2 Eylül 2016
Sayı: KB 2016/33

Sermaye devleti içeride ve dışarıda saldırganlığı tırmandırıyor
Hepsi emekçilere karşıdır!
“Fırat Kalkanı” neye hizmet, kime kısmet?
Osmanlı torunlarından “demokrasi dersleri”
OHAL fırsatçılığı kime yarıyor?
Hurşit Külter’den hala haber alınamıyor
Ford Otosan’da Koç-Türk Metal oyunları
Greif işçisi; patron-sendika işbirliğine karşı uyanık ol!
Yeni metal fırtınaları ve daha güçlü bir MİB için ileri!
Ortak olan soruna temelden farklı yaklaşımlar
Ekim Devrimi deneyimi ışığında devrim ve demokrasi sorunları - V.İ.Lenin
“Göçmen çocuklar cinsel istismara maruz kalıyor”
Kolombiya’da barış: Latin Amerika’nın bir damarı daha kesildi
Kolombiya hükümeti FARC ile “barıştı”
Türkiye’de mülteci kamplarında neler oluyor?
“Meslek liselileri gelişmiş ülkeler gibi sömüreceğiz”
“Yeni dönemde devrimci savaşa hazırlık için ileri!”
Sermaye düzeni ve dinci-gerici çeteler
Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin yüreklerine korku salmaya devam ediyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Fırat Kalkanı” neye hizmet, kime kısmet?

 

Cerablus’a dönük başlatılan askeri operasyonun arka planında hem ABD’nin hem de Türkiye’nin bölgesel çıkarları temel rol oynuyor. Rusya’nın Suriye’de etkin ve güç sahibi bir konum elde etmesi ile belirleyicilik faktörünü kaybeden ABD, bu vesile ile kendisine söz sahibi olacağı bir alan açmak istiyor. Bunun için Türk devletini ve ÖSO adı verilen gerici çeteleri taşeron olarak kullanırken, YPG’yi de yok saymamaya dikkat ediyor.

IŞİD bahane, işgal şahane!

Türkiye açısından ABD’nin çıkarlarıyla örtüşen bir durum söz konusu. Zira Suriye sürecinde YPG’nin etkin bir güç haline gelmesi Türkiye’nin açmazlarını iyice derinleştirdi. Gelinen yerde sermaye devleti Kürt halkının kazanımlarının önüne set çekmek için kendince “kırmızı çizgiler” belirlemeye dönük adımlar atmaya başladı. Ancak yaşanan gelişmeler Türk devleti dışında kimsenin bu kırmızı çizgileri takmadığını gösterdi.

Daha önce de IŞİD ve ÖSO arasında el değiştirmiş olan Cerablus, IŞİD’in belli bir plan dahilinde bölgeyi boşaltmasıyla medyatik bir şovla ele geçirildi. Kuşkusuz bunda ABD’nin onayı kadar Rusya’nın da payı var. Türkiye, “Fırat Kalkanı” adını verdiği bu operasyonu Rusya’nın desturuyla yapabildi.

Sermaye devleti bu işgal hareketinin IŞİD ve YPG’ye karşı olduğunu söylese de asıl amacının YPG’nin kazandığı mevziler olduğunu belirten çokça emare var. Ki bunlar gizli saklı yapılmıyor. Cerablus’a girilmesinin ardından Minbic’e yönelen sermaye devleti Cerablus Askeri Meclisi’nin bulunduğu mevzilere saldırdı. Denetimin sağlandığı bölgelere ise cihatçı çeteleri yerleştirdi. Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, Türk ordusunun Suriye’nin Halep bölgesinde ordu depoları kurduğunu ve buralardan cihatçı çetelere silah ve mühimmat verildiğini söyledi. Diğer yandan da Kobanê sınırlarına giren TSK hendekler kazmaya başladı.

Herkesin bildiği üzere Türkiye-Suriye sınırını IŞİD tutarken, Cerablus daha öncede IŞİD tarafından ÖSO’dan alınmışken Türk devletinin aklına bir “Fırat Kalkanı” oluşturmak gelmemişti. Keza IŞİD Suriye’de Türkmenleri katlettiğinde böylesi bir harekat Türkiye için gündem bile olmamıştı.

