6 Ekim 2017
Sayı: KB 2017/38

Sömürü ve yağma düzenine karşı mücadeleye!
Kaçak sarayın temizlik masrafı bile yıllık 2 milyon TL
10 Ekim Ankara Katliamı
Yüksek “direniş şüphesi” ile hukuksuzluğa devam...
Tutuklu gazeteci sayısı 176
TTE saldırısına karşı dışarıda mücadele örgütlenmeli
Üçlü “şer ittifakı”na karşı mücadele kaçınılmazdır
Kod-A işçileri köleliğe karşı direniyor
MİB: Vergi soygununa ve soygun düzenine son!
Avcılar Belediyesi eylemlerine dair
Büyük devrimin aynasında parti davası
Katalonya bağımsızlık referandumu üzerine
BİR-KAR’dan Frankfurt’ta işçi toplantısı
Yeni dönemde üniversiteler bizimdir!
Dev-Genç devrimci tarihimizin toprağıdır
Devlet-çete işbirliğiyle gerçekleştirilen bir katliam: Bahçelievler
Kadına yönelik şiddet ve düzen yargısının rolü
Ernesto Che Guevara
“Bu mütevazı emek sizlerce de bilinsin istedim”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kadına yönelik şiddet ve düzen yargısının rolü

 

Kapitalist sistem kadını dört bir yandan baskı altına almaya, şiddet, taciz ve ölüm üretmeye devam ediyor. Kapitalist sistemin teşvik ettiği taciz ve tecavüzler, düzen yargısı tarafından da olağanlaştırılıyor.

Geçtiğimiz hafta bir tekstil işçisi kadın katledilirken, 16 yaşındaki bir çocuk ise bebeğini camdan aşağı attı, kendisi ise kan kaybı sonucu komaya girdi. Gericiliğin ve barbarlığın önünü açan düzen yargısı da tecavüzcüleri korumaya devam ederken, Özgecan davasında, Yargıtay’ın kararı doğrultusunda, cezada indirime gidildi.

Tekstil işçisi kadın katledildi

Uşak Tekstil Organize Sanayi Bölgesi’nde bir fabrikada çalışan 31 yaşındaki Hanım Birgül eski eşi tarafından katledildi. Vardiya değişimi sonrası fabrikadan çıkarak servis otobüsünü beklediği sırada bıçaklanan Birgül, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

16 yaşındaki çocuk komada

Toplumsal baskı ise kadınların ve çocuklarının canını almaya devam ediyor. 16 yaşında “nişanlı” olan A.S adlı çocuk, hamile oluşunu korkusundan kaynaklı ailesinden gizlemek zorunda kaldı. Evde kimse yokken tuvalette kendi başına doğum yapan çocuk, yaşadığı korku ve travma ile bebeğini tuvaletin camından aşağı attı. 28 Eylül tarihinde gerçekleşen olay sonucunda bebek yaşamını yitirirken, A.S’nin aşırı kan kaybından dolayı komada olduğu kaydedildi.

Yargı tecavüzcüleri ödüllendiriyor

İstanbul Taksim’de 8 ay önce meydana gelen tecavüz olayının 29 Eylül’de görülen dava duruşmasında yargı tecavüzcüleri adeta ödüllendirdi.

Yolda yürürken üç kişinin saldırısına uğrayan ve kaçırılarak bir inşaatta tecavüze uğrayan F.H.E isimli kadının avukatının, müvekkilinin ruh sağlığının bozulduğuna dair rapor aldırılması talebine karşılık mahkeme, “olay nedeniyle şikayetçinin ruh sağlığında bozulma meydana gelip gelmediği hususunun dosyaya herhangi bir yarar sağlamayacağını” öne sürdü. Taciz, istismar, tecavüz gibi davalarda sanıkların cezalarının ağırlaştırılmasında önemli bir etken olan söz konusu raporun reddedilmesi ile tecavüzcüler korunmuş oldu. Ayrıca firarda olan iki sanıktan biri için mahkemenin hiçbir araştırma yapmadığı da ortaya çıktı.

