16 Eylül 2011
Sayı: SİKB 2011/35

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin saldırı cephesini dağıtmak için…
“Arap Baharı”nı “Karakış”a çevirme hamlesi
Türkiye-İsrail ilişkisinde kriz
Sınır ötesi sinyalleri
Metal işçileri kıdem tazminatı hakkı için sokakta!
MİB MYK Eylül Ayı Toplantısı Sonuçları
İşçi sağlığı ve güvenliği için mücadeleye!...
“Can güvenliği,
iş güvencesi istiyoruz!” 
“Biz kazanacağız!”
Emekliler sokağa çıkıyor
Baskı ve sürgünler protesto edildi
KHK saldırısı ve
TMMOB’nin ataleti üzerine
Yeni dönem ve
partinin yüklenme alanları
Partinin düşünen önderleri ve savaşan neferleri önünde saygıyla eğiliyoruz
12 Eylül: Karşı-devrim devam ediyor /2
- Volkan Yaraşır
12 Eylül eylemlerle lanetlendi.
Üniversite har(A)çlarına zam cambazlığı
Gençliğin kayıt dönemi faaliyetlerinden
Mısır’da saflar netleşirken
mücadele keskinleşiyor
Filistin Yönetimi 20 Eylül’de
tek taraflı devlet ilan edecek
Dört bir yanda grev dalgası
Petrol-İş’te tüzük değişikliği
Gerze’ye kitlesel destek
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Can güvenliği, iş güvencesi istiyoruz!”

DİSK İstanbul Merkez Temsilciliği, KESK İstanbul Şubeler Platformu, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu ve İstanbul Tabip Odası’nın çağrısıyla 12 Eylül günü Taksim’de biraraya gelen emek ve meslek örgütleri ile ilerici ve devrimci güçler; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Sosyal Güvenlik Birliği (ISSA) tarafından İstanbul’da düzenlenen 19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongre ve Fuarı’nı protesto ettiler.

Taksim Tramvay Durağı’nda toplanan bileşenler “Can güvenliği ve iş güvencesi istiyoruz – İnsanca bir yaşam için örgütlü mücadeleye!” pankartı açarak basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Basın açıklaması öncesinde İTO Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu bir konuşma yaptı. Çerkezoğlu, kongreyi gerçekleştirilenler için “Yalan söylüyorlar” ifadelerini kullandı.

“İşçinin değil, işin sağlığı hedefleniyor”

Çerkezoğlu’nun konuşmasının ardından, İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) tarafından hazırlanan rapor basın açıklaması olarak okundu.

Açıklamayı yapan DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Türkiye’nin iş kazaları ve meslek hastalıkları sayısının en yüksek olduğu ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak, 19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongre ve Fuarı’nın böyle bir ortamda gerçekleştirildiğini söyledi. Kongrenin adında “işçi sağlığı” değil “iş sağlığı” ifadelerinin kullanıldığını belirten Görgün, “Kongre işçinin değil işin sağlığını yani işletmenin verimliliğini, karlılığını hedeflemektedir” dedi.

Kongre’nin yanısıra İş Güvenliği Fuarı’nın da öneminin büyük olduğunu söyleyen Görgün, fuarın işçi sağlığı ve güvenliği alanındaki piyasalaştırma planlarının boyutlarını da gözler önüne serdiğini ifade etti.

“Ölümler yüzde 60 arttı

“AKP iktidarı iş kazası sonucu ölümlerin yüzde 17 azaldığını belirtiyor” diyen Görgün, İSİG Meclisi’nin araştırmalarına göre 2011 yılının ilk sekiz ayında hayatını kaybeden işçi sayısının en az 376’ya ulaştığını, ölümlerin geçen yıla göre yüzde 60 civarında arttığını söyledi.

Meslek hastalıklarının tespiti açısından da ülkedeki durumun içler acısı olduğunu söyleyen Görgün,”2009 SGK istatisklerine göre sadece 429 meslek hastası bulunmaktadır. Oysa eski Çalışma Bakanı Ömer Dinçer bile bu sayının 100 bin civarında olduğunu belirtmektedir” dedi.

İş kazalarının işçilere yönelik baskıların en çıplak biçimlerini gözler önüne serdiğini vurgulayan Görgün, işçilerin yoğun ve uzun iş saatlerinde, basit güvenlik önlemlerinin alınmadığı koşullarda çalıştığını ve bunun nedeninin ise işin güvencesizlik temelinde örgütlenmesi olduğunu söyledi.

“Kongreyi protesto ediyoruz”

Tüm iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilir olduğunu, bunun için “iş cinayeti” ifadesinin kullanılması gerektiğini vurgulayan Görgün kongreyi protesto etti. BDSP’nin de destek verdiği eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.

 

 

Katliama “taksir” kılıfı

Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden ocağında 17 Mayıs 2010’da 30 madencinin katledildiği grizu patlamasıyla ilgili hazırlanan iddianame Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağının eksi 540 kodunda Yapı-Tek firmasınca yürütülen galeri açma işi sırasında meydana gelen grizu patlamasıyla ilgili bilirkişi raporları doğrultusunda, Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianame tamamlandı.

