25 Ocak 2019
Sayı: KB 2019/04

Seçimler ve yalanlar
Emperyalizme çok yönlü uşaklık!
Yüzümüzü sahte seçim vaatlerine değil, kendi taleplerimize dönelim!
Rektörlük atamaları
Özelleştirme saldırısı ve sendika bürokratlarının “vatan-millet” söylemi!
İş cinayetlerine devlet katkısı
Kısa çalışma ödeneği İşsizlik Fonu’ndan sağlanıyor!
“Grevden vazgeçmeyeceğiz, bu kadar!”
2019, örgütlü güç olmanın yılı olsun!
MİB MYK Ocak 2019 toplantısı sonuç metni
Enternasyonalizm, Spartakistler ve dünya devrimi - V. İ. Lenin
Ölümünün 100. yılında Franz Mehring’e saygıyla...
Suriye’de yıkım, “yeniden imar” ve kapitalizm
Almanya-Fransa “dostluk” anlaşması
Rusya ile Japonya arasında adalar anlaşmazlığı
Kadın cinayetleri devlet kurumlarının gözü önünde işleniyor!
Birliğimizi güçlendirelim, mücadeleyi büyütelim!
İklim sorununa kitlesel tepki
Kapitalizm her şeye düşman!
Hapishanelerde saldırılara karşı direniş sürüyor
“Beni devrimciler gibi uğurlayın!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Birliğimizi güçlendirelim, mücadeleyi büyütelim!

 

Bu düzen tarafından baskının, sömürünün gölgesinde günden güne geleceğimizin karartıldığı bir yılı daha geride bıraktık.

Geçtiğimiz bir yıl boyunca neler yaşadık?

Geçtiğimiz yıl okul kapıları, müfredatın tamamen gericileştirilmesi ile açılmıştı. Evrim konusunun kaldırılmasından din derslerinin arttırılmasına kadar birçok uygulama hayata geçirildi. Sömürü düzeninin eğitim sistemi, “benim istediğim geleceği, yani geleceksizliği yaşayacaksınız” mesajıyla yüklüydü.

Eğitim sistemi içerisinde liselilerin bütün bir yaşamının sıkıştırıldığı sınav sistemi birçok kere değişikliğe uğradı. Açık uçlu sorudan derslerin kaldırılıp tekrar eklenmesine, sürelerin uzatılıp, kısaltılmasına kadar birçok kez yapboz parçası değiştirir gibi sınav sistemi değiştirildi. Sınav sonuçları açıklandığında binlerce ortaokullu arkadaşımız açıkta kaldı, liselere yerleşemedi. Yine on binlerce arkadaşımız da sınav barajını geçemeyerek üniversitelere yerleşemediler.

Bu düzenin verdiği karneyi reddederek, karnesini alamayan arkadaşlarımız için, gelecek kendi ellerimizde demek için yapmak istediğimiz karne eylemine polis azgınca saldırdı. Onlarca liseli yoldaşımız, çok sayıda arkadaşımız yoğun işkenceye maruz kaldı ve tüm dünya bu düzenin karnesinde baskı, şiddet, işkence olduğunu gördü.

Her gün okullarımızda bir yenisini duyduğumuz taciz-tecavüz haberleriyle başladık güne. Daha birkaç hafta önce Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi’nde tacizci öğretmenin, arkadaşlarımız tarafından ortaya çıkartmasını hatırlayalım.

Sermaye düzeni içerisinde debelendiği ekonomik krizin faturasını, işçi-emekçi ailelere ödetmek için hayatın her alanında baskıyı ve sömürüyü arttırdı.

İsmail Devrim çocuğuna pantolon alamadığı için yaşamına son verdi.

Bir anne çocuğunun okul taksitini ödeyemediği için az daha hapishaneye atılacaktı. Bizler ise kantinden, kırtasiyeden aldığımız her şeye daha çok para ödemek zorunda kaldık. Okul kıyafetleri iki kat daha fazla zamlandı.

Özetle 1 yıl boyunca evde, okulda, sokakta, staj yaptığımız fabrikada, atölyede, kısacası kafamızı çevirdiğimiz her yerde baskı, sömürü, şiddet kol geziyordu.

Baskıya, şiddete, geleceksizliğe karşı Gelecek Biziz!

Baskıya, şiddete, geleceksizliğe karşı artık susmayalım. Bizler sussak da sessiz kalsak da geleceğimizi tel örgülerle çeviren, kendi saltanatını devam ettirmek için bizi sömüren bu düzen var olmaya devam edecek.

Bizler geleceğine sahip çıkan liseliler olarak sesleniyoruz: Gelecek ellerimizde, gelecek birliğimizde!

Bu dergiyi eline aldıysan sen de geleceğine sahip çıkmak için birliğinle buluştun demektir. Bizlerin geleceği ne dört duvar arasına sığdırılan eğitim sisteminde ne de 5 şıkka sığdırılmak istenen sınav sisteminde. İyi bir gelecek ancak birliğimizi güçlendirerek, mücadeleyi büyüterek gelecek.

