30 Mart 2018
Sayı: KB 2018/13

Emekçiler mücadeleye odaklanmalı!
Krizin faturasını emekçilere ödettirecekler
İşgalin acı faturası
Kirli ilişkilerin aynasında: AKP ve Demirören Holding
Birleşik, kitlesel, militan 1 Mayıs için ileri...
Şeker fabrikalarımıza sahip çıkalım!
Akkim direnişi üzerine
“Uğur Konfeksiyon’da yürüttüğümüz mücadele son bulmayacaktır”
İşçi inisiyatifi her açıdan ve her alanda güçlendirilmeli
“Hakların talep etmekle alınmadığı gerçeğini iyi biliyoruz”
Ortadoğu, Türkiye ve Kürt sorunu - III - H. Fırat
Ticaret savaşları kızışıyor
Yolunu kaybetmiş Avrupa’nın “birliği” ve karanlık geleceği
Fransa’da sular durulmuyor
Almanya’da kamu çalışanlarından uyarı grevleri
Ortadoğu halklarının düşmanı Rheinmetall
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken... / 8
Heybesi barış dolu, umut dolu gelinliğiyle Pippa Bacca
Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlar üzerine...
Çocuk sömürüsü ile başlayan uysal toplumu yaratma organizasyonu: Çıraklık
Cesaretin ve adanmışlığın adı: Kızıldere
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Hakların talep etmekle alınmadığı gerçeğini iyi biliyoruz”

 

Türk Telekom, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile İŞKUR’la bir protokol imzaladığını ve önümüzdeki 5 ay içerisinde İŞKUR üzerinden 2500 personel alacağını açıkladı. Protokol imza törenine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türk Telekom’un CEO’su ve Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay katıldı. Telekom adına yapılan açıklamada imzalanan işbirliği protokolü “kaliteli hizmet”, “ülke gelişimine katkı”, “istihdamın arttırılması” gibi güzellemelerle sunulurken, gerçekleri Türk Telekom bünyesinde çalışan emekçiler gazetemize anlattı.

- Türk Telekom A.Ş İŞKUR ile istihdam sağlayacağını ifade ediyor. Türk Telekom işe alımları nasıl sağlıyor?

Türk Telekom yıllık daralma planları ile beraber başta emekliliği gelmiş olan personelin sözleşmesini sonlandırmayı hedefliyor. Çeşitli teşvik uygulamaları ile beraber emekli olmayı bırakın, 5-6 senelik çalışanların bile tazminatını vererek işten çıkarıyor. İŞKUR sözleşmesinin ilk uygulaması 3-4 yıl öncesinde kendini göstermiştir. İşten çeşitli nedenlerle ayrılan/çıkarılan personel sayısından epey az miktarda işe alımlar bu kapsamda yapılıyor. Son sözleşme ile beraber bu sayıya 2500 ilave yapılacağı belirtiliyor. Aslında son yıllar içinde 2500’den daha fazla işten çıkarma yapan kurum, sözde istihdam seferberliği ile hem bu süreci gizliyor hem de “halkla ilişkiler” kapsamında istihdam kaynağı gibi gösterilmeye çalışılıyor. Personel sayısı toplamına bakıldığında bu yüksek işe alım sayıları büyük bir yalandır. Burada hedeflenen daha düşük ücretle daha az sosyal hakları olan personel bulundurmaktır. Son sözleşme ile 2500 kişinin çok geri şartlarda çalışacağı açık. Örneğin asgari ücret verilmesi, ilk yıl kadro alınmadığı için yıllık iznin olmaması, SGK prim gününün işlenmemesi vb... Çok sayıda insanın bu şartlarda Türk Telekom’da işe başlayacak olması kurum içinde bu uygulamanın belirleyiciliğini de arttıracak. Yüksek kâr oranları açıklayan Türk Telekom, kadrolu almak yerine hem mevcut işleri mümkün olduğunca taşerona devredecek hem de İŞKUR sözleşmesi gibi kölelik uygulamalarından faydalanacak.

- Türk Telekom’da sendikal örgütlülük durumu ve Haber-İş Sendikası’nın tutumu nedir?

Türk Telekom özelleştirme sonrasında kamu kurumu olmaktan çıkarıldığı için işçi sendikaları yetki alabiliyor. Şu an Türk Telekom’da yetkili sendika olarak, sınıf sorunları yerine ülkücü siyasetin söylemlerini sosyal medyada paylaşan Veli Solak yönetimindeki Haber-İş bulunuyor. Mühendis ve diğer lisans mezunu kadro sendika üyeliğinden uzak tutuluyor. Bu grubun dışında kalan “teknik ve idari personel” için de tümden sendika üyeliği söz konusu değil. Belirli sayıda teknik personel “grev” vb. tehlikeli durumlar için tampon görevi niyetiyle kapsam dışı tutuluyor. Bu durum yönetim ile sendikanın uzlaşması kapsamında elbette. Türk Telekom yönetimi çeşitli işe alım ve çıkarma süreçlerinde sendika üyesi sayısını belli düzeyde tutuyor. Bu verilere dayanarak Türk Telekom personelinin yarısının sendikasız olduğu söylenebilir. Siz sendikanın üye sayısını, kimlerin üye olup olamayacağını, “maddi kaynaklarını” soramıyor, denetleyemiyorsunuz.

Yıllık hedefler kapsamında personel azaltmanın da olması, performans değerlendirmelerinin amacını bir kez daha ortaya koyarken, sendikalı çalışanların da, amirlerin de puanlanıyor olmasına Haber-İş yarı çekimser bir itirazda bulunuyor.

