23 Mart 2018
Sayı: KB 2018/12

Efrîn’i ilhak süreci başladı
Efrîn işgali, Kürt düşmanlığı ve emperyalist yüzsüzlük
Türkiye’de Newroz eylemleri: Newroz direniştir!
Kürdistan’da Newroz’a Efrîn direnişi damga vurdu
Kan gölünden beslenenler, kan gölünde boğulacaklar
İstatistiklerle özelleştirme saldırısı
İşte Cargill gerçeği!
“Asıl düşman ülkenizdedir!”
Köleliğin devletli hali: Kadrolu taşeronluk
DİSK Genel-İş Sendikası CHP’nin arka bahçesi mi?
Ortadoğu, Türkiye ve Kürt sorunu - II - H. Fırat
Trump’lı ABD, daha saldırgan bir döneme açılıyor
ABD’nin Trump’la geçen dönemi
Doğu Akdeniz’de doğalgaz “savaşları”
“Mahşerin Dörtlüsü” ve dönemin siyasal ruhu
Kadınlardan yükselen eşitlik ve özgürlük sesleri
Okyanusun içinde harekete geçen bir damla
DGB 3. Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi
Saldırıların “sıradanlaşmasına” alışmamalıyız
“Bilim galip çıkacaktır, çünkü işe yarar”
Kızıl Yıldız: Sosyalist bilimkurgunun ütopik bir örneği
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kadınlardan yükselen eşitlik ve özgürlük sesleri

 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü eylemleri, bu yıl, dünya çapında da belli bir yaygınlıkta ve kitlesellikle gerçekleşti. Farklı ülkelerde kendi özgünlüğünde talep ve şiarlar öne çıkarken, sömürüye, cinsiyet eşitsizliğine ve kadına yönelik cinsel şiddete karşı tepkiler ön plandaydı.

İspanya’da gerçekleşen kadın grevinde ücret eşitsizliği ve cinsel şiddete karşı ses yükselirken, İran’da hicaba (örtünmeye) karşı tepki, Pakistan, Nikaragua, Arjantin’de kadın cinayetlerine, Bangladeş, Ekvator, Guatemala’da cinsel şiddete karşı öfke öne çıktı.

Çeşitli Avrupa ülkeleri, Amerika, Rusya gibi emperyalist-kapitalist sistemin merkezlerinde ise cinsiyet eşitsizliği ve sömürü politikalarına tepki ise diğer sorunların yanı sıra daha belirgin olarak kendini gösterdi. Farklı eylem biçimleri gerçekleşirken, İspanya’nın yanı sıra İtalya’da da bir günlük grev gerçekleşti.

Biz durursak dünya durur”

Geçen yıl 8 Mart’ta, Amerika başta olmak üzere, bir dizi ülkede gerçekleşen kadın grevi, bu yıl 5 milyon kişinin katılımıyla İspanya’da gerçekleşti. Grev öncelikli olarak ücret eşitsizliği, şiddet ve tacize karşı gerçekleşti. 8 Mart komisyonu tarafından örgütlenen greve, 10 sendika destek verdi, ülke çapında 2 saatlik iş bırakıldı.

İspanya’da gerçekleşen grevin talepleri ve kitlesel katılımının yanı sıra dikkat çekici yanları da vardı kuşkusuz. Sağ kanat iktidar partisi, eyleme, “kadın haklarını savunmaktan çıkarak”, “anti-kapitalist” olduğu için karşı çıktı. Keza, grevin en fazla öne çıkan sloganı “Kadınlar olmadan devrim olmaz” sloganı idi ve “1917 gibi hissediyoruz” söylemleri de eylem hakkında fikir vermekteydi.

İspanya’da kadın grevi, bir süredir kapitalizmin krizinin yarattığı öfke ve buna karşı gerçekleşen grev ve direnişlerin uzantısıydı. Aynı zamanda, geçtiğimiz yıl, İspanya’nın temel gündemlerinden biri olan Katalonya’nın bağımsızlığı için verilen mücadele ve gerçekleşen kitle hareketinin yansımaları da Katalonya’da kitlesel eylemlerle kendini gösterdi.

Eyleme kadınların hakim olmasıyla birlikte, çok sayıda erkeğin de katılım göstermesinin anlamlı olduğunu ifade etmek gerekir.

8 Mart eylemlerinden yansıyanlar

8 Mart’ta dünya çapında gerçekleşen eylemlere bütünsel olarak bakıldığında, sömürü politikalarına, ücret eşitsizliğine, kadının cinsel ezilmişliğine ve şiddete karşı tepkilerin öne çıktığını görmekteyiz.

