25 Ocak 2019
Sayı: KB 2019/04

Seçimler ve yalanlar
Emperyalizme çok yönlü uşaklık!
Yüzümüzü sahte seçim vaatlerine değil, kendi taleplerimize dönelim!
Rektörlük atamaları
Özelleştirme saldırısı ve sendika bürokratlarının “vatan-millet” söylemi!
İş cinayetlerine devlet katkısı
Kısa çalışma ödeneği İşsizlik Fonu’ndan sağlanıyor!
“Grevden vazgeçmeyeceğiz, bu kadar!”
2019, örgütlü güç olmanın yılı olsun!
MİB MYK Ocak 2019 toplantısı sonuç metni
Enternasyonalizm, Spartakistler ve dünya devrimi - V. İ. Lenin
Ölümünün 100. yılında Franz Mehring’e saygıyla...
Suriye’de yıkım, “yeniden imar” ve kapitalizm
Almanya-Fransa “dostluk” anlaşması
Rusya ile Japonya arasında adalar anlaşmazlığı
Kadın cinayetleri devlet kurumlarının gözü önünde işleniyor!
Birliğimizi güçlendirelim, mücadeleyi büyütelim!
İklim sorununa kitlesel tepki
Kapitalizm her şeye düşman!
Hapishanelerde saldırılara karşı direniş sürüyor
“Beni devrimciler gibi uğurlayın!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kısa çalışma ödeneği İşsizlik Fonu’ndan sağlanıyor!

 

Şirketler aylardır kriz bahanesiyle borçlarını sildiriyor, işçileri işten atıyor, düşük ücretlere ve ağır çalışma koşullarına katlanmaya çağırıyorlar. Kapitalistler krizi en az zararla atlatmaya çalışırken, birçoğu da kriz sürecini fırsata çevirip, sermayesini büyütmenin hesabını yapıyor.

Kriz çanları 2018 yazında çalmaya başlamış, krizin yıkıcı etkileri sonbahar ile birlikte şiddetli hale gelmişti. Bu etkiler inşaattan sonra otomotiv ve yan sanayide de güçlü şekilde hissedilir oldu. Öncelikle işten çıkarmalarda artış yaşandı. Üretimde düşme olmayan firmalarda bile az işçiye çok iş yaptırılmaya başlandı. Örneğin Ford işçileri, iş yükünün artmasından kaynaklı yaşadıkları sıkıntılardan şikayetçiler.

İşten atmaların yerine haftalık çalışma gününü düşürerek ücretsiz izne çıkartan, uzun süreli üretim duruşları yapan fabrikaların sayısı da az değil. Yeni yıl öncesinde birçok fabrikada üretime uzun süreli ara vermeler yaşandı. Haftalık çalışma gününü düşüren fabrikalardan biri de Sumirico (Dytech) oldu. Sumirico’da işçilerin senelik izin hakları varsa çalıştırılmadıkları günler bu izinlere sayılıyor veya işçiler ücretsiz izne çıkartılıyorlar. Bu süreç ilk başladığında Sumirico yönetimi, işçilerin tepkisinin önüne geçmek için sadece Cumartesi çalışmasını iptal etmiş, “bir hafta sizden bir hafta bizden” demişti. Fakat bu çok uzun sürmedi, Pazartesiler de izin günü ilan edildi ve bedeli tamamen işçilere yansıtıldı.

Devletin patronlara bir kez daha kucak açması ve işsizlik fonunu önlerine sermesi üzerine Sumirico kısa zamanlı çalışma ödeneğine başvurdu. Kısa çalışma ödeneği uygulamasında, fabrikanın çalışmadığı günler için işçi ücreti, brüt ücretin % 60’ı olarak yatırılacak. İşçilerin sadece sağlık sigortası ödenecek. Emeklilik primi yatırılmayacağı için bu uygulama emekliliğe olumsuz yansıyacak. Ayrıca ileride işsizlik fonundan yararlanmaları gerektiğinde ödenen gün sayısı, hak edilen işsizlik maaşı süresinden düşürülecek. İşçilerin işsizlik maaşından yararlanması gerekirse bu ödemeler hesaplanacak ve kaç ay alacağı ona göre belirlenecek.

Ücretsiz izne çıkartılan işçiler için en azından sağlık sigortasının ve ücretin yatacak olması sevindirici gelebilir. Fakat unutmayalım ki bu ödenek İşsizlik Fonu’ndan sağlanıyor. İşsizlik Fonu’ndaki para ise biz işçilerin parasıdır. Ücretlerimiz bizzat biz işçilerden kesintilerle oluşturulmuş bir kaynaktan, yani yine bizlerin parasıyla ödeniyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu durum emekliliği ve olası bir işsizlik dönemini de etkileyecek.

