3 Ağustos 2018
Sayı: KB 2018/30

İçeride kriz, dışarıda gerilim tırmanıyor
Sermayenin kriz çözümü; yoksuldan al, zengine ver!
Ekonomide kriz çanları çalmaya devam ediyor
Büyüme rekorları eşliğinde sefalet derinleşiyor
6 ayda bin polis baskını, yüzlerce gözaltı
Pragmatik politikanın son örneği: Brunson davası
Krizin bedelini patronlara ödetmek için örgütlenelim!
“Hani işçiye OHAL yoktu: İş cinayetleri yüzde 14 arttı”
Toplu işten çıkarmalar ve Kayseri İşçi Birliği
Çel-Mer İşgali’ni hatırlamak...
“Engels’in adı ve yaşamı her işçi tarafından bilinmelidir!” - V. İ. Lenin
PYD Şam yönetimiyle görüşmelere başladı
Trump-Juncker uzlaşması...
Küba, anayasa, sosyalizm…
Macron zor durumda…
Kapitalizm insanı ve doğayı katlediyor
Temmuz ayında en az 15 kadın katledildi
İmam hatip projesi çöktü: 200 bin öğrenci sistem dışında kaldı
Hiroşima, Nagazaki ve atom bombası
Patrona cennet, işçiye cehennem bir fabrika: Bross
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Hani işçiye OHAL yoktu: İş cinayetleri yüzde 14 arttı”

 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi “Hani işçilere OHAL yoktu?” başlığıyla açıklama yaparak OHAL’li iki yılda en az 3960 işçinin yaşamını yitirdiğini, iş cinayetlerinin yüzde 14 artış gösterdiğini açıkladı.

21 Temmuz 2016’da ilan edilen ve iki yıl devam eden OHAL’in işçileri hedef aldığını ortaya koyan İSİG Meclisi, işten çıkarmalar, grev ve eylem yasakları, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmaması, zorunlu bireysel emeklilik ve kiralık işçilik yasalarının hayata geçirilmesi örneklerini sıraladı.

İşçi kıyımları ve işten atma tehdidiyle baskılar

“Gerek KHK’lar marifetiyle gerek dönemin sermayeye verdiği keyfiyetle binlerce emekçi kamu görevinden alındı; sendikalaşan, alınamayan ücretlerini isteyen, haklarını arayan işçiler işten çıkarıldı. Diğer emekçiler de işsizlik tehdidi ile en temel haklarını dahi arayamaz duruma geldi” denilen açıklamada Çapa’da, İSKİ’de, Bony Çorap’ta işyeri İSİG temsilcisi işçilerin işten atıldığı hatırlatıldı.

Erdoğan “OHAL’i grevlere karşı kullanıyoruz” demişti

Erdoğan’ın “Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki hayır, burada greve müsaade etmiyoruz” sözlerine atıf yapılarak OHAL döneminde Asil Çelik, EMİS Grup TİS, Akbank, Şişecam, Mefar, MESS Grup TİS ve Soda Kromsan grevlerinin “milli güvenlik”, “sağlık” bahaneleriyle yasaklandığına dikkat çekildi.

Grev kırıcılığı, polis saldırısı, gözaltı, tutuklama

Düzce Tekno Maccaferri’de grevin 25. gününde bizzat devletin grev kırıcılığı yaptığı örneğine yer verilen açıklamada, Petkim’de grev kararı alan işçilerin ve sendikacıların polis saldırısıyla gözaltına alındığı belirtildi. TÜMTİS üyesi sendika yöneticisi ve üye işçilerin aralarında olduğu 14 kişiye hapis cezası verildiği ifade edilen açıklamada, Türkiye Petrolleri’nin özelleştirilmesine karşı Petrol-İş’in Enerji Bakanlığı önünde yapacağı eylemin engellendiği, Batman, Adıyaman ve Trakya’dan gelecek işçilerin otobüsünün kentlerden çıkarılmadığı ifade edildi. Bunların yanı sıra, Birleşik Metal-İş’in EMİS’le arasındaki TİS sürecinde, Gebze’de gerçekleştireceği toplantının OHAL yasağıyla karşılaştığı dile getirildi.

İşçi, emekçilere karşı yasal düzenlemeler

İSİG Meclisi’nin açıklamasının devamında, işçi sınıfı ve emekçilerin haklarını gasp eden yasal düzenlemelerden de örnekler yer aldı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının KOBİ’lere yük getirdiğini söyleyerek bunu kaldırdıkları itirafı hatırlatılarak yine Hisarcıklıoğlu’nun sözlerine atıfla, zorunlu arabuluculuk düzenlemesinin hayata geçirildiğinin altı çizildi. Hisarcıklıoğlu, “Özellikle iş mahkemelerindeki davalarda, işveren yüzde 92 haksız çıkıyordu. Bunu değiştirmek üzere, zorunlu arabuluculuk sisteminin uygulamaya alınmasını sağladık” demişti.

