28 Şubat 2020
Sayı: KB 2020/09

Suriye’de düğümler çözülürken…
AKP-Saray rejimi toplumu yıkıma sürüklüyor
İdlib bataklığına doğru...
Dinci-gerici cenahta çatlaklar derinleşiyor
HDP 4. Kongresi toplandı
Bu düzenin hukuku hükümsüzdür
İntihar değil seri cinayet; fail kapitalist düzen
TİS süreci ve metal işçilerinin durumu
Geçmişten geleceğe… / 2 - DİSK’te iktidar savaşları
Teslim Demir: Devrime adanmış yarım asır!
Kurtuluşa sevdalı bir yürek: İmran Aydın
Almanya’nın katliam formülü
Avrupa’daki faşist çetelerin üssü İsviçre
Almanya’da işçi kıyımı planı ve sendikal bürokrasi
AB bütçe zirvesinde Fransa-Almanya çekişmesi
Türkiye’de 8 Martlar…
Kadınlar ve gericilik
ODTÜ’de yaşanan saldırıların ardından
1996 İstanbul Üniversitesi işgali yol gösteriyor!
Örgütlü mücadele yaşamsaldır!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

AB bütçe zirvesinde
Fransa-Almanya çekişmesi

 

Brexit’ten sonra 20-21 Şubat günlerinde Brüksel’de yapılan AB bütçe görüşmelerinden sonuç çıkmadı. Bütçe görüşmeleri bir yandan AB’nin büyük emperyalist güçleri arasındaki çekişmeye, diğer yandan da “uyumlu dostlar” grubu olarak bir araya gelen zayıf ülkelerin umutsuz serzenişlerine sahne oldu.

***

Zirvede, brüt 1 trilyon 95 milyar euro büyüklüğündeki bütçe için, AB Konseyi Başkanı Charles Michel tarafından sunulan “üye ülkelerin katkı payının %1 oranından %1,074 oranına çıkarılması” önerisi etrafında çekişmeler yaşandı. Bu artışın gerekçesi olarak, Brexit’ten sonra AB bütçesinde ortaya çıkan boşluğun giderilmesi ihtiyacı öne sürüldü. İngiltere AB bütçesine yıllık olarak 12 milyar euro ödüyordu. Konsey Başkanı Michel’in önerisi zirvede kabul görmedi. Özellikle, “Tutumlu Dörtlü” olarak tanınan Danimarka, İsveç, Finlandiya ve Avusturya bu öneriye birlikte karşı çıktılar. Onlar, eskiden olduğu gibi GSMH’nın en fazla yüzde biri oranında ödeme yapmakta ısrar etiler. Almanya Başbakanı Angela Merkel, zirve öncesinde her ne kadar “çözüm bulmaya kararlı olduğunu” açıklamış olsa da yüzde 1,074 oranında ödeme önerisini reddetti. Almanya ayrıca Fransa’yı dengeleyip sınırlamak için de “Tutumlu Dörtlü” grubuyla ortak hareket etti.

Anlaşmazlık, Çekya Başbakanı Andrej Babis’in yanı sıra 17 AB ülkesinden oluşan “Uyumlu Dostlar” grubunun diğer üyeleri tarafından da sert bir dille eleştirildi. Babis, “Tutumlu Dörtlü” grubu ve artı Almanya ekonomik üretimin yalnızca %1’ini ödemekte ısrarlıysa, devlet ve hükümet başkanlarının neden Brüksel’e çağrıldığını anlamadığı serzenişinde bulunarak, “O zaman konuşacak bir şeyimiz yok!” dedi.

Çekya, yapısal fonların planlanan azaltılmasına karşı çıkmak için “Uyumlu Dostlar” adı altında güçlerini birleştiren 17 AB ülkesinden oluşan bir grubun üyesidir. Bu grup, Bölgesel Kalkınma Fonu aracılığıyla zayıf üye ülke ekonomilerinin desteklenip aradaki farkın telafi edilmesiyle, AB topluluğunun bir arada tutulabileceğini düşünüyor. Ancak Bölgesel Kalkınma Fonu, AB’nin büyük emperyalist devletlerinin yayılmacı politikalarının sonucu olarak, 2004 ve 2007’de doğuya doğru genişlemesi için harcandığından, “Uyumlu Dostlar”a bu fonlardan pek bir şey kalmamış oluyor. Brexit’ten dolayı AB bütçesinin küçülme ihtimali “Uyumlu Dostlar”ı daha da uyumsuz hale getirmeye yetiyor.

“Kaliteli gıda”, “çevre dostu tarım” ve nükleer silahlar

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da ortak bütçe için daha fazla para istiyor. Ancak onun bu isteğinin arkasında “Uyumlu Dostlar”ın kaygılarından çok kendi emperyalist öncelikleri var. Zirve sırasında, “Avrupa’ya daha fazla ihtiyacımız var” diyerek, hararetli AB savunucusu olarak ortaya çıkarken, onun asıl endişesi silahlanmaya ayrılan payın güçlendirilmesiydi. Macron, “Brexit”ten sonra AB’de nükleer silahlara sahip tek devlet olduklarını vurgulayarak, AB’li ortaklarına “nükleer caydırıcılık” konusunda diyalog ve daha fazla mali destek teklifinde bulundu. Ayrıca, tarım sübvansiyonlarında kesintilere gidilmesine -ki bu en çok kriz içerisindeki Fransa tarımını etkileyecektir- de karşı çıkan Macron, “Brexit’in faturasını tarım sektörü ödeyemez. Eğer daha kaliteli gıda istiyorsak ve çevre dostu bir tarımı geliştirmek hedefimiz varsa, PAC yardımlarını azaltamayız” diye konuştu. Macron’un “kaliteli gıda” ve “çevre dostu tarım” demagojisine karşı Almanya, “Tutumlu Dörtlü” grubunu da yanına alarak, harcamaların iklim ve çevre sorunlarının çözümü, göç akımının kontrol edilmesi ile dijital ekonomiye geçiş gibi konulara yönlendirilmesini istedi.

Almanya-Fransa arasında süren AB içinde üstünlük sağlama rekabeti İngiltere’nin AB’den ayrılarak aradan çekilmesinden sonra iyice kızıştı. Zirve, bu duruma yeniden tanıklık etti. Brexit’ten sonra ortaya çıkan bütçe açığının giderilmesi ve harcamalardaki öncelikler çekişmesi emperyalist rekabetin bir parçası olarak yaşandı.

Brexit’ten sonra ilk bütçe görüşmesi olması bakımından önemli olan Brüksel zirvesi, gece boyunca süren uzlaşma arayışlarına rağmen sonuçsuz kaldı. Cuma günü öğlen saatlerinde mart ayında yeniden toplanmak üzere zirve resmen sona erdi.

Bütçe görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması sonrasında AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen’in, “Demokrasi böyle. Tartışma ve atışma, demokrasinin güzel gelenekleri. Çalışmaların önümüzdeki hafta ve aylarda daha yoğun bir şekilde devam etmesi gerekiyor” şeklindeki açıklaması, AB’ye hakim olmak için verilen kavganın zorlu geçeceğine “demokrasi” yaftası altında dikkat çekmesi bakımından manidardır.