25 Ocak 2019
Sayı: KB 2019/04

Seçimler ve yalanlar
Emperyalizme çok yönlü uşaklık!
Yüzümüzü sahte seçim vaatlerine değil, kendi taleplerimize dönelim!
Rektörlük atamaları
Özelleştirme saldırısı ve sendika bürokratlarının “vatan-millet” söylemi!
İş cinayetlerine devlet katkısı
Kısa çalışma ödeneği İşsizlik Fonu’ndan sağlanıyor!
“Grevden vazgeçmeyeceğiz, bu kadar!”
2019, örgütlü güç olmanın yılı olsun!
MİB MYK Ocak 2019 toplantısı sonuç metni
Enternasyonalizm, Spartakistler ve dünya devrimi - V. İ. Lenin
Ölümünün 100. yılında Franz Mehring’e saygıyla...
Suriye’de yıkım, “yeniden imar” ve kapitalizm
Almanya-Fransa “dostluk” anlaşması
Rusya ile Japonya arasında adalar anlaşmazlığı
Kadın cinayetleri devlet kurumlarının gözü önünde işleniyor!
Birliğimizi güçlendirelim, mücadeleyi büyütelim!
İklim sorununa kitlesel tepki
Kapitalizm her şeye düşman!
Hapishanelerde saldırılara karşı direniş sürüyor
“Beni devrimciler gibi uğurlayın!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İklim sorununa kitlesel tepki

G. Devran

 

Küresel ısınma sonucu buzulların erimesi, kuraklıklar, seller, kasırgalar vb. insan, doğa ve hayvan yaşamını her geçen gün daha fazla tehdit ediyor.

Küresel ısınmanın ilk sebebi fosil yakıtların karbondioksit (CO2) emisyonu. Fosil yakıtlar, hidrokarbon ve yüksek oranlarda karbon içeren kömür, petrol ve doğal gaz gibi doğal enerji kaynaklarıdır. Bunlara sanayi atıklarının katı, sıvı veya gaz halinde doğaya atılması eklenebilir.

Kapitalist sistem petrol kaynakları tükenene kadar başka enerji kaynaklarını kullanmak, yenilerini geliştirmek istemediğinden, tüketim sürekli artıyor. Örneğin araç sayısı her sene %4 artıyor. Ticari havacılık tarafından tüketilen yakıt son on yıl içinde %27 sıçrama yaşadı.

Küresel sıcaklık artışını 2°C ile sınırlandırmak için dünyanın salabileceği toplam emisyon miktarı bin gigaton (1 trilyon ton) CO2 iken, 2011 itibari ile %52’si harcanmış. 2018’de toplam CO2 fosil emisyonu 31.7 gigaton ile bir rekora ulaşmış. Bu tüketim sera gazların dörtte üçünü oluşturmakta. Bunun 5 gigatonu da orman tahribatlarına dayalı.

Küresel ortalama sıcaklıkta bugün 0,85°C artış meydana gelmiş durumda. Sera gazı emisyonlarının mevcut artış hızı sürerse, sıcaklık artışı 2060’ta 4°C’yi, 2100’de ise 6°C’yi bulabilir.

Önlemler konusunda ikiyüzlülük

Kapitalist devletler enerji üretim tekellerine her türlü kolaylığı sunuyorlar. Öte yandan, Birleşmiş Milletler’i devreye sokarak, sözde iklim sorununu çözme çabasındalar. Bunun için bugüne kadar 24 konferans gerçekleştirdiler. Ama bugüne kadar hiçbir çözüm sunulamadığı gibi, atılması gereken acil adımlar konusunda tam bir ikiyüzlülük sergileniyor. Konferanslarda alınan kararlar ciddiye alınmadığı gibi, en çok emisyon saçan ülkeler protokolleri ellerinin tersiyle itiyorlar.

Burjuva medya da iklim sorunundaki gerçekleri gizleme çabasında. Bir dönem gizlenen, bugünlerde ortaya çıkan yüksek dizel emisyon oranının küresel ısınmanın asıl kaynağı olduğu tekrarlanıp duruyor. Daha önce de, ineklerden çıkan gazların CO2 salınımını arttırdığı, dünyadaki trafikten daha fazla (23 kat) zararlı gaz çıkarttığı haberlerini yapıyordu.

Dünya genelinde tepkiler

Dünya genelinde yüz binlerce insan sokağa çıkarak, iklim sorunu karşısındaki vurdumduymazlığı farklı tepkilerle dile getirdiler.

ABD’de binlerce insan “İklim için ayağa kalk!” çağrısıyla San Francisco’da bir araya geldi. Fosil enerji yerine yenilenebilir enerji ve iklim değişikliği karşısında savunmasız insanlara koruma talepleri yükseltildi.

