15 Mart 2013
Sayı: KB 2013/11

 Kızıl Bayrak'tan
Devrimci baharın yüklediği güncel sorumluluklar
PYD gerici muhalefetle anlaştı
Newroz piroz be!
4. Yargı Paketi açıklandı!
18. yılında Gazi Katliamı lanetlendi
DİSK Olağanüstü Genel Kurula gidiyor
Demiryolları özelleştirme kıskacında
Özelleştirme yasasını püskürtebilecek gücümüz var!
Sınıf hareketinden
Daiyang-SK grevi üzerine
İşçilerin birliği halkların kardeşliği için Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayları’na hazırlanıyoruz!

Kürt Sorunu Üzerine
Konferanslar... / 2
Kürt açılımının sınırları - H. Fırat

Newroz’da
mücadele alanlarına!
25 yıldan bu yana
Halepçe’nin anıları taze
Devrimci Kadın Kurultayı tebliğlerinden... / 5
8 Mart’ın ardından
8 Mart eylemlerinden
Üçlü gerici cephe
Irak’ta da işbaşında!
Dünyanın sokaklarında grev ve direnişler
Sınav gündemli çalışma ve görevlerimiz
Ankara Üniversitesi’nde
ücretsiz yemek
Seyit, Necati ve Ethem’i saygıyla anıyoruz
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

PYD gerici muhalefetle anlaştı…

 

Haftalara yayılan şiddetli çatışmaların ardından, PYD (Demokratik Birlik Partisi) ile ÖSO (Özgür Suriye Ordusu), 11 maddelik bir anlaşma imzalayarak, Baas yönetimine karşı ortak hareket edeceklerini ilan ettiler. Bu anlaşma ile “PKK’nin Suriye’deki kanadı” kabul edilen PYD, emperyalistler güdümündeki gerici muhalefetle resmen işbirliği yapmaya hazır olduğunu ilan etmiş oldu.  

Anlaşma, Türk sermaye devletinin desteklediği silahlı çetelerin tanklar eşliğinde Serekaniye’ye (Rasulayn) saldırmalarından iki hafta sonra imzalandı. Anlaşmanın, Türkiye üzerinden Serekaniye’ye giden ve aralarında Michel Kilo’nun da bulunduğu Suriyeli muhaliflerin arabuluculuğuyla gerçekleştirildiği açıklandı. AKP iktidarıyla işbirliği yapan ÖSO şefi, “anlaşmayı tanımadığını, PYD’nin PKK uzantısı bir terör örgütü olduğunu” iddia etse de, ÖSO’nun PYD ile ortak kontrol noktaları oluşturmaya başladığına dair haberler, tarafların birlikte hareket etmeye başladığını gösteriyor.

PYD-ÖSO kentleri birlikte kurtaracak”

11 maddelik anlaşmaya göre silahlı gruplar, Rasulayn’ı terk edecek. Arap ve Kürtler’in temsil edildiği ortak şehir yönetimi kurulacak, ortak kontrol noktaları oluşturulacak. Rejim denetimindeki şehirlerin ele geçirilmesi için PYD-ÖSO birlikte hareket edecek. Her iki taraf, basın yoluyla birbirlerine karşı saldırılardan vazgeçecek…

Bu anlaşma ile ÖSO hem PYD’nin denetlediği kentlerin yönetiminde söz sahibi oluyor hem şu ana kadar Baas yönetimiyle savaşmaktan kaçınan Kürt hareketini, gerici savaşa dahil etmenin koşullarını hazırlamış oluyor. Rejim denetimindeki şehirlerin ele geçirilmesi için PYD’nin ÖSO ile birlikte Baas yönetimine karşı savaşmayı kabul etmesi, Kürt hareketinin karşı-devrimci muhalefetle aynı safta yer alması anlamına geliyor.

Milliyet gazetesinden Aslı Aydıntaşbaş’a konuşan PYD lideri Salih Müslim, Kürtler’in yaşamadıkları kentlerdeki savaşa katılmayacaklarını söylüyor. Aksi olsaydı, bu, PYD’nin kendi ayağına kurşun sıkması anlamına gelirdi. Ancak bu, PYD’nin ÖSO ile aynı mevziye girdiği gerçeğini de ortadan kaldırmıyor.