Kadrolu personelin dışında, sayısı gün gün değişen büyük bir taşeron kadrosundan da bahsetmeliyiz. Yemek, güvenlik, ulaşım, saha çalışmaları vb. işler kısım kısım taşeronlara bırakıldı. Bu grup için sendikal bir çalışma yürütülmüyor. Haber-İş’in söylemleri dışında pratiğe dökülmüş bir faaliyeti de bulunmuyor. Sendika yönetiminin, kurum yöneticileri ile samimi “istişare” görüşmeleri de sendikal amaçlarının çalışanları örgütlemek değil, yönetimi memnun etmek olduğunu gösteriyor.

- Performans uygulamasından bahsettiniz. Performans ile hedeflenen nedir?

Türk Telekom özelleştirme sonrası İnsan Kaynakları politikalarında “profesyonelleşme” kapsamında, kapsam dışı (TİS dışında kalan) personele çeşitli hedefler ve puanlamalar içeren bir uygulamayı dayatıyor. Burada amaç personelin kendini ve iç müşterileri (çalışma arkadaşlarının) tanıması, eksik yönlerin geliştirilmesi için üst yönetimin geri bildirimlerinin alınması olarak belirtilse de, performans düşüklüğü bahanesi ile personelin iş sözleşmesini haklı sebeplerle feshetmeye zemin hazırlanıyor. Üst yönetim değerlendirme yaparken belli sayıda “kötü performans puanı” vermeye mecbur bırakılıyor. Sistem personelin tercihine bırakılıyor gibi görünse de İnsan Kaynakları –müdürler işbirliği ile uygulamaya katılımın tam olması sağlanıyor.

- Türk Telekom’da emekçiler ne yapmalı?

Türk Telekom emekçilerinden sendikalı olanlar bu sözde güvenceye ve temsilcilerin yüksek perdeden garantilerine kulak asmadan bu durumu tartışmaya açabilmeli, temsilci ve yöneticilerini de bu tartışmanın içine alıp hesap sorabilmelidir. Sendikal yönetime gelip kendini güvenceye almaya çalışan ve yüksek sendikal maaşlar yüzünden kişisel hesaplar güden sendikacılara dikkat etmeli, inisiyatifi kendi bağımsız komitelerini kurarak sağlayabilmelidir. İş birimlerinin dağınık olması, kadroların AKP-MHP tabanlı seçilmesi, sınıfsal tartışmalar yerine daha geri içerikli gündemlerin tartışılması komitelerin ya da benzeri çalışmaların ortaya çıkmasını zorlaştırsa da, saldırı göz göre göre geldi ve başka çare de bırakmadı. Bu çalışma kapsam dışı personelle de bir araya gelmeyi mümkün kılacaktır.

- Türk Telekom’da çalışan mühendislerin çalışma koşulları neler ve sorunlar karşısında neler yapıyor?

Performansın uygulamaları esasta mühendisleri hedefliyor. Beraberinde çalışan sayısının azalması ve iş kaleminin artması ile birçok sorun yaşayan mühendisler “aylık karneleri” ile de ayrı olarak değerlendiriliyor. Sözde sayısal veriler istense de, emek gücünü aşan hedeflerin bulunması mühendisleri büyük bir stresin içine sokuyor. Mevcut çalışma saatleri dışında “mesai ücreti” de talep edemeden iş süreleri uzatılıyor. Cumartesi çalışması ve akşam 2-3 saat daha ofiste kalmak yönetici mühendisler tarafından alt kadrodaki mühendislere dayatılıyor. İŞKUR sözleşmesi ve uygulaması mühendisleri de kapsar hale geldikçe mevcut mühendislerin pozisyonunu da değiştirecektir. Bu durum kadrolu mühendisi de angaryaya ve mevcut iş saatleri içinde alabileceği yükün üzerinde çalışmaya zorlayacaktır.

Mühendisler, oda üyeliğine sahiptir. Şirket bunu oda seçimlerinde gerici mühendislerin desteklenmesi için de değerlendiriyor. Enteresandır ki “mühendis için daha iyi özlük hakları” gibi bir içerikle oda yönetimine aday olan Türk Telekom müdürleri, iş kendi personeline gelince performans uygulamasını ve angaryayı hak olarak görebiliyor. Türk Telekom emekçisi mühendisler, oda ile bağlarını güçlendirerek ücretli-işsiz mühendisler komisyonlarını daha işler hale getirmeli ve performans uygulamaları, İŞKUR sözleşmesi gibi başlıkları tüm mühendisler adına tartışmaya açmalıdır. Şirket içindeki tartışmalara da pozisyonu gereği çekimser kalması hiçbir anlam taşımıyor. Maaş ve diğer şartların farklı olması ya da unvan alabilmek gibi “tartışmalı kazanımlar” mühendisleri farklı kılmamalı, kılmıyor da. Emeğinin sömürüldüğü gerçeğini gizleyemiyor. Mühendisler bulundukları konumlarında kilit rolünü keşfederek birliğinin karşılığını en hızlı alabilecek pozisyondalar.

- Son söz olarak eklemek istediğiniz bir konu var mı?

Türk Telekom’daki tüm emekçiler şu talepler etrafında birleşmeli:

* Performans uygulamaları, aylık değerlendirmeler kaldırılmalı!

* Taşeron çalışma yasaklanmalı, tüm çalışanlara iş güvencesi ve örgütlenme hakkı verilmeli!

* Haber-İş’te sendika ağalığına hayır!

Bu talepleri kazanmak elbette Türk Telekom içindeki tüm işçi-emekçilerin birlikte mücadelesinden ve örgütlenmesinden geçiyor. Hakların talep etmekle alınmadığı gerçeğini iyi biliyoruz. Zorlu bir mücadele içindeyiz.


 
§