Kim bu ÖSO?

ÖSO adı altında Cerablus’a sokulan, buradan Minbiç’e ilerletilen gerici çetelerin IŞİD ile kan bağlarının bulunduğu biliniyor. Araplar ve Türkmenlerden oluştuğu söylenen ÖSO bileşiminde şu çetelerin bulunduğu açıklandı: Sultan Murat Tugayı, Eylak El Şam, Şamiye Cephesi, Nureddin El Zengi Tugayları, Sukur El Cebel, Ceyş El Tahrir, Hamza Tümeni, Ceyş El Nasr, Mutassım Tugayı, Ahrar Tel Rifat, Liva El Fetih, Ahrar El Şam… Bu çetelerin sicilleri de en az IŞİD kadar kirli ve kanlıdır.

Bir kısmı El Kaide liderliğindeki Fetih Ordusu’na da dahilken bir kısmı IŞİD’le de geçmişte ittifak yapmıştı. Bu çetelerin yaptığı katliamlar Birleşmiş Milletler’in hazırladığı raporlarla da teyit edilmiş durumda. Geçtiğimiz Temmuz ayında da Nureddin Zengi Tugayı Halep’te 12 yaşında Filistinli bir çocuğun kafasını keserek videosunu yayınlamıştı.

Bu çeteler El Nusra, IŞİD gibi katliamlar gerçekleştirmiş, insan kafaları kesmiş mahlûklarla ortak bir geçmişe sahiptir. Katliamları bile birbirine benzemektedir. Son olarak ÖSO çetelerinin esir aldıkları YPG güçleriyle ilgili basına yansıyan görüntüler bu benzerliği doğrulamaktadır.

Ayrıca Araplar ve Türkmenler’den oluşan ÖSO çeteleri aynı amaca kilitlenmiş yekpare bir güç değildir. Türk devleti bu çete içindeki olası karışıklıkları da dengelemeye çalışmaktadır.

Kalkan kimin elinde?

Esas olarak Kürt halkının Suriye’de elde ettiği kazanımlardan dolayı bu işgal girişimine “Fırat Kalkanı” adı verilse de bu kalkanı tutan güç ABD emperyalizmidir, asıl olarak onun çıkarlarını korumaktadır. YPG’ye düşmanlık bu kadar artmışken ABD’nin müdahalesi gecikmemiş, yeni bir ayar verilmeye başlanmıştır. Basına yansıyan haberlere göre Türk sermaye devleti Cerablus Askeri Meclisi ile ateşkes anlaşmasına varmış bulunmaktadır.

Bir plan dahilinde yürütülen bu işgal girişimi, bölgede bulunan güçleri karşı karşıya getirmeye devam edecek, belli karışıklıklara yol açacaktır. Bu karışıklıklar sadece Kürt güçleriyle Türk devleti arasında olmayacaktır. Aslında askeri bir kuvvet olarak ne kadar zayıf olduğu kolayca görülen, gücünü ABD ve Türkiye’den alan ÖSO çetelerinin ‘Cerablus zaferi!’ nerelere evrilecek kısa bir zaman sonra ortaya çıkacaktır.

Ancak sonuç olarak Türk devletinin muradına ermesi işin en zor kısmı, en olmazıdır. İşler sarpa sardığında buradan hezimetle çıkacak olan bir kez daha Türk sermaye devleti olacaktır.

 

 

 

 

Türk sermaye devletinin Cerablus saldırısı sürüyor

 

Türk sermaye devleti, IŞİD bahanesiyle 27 Ağustos sabahı Cerablus Askeri Meclisi’nin bulunduğu mevzileri ve köyleri bombalamaya başladı. Ardından tanklarla ve zırhlı araçlarla sınırı geçen TSK birliklerinin Cerablus’un 8 km güneyinde Tİl Emarne Köyü ve güneybatıdaki Yusufbeg Köyü’ndeki Cerablus Askeri Meclisi mevzilerine saldırıda bulunduğu belirtildi. Ayrıca köylere yönelik saldırılarda yaralananların da olduğu bildirildi.

