Emperyalist savaşa karşı savaşacağız! şiarı ile geçtiğimiz dönemin başında biraraya gelerek çalışmalarına başlayan platformumuz yeni dönemde çalışmalarını daha da hızlandırdı.
Geçtiğimiz dönem boyunca anlamlı bir dizi çalışma örgütlense de çalışmanın üniversitedeki politik etkisi, sürekliliği ve fakültelerde kurumsallaşması açısından platformumuz bir dizi sorunla karşı karşıya kaldı. Araya giren tatil döneminde bu sorunları aşmaya dönük araçların üretilmesi ve hayata geçirilmesi için bir dizi tartışma yapıldı. Mart ayında gelişecek eylemli sürece daha hazırlıklı ve iddialı girmiş bulunmaktayız.
Okulların açılmasından kısa bir süre sonra yapılacak olan 1 Mart Ankara ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mitingi nedeniyle bu eylemlere katılımımızı güçlendirmek, geçtiğimiz dönemden kalan sorunları aşmak ve üniversitemizde emperyalist savaş karşıtı mücadelede bir odak olabilmek için yoğun bir program oluşturduk. İlk elden, geçtiğimiz dönem boyunca sadece Fen-Edebiyat Fakültesine sıkışan çalışmamızı Merkez, Avcılar ve sınırlı da olsa hazırlık fakültelerine taşıdık. Tezkerenin mecliste görüşüleceği gün Ankarada gerçekleştirilecek olan merkezi Ankara mitingi öncesi çalışmalarımızı mitingi olabildiğince güçlendirme, üniversitemizde ağır gelişen savaş karşıtı muhalefeti hareketlendirme ve eylemli bir forma sokma perspektifi ile yoğunlaştırdık.
Çalışmamızın olduğu fakültelerde her gün saat 13:00te 1dakikalık alkış eyleminin platform olarak etkin bir şekilde örgütleyicisi ve katılımcısı olduk. Önceleri dar ve sınırlı bir katılımla başlayan bu eylemler okulda emperyalist savaş karşıtı bir hava estirmesi açısından oldukça anlamlı oldu. Bu eylemleri ileriki günlerde devam ettirmek, nitelik ve nicelik açısından geliştirmek platformumuzun önünde önemli bir görev olarak duruyor.
Diğer bir etkinlik olarak, çalışmamızı renklendiren ve çeşitlendiren duvar gazeteleri hazırladık. Savaş konulu şiir ve karikatürlerden hazırladığımız büyük ve görsellik açısından dikkat çeken duvar gazeteleri, öğrencilerin ilgisini çekmede oldukça etkili oldu. Hemen hemen tüm fakültede dağıttığımız 2500 civarındaki 1 Mart mitingine çağrı bildirisi ve yaptığımız yüzlerce afiş çalışmamızın politik etkisini artırdı. Tüm bu çalışmalar sonunda Ankara mitingine katılımımızın, bir yanıyla hala bir darlığı ifade etse de, yeni kurumsallaşmaya başlayan bir çalışma ve yaratılan politik etki açısından oldukça anlamlı olduğunu düşünüyoruz.
1 Mart Mitingi: Mitinge YÖKsüz üniversite istiyoruz, alacağız! Savaşsız bir dünya istiyoruz, kuracağız! pankartıyla katıldık. En önde Savaşa değil eğitime bütçe! pankartı arkasında diğer üniversitelerden katılan platform bileşenleri ile birlikte ortak sloganlarla yürüdük. Bu birliktelik coşkumuzu bir kat daha artırdı. Pek çok arkadaşımızın ilk eylem deneyimi olmasına rağmen eylemdeki duruşu ve motivasyonu oldukça olumluydu. Eylem sonrası platform çalışmasına katılımları ve çalışmayı sahiplenişleri bu olumlu havanın etkisinin yansımasıydı.
Eylemin bir diğer olumlu yanı ise öğrenci gençliğin geniş kesiminin çeşitli savaş karşıtı platformlarla alana çıkmayı tercih etmeleriydi. Tüm Türkiyeden yaklaşık 2 bin kişi üniversite platformları ile alana çıktı. Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filoyu unutmayın!, Bir, iki, üç; daha fazla Kızılay daha fazla direniş! sloganları bizim de bir parçası olduğumuz emperyalist savaş karşıtı platformların kararlılıklarını ve düzeylerini yansıtmaktaydı.
Eyleme gelen arkadaşların bir kısmı hayatlarında ilk defa böylesi bir eyleme katılmışlardı, eylemdeki ve kortejimizdeki coşku onlara da daha ileriden bir moral ve motivasyon sağlamış oldu.
