30 Mart 2018
Sayı: KB 2018/13

Emekçiler mücadeleye odaklanmalı!
Krizin faturasını emekçilere ödettirecekler
İşgalin acı faturası
Kirli ilişkilerin aynasında: AKP ve Demirören Holding
Birleşik, kitlesel, militan 1 Mayıs için ileri...
Şeker fabrikalarımıza sahip çıkalım!
Akkim direnişi üzerine
“Uğur Konfeksiyon’da yürüttüğümüz mücadele son bulmayacaktır”
İşçi inisiyatifi her açıdan ve her alanda güçlendirilmeli
“Hakların talep etmekle alınmadığı gerçeğini iyi biliyoruz”
Ortadoğu, Türkiye ve Kürt sorunu - III - H. Fırat
Ticaret savaşları kızışıyor
Yolunu kaybetmiş Avrupa’nın “birliği” ve karanlık geleceği
Fransa’da sular durulmuyor
Almanya’da kamu çalışanlarından uyarı grevleri
Ortadoğu halklarının düşmanı Rheinmetall
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken... / 8
Heybesi barış dolu, umut dolu gelinliğiyle Pippa Bacca
Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlar üzerine...
Çocuk sömürüsü ile başlayan uysal toplumu yaratma organizasyonu: Çıraklık
Cesaretin ve adanmışlığın adı: Kızıldere
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Heybesi barış dolu, umut dolu gelinliğiyle Pippa Bacca

 

Üzerlerinde barışı temsil eden beyaz gelinlikleri ve on bir katlı etekleri gidecekleri ülkeleri simgeleyen (Slovenya, Hırvatistan, Bosna, Sırbistan, Bulgaristan, Türkiye, Lübnan, Suriye, Mısır, Ürdün, İsrail) birçok sembolün, motifin olduğu, Pippa Bacca ve Silvia Moro, heybelerine umudu da katarak yola çıkarlar. Savaşın ve yıkımın karşısında barış ve sevgi mesajı vermek için yola çıkan iki kadının İtalya’nın Milano kentinden başlayan yolculukları, Slovenya, Hırvatistan, Bosna, Bulgaristan, Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail ve Filistin üzerinden devam ederek, İsrail’in Tel-Aviv şehrinde son bulacaktı.

Ellerinde barışa çağrı yaptıkları pankartlarıyla, otostop çekerek yolculuklarına başladılar. Gittikleri her yerde fotoğraf çekerek o anları ölümsüzleştirdiler. Yolculukları İstanbul’a doğru devam ederken Pippa ve Silvia’nın yolları Beyrut’ta tekrardan buluşmak üzere ayrıldı. Pippa Kocaeli’nin Gebze ilçesinde barış ve umut çağrısını yaymak için tekrardan yoluna devam eder ve elini otostop çekmek için kaldırır. Bu elini son kaldırışı olur. Pippa, en son bindiği kamyonette kamyonetin sahibi ve belki de daha birçok kişi tarafından tecavüze uğrar ve boğularak katledilir. Pippa’nın savaşlara, tecavüze, katliamlara, şiddete karşı yükselttiği sesi boğulmaya çalışılsa da; bugün şiddete, tecavüze uğrayan her kadın Pippa’nın sesi oluyor ve umudu taşımaya devam ediyor.

***

9 sene önce 31 Mart’ta katledildi Pippa. Asıl adı Guiseppina Pasqualino di Marineo olan, sanat dünyasında ‘Pippa Bacca’ olarak bilinen, İtalyan bir sanatçı ve aktivistti. 8 mart 2008’de arkadaşı Silvia ile birlikte gelinlikleriyle yola çıkmışlardı. Katliamların, tecavüzlerin, acıların döne döne yaşandığı kapitalist sistemde, barış istemleri sistemin kanlı çarklarında boğulmaya çalışıldı.

Pippa, Türkiye’de tecavüze uğrayarak katledilen nice kadından sadece biri. Bugün kadınlar sokakta, işyerlerinde, evlerinde aşağılanıyor, şiddete maruz kalıyor, cinsel istismara uğruyor ve katlediliyor. Tecavüzcüler, katiller düzenin mahkemelerince birer birer aklanırken, kimisi ise ödül gibi indirimli ‘ceza’ alıyor. Tıpkı Pippa’nın katilinin aldığı ‘ceza’ gibi. Pippa’nın katiline önce müebbet hapis cezası verildi, ceza daha sonra indirim yapılarak ömür boyu hapse çevrildi. Bugün binlerce kadın şiddete, cinsel istismara uğrarken bunların çok azının sesi bizlere ulaşıyor. Ancak toplumun gündemine taşınan tecavüz ve katliamları duyabiliyoruz, tıpkı Özgecan Aslan gibi. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de 2014 yılında 294, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328 ve 2017 yılında 409 kadın katledildi. Her sene artarak devam eden kadın katliamları, çoğunlukla “tespit edilemeyen” nedenlerle, eşinden boşanmak istediği için ya da tecavüz saldırısının ardından yaşandı. 2017 yılında tespit edilen diğer bir veri, 332 kadına cinsel şiddetin uygulandığı. Bu veriler sesini topluma duyurabilen kadınlar üzerinden yansıyor. Oysa sesini duyuramayıp katledilen, cinsel istismara uğrayan nice kadın var.

Türkiye’de kadına yönelik şiddetin, cinsel istismarın ve cinayetin artmasının toplumsal nedenleri var. Her yönüyle çürümüş ve yıkılmayı bekleyen kapitalist sistem, içinden çıkamadığı ekonomik-siyasal krizin faturasını emekçilere ödetirken, emekçi kadınlara bu faturayı iki kat fazla ödettiriyor. Çöküşü hızlandıkça, toplumu gericiliğiyle her yönden kuşatan sistem, kadın sorununu daha da ağırlaştırıyor. Kadını aşağılıyor, eve hapsediyor, yaşamda söz hakkı vermiyor, hatta kahkaha atmasından giyimine kadar her şeyine karışarak kadının ikinci sınıf konumunu daha da pekiştiriyor. İşte böyle bir düzende Pippalar, Özgecanlar, Helinler tecavüze maruz kalıyor, katlediliyor.

Katledilişinin 9. yılında, gelinliğiyle adımladığı her ülkeye barışı, sevgiyi, umudu taşıyan Pippa’nın yükselttiği sese tüm ezilen, hor görülen kadınlar ses vermeli, emperyalist savaşlara, katliamlara, sömürü düzenine karşı mücadeleyi yükseltmelidir.

P. Sevra


 
§