MINBIC ASKERI MECLISI’NDEN AÇIKLAMA

Savaş uçaklarıyla başlatılan saldırılar karşısında açıklama yapan Minbic Askeri Meclisi şunları ifade etmişti: “Türk savaş uçakları bu sabah saatlerinde Cerablus’un güneyindeki noktalarımızın ve sivillerin bulunduğu Til Emarne Köyü’nü bombardımana tutmuştur. Saldırı sonrası çok sayıda sivil yaşamını yitirdi ve yaralandı. Bu saldırı ile bölgede yeni bir çatışma süreci başlayacaktır.

Bu saldırı bizi amaçlarımızdan geri koymayacaktır. Amacımız, DAİŞ çetelerine ve teröre karşı mücadeledir. Türk ordusu ve bağlı grupları ile teröre karşı verilen gerçek mücadeleyi engellemeye çalışmasının hesabını verecektir.

Türkiye, DAİŞ çetelerine karşı savaşan güçlerimize karşı saldırmaktadır.

Türk ordusunu uyarıyoruz. Kendimizi savunabiliriz, uluslararası kamuoyu ve koalisyon güçleri de bu saldırılara karşı müdahale etmemizi uygun görmektedir. Türklerin Halep’in kuzeyindeki duruma paralel bu saldırıları terörle mücadele kapsamında büyük bir hatadır.

Türk ordusu ile aramızda herhangi bir çatışma çıkmaması üzerinden bölge sınırlarına yaklaşmadık. Eğer güçlerimize karşı bir girişim gelişmezse sınır bölgesi güvenli bir şekilde kalacaktır.”

YPG: İŞGALI GENIŞLETMEK iÇiN TÜRKIYE’DEN BAHANELER

Türk sermaye devletinin bu saldırılarına ilişkin YPG sözcüsü Redur Xelil, Fırat’ın batısında olduklarını ve Menbic’e yığınak yaptıklarını yalanlayarak Türkiye’nin işgali genişletmek için “desteksiz bahaneler” ortaya attığını söyledi. Xelil şöyle konuştu:

Menbic’e doğru gönderilen askeri herhangi bir takviye kesinlikle yok. Türkiye’nin Fırat’ın batısında YPG ile çatıştığı iddiaları kesinlikle doğru değil, Suriye topraklarının işgalini genişletmek amacıyla desteksiz bahaneler.”

TSK KOBANÊ’YE HENDEK KAZDI

Ancak TSK’nın buradaki saldırılarını sürdürmesi üzerine Cerablus Askeri Meclisi ve TSK güçleri arasında çatışma

başladı. Öte yandan TSK Kobanê topraklarında ise hendek kazmaya başladı. TSK zırhlı araçlarla sınır kapısından geçerek Kobanê sınırlarını ihlal etti ve hendek kazmaya başladı. Kobanêliler ise sınır hattına giderek nöbet tutmaya başladı.

Aynı zamanda Cerablus’taki Bir El-Kûsa Köyü'nü bombalayan TSK en az 20 sivili öldürdü, en az 50 sivili de yaraladı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de haberi doğrulayıcı bir açıklama yaptı.

CERABLUS ASKERi MECLISI TSK iLE ATEŞKESi DOĞRULADI

Türk sermaye devletinin 30 Ağustos günü Cerablus Askeri Meclisi ile ateşkes anlaşmasına vardığı duyuruldu. Cerablus Askeri Meclisi sözcüsü Elî Hico ABD’nin arabuluculuğu ile anlaşma sağlandığını söyleyerek şöyle konuştu:

Sabah saatlerinden itibaren ABD yetkilileri ile süren görüşmeler vardı. Bu görüşmeler süresince taraflar çatışmaları durdurmuştu. Daha öncesinden biz sivillerin zarar görmemesi için güçlerimizi Sacur suyunun güneyine çekmiştik. Bu duruşumuz devam ediyor. ABD’nin arabuluculuğu ile de ateşkese varıldı.”


 
§