8 Mart hazırlıkları: 1 Mart dönüşü tüm yorgunluğumuza rağmen Dünya Emekçi Kadınlar Günü mitingi hazırlıklarına başladık. Savaşın yaklaştığı şu günlerde her eylemi emperyalizmin lanetlendiği savaş karşıtı bir eyleme çevirmek ve çalışmalarımızın bu yönde örgütlenmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Burjuvazinin ve bir dizi feminist grubun kavga ve direniş günü olan 8 Martın içini boşaltmaya yönelik çalışmalarının aksine Savaşsız ve kadının sömürülmediği bir dünya istiyoruz, alacağız! başlıklı bir kampanya örgütledik. Kampanya boyunca çeşitli ve zengin ajitasyon-propaganda araçlarını kullanımımız ileri bir düzeye ulaştı. Her gün binlerce bildiri dağıtımı, yüzlerce afiş ve sürekli şekilde amfi konuşmaları örgütledik. Savaş ve kadın konulu hazırladığımız resim segisini koridorlara astık. Böylece tüm bu çalışmaları, geçtiğimiz dönemin başından beri gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz platformumuzun tanıtım şenliğini yapacağımız Fen-Edebiyat Fakültesindeki etkinliğe yönlendirdik.
8 Mart Şenliği: Hergele Meydanında düzenlediğimiz ve yaklaşık olarak 250 kişinin katıldığı 8 Mart şenliği görsellik ve politik etki açısından oldukça güçlü geçti. Şenlik sabahı Hergele Meydanını hazırladığımız pankartlarla, duvar gazeteleri ve afişlerle süsledik. Dışardan getirdiğimiz ses düzenini ve sahneyi hazırladık. Ses düzeniyle yapılan bu etkinliğin bir ilk olması, şenliğimizin etkisini daha da güçlendirdi. Programda ilk olarak Tiyatro Manga bir oyun sergiledi. Ardından 8 Martta herkesi alanlara ve savaş karşıtı mücadeleye çağıran bir konuşma yapıldı. Grup Soluk seslendirdiği türkü ve halaylarla coşkulu anlar yaşattı. Aynı saatlerde başka yerlerde de bir dizi etkinlik olması şenliğe katılımı düşürse de platformumuzun tanıtımı ve ortaya koyduğu iddia açısından oldukça anlamlı olduğunu düş¨nüyoruz. Şenliğimiz, 8 Martın içeriğini boşaltmaya çalışan tüm anlayışlara karşı üniversite öğrencilerine anlamlı bir çağrı oldu.
İlerleyen günlerde bu tarz etkinlikleri diğer fakültelere taşıma çalışmalarımız hızla sürüyor. Bunun yanı sıra bültenimizin ikinci sayısını ve afiş hazırlıklarını tamamlamış bulunmaktayız. Önümüzdeki haftadan itibaren bu araçların kullanımına başlayacağız.
Üniversitemizde emperyalist savaş karşıtı mücadeleyi örgütlemek, geliştirmek bakışıyla kurduğumuz platformumuz giderek konuya duyarlı öğrencileri mücadeleye çeken, onları geliştiren bir odak olma yolunda ilerliyor.
Geçen hafta ODTÜde çok yoğun olmamakla beraber anlamlı çalışmalar yaptık. Bunlardan en önemlisi 16 Mart 1988de gerçekleşen Halepçe katliamını anma etkinliğimizdi. Saddam Hüseyin ABDden temin ettiği kimyasal silahları birçok kez ve birçok yerde kullanmıştır. Kürt halkı da bu katliamlardan nasibini almıştır. Hardal ve sinir gazı ile 5 bin Kürt emekçisi Halepçede katledildi.
Biz genç komünistler Halepçe katliamını Paralı Eğitime ve Emperyalist Savaşa Hayır Platformu ile ortaklaşa yaptığımız bir etkinlikle lanetledik. Haftanın ilk üç günü yaptığımız afiş, bildiri ve el ilanı çalışmalarıyla mümkün olan en fazla insana gitmeye çalıştık. Ayrıca açtığımız masa ve küçük bir fotoğraf sergisiyle insanlara ulaşmaya çalıştık. Etkinliğe 100 civarında öğrenci katıldı. Etkinliğimiz akşam saatlerinde yapılması nedeniyle sadece yurtlarda kalan öğrencilerin katılımı ile gerçekleşti.
Etkinliğimize Grup Yön türkü ve marşlarıyla, Mamak İşçi Kültür Evi tiyatro topluluğu ise güzel bir oyunla katıldılar. Ayrıca savaş görüntülerini de içeren bir dia gösterimi gerçekleştirdik. Haftanın geri kalanında ise bir duvar gazetesi ile emperyalist savaşı insanların gündemine taşımaya çalıştık.
Bu tür etkinliklerle kitlelerle buluşmayı ve onları mücadeleye kazanmayı hedefleyen ODTÜ Ekim Gençliği olarak çalışmalarımıza aynı bilinç ve kararlılıkla devam edeceğiz.
Katil ABD Ortadoğudan defol!
Kahrolsun ABD emperyalizmi!