İşten atmalar yaygınlaşıyor...
Bıçakçılar fabrikası işçileri bıçak sırtında!
Patronlar, İş Güvencesi Yasasının yürürlüğe gireceği 15 Mart tarihi yaklaştıkça işçileri kitlesel olarak işten atmaya başladılar. Özellikle sendikasız işyerlerinde işten atmalar daha yoğun yaşanırken sendikalı işyerlerinden de gruplar halinde atılmalar yaşanıyor. Son bir hafta içerisinde 2 binden fazla kişinin işten atıldığı söyleniyor. İşten atılan fabrikaların bir kısmı yeni işçi alırken, bir kısmı da girdi çıktı yaparak daha düşük ücretle eski işçilerini alıyor. Yeni işçilere geçici süreli sözleşmeler imzalatılıyor. Aynı zamanda bu uygulamayla yeni yasadan yararlanmaları ve tazminat almaları engelleniyor. İş Güvencesi Yasasının yürürlüğe girmesiyle daha çok işçinin atılacağı belirtiliyor.
ABD emperyalizminin Irakı kan gölüne çevirmesine tam destek veren işbirlikçi sermaye iktidarı bir yandan savaşın yaratacağı yıkımla halkın sefaletini, yoksulluğunu, açlığını katmerleştirirken bir yandan da hazırladığı kölelik yasasıyla sömürüyü ağırlaştırmakta ve kötü çalışma koşullarını ve buna ek olarak kitlesel işsizliği arttırıyor. İş güvencesi ve 1475 sayılı iş kanunu ön tasarısı bahanesiyle son haftalarda yaşanan kitlesel işçi kıyımları aylar öncesinden hazırlanan ve planlanan bir oyunun parçasıdır. Patronların temsilcisi 15 Marttan önce işten atmalar olabilir diyerek aylar önce tehdit etmişlerdi. Ve savurdukları tehdidin arkasında kararlıca durarak işçilere meydan okurcasına saldırganlaştılar. Türkiyenin dört bir yanındaki fabrikalardan işçiler işten atılıyor.
Büyükçekmeceye bağlı Kıraçta kurulu Bıçakçılar Tıbbi Malzeme ve Sağlık Ürünleri Fabrikasında çalışan işçiler de patronların işten atma politikalarından nasibini aldılar. Yaklaşık 600e yakın işçinin çalıştığı fabrikada patron bir haftaya yaymak üzere gruplar halinde 150ye yakın işçiyi işten attı. İşten atılmalar başlamadan önce yoğun şekilde işçi alan patronun işten atma politikası çıkartılmaya hazırlanan yeni iş yasası ve 15 Martta yürürlüğe konulması beklenen İş Güvencesi Yasasından bağımsız değildir. İşbirlikçi sermaye iktidarı ABD emperyalizminin peşinde savaşa sürüklendikçe Bıçakçılar patronunun gözünde dolarlar parlıyor. Tıbbi malzeme ve sağlık ürünleri üretildiği ve özellikle Amerikaya ihracatı yapıldı&urren;ı için savaş, patronun iştahını kabartmaktadır. Kan emici Bıçakçılar patronu tıpkı diğer patronlar gibi işçilerin emeği ve alınterinin, ağır ve kölece çalışma koşulları üzerinden kârına kâr ekliyor. Emperyalist-kapitalist devletlerin insanlığı acı, kan ve gözyaşıyla yıkıma sürüklediği savaşlar varoldukça yine kapitalizmin sorumlusu olduğu doğal afetler, trafik kazaları, insansağlını bozan hastalıklar arttıkça Bıçakçılar patronunun Fabrikayı küçültüyorum, üretimi azaltıyorum gibi gülünç bahanelerle işçi çıkarması gerçeği yansıtmıyor. Kaldı ki, çıkışların olduğu hafta bile işçi alınması ve yoğun mesailer olması gerçeği gözler önüne seriyor.
Başta Bıçakcılar patronu olmak üzere, tüm fabrikalardaki patronların oynadıkları bir oyundur işten atmalar. İstihdam fazlası ya da üretim azalması diye bir şey yok. 15 Mart yaklaştıkça hırçınlaşan ve saldırganlaşan patronlar, işçileri kölelik koşullarında çalıştırmak için gerek girdi çıktıyla, gerekse işten atıp yerine kölece çalıştıracakları yeni işçiler alma yoluyla fabrikaları köle pazarları haline getirmeye çalışıyorlar. Esnek çalışma yasası çıkmadığı halde özelllikle örgütsüz işyerlerinde birçok işçi ücretli köle olarak her türlü sosyal haktan ve insanca çalışma koşullarından yoksun şekilde çalışıyor. Tıpkı Bıçakçılarda olduğu gibi işçiler birbirinden yalıtılmış şekilde katı disiplin kuralları içerisinde kameralar altında, şeflerin ve ustabaşıların baskısı altında düşü ücretle çalıştırılıyorlar.