Özgecan’ın katiline ceza indirimi

Yargının rolünü gözler önüne seren bir diğer örnek de Özgecan davasında yaşandı. Özgecan Aslan davasında, Aslan’ın katledilmesine yardım eden ve cinayetten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası onanan 21 yaşındaki Fatih Gökçe’ye verilen cezada Yargıtay’ın bozduğu karar doğrultusunda indirim uygulandı.

Yargıtay Gökçe’nin cinsel saldırı suçundan aldığı cezayı “delil yetersizliği” iddiasıyla bozmuş, minibüsün de “toplu yaşam alanı” sayılmayacağını öne sürerek indirim istemişti. Gökçe hakkındaki ağırlaştırılmış müebbet ile 24 yıl hapis cezasını Yargıtay’ın bozma kararının ardından 29 Eylül’de dava tekrar görüldü. Mahkeme, Yargıtay’ın cinsel saldırı olmadığı yönündeki iddiasını onaylamazken, Yargıtay’ın “minibüs toplu yaşam alanı değil” iddiasıyla aldığı ceza indirimi kararına uyarak cezada indirime gitti. Mahkeme, maktulün baygın ya da ölü haldeyken saldırıya uğramış olması nedeniyle cezayı arttırarak 22 yıl 6 hapis cezasına hükmetti.

 

 

 

 

Kadınlar “bu yasalar böyle geçmez” dedi

 

Müftülere nikah yetkisi verilmesi öngören Nüfus Hizmetleri Kanunu’na ve Mağdur Hakları Kanunu tasarısına karşı birçok kentte sokaklara çıkan kadınlar “Eşit ve özgür bir hayat için bu yasalar böyle geçmez”  dedi.

İstanbul’da Süreyya Operası önünde toplanan kadınlar sloganlarla Khalkedon Meydanı’na yürüdü. Burada yapılan basın açıklamasında kadın düşmanı politikalar ve müftülere nikah kıyma yetkisi vermeyi öngören yasa tasarısı teşhir edildi. Gündemde olan yasaların kadınlar için eşitsizliğin derinleşmesi, kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının ve çocuk yaşta evlendirmelerin artmasına yol açacağı ifade edildi.

Ankara’da Çankaya Belediyesi önünden Sakarya Caddesi’ne yürümek isteyen kadınlara polis valilik yasağını gerekçe göstererek engel oldu. Bunun üzerine Konur Sokak’ta yapılan açıklamada yasanın çocuk evlilikleri ve çok eşliliğin önünü açacağına dikkat çekildi.

Karşıyaka Çarşı’da İzmir Kadın Platformu adına okunan basın açıklamasında, bu yasaların kadınların ihtiyaçlarını karşılamayacağı söylendi. Açıklamanın devamında yasanın evliliklerde dini ögelerin esas alınması anlamına geleceği, kadın-erkek eşitsizliğinin de bu nedenle derinleşeceği belirtildi. Açıklamada “Çocuk yaşta evlendirme cinsel istismardır; kesinlikle engellenmeli, açıkça suç olarak düzenlenmelidir” denildi.

Eskişehirli Kadınlar Platformu da Hoşnudiye Mahallesi İsmet İnönü Caddesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada yasa teşhir edilerek çocuk gelin ve annelere ilişkin şu istatistikler paylaşıldı: “TÜİK verilerine göre son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirildi. 15 yaşın altında doğum yapan kız çocuklarını kayıt altına alan TÜİK, 2001’de 2 bin 729, 2012’de 21 bin 992 kız çocuğunun, son 6 yılda da 142 bin 298 çocuğun anne olduğunu gösteriyor. Bu çocukların büyük bir kısmı dini nikah ile evlendirildi. Üstelik artık bu nikahları kıyan imamların cezalandırılması gibi bir yasal hüküm de yok.”

Adana, Kocaeli, Trabzon, Samsun, Hopa, Manisa, Bodrum gibi birçok kentte de eylem için sokaklara çıkılırken 2 Ekim günü de meclis önünde eylem yapıldı. TBMM Dikmen girişine sloganlarla gelen kadınlar polis engellemesiyle karşılaştı. CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan’ın araya girmesiyle kadınların meclis içinde açıklama yapmasına izin verildi. Kimlik kontrolüyle içeri alınan kadınlar CHP ve HDP milletvekilleri ile meclis basın kapısı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

 
§