23 Mart 2018
Sayı: KB 2018/12

Efrîn’i ilhak süreci başladı
Efrîn işgali, Kürt düşmanlığı ve emperyalist yüzsüzlük
Türkiye’de Newroz eylemleri: Newroz direniştir!
Kürdistan’da Newroz’a Efrîn direnişi damga vurdu
Kan gölünden beslenenler, kan gölünde boğulacaklar
İstatistiklerle özelleştirme saldırısı
İşte Cargill gerçeği!
“Asıl düşman ülkenizdedir!”
Köleliğin devletli hali: Kadrolu taşeronluk
DİSK Genel-İş Sendikası CHP’nin arka bahçesi mi?
Ortadoğu, Türkiye ve Kürt sorunu - II - H. Fırat
Trump’lı ABD, daha saldırgan bir döneme açılıyor
ABD’nin Trump’la geçen dönemi
Doğu Akdeniz’de doğalgaz “savaşları”
“Mahşerin Dörtlüsü” ve dönemin siyasal ruhu
Kadınlardan yükselen eşitlik ve özgürlük sesleri
Okyanusun içinde harekete geçen bir damla
DGB 3. Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi
Saldırıların “sıradanlaşmasına” alışmamalıyız
“Bilim galip çıkacaktır, çünkü işe yarar”
Kızıl Yıldız: Sosyalist bilimkurgunun ütopik bir örneği
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Yıldız: Sosyalist bilimkurgunun ütopik bir örneği

 

Alexander Bogdanov, sadece yazar değil bilimin birçok dalıyla ilgilenen çok yönlü biridir. Aynı zamanda Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi (RSDİP) içinde aktif faaliyet yürüten bir Bolşevik devrimcidir. Hayatı ve mücadelesi bir bütün olarak oldukça ilginçtir. Bilim adamı, yazar, ekonomist ve tabii fiiliyatta aktif bir Bolşeviktir. Bogdanov takma adını 1903 yılında Bolşevik kadroya katılmasıyla almıştır. Siyasi hayatı ve faaliyetleri bilimsel çalışmaları kadar etkili olamamış, 1909 yılında Lenin önderliğinde Bolşeviklerle görüş ayrılığına düşmüş ve partiden atılmıştır.

1914’te Rusya’da çıkan af yasasıyla geri dönene kadar İtalya’da Gorki ve Lunaçarski’nin yanında kalmıştır. Ekim Devrimi’nden sonra partiye tekrar davet edilse de kabul etmemiştir. 1920 yılında Proleter Sanat Hareketini (Proletkult) kurmuş ve ideolojik önderliğini yapmıştır. Fakat daha sonra bu hareket Bolşevikler tarafından “küçük burjuva görüş” olarak eleştirilmiş ve tarihe karışmıştır. 1926 yılında “Hetamoloji ve Transfüzyon Enstitüsünü” kurmuş, çalışmalarına burada devam etmiştir. 2 yıl sonra bu romanında da bahsettiği kan nakli deneyi sırasında hayatını kaybetmiştir.

Kısa özet

Kızıl Yıldız, Bogdanov’un hem yazarlık, hem de bilimsel çalışmaları ile ilgili olarak ortaya çıkardığı düşünsel bir çalışmadır. Özet olarak kitaba değinecek olursak, Ekim Devrimi’nden önce henüz gericiliğin oldukça ileri olduğu o karanlık yıllarda politik faaliyet yürüten, aynı zamanda bilimsel çalışmalar yapan “Leonid” adlı bir Bolşevik kod adı “Menni” olan biri ile tanışır. Menni oldukça etkileyici, sakin, doğaya ve olaylara bakışı ve devrimci düşünceleri ile Leonid’i etkiler ve iyi bir yoldaşlık bağı kurarak güvenini kazanır. Zamanla gelişen dostlukları, Bir gün Menni’nin Leonid’e gizli bir bilim topluluğundan bahsetmesi üzerine daha ileri bir aşamaya yükselmiştir. Leonid başta çok olumlu bakmasa da Menni’nin bu bilim topluluğuna katılma davetini kabul eder ve yola çıkarlar. Leonid yolculuğun sonunda bir sürpriz ile karşılaşır, Menni’nin bilim topluluğu dediği grup kendisi de dahil “Marstan” gelen uzaylılardır.

Leonid’in hem bilimsel çalışmaları, hem sosyalist dünya görüşü, hem de genel düşünceleri ile Mars’ta kurulan “İleri Sosyalist” sisteme ayak uydurabileceği konusunda karara varan marslılar, Leonid’i Mars’a, yani Kızıl Yıldız’a davet ederler. Leonid’in daveti kabul etmesiyle Mars’a aylar sürecek olan yolculuk başlamış olur.