İSİG Meclisi, zorunlu BES, kiralık işçilik düzenlemeleriyle ilgili ise şu değerlendirmede bulundu:

“Uluslararası birkaç sigorta şirketinin kontrolünde olacak Bireysel Emeklilik Yasası geçti. Esasen sosyal güvenlik sistemimizin son kırıntılarının da yok edilmesi; emeklilik adı altında olası birikimlerin tekellere kaynak olarak aktarılması ve emeklilik hakkının sona erdirilmesi hedeflendi.

“Taşerona rahmet okutacak kiralık işçilik düzenlemesi uygulamaya konuldu. Böylece işten çıkarmalar kolaylaştı, örgütlenme hakkı fiilen ortadan kaldırıldı, birçok işçi hakkı kullanılamaz hale getirildi. Yine bu uygulama ile iş cinayetlerinin kayıt dışılığı, sağlık ve güvenlik riskleri artacak; yeme, içme, ulaşım, yaşantı vb. bozulacak ve iş cinayetlerinde ceza ve tazminat davaları içinden çıkılmaz hale gelecek.”

Yükselen enflasyon, işsizlik ve vergilerle sefalet arttı

Ekonomideki krize doğru seyreden tablonun işçilerin sefaletini arttırdığına da vurgu yapan İSİG Meclisi, enflasyon, işsizlik, ücretlerin görece düşmesi gibi konulara şöyle dikkat çekti:

“Üst üste zamlar geldi. Enflasyon resmi olarak yüzde 13’e ulaştı, dolar 5 TL sınırına dayandı, reel ücretlerde azalma yaşandı, çalışma saatleri daha da arttı. Gençlerin dörtte biri işsiz, çünkü ekonomide üretkenlik yok ve yapılan harcamalar silahlanmaya gidiyor. Bu dönemde Hükümet iki kez istihdam seferberliği ilan etti, ancak ‘seferberlik’ sonucunda istihdam artmadığı gibi çırak, stajyer ve kursiyer kapsamında istihdam rakamlarına dâhil edilen yeni güvencesiz istihdam biçimlerinin yaygınlaştırıldı, kalıcılaştırıldı.”

Çocuk işçilikle sözde mücadele yılı: 23 iş yerine para cezası

2018 yılını çocuk işçilikle sözde mücadele yılı ilan eden sermaye devletinin, çocuk işçiliği azaltmak için hiçbir adım atmadığını ve sonuçta hiçbir iyileşme sağlanmadığını vurgulayan İSİG Meclisi, BİMER’in verdiği bilgiye göre, 2018 Haziran’ı itibarıyla yalnızca 23 işyerine çocuk işçi çalıştırdığı için 39 bin 343 TL idari para cezası verildiğinin altını çizdi.

“Sıfır kaza” kampanyasında 4 ayda 753 iş cinayeti

İSİG Meclisi’nin açıklamasında, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili düzenlemeler ve iş cinayeti davalarına ilişkin OHAL’de yaşanan gelişmeler de hatırlatıldı. “Davalarda asıl sorumlular mahkemeye çıkartılamadığı gibi tali sorumlular kısa süreli hapis cezalarına çarptırıldı, bu cezalar para cezasına çevrildi ve 24 ay taksitlendirildi” denilen açıklamada, sermaye devletinin “İş Sağlığı ve Güvenliği Hedef Sıfır Deklarasyon” kampanyasında 4 ayda 753 işçinin yaşamını yitirdiği, bunların 167’sinin inşaat işçisi olduğu belirtildi.

OHAL’de iş cinayetleri yüzde 14 arttı

OHAL düzeninin, iş yerlerinde patronların keyfi baskılarının önünü açtığına işaret eden İSİG Meclisi, iş güvenliği önlemlerinin de bu keyfiyetle es geçildiğine dikkat çekerek “iş cinayetlerinin artmasının temel nedeni işte bu anlayıştır” dedi.

OHAL’de iş cinayetlerinin yüzde 14 artış gösterdiği belirtilen açıklamada, iş cinayetlerine ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:

1- İş cinayetleri işkolları açısından özellikle sanayide artış gösterdi. İşçi ölümleri metalde yüzde 100; enerjide yüzde 20; madencilik, tekstil, kimya, ağaç/kâğıt, çimento/toprak ve taşımacılıkta yüzde 10 arttı. Diğer yandan hizmet sektöründe ise konaklamada iş cinayetleri yüzde 50 arttı.

2- İş cinayetleri nedenlerinde de dikkat çekici artışlar söz konusu. Yüksekten düşme, kalp krizi, şiddet nedenli işçi ölümleri yüzde 20; ezilme/göçük ve elektrik çarpması nedenli işçi ölümleri ise yüzde 15 arttı.

3- İş cinayetlerinde yaş grubu/cinsiyet olarak artışın tamamını 28-50 yaş arası/erkek işçiler oluşturdu.

4- İş cinayetlerinde göçmen/mülteci işçilerin ölümünde yüzde 40’lık bir artış yaşandı.

5- İş cinayetlerinin yaşandığı şehirlerden İstanbul, Tekirdağ, Kocaeli, Sakarya, Zonguldak, Kastamonu, Çorum, Eskişehir, Ankara, Manisa, Denizli, Aydın, Gaziantep, Kahramanmaraş, Diyarbakır, Elazığ... önemli oranda artış söz konusu.