Fransa’da sosyal medya üzerinden yapılan çağrılarla ülke genelindeki 100 bin insan sokaklara indi. Ekolojik ve Dayanışma Geçişi Bakanı’nın istifası istendi.

Belçika’da geçtiğimiz yılın Aralık ayında 65 bin kişi başkent Brüksel’de “İklimi talep et!” şiarıyla eylemlere katılmıştı. Yakın zamanda 1.300 eylemci Avrupa Parlamentosu önünde gösteri yaparken, 13 bin öğrenci de Brüksel sokaklarında yürüyüş gerçekleştirdi.

Danimarka başkenti Kopenhag’da 15 bin kişinin katılımıyla eylem gerçekleştirildi. İsveç’in başkenti Stockholm’da ise yüzlerce insan yürüdü.

İsviçre’de geçen iklim sorununa karşı “Risksiz bir emeklilik” adı altında birçok kantonda eylemlikler gerçekleştirilmişti. Bu sene ise on binlerce öğrenci sokaklara indi.

Almanya’da yaklaşık elli kentte on binlerce öğrenci “Gelecek için Cuma!” sloganıyla eylemler düzenledi.

Asya’da katılımlar daha düşüktü. Tayland’ın başkenti Bangkok’ta 200 kişi BM bölge genel merkezi önünde eylem gerçekleştirdi. Filipinler’in başkenti Manila’da ise 800 kişi buluştu.

Çözüm sosyalizmde!

Kapitalizm, gölgesinden faydalanamadığı ağacı keser!” Bu saptama her şeyi özetliyor. Her şeyi metalaştıran kapitalist sömürü düzeni küçük bir azınlığın kâr hırsı uğruna gezegenimizi acımasızca tahrip ediyor. Bu yıkıma karşı çıkan çevreci örgütler, sorunun gerçek kaynağı olan kapitalizme değil, bu düzen sınırları içerisindeki çözümlere işaret ediyorlar. Oysa, sadece insanlığın değil yer küremizin kurtuluşu da bu düzenin aşılmasından, sosyalizmden geçiyor!

 

 

 

 

İsviçre’de ‘iklim grevi’

 

18 Ocak günü binlerce öğrenci küresel ısınma sorununa karşı İsviçre’nin farklı kantonlarında sokaklara çıkarak “Geleceğimizin kirletilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

Başta Basel, Bern, Zürich, Cenevre, Biel, St-Gallen, Lozan, Luzern olmak üzere, irili ufaklı 20’ye yakın kentte binlerce öğrenci ‘Schülerstreik’ (öğrenci grevi) adı altında bir araya gelerek sokağa çıktı. Sosyal medya üzerinde örgütlenen öğrenciler sokakta yoğun ilgi ve sempati ile karşılandılar. Sadece Basel’de 1500 civarında öğrenci “Wir sind da, wir sind laut, weil man uns die Zukunft klaut” (Biz buradayız, sessiz değiliz, çünkü geleceğimiz çalınıyor) sloganıyla sokakları inletti.

Bazı kantonlarda okul yönetimleri tarafından, okula gelmemenin tolere edilmeyeceği ve cezasız kalmayacağı belirtildi. Bazı kantonlardaki eğitim bakanlıkları ve okul yönetimleri ise eylemin meşrulaştırılması sonucu grev sınırlarını aşacağını belirterek öğrencilere göz dağı verdi. Böylece katılımın daha az olacağı beklentisi yaratıldı. Ancak bu tehditlere rağmen öğrenciler, 21 Aralık 2018’de gerçekleşen birincisinden farklı olarak, daha politik, daha kitlesel bir grev gerçekleştirdiler. Pankartlardan, konuşmalardan ve sloganlardan da anlaşılacağı üzere, daha politik bir hava hakimdi 2. öğrenci grevine.

21 Aralık 2018’de olduğu gibi, bu defa da yürüyüş boyunca ve miting alanlarında yapılan konuşmalarda sıklıkla İsveçli Greta Thunberg’in konuşmasına atfen; “İnsanlık ve çevre, daha fazla para kazanmak isteyen küçük bir grubun zenginliği için kurban edilmektedir. Küçük bir azınlığın lüksü için büyük çoğunluk acılara sürükleniyor. Söz konusu olan bizim geleceğimizdir” denildi.

Küçük azınlığın büyük çoğunluğa acılar çektirmesine, doğamızı ve geleceğimizi vahşice yağmalamasına izin vermeyeceğiz, eylemlerimiz devam edecek” ifadeleriyle son bulan gösterilerde, gelecekte de eylemliliklerin devam edeceğinin altı bir kez daha çizildi.