31 Ocak 2020
Sayı: KB 2020/05

Depremin aynasında kapitalizm gerçeği
Deprem değil ‘sermayenin demir yumruğu’ öldürüyor
Rejim krizi sürüyor… Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim!
Hapishanelerde işkence ve hak ihlalleri artıyor
Ülkeyi tüccar kafasıyla yönetenler pişkinlikte sınır tanımıyor
Kanal İstanbul: İhanet projesi
MİB: Sefalete boyun eğme, ihanete geçit verme!
İşgallerin, grevlerin, direnişlerin izinden ileri!
Mersin Serbest Bölge’ye sağlık kuruluşu yapılıyor
Alman Devrimi’nin dersleri üzerine - H. Fırat
Silahlanma yarışında Çin’in hızlı yükselişi
Haiti’de emekçilerin dinmeyen öfkesi
Clara Zetkin ve 8 Mart’ın tarihsel devrimci mirası
Dünyada yeni dönem gençlik hareketi
Devrim Okulları’nın ardından…
Parasız ve nitelikli sağlık hizmetleri için de sosyalizm!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

MİB: Sefalete boyun eğme, ihanete geçit verme!

 

Metal İşçileri Birliği (MİB) Türk Metal’in MESS ile sefalet sözleşmesini imzalamasının ardından açıklamalar yaparak işçileri ihanete geçit vermemeye, sefalete boyun eğmemeye çağırdı.

MİB’in açıklamalarının tamamı şu şekilde: 

Günleri bulan suskunluğun ardından bu sabah 9.00’da TM baş ağası Pevrul Kavlak, TM’nin imzaladığı sözleşmenin ayrıntılarını açıkladı. Ağanın iddiası şu ki, yıllık %25 ücret zammı alarak, gene tarihi sözleşmelerden birisi imzalanmıştır.

Oysa biz biliyoruz ki metal işçisinin önemli bir bölümü asgari ücret seviyesinde ücret almaktadır. Ocak ayı asgari ücret zammının ardından sözleşmeden işçiye yansıyan 96 kuruştur, bu da % 7’ye denk gelmektedir. Metal işçisinin gelinen noktada bu tür zafer nidalarına, şişirilmiş rakam oyunlarına karnı toktur.

Birliğimizin başından beri ifade ettiği gibi önce işçinin talepleri dikkate alınmadan boş bir taslak hazırlanmış, sonra masaya bu taslağın da altında istem ve taleplerle oturulmuştur. Burada bütün amaç MESS dayatmalarının olduğu gibi işçiye kabul ettirilmesidir. Metal Fırtınası’nın etkisi, metal işçisinin o günden bu yana sürdürdüğü mücadelenin birikimi, 3 yıllık sözleşme ve esneklik hükümlerinin geçmesini engellemiştir.

Metal işçisi kardeşler;

Bugün TM’nin imzaladığı sözleşme içinde bulunduğumuz sefalet koşullarını daha da derinleştirecektir. Sözleşmeyi kabul etmeyelim! Mücadelemize devam edelim, tepkimizi gösterelim! TM ağalarının bizi kandırmasına izin vermeyelim! Adet olduğu üzere yapılacak boş kutlamaları, şov yapma çabalarını boşa düşürelim!

Birleşik Metal-İş üyesi işçilere çağrımızdır!

Birleşik Metal-İş üyeleri, kardeşler,

Dün gece saatlerinde TM çetesinin reisi Pevrul Kavlak’ın işçiye sorma ihtiyacı bile hissetmeden yine bir satışa imza atması ile MESS Grup TİS’leri yeni bir evreye girdi.

MESS-TM ortaklığının vardığı uzlaşının ardından MESS gecenin 2.30’unda Birleşik Metal temsilcilerini de ayağına çağırarak aynı teklifi sundu.

Teklifi alan Birleşik Metal yönetimi teklifi ilgili kurullarda değerlendireceğini açıklamış bulunuyor.

Bundan sonrasını belirleyecek olan Birleşik Metal üyesi metal işçilerinin, yani sizlerin kararlılığı olacaktır.

Pevrul Kavlakın “zafer” olarak anlattığı sözleşme, metal işçisinin çalışma koşullarında hiçbir iyileşme anlamına gelmemektedir.

6 aylık %17’lik ücret olarak ifade edilen ücret zammı ise, önemli sayıda metal işçisinin ücretinin asgari ücret altında kaldığını göz önüne alırsak ancak %7 düzeyinde kalmaktadır.

Şu anda Türk Metal çetesinin yetkili olduğu fabrikaların önemli bir bölümünde işçi kardeşlerimiz imzalanan sözleşmeden huzursuz ve oldukça tepkili durumda.

Bu koşullarda sizlerin atacağı adım metal işçisinin birleşik mücadelesi için çok daha kritik bir anlam kazanacaktır.

MİB, tam da bu yüzden Birleşik Metal üyesi metal işçilerini sefalet sözleşmesine boyun eğmemeye, TM’nin ihanetine ortak olmamaya, metal işçisinin birleşik mücadelesi için adım atmaya çağırıyor.

Kahrolsun MESS dayatmaları!

Kahrolsun işbirlikçi sendikacılık!

Yaşasın metal işçilerinin birleşik mücadelesi!

Metal İşçileri Birliği (MİB)

 

 

 

 

 

Metal işçisi kazanırsa hepimiz kazanacağız!

 

168 fabrika ve 130 bin metal işçisini kapsayan MESS grup toplu iş sözleşmesinde sona doğru geliniyor. Zira, Türk Metal apar topar gerçekleşen bir ara görüşmeyle satış sözleşmesini imzaladı. MESS, metal işçilerine dönük kölelik dayatmasına ortak oldu. Süreç devam ediyor ve gelişmelerin setrini elbette metal işçilerinin tutumu belirleyecek.

MESS kodamanlarının ve Türk Metal’in bu denli pervasız davranmasının gerisinde sermaye devleti ve sermayenin demir yumruğu AKP’nin desteğini almaları yer alıyor. Satış sözleşmesi imzalanmasa da AKP’nin grevi yasaklayacağından, Yüksek Hakem Kurulu’nun işçiye açlığı dayatacağından emindiler.

TİS sürecinde 130 bin metal işçisinin karşısında sadece metal sermayedarları değil, tümüyle bir sermaye düzeni var; hukuku, kolluğu, bürokrasisi ile. Yasalarıyla işçi sınıfının elini kolunu bağlayan, grev hakkının karşısına lokavtı çıkaran, YHK sopası ile işçiyi sefalete mahkûm eden sermaye düzeni...

Gücümüz birliğimiz ve dayanışmamızdan gelir

İşçi ve emekçilerin gücü birliğinden ve dayanışmasından gelir. Bugün patronlar bu kadar pervasızsa, devlet onların sözcülüğüne bu kadar rahat soyunuyorsa, bunun sebebi işçi ve emekçilerin dağınık ve örgütsüz olmasıdır. Sermaye sınıfı bu kadar örgütlü ve ortak hareket ederken bütünüyle işçi sınıfına düşen görev başını kendi kabuğundan çıkarmak ve metal işçisinin haklı davasına ses olmak, omuz vermektir.

Ekonomik açıdan krizin derinleştiği; baskılarla, yasaklamalarla ve çıplak zorla toplumun sindirilmek istendiği bir ortamda metal işçisinin yakacağı ateş tüm işçi ve emekçilere ışık olacak. Bu nedenle, başta üretim alanları olmak üzere, bulunduğumuz her alanda metal işçisi ile dayanışmayı yükseltmek durumundayız.

Y. Leyla