İçindekiler:

5 Haziran 2022
Sayı: KB 2022/20

Mücadeleyi büyütelim!
NATO üzerinden kirli pazarlıklar
Çürüyen rejim
Basına saldırı yasası
Avrupa'nın çöpü zehir saçıyor!
Sınıf "yeni hareketlikilere" gebe
İşçi-emekçi direnişlerinden
"Dik durmamız çok önemli"
Neşe Plastik grevi üzerine...
Asen Metal işçileri anlatıyor...
Kapitalizm, savaş ve parti programı / 2
IG Metall TİS'i sabote ediyor
Kolombiya seçimleri...
Servet sefalet kutuplaşması derinleşiyor
İngiltere'den göçmen düşmanı adım
Dünya işçi ve emekçi eylemleri
Lutte Ouvrière Festivali sona erdi
"Birlikte olursak kazanırız"
İTÜ'de "Beril ve Ömer için isyandayız"
Milyonlar borç yatağında!
"Haziran'da ölmek zor"
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Lutte Ouvriere Festivali sona erdi

 

Lutte Ouvriere Festivali sona erdi. 27-28-29 Mayıs günleri düzenlenen festival dün alanın toplanması, çadır ve stantların kaldırılması ile tamamlandı. Festival pandemi yüzünden yıllardır yapılamıyordu. Geçen yıl da yine pandemi bahanesiyle valilik tarafından engellenmiş sadece bir günlük bir buluşma gerçekleştirilmişti.

Lutte Ouvriere Festivali, Avrupa’daki en kitlesel politik etkinliklerden biri olma özelliği taşıyor. Devasa bir alanda onlarca standın kurulduğu, oldukça geniş doğa yürüyüş parkuru olan bir alanda gerçekleştiriliyor. Dünyanın dört bir yanından katılımcılar geliyor. Güney Amerika’dan Asya’ya başta Troçkist örgütler olmak üzere yoğun bir katılım gerçekleşiyor. Fransa’nın da çeşitli kentlerinden festivale katılmak için binlerce kişi geliyor. Kurulan çadır kentte üç gün boyunca kalınıyor. Girişten itibaren tüm festival alanında kızıl bayraklar göze çarpıyor. Ancak bu sene festivalde kızıl rengin dışında daha ‘festival havası’ içeren gökkuşağı desenleri, çok renkli flamaların, uçurtma desenlerinin de kullanılması bir değişim sinyali veriyordu. Zira normalde sadece kızıl renk tercih ediliyordu.

Festival alanında iki panel alanı, konferans ve sinema salonu ile politik tartışma ve sunumlar, etkinlikler 3 gün boyunca kesintisiz sürdürüldü. Forum 1 alanı sadece Lutte Ouvriere’in kendi panellerine ayrılırken, Forum 2’deyse katılımcı misafir örgütlere verilmişti. Frederiche Engels, Karl Marks ve Rosa Luxemburg adındaki alanlardaysa Lutte Ouvriere’in örgütlü yazar ve araştırmacılarının çalışmaları, belgeselleri sunuldu. Örgütün yayınevine ait kitaplar da kurulan stantta satıldı.

Politik sitede yine birçok ülkeden misafir örgütlerin stantları açıldı. Genelde Avrupa ülkelerinden katılım varken İngiltere, Yunanistan ve Türkiye ikişer örgütle yer aldı. Türkiye’den Devrimci İşçi Partisi ve İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu katılım gösterdi.

Bir-Kar standında Bir-Kar’ın tanıtım broşürü, Fransa’daki Sarı Yelekliler’den Genel Grev’e, Paris Komünü’ne, 1 Mayıs’a bir dizi başlıkta çıkardığı bildirileri, Greif işgali broşürü gibi temel yaklaşımlarını ifade eden metinlerinin Fransızcaları kullanıldı. Pressan direnişiyle dayanışma için de standa gelenlerle diyalog kuruldu. Gelen Türkiyeli göçmenler Mayıs şehitleri anmasına çağrı el ilanları verildi.

Ayrıca komünistlerin Parti Programı İngilizce, Almanca, Fransızca çevirileri de sunuldu. TKİP’nin Ukrayna savaşı üzerine açıklaması yine birçok dilde kullanıldı. Açıklama standa gelip savaşa dair tutumu soran katılımcılara ve stant açan diğer örgütlere ulaştırıldı. Kendi anadillerinde açıklamanın olması hem tartışmayı kolaylaştırdı hem de ilgiyi artırdı. Üç yıl önceki son festivalde parti programını alıp tekrar diyalog kurmaya gelenlerin olmasıysa TKİP’nin yarattığı etkiyi gösteriyordu. TKİP’nin genel sosyalist hareketten özgün ve güçlü yanları bu tarz festivallerde birbirinin tekrarının öteye geçemeyen örgütlerin arasında daha da net görülüyor.

