerikan askerlerinin Suriye’den çekilmesi gerektiğini savunan eğilimin Washington’da ağır bastığı anlaşılacak.

Kürt hareketi-Şam yönetimi yakınlaşması, Rusya’nın dönemsel politikalarıyla uyumlu görünüyor. Bu bağlamda Putin yönetiminin yakınlaşmayı cesaretlendirdiğini tahmin etmek güç değil. Bu koşullarda bazı pürüzler çıksa da, tarafların yakınlaşma eğilimini terk etmeleri olası görünmüyor. Zira, aksi durumda tarafları yıpratacak bir çatışmayı önlemek zor olacaktır.

***

Dünyanın emperyalist jandarması ABD’nin ipiyle kuyuya inilemeyeceğinin Kürt hareketi tarafından idrak edilmesi, -bu sonucu yaratan sebeplerden bağımsız olarak-, olumlu bir gelişmedir. Bu gelişme hem ABD’nin Suriye’de kalmasının “meşru” zeminini ortadan kaldırıyor hem Rojava’nın yıkıcı bir savaş arenasına dönüşmesi riskini asgariye indiriyor.

Bu gelişmenin bir diğer olumlu yönü, Kürt hareketini destekleme adı altında Suriye’yi parçalamak için hazırlık yapan siyonist İsrail’le Körfez şeyhlerinin heveslerini kursaklarında bırakacak olmasıdır. Zira bu güçlerin el attıkları alanların vahim bir akıbetten kurtulmaları olası değil.

***

Hem Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldırmak isteyen hem Suriye topraklarında gözü olan Ankara’daki dikta rejimin işi, bu yakınlaşma ile zorlaşacak. Yakınlaşma Kürt halkının kazanımları için belli bir güvence sağlayacağı gibi, azgın cihatçı çetelerin İdlib’den sökülüp atılmasını da kolaylaştıracaktır. Olaylar bu yönde gelişirse eğer, bir süre ayak direse bile Türk ordusu işgal ettiği bölgeleri terk etmek zorunda kalacaktır.

Bu gerçekler ışığında değerlendirildiğinde bu yakınlaşmanın, Kürtlerle Araplar başta olmak üzere tüm bölge halkları açısından olumlu olacağını söylemek mümkündür.

Anlaşma, elbette sorunları çözen sihirli bir formül olmayacak. Fakat yine de suların mecrasını bulmasına, sürecin “olağan” bir hal almasına katkı sunacaktır. Bu ise esas mücadele için, yani sömürüye, eşitsizliğe, Ortaçağ artığı karanlık zihniyete, emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadelenin nesnel zeminini güçlendirecektir.

 

 

 

 

Ahed Tamimi bırakıldı ama 291 çocuk hâlâ İsrail hapishanelerinde!

 

Siyonist rejim tarafından tutuklanan Ahed Tamimi 29 Temmuz’da annesi ile birlikte serbest bırakıldı. Tamimi ile birlikte annesi de 8 aya yakındır tutuklu bulunuyordu. Filistinli direnişçi Tamimi, tahliyesi sonrasında yaptığı açıklamada ‘direnişe devam’ vurgusu yaptı.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu Üyesi Hanan Aşravi, Ahed Tamimi’nin serbest bırakılmasına karşın, İsrail hapishanelerinde hâlâ 291 çocuğun bulunduğunu belirten yazılı bir açıklama yaptı.

Aşravi, Ahed Tamimi’nin serbest bırakılmasına rağmen İsrail hapishanelerde hâlâ tutuklu bulunan çocuk ve toplam tutuklu Filistinli sayısını “İsrail hapishanelerinde halen 291’i çocuk yaklaşık 5 bin 900 Filistinli tutuklu bulunuyor” ifadesiyle açıkladı.

Aşravi, Tamimi ve annesinin İsrail işgal güçleri tarafından haksız şekilde gözaltına alındığını ve bu gözaltının nedeninin politik olduğunu belirterek, bugün İsrail hapishanelerinde aynı şekilde tutulan 291 çocuk ve tüm Filistinli tutsakların serbest bırakılmalarını istedi.

10 yaşındaki Filistinli çocuğa gözaltı

Kudüs’ün doğusundaki Al-Issawiya kasabasında 1 Ağustos’ta 10 yaşındaki Filistinli bir çocuğun İsrail askerleri tarafından gözaltına alındığı öğrenildi.

Görgü tanıkları, çok sayıda İsrail askerinin küçük çocuğu gözaltına aldığını, çocuğu nereye götürdüklerini ise açıklamadıklarını söyledi.

Filistin Kurtuluş Örgütü, 5 bin 900 Filistinlinin İsrail hapishanelerinde tutulduğunu, bunların arasında 291’inin de çocuk olduğunu açıklamıştı.

 

 

 

 

Suriye hükümetiyle görüşme sonrası açıklama

 

Suriye Demokratik Meclisi (MSD), Suriye hükümetiyle yaptıkları görüşme sonrası açıklama yayınladı.

Hükümetin talebi üzerine 26 Temmuz’da görüşmenin gerçekleştiği ifade edilen açıklamada, bu görüşme öncesinde de Tebqa’da iki taraf arasında bir görüşme yapıldığı ifade edildi.

“Suriye krizinin çözümü için geniş diyalogların başlamasına temel oluşturma” amacıyla yapıldığı ifade edilen görüşmelerin sonucuna dair şöyle denildi:

Toplantı sonucunda diyalog ve müzakerelerin geliştirilmesi, Suriye halkı ve toplumunu tehlikeye atan şiddet ve savaşın sona ermesinin sağlanması, merkezi olmayan ve demokratik bir Suriye için yol haritasının oluşturulması amacıyla tüm alanlarda komiteler oluşturulması kararlaştırılmıştır.”