Sen de katıl insanlığın kurtuluşu için verilen mücadeleye!

Sen de katıl gelecek kavgasına!

Liselilerin Sesi’nin Ocak 2019 tarihli 89. sayısından alınmıştır...

 

 

 

 

İstanbul DGB’den Devrim Okulu

 

İstanbul Devrimci Gençlik Birliği, devrim okullarının “Sınıf ve kitle hareketleri” üzerine ilk oturumunu 23 Ocak’ta gerçekleştirdi.

Niteliksiz eğitimin bu denli arttığı bir dönemde, devrim okullarının öneminin vurgulandığı açılış konuşmasının ardından sunuma geçildi. Sunumda ilk olarak, içerisinden geçtiğimiz ekonomik krizden ve bu krizin işçi sınıfına, emekçilere, öğrencilere ödettirilmek istendiğinden bahsedildi. Sunumda, hükümet tarafından yapılan açıklamalarda öne çıkan “Aynı gemideyiz” sözünün altında nasıl bir gerçeklik yattığı üzerinde duruldu. Bir tarafta tüm krize rağmen hiçbir lükslerinden ödün vermeyenlerin, diğer tarafta ise çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden babalar, geçinemedikleri için kendilerini yakan emekçiler olduğuna dikkat çekildi.

Yaşanan krizin sadece Türkiye’de olmadığı, bu krizin bir kapitalist sistem krizi olduğu ve diğer ülkelerde de tablonun farksız olmadığına değinildi. Türkiye’deki tekil direnişlerin örnek gösterilmesinin ardından dünya genelindeki kitle eylemlerinden bahsedildi. Hindistan’dan Fransa’ya, pek çok ülkede yaşanan eylemlilikler ve politik arka planları görseller eşliğinde anlatıldı, bu ülkelerin kriz sorununa dair ne yapılması gerektiği konusunda yol gösterici oldukları vurgulandı.

Devrim okulu, sunumun ardından sohbetlerle devam etti. Konuşmalarda krizin ekonomik, sosyal ve pek çok boyutu ele alındı. “Türkiye’den bir şey olmaz” anlayışına dair uzun uzun konuşuldu. Milli duyguların bu denli kabartıldığı dönemde sermayedarların Malta Adalarına vatandaşlıklarını aldırmaları üzerine tartışıldı. Gençlik açısından geçinememe sorunu da uzunca ele alındı. Yeni açıklanan resmi verilere göre 1,1 milyon öğrencinin üniversiteyi bırakması örneği verildi.

Tartışmaların ardından bir sonraki devrim okulu oturumu olan “Eğitimde neo-liberal saldırılar ve dönüşüm” başlığına dair ortak bir zaman belirlenerek ilk oturum sonlandırıldı.

 

 

 

 

Küçükçekmece DLB’den Devrim Okulu

 

Küçükçekmece Devrimci Liseliler Birliği (DLB) Devrim Okulu’nun ilkini tamamladığını açıkladı. DLB tarafından 19 Ocak’ta yapılan açıklamada, okullarda yaşanan sorunlar ve gerici eğitimin yanı sıra dünya ve Türkiye’de süren eylem ve direnişlerin de ele alındığı belirtildi.

“‘Tarihin öznesiyiz, değişeceğiz de değiştireceğiz de’ diyerek başladı Devrim Okulumuz” ifadeleriyle başlayan açıklamada, “Egemenlerin kendi dünya görüşleri çerçevesinde işletilen eğitim sisteminin çürümüşlüğü tartışma götürmeyecek boyuta ulaştı” denildi. Buluşmada, “gericileştirilip yozlaştırılarak tacizlerin artması, kantin fiyatlarından araç gereçlerin ve toplamında eğitimin pahalılığı, müfredatın sürekli değiştirilerek niteliksizleştirilmesi” başlıklarının aralarında olduğu, eğitim alanındaki sorunların ele alındığı ifade edildi.

Okullarda ve ülkede yaşanan sorunların, dünya genelinden bağımsız olmadığı vurgulanırken, “Fransa’da sarı yeleklilerin eyleminden liselilerin kara Salı eylemlerine, İsviçreli öğrencilerin doğa için eyleminden Sudanlı doktorların grevine kadar birçok eylem üzerine sohbet ettik. Ülkemizde de süren direnişlerden Flormar, Tariş, İzocam’ı konuştuk” denildi.

Buluşma, bir sonraki Devrim Okulu’nun planlanmasıyla sona erdi. Konu başlıkları ise şöyle sıralandı: “Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir”, “İnsan tarihin öznesidir. Değişir, değiştirir”, “Cehalet, ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtır”, “Filozoflar dünyayı yalnızca yorumlamışlardır. Aslolan onu değiştirmektir.”