30 Mart 2018
Sayı: KB 2018/13

Emekçiler mücadeleye odaklanmalı!
Krizin faturasını emekçilere ödettirecekler
İşgalin acı faturası
Kirli ilişkilerin aynasında: AKP ve Demirören Holding
Birleşik, kitlesel, militan 1 Mayıs için ileri...
Şeker fabrikalarımıza sahip çıkalım!
Akkim direnişi üzerine
“Uğur Konfeksiyon’da yürüttüğümüz mücadele son bulmayacaktır”
İşçi inisiyatifi her açıdan ve her alanda güçlendirilmeli
“Hakların talep etmekle alınmadığı gerçeğini iyi biliyoruz”
Ortadoğu, Türkiye ve Kürt sorunu - III - H. Fırat
Ticaret savaşları kızışıyor
Yolunu kaybetmiş Avrupa’nın “birliği” ve karanlık geleceği
Fransa’da sular durulmuyor
Almanya’da kamu çalışanlarından uyarı grevleri
Ortadoğu halklarının düşmanı Rheinmetall
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken... / 8
Heybesi barış dolu, umut dolu gelinliğiyle Pippa Bacca
Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlar üzerine...
Çocuk sömürüsü ile başlayan uysal toplumu yaratma organizasyonu: Çıraklık
Cesaretin ve adanmışlığın adı: Kızıldere
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Almanya’da kamu çalışanlarından uyarı grevleri

 

2018 yılı Almanya’da TİS yılı olarak yaşanıyor. Daha önce 2,9 milyon metal ve elektronik işçisini kapsayan TİS gündeme gelmişti. Almanya iki ay boyunca metal ve elektronik işçilerinin uyarı grevlerine sahne olmuştu. Bugünlerde de 2,3 milyon kamu emekçisini ilgilendiren TİS gündemde ve kamu çalışanları ücret artışı talebiyle uyarı grevleri yapıyorlar.

Birleşik Hizmet Çalışanları Sendikası (ver.di) bugüne dek iki kez kamu işyeri patronları ile görüştü. İki görüşmeden de sonuç alınamadı. ver.di’nin çağrısıyla kamu çalışanları bu duruma her defasında şimdilik 24 saatle sınırlı yaygın uyarı grevleri ile cevap verdiler. Aşağı Saksonya ve Bremen’de başlayıp, NRW ve Hamburg’la devam eden uyarı grevlerine her defasında binlerce kamu çalışanı katıldı. Uyarı grevleri ulaşım, kreşler, bankalar, belediyeye ait daireler ve diğer hizmet alanlarında gerçekleştiriliyor. Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW) ile İnşaat, Temizlik, Tarım ve Çevre Çalışanları Sendikası (IG Bau) da aynı günlerde grev çağrısı yaptı. Zira kreş ve temizlik işyerlerinde bu iki sendika da örgütlüdür.

Sadece 24 saatle sınırlı olmasına karşın grevlerin tümü de oldukça etkili oldu. Gün boyu ulaşım durdu. İşyerlerine gidenler, çocuklarını okul ya da kreşlere bırakmak zorunda olanlar otomobil kullandılar, ancak bu da trafiğin tıkanması gibi bir başka sorun yarattı. Öte yandan grev günleri çöpler toplanmadı, belediyeye ait yerlerde hizmet verilmedi. Bankalar açılmadığı için işlemler yapılmadı. Kreşler de servisler çalışmadığı için sessizliğe gömüldü. Özellikle NRW eyaletinde deyim uygunsa hayat felç oldu.

ver.di yöneticileri yaptıkları açıklamalarla, uyarı grevlerine sadece NRW’de 14.500 kişinin katıldığını, toplamdaki katılımın da beklenenden yüksek olduğunu belirtiyorlar. Grevlere devam edilecek. Şimdi 15-16 Nisan’da Potsdam’da yapılacak olan üçüncü tur görüşmeler bekleniyor. Sendikacılar, henüz kesin tarihi belli olmasa da, bu görüşmeden önce de 24 saatlik bir uyarı grevi yapmayı tasarlıyor. Bu grevin rüzgarını da arkalarına alarak masaya oturmayı düşünüyorlar.

İleri sürülen talepler ve beklentiler

2,3 milyon kamu emekçisinin tümü için geçerli olmak üzere başlıca şu talepler ileri sürülmüş bulunuyor:

-12 ay geçerli olmak üzere, ücret ve maaşlara %6 oranında zam yapılması,

-Düşük gelirli alt kademe kamu çalışanları için en azından 200 avro zam,

-Çıraklar ve stajyerler için 100 avro zam yapılması,

-Hastanelerin özel bölümlerinde gece vardiyası zammının yüzde 20’ye çıkarılması,

-Çırakların eğitimden sonra işe alınmalarını düzenleyen sözleşmenin yeniden yürürlüğe girmesi,

-İzin günlerinin 30 iş gününe çıkarılması.

Talepler 8 Şubat’ta açıklandığı halde işveren durumundaki belediyeler bugüne kadar somut bir teklifte dahi bulunmadı. Kamudaki aç gözlü patronlar diğer sektörlerdeki sınıf kardeşleri gibi, özellikle düşük ücretli çalışanlar için gündeme getirilen ayda en az 200 avro zam talebine karşı çıkıyor. Görüşmelere federal devlet adına katılan İçişleri Müsteşarı Hans-Georg Engelke, “Yüzde 6 ücret zammı talebi çok yüksek olduğu gibi sabit zam olarak belirlenen 200 avro çok yanlış bir talep” diyerek, “Ne federal ne de yerel yönetimlerin bu kadar yüksek bir talebi yerine getirmeleri mümkün değil” şeklinde bir açıklama yaptı. 200 avro sabit zam talebinin yüzde olarak 11,4’e denk düştüğünü belirten Engelke, “Eğer sendikanın tüm taleplerini karşılarsak yıllık harcamalarımız 6,5 milyar avro artacak” iddiasında bulundu. Engelke’yle benzer argümanlar kullanan Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ise çalışanların “olumlu ekonomik gelişmeden pay” almaları gerektiğini itiraf ettiği halde, %6 zam ve en az 200 avro talebini kastederek, “Bunun nasıl karşılanabileceğini ben şahsen bilmiyorum” diyor.