İşçilerin örgütsüzlüğünden güç alan patronlar, alabildiğine keyfi ve saldırgan tutumlarıyla işyerini tam bir sömürü cehennemine çeviriyorlar. İnsanlığın ve onurun ayaklar altına alındığı bu ücretli kölelik düzeninde boynumuzdaki kölelik zincirlerini kırmak, ayaklarımızdaki prangaları parçalamak için tüm işçilerin örgütlenmekten ve birlik olmaktan başka yolu yoktur. Birbirimize sıkı sıkı kenetlenip birlik olmadığımız sürece kaybedeceğimiz çok şey var. Ancak örgütlendiğimiz sürece kazanacağımız koca bir dünya var. O halde fabrikalarımızda biraraya gelip sorunlarımıza karşı örgütlenelim, mücadele edelim!
Kölelik yasasına karşı coşkulu ve kararlı eylem...
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!..
12 Mart günü DİSKe bağlı Genel-İş İstanbul 2 Nolu Bölge Şubesi ve bağlı şubeler, Limter-İş, ve Nakliyat-İş üyesi işçiler Saraçhane Parkından Unkapanındaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğüne yürüdüler.
Yaklaşık 500 işçinin katıldığı eylem saat 12:00de başladı. Yürüyüş boyunca kitlenin coşkusu dinmedi. Sendika yöneticileri işçilerin slogan atmasını sınırlamaya çalışsa da, işçiler buna sloganları daha bir kararlılıkla atarak karşılık verdiler. Eylem okunan basın açıklamasından sonra bitirildi.
Kölelik yasasına hayır!, Hükümet yasanı al başına çal!, Esnek çalışma istemiyoruz!, Tazminat hakkımız gaspedilemez!, Şalter inecek bu iş bitecek!, İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!, Yaşasın sınıf dayanışması!, İşçiyiz haklıyız kazanacağız!, Direne direne kazanacağız, Yaşasın örgütlü mücadelemiz!, Kahrolsun İMF, kahrolsun emperyalizm!, Katil ABD işbirlikçi AKP, Savaşa karşı sınıf savaşı!, Kahrolsun emperyalist savaş!, Yaşasın halkların kardeşliği!, Çıkarsa tezkere Tayyip gitsin askere!, Katil ABD Ortadoğudan defol! sloganları sık sık atıldı.
Adanada İşçi kıyımı devam ediyor!
Sahte İş Güvencesi Yasası daha yürürlüğe girmeden yoğun işçi kıyımı başlamış bulunuyor. Sermayenin temsilcileri aylar önce bu kıyım saldırısını ilan ettiler. İş Güvencesi Yasasının işçi çıkarmada sermaye için bir engel teşkil etmeyeceğini çok iyi biliyorlar.
Aylardır Bossalardan, Mensadan işçiler parça parça işten atılıyordu. Şu günlerde bunlara bir yenisi daha eklendi. Bossa 4ten 25, SASAdan 75 işçi sokağa atılırken Başer Çorap Fabrikası tümüyle kapatılarak işçiler kapı önüne konuldu.
İş yasa tasarısına ve işten atılmalara karşı sessiz kalarak bu saldırıların önü kesilemez. Sessiz kalarak sıranın bize gelmesini beklememeliyiz. Bugün yanı başımızda aynı makinada çalıştığımız arkadaşımız kapı önüne konulurken yarın aynı akıbetin başımıza geleceğini bilerek mücadele etmeliyiz.
İş güvencesi yasası ve
iş yasa tasarısı paneli...
Adana Öncü İşçi Platformunun düzenlediği İş güvencesi yasası ve iş yasa tasarısını konu alan panelin ilki Şakirpaşa İşçi Kültür Evinde düzenlenmişti. Aynı konudaki panelin ikincisi 9 Mart günü saat 14:00de Adana Tabipler Odası toplantı salonunda gerçekleştirildi.
45 kişinin katıldığı panelde sahte iş güvencesi yasası ve iş yasa tasarısının amacı ve içeriği detaylı bir şekilde açıklandı. Bu saldırının İşçi sınıfını kölelik koşullarına mahkum etmeyi hedefleyen bir saldırı olduğu, iş yasa tasarısına karşı işçi ve emekçilerle birlikte mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı.
|