İddianamede, 28 işçi ve 2 mühendisinin ölümüyle ilgili birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçuyla ilgili TTK’da görevli 24, Yapı-Tek firmasında görevli 4 kişi hakkında 3’er yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istendi.

30 kişinin ölümüne, 11 kişinin de yaralanmasına taksirle neden oldukları belirtilen iddianamede, şüphelilerin memuriyet ve yöneticilik haklarından da yoksun bırakılması talep edildi.

Hukuk kitapları taksirli suçları şöyle tanımlar: “Taksirli suçlarda kişi eyleminden doğacak sonucu öngörmekte(tahmin etmekte), sonucu istememekte ama gerekli önlemini almamaktadır. Örneğin kırmızı ışıkta geçen bir araç sürücüsü o esnada karşısına bir yaya çıkabileceğini tahmin etmekte, yayaya çarpmayı istememekte ama önlemini almamaktadır.”

Ancak birçok veri işçi katliamının göz göre göre geldiğini göstermekteydi. Dolaysıyla karlarına kar katmak için önlem almayan kapitalistler ve bizzat devlet bu cinayetin sorumlusudur.

Meslek odaları ve sendikalar Türkiye’de meydana gelen iş kazalarının yüzde 98’inin en basit güvenlik önlemleri alındığı taktirde önlenebileceğini belirtiyorlar. Zonguldak’taki madenci katliamında da işçilerin kurtarılabileceği bilirkişi raporlarıyla sabitlenmişti. “12 dakikada ocakta metan gazının yüzde 4’ün üzerinde seyrettiği, patlama olasılığının çok yüksek olduğu halde, acil kaçış planının uygulanmadığını anlamak mümkün değil” denilen raporda bir dizi ağır ihmale de yer verilmişti.

 

 

İş cinayetleri sürüyor

1 maden işçisi daha...

İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin kapitalistlerin insafına terk edildiği madenlerde bir işçi daha iş cinayetine kurban gitti. Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde bulunan kömür ocağında meydana gelen göçükte bir maden işçisi öldü.

İlçeye bağlı Kavacık köyü yakınlarında bulunan özel bir maden işletmesine ait kömür ocağında, sabah saatlerinde göçük meydana geldi.

Nurullah Şentürk (34), yerin yaklaşık 100 metre altında oluşan göçükte hayatını kaybetti.


Yine bir maden göçüğü

Denizli’nin Acıpayam ilçesindeki krom maden ocağında meydana gelen göçükte iki işçi yaralandı.

Sandalcık köyünde faaliyet gösteren özel bir işletmede meydana gelen “kazada” Gürcan Kaya (23) ile Bayram Erkol isimli işçiler göçük altında kaldı. Göçük altından çıkarılan işçiler daha sonra Denizli Devlet Hastanesi’ne sevk edilirken, Kaya’nın vücudunda kırıklar olduğu bildirildi.


Adıyaman’da iş cinayeti

Adıyaman’da bir inşaatın kanalizasyon çalışması sırasında göçük altında kalan işçi, iş cinayetine kurban gitti.

Kooperatif konutlarının şantiyesinde meydana gelen iş cinayetinde, kazılan çukurda bulunan işçi Mehmet Gazi Erdoğan yaşanan göçük sonucu toprak altında kaldı.


İşçiler asansörle yere çakıldı

Ankara’da asansörle kereste malzemesi taşıyan 4 işçi ağırlığı taşıyamayan asansör halatının kopması sonucu malzemelerle birlikte yaklaşık beş metreden aşağı düştü. 2’si ağır 4 işçi yaralandı.

“Kaza” Yenimahalle OSTİM Ağaç İşleri Sanayi Sitesi 1435 sokakta meydana geldi. Bayram Bulanık, Şükrü Demirkazık, Mutlu Kürkçü ve Hüseyin Karakaya iş yerinde bulunan kereste malzemelerini asansöre yükledi. İşçiler daha sonra malzemeleri yerleştirdiği asansöre binerek, aşağı doğru inmeye başladı. Bu sırada ağır yüke dayanamayan asansörün halatı koptu. İşçiler, kereste malzemeleriyle birlikte yaklaşık beş metreden yere çakıldı.


Gölcük’te iş cinayeti

Gölcük’teki bir inşaatta taşeron işçi olarak çalışan Aşkın Bilgiç isimli işçi, inşaatta dış cephe sıvası yaparken 7 metre yükseklikten beton zemine düşerek hayatını kaybetti.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin rafa kaldırıldığı alanlardan biri olan inşaat sektöründe sıklıkla iş cinayetleri yaşanırken, Bilgiç’in de emniyet kemerinin olmaması dikkat çekti.

Günlük 50 TL ücret karşılığında sıva ustası olarak inşaatlarda çalışan Bilgiç’in 5 çocuk babası olduğu öğrenildi.