PYD adına geri adım

2003’te kurulan PYD, “demokratik sosyalizmi savunan, Kürt milliyetçisi solcu bir parti” olarak tanımlıyor kendini. İşbirliği yaptığı ÖSO ise, emperyalistlerin ve bölgedeki karşı-devrimci üçlünün (Türkiye-Katar-Suudi Arabistan) işbirlikçisi olan gerici bir güçtür. ÖSO’nun işbirliği yaptığı güçler, sadece Kürt halkının değil, bölge halklarının da baş düşmanlarıdır. Bu güçler Suriye’deki yıkıcı savaşı körükleyen ve bu ülke halklarını ağır bedel ödemek zorunda bırakanlardır aynı zamanda.

Suriye’deki gerici iktidar savaşının silahlı kolu olan ÖSO ise, düne kadar, AKP iktidarının yönlendirmesiyle Kürt halkına düşmanca saldıran bir güçtü. Kaldı ki, bu anlaşmaya uyup uymayacağı da belli değil. Ne ÖSO ne kökten dinci çeteler ne de bunların arkasındaki güçler, Kürt halkının demokratik taleplerine destek verebilecek niteliktedirler. Zira kendi içinde de parçalı olan bu gerici cephenin ideolojik-politik çizgisi, her türden demokratik hak ve özgürlüklere doğası gereği karşıdır.  

Hal böyleyken PYD’nin bu hareketle ortak hareket etme kararı alması, salt ulusal sorun ve talepler üzerine inşa edilen hareketlerin nasıl da kaygan bir zemin üzerinde bulunduğunu gösteriyor. PYD’nin son günlere kadar devam eden tutumuyla kıyaslandığında, anlaşmayı, Kürt hareketi cephesinden geriye atılmış bir adım saymak gerekiyor. 

PYD-ÖSO anlaşmasının AKP-Öcalan arasında devam eden pazarlıkla bağlantılı olduğuna dair değerlendirmeler de var. Müslim Salih’in Türkiye’ye sempatilerinin olduğunu açıklaması ve “Baas rejimi ya gidecek ya gidecek” türünden söylemleri, bu değerlendirmenin yabana atılmaması gerektiğini hatırlatıyor.

Gerici güçlerden anlaşmaya destek

Arabulucuların Türkiye üzerinden geçiş yapmaları, anlaşmaya ÖSO adına imza atanların ise, AKP iktidarıyla yakın işbirliği ve suç ortaklığı içinde oldukları dikkate alındığında, bu işin kimler tarafından yönlendirildiği kolaylıkla tahmin edilebilir. Nitekim Türk Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Gümrükçü iki grup arasındaki anlaşmayı olumlu karşıladıklarını açıklayan ilk kişi oldu. Bu da Ankara’daki dinci-Amerikancı iktidarın dolaylı veya doğrudan bu işte parmağı olduğuna işaret ediyor. Böylece AKP, önce silahlı çeteleri Kürt halkının üzerine salıyor, ardında ise PYD’yi geri adım atmak zorunda bırakan anlaşmaya, destek ilan ediyor.

Kökten dinci çetelerin anlaşmaya destek ilan etmeleri de, atılan bu adımın kimlere yaradığı hakkında fikir veriyor. Arabulucu Michel Kilo, AFP’ye yaptığı açıklamada, anlaşmaya başta destek vermeyen üç muhalif grubu ikna ettiğini belirtti. Kilo’nun açıklamasına göre (kökten-dinci silahlı çetelerden oluşan) El Nusra Cephesi, Guaraba El Şam ve Ahrar El Şam grupları da ateşkese destek verecek. Bu arada emperyalistlerin kucağındaki muhalefetin şefi Muaz el Hatip’te anlaşmaya destek verdiğini açıkladı.

Gerici çetelerin anlaşmaya destek vermeleri anlaşılır bir durum. Zira bu anlaşma ile PYD kendileriyle aynı safa geçmiş oluyor. ÖSO çapulcuları ile kökten dinci çetelerin bölgedeki karşı-devrimci üçlü (Türkiye-Katar-Suudi Arabistan) ve emperyalistlerle işbirliği yaptıkları göz önüne alındığında, PYD’nin böyle bir anlaşmaya imza atması talihsizlik olmuştur. Zira ezilen halkların kurtuluşu, emperyalistler güdümündeki gerici güçlerle işbirliği yapılarak değil, emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadele eden safta yer alınarak sağlanabilir ancak.