Eleştirel bir bakış

Kitap genel olarak Leonid’in Mars’ta yaşadıkları üzerine kurulu bir felsefi kurgu şeklinde ilerliyor. Kızıl Yıldız’daki ileri sosyalist sistem, kapitalist aşamayı çok uzun zaman önce geride bırakmış, tüm gezegende komünist kültür hakim olmuş eski gelenekler, alışkanlıklar, toplumsal ilişkiler ve kapitalist özel mülkiyet yok edilip, modern özgür toplum yaratılmıştır. Bogdanov’un ileri sosyalizm diye tabir ettiği bu politik/ekonomik/toplumsal sistem, öngörü temelli bir ütopik sosyalist sistem tasarısıdır.

Bogdanov’un devrimci olmasının yanı sıra, bir bilim insanı olması da onun geleceğe yönelik çarpıcı bilimsel öngörülerde bulunmasını sağlamıştır. Kitapta da bariz bir şekilde bunun etkileri görünmektedir. En göze çarpanları aşırı nüfus artışı, ileri derecede çevre kirliliği, doğal kaynakların ve madenlerin aşırı kullanımı vb. gibi kapitalizme özgü büyük toplumsal sorunların sosyalist Kızıl Yıldız’da da devam etmesi ve çözüm yollarının bulunmasıdır. Tabii uzun yaşamanın mümkün olduğu, yaşlılığın engellendiği, intihar etmenin yasal olarak gerçekleştirilebildiği absürt düşüncelerin yanı sıra, Mars’taki değerli madenlerin yetersizliğinden dolayı Venüs’ün kolonileştirilmesi, dünyanın istila edilmesi gibi emperyalist düşüncelere de yer vermektedir.

Sonsöz

Kızıl Yıldız, bilimkurgu türünün felsefe ile harmanlanmasıyla ortaya çıkan bir yapıttır. Bogdanov’un kendinden sonraki birçok yazarı da etkilemiş olduğu bilinmektedir. Romanındaki felsefi canlılık ve özgünlük, bilinenden çok daha farklı bir düşüncenin ürünü olduğunu kanıtlıyor, okura hitap eden sade bir dil ile, bir solukta okunabilecek kitabın bilimkurgu türüne katkısı da oldukça özeldir. Farklı bir dünya hayali kuranlar için nadide bir örnek diyebiliriz. Kısacası, yazar bambaşka bir dünyada özgür insanın tanımını yapıyor. İyi okumalar!

Esenyurt’tan bir Kızıl Bayrak okuru

 

 

 

 

Gardiyanlar ayağından tutup merdivenden sürüklediler

 

Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’nde tutulan Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP) dava tutsağı Onur Kara, yaşam alanlarını dahi 24 saat gözetim altına almak amacıyla takılan kameraları söktüğü gerekçesiyle yargılandığı davaya götürüldü.

6 Mart’taki mahkeme dönüşü ring aracında ayağa kalkmayarak tutum alan komünist tutsak, gardiyanların saldırısına uğradı. Kara’yı ayağından tutan gardiyanlar yerde sürükleyerek hücreye götürdüler. Merdivenlerde dahi sürüklenerek götürülen Kara kafasını korumayı başarırken sırtında ciddi ağrılar ve nefes alma sıkıntısı yaşadığını belirtti.

15 Mart’ta da revire çıkan Kara’ya, “bir şey yok” denildi.

Kara ayrıca bulundukları hapishanede DHKP/C dava tutsaklarından birkaçı dışındakilerin de sürgün edildiğini belirterek, bu sürgünlerin ardından da baskıların arttığına dikkat çekti.






DEV TEKSTİL’den film gösterimi ve faaliyet

 

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL), işçilere mücadele çağrılarını ve örgütlenme çalışmalarını sürdürüyor.

DEV TEKSTİL, düzenli olarak gerçekleştirdiği film gösterimine geçtiğimiz hafta “işçi sınıfının yönetmeni” olarak adlandırılan Ken Loach’un yönettiği ‘Özgürlük Rüzgarı’ filmiyle devam etti.

Hafta içerisinde işçilere örgütlenme çağrısını sürdüren DEV TEKSTİL, Cuma namazı çıkışı Avcılar Firüzköy Sanayi işçilerine “DEV TEKSTİL’e üye ol! Mücadele et!” başlıklı bildiriyle seslendi.

Esenyurt Kıraç Mahallesi’nde tekstil işçilerinin de kullandığı servis ve işe gidiş noktalarına da afişler yapıldı.

 
§