Birçok şirket (örneğin yine Kocaeli’de bulunan Dual Otomotiv vb.) durumunu koşullara uygun şekilde göstererek kısa çalışma ödeneğine başvurma hazırlıkları yapıyor. Bu yönteme başvuracak şirket sayısı Türkiye genelinde hızlıca artacak gibi görünüyor.

İşsizlik Fonu’nun kısa zamanlı çalışma ödeneği altında patronlara peşkeş çekilmesi, işçilerden kesilen paraların hiçbir şekilde işçilerin ihtiyaçları için kullanılmadığını ispatlayan yeni bir uygulama oldu. Bir kez daha bizlerden kesilen para patronları kurtarmanın arpalığına dönüştürüldü.

Sermaye iktidarının bu oyunlarına seyirci kalmayalım. Patronları rahatlatmak için bizden çalınan haklarımız için mücadele edelim, biz işçilerin çıkarlarını hiçe sayan her uygulamaya karşı duralım.

Kocaeli’den bir sınıf devrimcisi

 

 

 

 

Yeni yılda sermayeye yeni teşvikler...

Hoş geldiniz 2019 teşvikleri!

 

2019 yılını zamlarla, enflasyonlarla karşıladık. Sermaye devletinin müjde olarak verdiği “asgari ücret” ise sefalet ücretinden başka bir şey değil. Sermaye iktidarı çok iyi geçiniyormuşuz gibi müjde veriyor işçilere, emeğimizi daha fazla sömürmeye devam diyor. Yılda bir kere asgari ücrete zam yapıyorlar ve 1 yıl boyunca aynı ücretle geçinmemizi bekliyorlar. Oysa pazarlarda, marketlerde, sokaklarda aldığımız her ürüne zam üstüne zam yağıyor. Ücretler cebimize girmeden enflasyon karşısında eriyip gidiyor.

İşçilere en ağır sömürüyü ve köleliği reva gören sermaye iktidarı patronları her gün ihya ediyor. Bizden kestiği paraları fon adı altında toplayıp patronlara peşkeş çekiyor. İşçilerin maaşını AGİ dahil 2 bin 020 TL olarak belirleyen sermaye devleti, patronların yükünü tümden işçilere yüklemek için her gün yeni kanunlar çıkarıyor. Her ay maaşımızdan düzenli olarak kesilen işsizlik paramızı bize vermemek için ağır şartlar koyan sermaye devleti, teşvik adı altında patronlara kolayca peşkeş çekiyor. Nitekim her ay verdiği teşvikleri bu yıl iyice arttırdı. Sermayedarlara, çalışan sayısı 500’ün üzerinde olan işyerlerinde işçi başına 100 TL, 500’ün altında olan işyerlerinde ise 150 TL verilecek ve bunun süresi de 12 ay olacak. AKP iktidarı, aynı zamanda işsizlik fonu için patronlardan yaptığı yüzde ikilik kesintiyi de yüzde 1’e düşürdü.

Bu arada sermayeye daha önce verilen teşvikler de sürecek. Patronların yeni aldığı işçilerin SGK primleri (6 aydan 24 aya kadar) işsizlik fonundan karşılanıyor. Ayrıca yeni işçilerin maaşlarının da fondan karşılandığını biliyoruz. Bizim emeğimizden çalınan bu paralarımızın patronlara değil, bize verilmesi için mücadele edelim.

Küçükçekmece’den matbaa işçisi

 

 

 

 

Taş Yapı işçileri kazandı

 

İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi şantiyesinde Taş Yapı taşeron şirketinde çalışan işçiler Asgari Geçim İndirimi (AGİ) ve ihbar tazminatlarını alamadıkları için 9 gün sürdürdükleri direniş sonucunda haklarını elde ettiler.

Direnişçi işçilerin örgütlü olduğu İnşaat-İş ile Taş Yapı arasında 18 Ocak’ta yapılan görüşme sonrası, Taş Yapı işçilerin haklarını ödemeyi kabul etti.

İnşaat-İş kazanıma ilişkin şöyle bir açıklama yaptı: “İstanbul Proje Koordinasyon Birimi’nin (İPKM) denetiminde yapımı devam eden ve yüklenici firmanın TAŞYAPI olduğu Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi inşaatında taşeron firma HS Ring Elektrik bünyesinde elektrik ustası olarak çalışan üyelerimizin gasp edilen hakları için başlattığımız direnişimiz 9. günde kazanımla sonuçlandı.

9 günde 5 kere gözaltına alındık, defalarca GBT sorgusuna çekildik, 4 arkadaşımıza 2 defa para cezası kesildi.”