Kapitalizmin krizi gün geçtikçe derinleşiyor. Emperyalist-kapitalist düzenin hegemonya mücadelesi, savaşlar ve saldırganlık politikaları dünya ölçüsünde siyasal gericiliği tırmandırıyor. Bu tablonun işçi ve emekçi kitlelerle, bir parçası olan işçi ve emekçi kadınlara yansıması ise ekonomik yoksunluk, yıkım ve şiddet olarak yaşanıyor. Gerçekleşen eylemleri de dünya ölçeğinde emekçi kitlelerin artan huzursuzluğunun dışavurumu olarak görebilmek gerekiyor. Sınıf ve kitle mücadelesi inişli-çıkışlı olarak, yaygınlıkla ve süreklilikte devam ediyor ve geçtiğimiz yıldan bu yana ivme kazanan kadın eylemleri de bu kitle hareketinin ve sosyal mücadelenin bir parçası olarak yaşanıyor.

Kuşkusuz ki, içinden geçtiğimiz tarihsel dönemde en temel sorun, kitle hareketine ve sosyal mücadelelere önderlik edecek ve devrimci bir mecraya yöneltecek devrimci partilerin yokluğu ya da zayıflığı sorunudur.

Kadın eylemlerinde kitleselliğine, işçi ve emekçi kadınların belirgin katılımına ve anti-kapitalist söylemlerine rağmen önderlik sorunu kendini göstermektedir. En başta kimi ülkelerde gerçekleşen eylemlerde belirgin olarak feminist örgütler öne çıkmaktadır. Her ne kadar, kitle hareketinin dinamiklerinin etkisiyle, feminist örgütler de kadın ezilmişliğinin kaynağı olarak kapitalizmin ortadan kaldırılması çağrısını öne çıkarsalar bile, hareketin yapısal zaafları ve ideolojik çarpıklıkları kendini gösterebilmektedir.

Ağırlığını işçi ve emekçi kadınların oluşturduğu kadın eylem ve grevleri, toplumsal mücadeleler için önemli bir potansiyeli gösteriyor. Kuşkusuz ki bu tabloya yön verebilecek, dünya ölçeğinde yükselen kadın hareketini devrimci bir rotaya yöneltebilecek, kadınıyla erkeğiyle sınıf hareketinin kendisi ve ona yön verecek devrimci özneler olacaktır.

 

 

 

 

Brezilya’da Marielle Franco için eylemler

 

İnsan hakları savunucusu Marielle Franco’nun katledilmesinin ardından Brezilya’da on binlerce kişi sokaklara çıktı.

Kadınların yoğun olarak katıldığı eylemlerin en kitlesel olanı 15 Mart günü Rio’da gerçekleşti. Belediye Tiyatrosu önünde yapılan eyleme on binlerce kişi katılırken, Sao Paolo ve diğer kentlerde de eylemler yapıldı.

Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde yaşayan 38 yaşındaki Marielle Franco, 14 Mart günü aracındayken başka bir araçtaki iki kişinin silahlı saldırısı sonucu öldürüldü.

Sosyalizm ve Özgürlük Partisi (PSOL) üyesi Marielle Franco solcu, feminist, siyahi, lezbiyen ve insan hakları savunucusu olarak tanınıyordu.





Küçükçekmece EKK’dan kahvaltılı forum

 

Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu’nun (EKK) her ay düzenlediği kahvaltılı forum 18 Mart’ta gerçekleştirildi.

Sabah saatlerinde bir araya gelen işçi ve emekçi kadınlar ilk olarak kahvaltı yaptılar. Kahvaltının ardından başlayan forum bölümünde öncelikle kadın işçilerin yaşadıkları sorunların üzerinde duruldu. Çifte sömürüye, aşağılanmaya, baskıya maruz kalan kadınların aynı zamanda gericiliğin yıkıcı sonuçları ile de boğuştukları vurgulandı.

Konuşmalarda öne çıkan bir diğer başlık ise çocuk istismarı oldu. %700 artan çocuk istismarı istatistiğinin arkasında yatan nedenlerin sorgulandığı konuşmalarda gerici zihniyetin çocukların bedenlerine dek ulaştığına dikkat çekildi. Son dönemde öne çıkan gerici söylemlerin ve çıkarılmak istenen yasaların hatırlatıldığı konuşmada, istismar sorununun çözümünün kadının kurtuluşu mücadelesinin bir parçası olduğu ifade edildi.

İşçi kadınların özellikle fabrikalarında yaşadıkları sorunları aktardıkları forumda örgütlenmenin önemine vurgu yapıldı.

Forumda son olarak Küçükçekmece EKK’nın bir sonraki buluşması planlandı.


 
§