19 Nisan '03
Sayı: 15 (105)


  Kızıl Bayrak'tan
  1 Mayıs'ta mücadeleyi yükseltelim!
  Özelleştirme, taşeronlaştırma ve kölelik yasasına karşı 1 Mayıs'ta alanlara!
  Gerici diktatörler ve diktatörlükler halkı temsil edemezler!
  Yağma ve talan emperyalizmin özüdür
  Emperyalist saldırganlığın yeni hedefi Suriye!
  Irak halkı emperyalist işgal ve talana boyun eğmiyor!
  Emperyalist saldırganlık ve işgale karşı gösteriler sürüyor...
  Kan koklayıp kâr kokusu alan leş kargaları!..
  Emperyalizmle işbirliğinin sonu özgürlük değil, utanç verici bir köleliktir!
  Emperyalist savaş kartışı eylemlerden...
  Kamuda TİS süreci başladı...
  Emperyalizme karşı mücadelenin engelleri ve bağımsız devrimci sınıf çizgisi
  Savaş medyası işbaşında!
  Kim bu üç-beş insan!
  İstanbul Sendikalar Birliği toplantısı üzerine...
  ESK toplantısı yapıldı
  Bir PETKİM işçisinden çağrı: Özelleştirmeye karşı mücadeleyi yükseltelim!
  Hatice Yürekli yoldaşın anısına...
  Dünyada emperyalist savaş karşıtı eylemlerden...
  Devrimci kimlikte ısrar ve kimlikte erozyon!..
  Acele polis aranıyor
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Gazete dağıtımı üzerine sesli düşünceler...

Yaşanmakta olan o kadar olay ve gelişme varken, nereden çıktı bu “gazete dağıtımı” denilebilir. Herşeyden önce bu sorun bugüne özgü değil! Bu soruna eğilmeliyiz ki, gazetemizi kitlelere en yaygın biçimde ulaştırabilelim.

Haftalık çıkan gazetemizi dağıtım şirketi ülke genelinde dağıtıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere diğer illerdeki irtibat büroları üzerinden kitapçılara ve bayilere elden verilerek de dağıtım yapılıyor. Bir de bölgeler üzerinden yaptığımız dağıtımlar var. Demek oluyor ki gazetemizin üç koldan dağıtımı söz konusu.

Fakat buna rağmen gazetemizi emekçilere ulaştırmada, onların olumlu-olumsuz tepkilerini gazeteye yansıtmakta birçok sorun yaşanıyor. Buna geçmeden önce kısa bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Gazeteye ulaşan yazı ve materyaller redakte edildikten sonra yayına giriyor. Bu işi yapan yoldaşların nasıl bir emek ve göznuru akıttıklarının birçoğumuz farkında bile değil.

Bundan önceki yıllarda da gazete dağıtımı ve satışları üzerine yazılar yazıldı. Eleştiri ve öneriler sunuldu. Fakat gelinen yerde sorunun pek aşıldığı söylenemez. Önce yoldaşlarımıza ve taraftarlarımıza birkaç soru soralım. Kızıl Bayrak’ın 105. sayısına herhangi bir yazı gönderdik mi? Herhangi bir işçi ve emekçiden yazı, röportaj almak için girişimde bulunduk mu? Herhangi bir emekçiyi gazetemize yazı ulaştırması için ne ölçüde teşvik ediyoruz, buna ilişkin nasıl bir yol ve yöntem izliyoruz?

Bir de gazete çıktıktan sonraki süreç var. Aradaki aksilikler dışında gazetemiz cumartesi günleri elimize ulaşıyor. Bazen bireysel, bazen de toplu okuyoruz. Okuduğumuzu sanıyoruz birçoğumuz. Peki, gazetemizin orta sayfasını en son ne zaman okuyup tartışabildik? Ön ve arka kapağa ilişkin, şöyle olsa daha iyi olurdu, diye gazetemizin merkezine ne zaman öneri sunduk? Gazetemizin 22. sayfasındaki memur hareketi ile ilgili şu paragraf yazının bütünlüğünü bozmuştur diyebildik mi? Veya şu savaş karşıtı haber çok abartılı diye bir eleştirimiz oldu mu? Gazete boydan boya savaş ile ilgili yazılarla doldu, bu kadarı fazla diye düşünen oldu mu hiç? Ya da sportif, kültürel vb. konularda da yazılar çıkmalıdır diye öneride bulunan oldu mu? 4 ay önce başka bir çevreyle yapılan polemiği gerek birey olarak gerek kolektif olarak ne kadar değerlendirebildik? Busoruları çoğaltabiliriz.

Son nokta, gazetemizin dağıtımını yaygınlaştırmak için bireyler ve kolektiflerin ne oranda bir çaba harcadığıdır. Birey olarak değişik bayi ve kitapçılara gazetemizi sattırmak aklımızdan hiç geçti mi? En son hangi işçi ile gazetede çıkan bir yazı üzerine sohbet edebildik? Yeni okur bulmakta neden zorlanıyoruz? Bir okurun sürekliliğini sağlamak için nasıl bir yöntem izlenilmeli?