Lutte Ouvriere, sendikalist, ekonomist bir mücadeleye öncelik veren troçkist bir örgüt olduğu için, bu tüm festival içeriğinde ve programında da hissediliyordu. Emperyalist paylaşım savaşı, artan faşist tehlikeler gibi başlıklar çok yüzeysel işlendi hatta hiç gündem bile edilmediği dikkat çekiyordu. 22 panel içerisinde elbette bu başlıklara da yer verilse de asıl gündem maddeleri değildi. Bundan dolayı festivaldeki ana konuşma olan Nathalie Arthaud’nun konuşmasında da bunlar pas geçildi. Enflasyon, kriz ve seçimler temel belirleyici gündemdi. Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinden yeni çıkılmış olması ve onu takip eden meclis seçimlerine hazırlık süreci Lutte Ouvriere’in de ana gündemini oluşturuyordu. Bundan dolayı Fransız Komünist Partisi’nin yeni cumhurbaşkanı adayı eleştirisi için bile ayrı bir panel konuldu. Yine Melenchon da başka bir panelle işlendi. Kendi bağımsız adayını çıkaran bir örgütün elbette “reformist” bulduğu diğer sol adayların eleştirisini yapması doğaldır ancak sınıf mücadelesi esaslı alternatif bir çıkışın tartışılması gereken bir dönemde bu kadar adaylar merkezli eleştiri biraz daha kitlelerdeki diğer adayların yarattığı etkiyi kırma çabasıdır. 1995’te 1.5 milyonun üzerinde oy alan LO son seçimde sadece 197 bin oyda kaldı. Bu Nathalie Arthaud’nun ilk adaylığından beri de aldığı en düşük oy oranı. Seçim çalışmaları son dönemde temel eksende olan LO için bu da önemli bir ilgi ve kitle kaybına işaret ediyor.

Festivale katılımdaki pandemi sonrası bir toparlanma olduğu gözlemlendi.

Festival 3 gün boyunca politik tartışmaları, genç ve çocuklar için yaratıcı eğlence alanları ile ilgi çekici olmayı başardı. Baştan sona LO’nun kolektif emeğiyle organize edilen festival hiçbir profesyonel ticari olmadan gerçekleştirildi. Konserlerin ardından festival sona erdi.

Kızıl Bayrak / Paris

 

 

Paris’te Mayıs şehitleri anması

 

Paris’te Mayıs şehitleri anması düzenledi.

Etkinlikte ilk olarak Mayıs şehitleri şahsında devrim ve sosyalizm şehitleri için saygı duruşu gerçekleştirildi. Saygı duruşunun ardından sinevizyon gösterimine geçildi. İlgiyle izlenen sinevizyonun ardından Denizler için yazılmış şiirler okundu.

Etkinlikte TKİP adına konuşma yapıldı ve konuşma da Denizler’in İbrahim ve Mahirler ile ‘71 kopuşunun ayrılmaz bir bütününü temsil ettikleri ifade edildi. Konuşmanın devamında 50 yıllık zamanın ardından hala isimleri anmanın anlamını vurgulandı CHP tarafından bile anılan Denizlerin altının boşaltılmaya çalışıldığı ifade edilerek bazı reformist çevrelerin “Denizler’in yolunu parlamentoya çıkarma” ile devrimci mirası istismar etme çabalarına dikkat çekildi. Denizler’in devrimci kopuşun temsilcisi oldukları bu açıdan devrime ait oldukları, tüm ideolojik eksik ve farklılıklarına karşın Denizler’in, İbrahimler’in ve Mahirler’in bu devrimci kopuşu oluşturduklarını ifade edildi. Konuşmanın devamında TKİP’nin Denizler’i anmasını ‘gelenekçilik’ olmadığını, tüm devrimci mirasının bugüne taşınması üzerinden bir sahiplenmenin olduğu ifade edilen konuşmada bugün Türkiye’de tüm baskı ve zorluklara rağmen yükselen sınıf mücadelelerine, işgal ve işçi direnişlerine çubuk büküldü. Konuşmada pandemi, Ukrayna üzerinden emperyalist paylaşım savaşlarına da dikkat çekilerek devrimci mücadelenin bugün yakıcı bir ihtiyaç olduğu ifade edildi. “Onların kızıl bayrağı ellerimizde” denilerek örgütlü mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı.

Etkinlikte son olarak bir sınıf devrimcisi sazıyla Denizler için yazılmış şarklıları ve Drama Köprüsü türküsünü söyledi. Şarkılara hep bir ağızdan eşlik edildi. Mücadele alanlarında buluşma çağrısıyla anma bitirildi.

Etkinlik ön çalışmasında Strasbourg Saint Denis’de afişler asıldı ve dernekler dolaşılarak etkinlik gündemi üzerinden sohbetler gerçekleştirildi. Bunların yanı sıra el ilanları ile göçmen işçi ve emekçilere çağrı yapıldı.

Dersim Kültür Derneği’nde düzenlenen etkinlik için salona TKİP flamaları asıldı, EKİM standı açıldı. Ayrıca direnişteki Pressan işçileri için dayanışma çağrısı yapıldı.

Kızıl Bayrak / Paris