Buna karşın, hiç değilse bugün için ver.di yöneticileri 200 avro zam talebinden kesinlikle geri adım atmayacaklarını belirtiyorlar ve üçüncü tur görüşmeyi bekliyorlar. Bizzat sendika başkanı Frank Bsirske, üçüncü turdan da bir uzlaşma sağlanamazsa uyarı grevlerine devam edeceklerini açıkladı. kamu emekçileri de dahil herkes 15-16 Nisan’da Potsdam’da yapılması kararlaştırılan görüşmeye kilitlenmiş bulunuyor.

Almanya’nın gerçekleri ve sendika bürokratlarının hilekârlıkları

Alman sermaye sınıfının özellikle son on yıl içinde zenginliğine zenginlik, kârına kâr kattığı bizzat resmi verilerle sabittir. Fakat özellikle TİS dönemleri tersinden açıklamalar yapılmakta, gündelik olarak dipsiz yalanlar öne sürülmektedir. Örneğin bir süre önce metal ve elektronik işletme patronları aynı yalanlara başvurmuş, IGM’in ileri sürdüğü %6 oranlı zammı çok yüksek bulmuştu. Şimdi kamu işyerleri patronları aynı şeyi yapıyorlar. Gerçekte çok rahat karşılanabilecek bir zamma “çok yüksek“ deme utanmazlığı ile işçilerin karşısına çıkabiliyorlar.

Kamu emekçilerinin üyesi oldukları ver.di ve başındaki bürokratlara gelince, yukarıda da belirtildiği gibi bugün için talepler konusunda ısrarlı görünüyorlar. Sendika başkanı Frank Bsirske özellikle düşük ücretliler için ileri sürdükleri aylık 200 avro zam konusunda geri adım atmayacaklarını belirtmiş de bulunuyor. (Yeri gelmişken, ver.di’nin Almanya’da IGM’den sonraki en büyük ve güçlü sendika olduğunu belirtelim. Öte yandan sendika başkanı Bsirske de halihazırda Almanya’da en ön plandaki sendika yöneticilerinden biridir.)

Kamu emekçilerinin ileri sürdüğü ücret zammı, özellikle de alt gelir gruplarına 200 avro zam karşılanmaz değildir. Hatta sermaye patronlarının her yıl katladıkları kâr oranları düşünüldüğünde son derce düşük bir zam talebidir. Hiçbir istatistik oyunu ve hiçbir hilekârlık bu gerçeği karartamaz. İşçi ve emekçiler de belli belirsiz bu gerçeği biliyor. Öte yandan Almanya’da koşullar öyledir ki, her işçi ve emekçi halihazırda yaptığı işten ayrı olarak bir, kimisi iki işte çalışır hale gelmiştir. Dolayısıyla işçi ve emekçilerin kendi yakıcı talepleri için mücadele konusunda açık bir tutumları var ve belli bir kararlılık ortaya koyuyorlar. Ve mücadeleden başka bir alternatiflerinin olmadığını biliyorlar. Dolayısıyla, mücadelede belli bir inat, ısrar ve kararlılık ortaya konması durumunda bu zammı elde etmek işten bile değildir. İşte tam da burada, kamu emekçileri önlerine düşecek birilerini arıyor. Sorun da burada başlıyor. Kamu emekçileri tam da burada karşılarında yılların kaşarlanmış, her türlü hilekârlığa başvurmayı mesleki bir davranış halinde uygulamaktan çekinmeyen sendika bürokratlarını buluyorlar.

Almanya’da özellikle de son on yıl içinde sendika bürokratları, işçilerin ve emekçilerin yakıcı sorunlarıyla ilgilenmek, kapitalist sınıf ha bire zenginleşirken, en başta işçi ve emekçilerin her geçen gün daha da derinleşip yakıcı hale gelen yoksulluğuna çare bulmak yerine, TİS dönemleri başta olmak üzere, her vesile ile sermaye patronlarına ciddi yardımlarda bulunuyorlar. Sermaye patronları ile yaptıkları kirli pazarlıklarla, elbette dolgun ücretlerle, kendilerine büyük şirketlerde şimdiden yönetim kademelerinde yer ayarlıyorlar. Bir kısmı da üyesi oldukları partilerden milletvekili olarak federal parlamentoya kapağı atmak için gün sayıyor.

Tam da bu nedenledir ki, kaşarlanmış bürokrat takımının bugünlerde yaptıkları açıklamaların bir samimiyeti bulunmamaktadır. ver.di bürokratları da muhtemeldir ki IGM bürokratlarının yolunu izleyeceklerdir.

Bu gidişe işçi ve emekçilerden başkası dur diyemez. Bu kısır döngüye ancak ve ancak işyeri taban örgütlülüğü temelinde örgütlenilerek son verilebilir. Kamu emekçileri ya fiili ve meşru mücadeleyi esas alarak ve her konuda kendilerini kararlaştırıcı bir güç haline getirerek ilerleyecekler ya da bu kısır döngü her daim var olmaya devam edecektir.


 
§