Yoldaşlarımız bu soruları kendilerine sormalı ve bu soruna sahip çıkmalıdırlar. Elbette bu konudaki başarı devrime ve sosyalizme inanmış bireylerin kolektif tarzda çalışmasına bağlıdır. Sorunu önce anlamak, sonra da çözmek için çaba göstermek gerekiyor.

Partili kimlikle hareket edildiğinde karşılığını almak güç olmayacaktır. Yeter ki istekli, samimi ve ısrarcı olalım.

R. Deniz



Irak’ta emperyalist işgal ve katliam sürüyor

Emperyalist ABD Ortadoğu’da egemenlik kurmak için büyük bir petrol rezervine sahip Irak’ı işgal etti. ABD ve İngiltere işgal ve katliamlarına bahane olarak öne sürdükleri kitle imha silahlarını ortaya çıkaramamanın öfkesiyle Irak’taki katlimalarına devam ediyorlar.

Şimdi de ABD Suriye’yi açıktan tehdit ederek işgal etmenin zeminini oluşturmaya çalışıyor. Şimdi soruyoruz; bugün Irak, yarın Suriye daha sonra İran... Bu emperyalist işgal ve katliamlar nereye kadar sürecek? Emperyalist ABD’nin çıkarları için daha kaç ülke işgal edilecek? Kaç milyon masum insan ölecek? ABD ve İngiltere’yi kim nasıl durduracak? Ortadoğu’da ve dünyada egemenliğini pekiştirmek için milyonlarca insanın katledilmesine neden olanları kim durdurabilecek?

Bütün dünya halklarını ve emekçilerini emperyalist ABD’nin işgal ve katliamlarını durdurmak ve Ortadoğu halkları ile dayanışmayı yükseltmek için, emperyalizme ve onun işbirlikçilerine karşı mücadeleye çağırıyorum.

İkitelli’den bir işçi



Alanlar mücadele için bizi bekliyor!

Emperyalist savaşa karşı dünya işçi ve emekçilerinin mücadelesi sürüyor. Türkiye’de de, sayı henüz yeterli olmasa da, işçi ve emekçiler alanlara çıkıyorlar.

Emperyalistler ve işbirlikçileri bıktırıcı bir tarzda sistemlerine övgüler dizmelerine rağmen, giderek birçok yönden zorlanıyorlar. Çareyi kan akıtıp, ülkeleri işgal etmekte buluyorlar. Irak’a saldırı bunun bir sonucudur. Ama Vietnam, Küba ve Filistin’de olduğu gibi, Irak’ta da döktükleri kanda boğulacaklar.

117 yıldır kapitalist ve emperyalistlerin korkusu olan ve sınıf bilinçli işçilerin hasretle beklediği 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu yılki 1 Mayıs safların biraz daha netleştiği, barbarların, rezil patron ve para babalarının uykularının kaçacağı bir mücadele günü olmalıdır.

Saddam’ın kaçmasına rağmen Irak halkı hala direniyor. Bu topraklarda yaşayan işçi ve emekçiler Irak halkını yalnız bırakmamalıdır. 1 Mayıs’ta alanları kızıl bayraklarımızla doldurarak, emperyalistlere ve işbirlikçi sermayeye gücümüzü göstermeliyiz. Bu topraklarda biz işçiler ve emekçiler de varız. 1 Mayıs, gücümüzü ve birliğimizi göstereceğimiz bir gün olmalıdır.

Yaşasın 1 Mayıs!

SY Kızıl Bayrak okuru/Okmeydanı



Yayınlarımıza sahip çıkalım!

Merhaba,

Yayınlarımızda yurtdışındaki okurlar için politik yazıların dışında onların yaşadıkları süreçleri anlatan yazıların yer alacağı bir bölüme ihtiyaç olduğu orta. Sadece eylem haberlerinin yayınlanması bir anlam ifade etmiyor. Türkiye merkezli haberler buradaki okurların politik bilinçlerinin geriliğinden kaynaklı olarak istenilen sonuçları yaratmıyor. Politik yazıların anlaşılmasında ciddi güçlükler çekiliyor. Bunları yazmamızın sebebi, bu noktada neler yapabileceğimiz üzerine bir fikir alış-verişinde bulunmaktır.

Buraya özgü ek bir yayın gerekiyor, ancak şimdilik bunun olanaklarına sahip değiliz. Bu süreçte belli olanaklar yaratana, böyle bir yayın için gerekli kadro sorunu çözülene kadar yurtdışına ait bir sayfa oluşturma ve bu sayfaya yazılar gönderilmesi için çağrı yapılmalıdır. Yayına sahip çıkılması ve edilgen bir okuyucu değil etkin bir okuyucu olunması için çağrı yapılmasını öneriyoruz.

Yoldaşça selamlar...

Almanya’dan bir okur