15 Ocak 2010
Sayı: SİKB 2010/03

 Kızıl Bayrak'tan
Amerikancı rejim toplumsal dinamikleri şiddetle bastırmaya çalışıyor.
TEKEL direnişi ve
gündeme getirdiği sorular...
Sermaye yeni saldırılara hazırlanıyor!
TEKEL’de direniş günlüğü.
Binler TEKEL direnişiyle dayanışma için eylemdeydi
TEKEL, itfaiye ve Esenyurt işçileriyle sınıf dayanışması büyüyor.....
Direnişe omuz vermek için 17 Ocak'ta Ankara'ya!.
Asemat işçisinin kaleminden grev süreci.
Sİ-DER’den Adana sanayi işçilerine çağrı..
Entes’te direniş güncesinden..
Sınıf hareketinden.
TKİP III. Kongresi
Açılış Konuşması…
Sermaye düzeni katletmeye devam ediyor!
Dreyfus’tan Sabra’ya, burjuva hukuku iktidarın dolaysız bekçisidir!
2010 polis terörü ve linç girişimleri ile başladı.
Devlet terörüne karşı dayanışma
Gençlik eylem ve etkinliklerinden
Korkularını kabusa çevireceğiz!.
On binlerce kişi Rosa Luxemburg ve Karl Liebnecht’i mezarları başında andı
Blackwater şirketi yeni ihale peşinde
Ulusal soruna
devrimci yaklaşımın paradoksları - 5
KENT AŞ. direnişi üzerine.
Polis katletti, yargı temize çıkardı 
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 


Polis katletti, yargı temize çıkardı 

İzmir’in Gümüşpala semtinde, bir kişiyi av tüfeğiyle yaraladığı gerekçesiyle 21 Temmuz 2009 tarihinde gözaltına alınan ve “nezarethanede polisin tabancasını ele geçirip intihar ettiği” öne sürülen 24 yaşındaki Abdurrahman Sözen davasında takipsizlik kararı verildi.

PVSK’yla beraber geniş yetkilerle donatılan ve sayısız infaz, işkence ve dayak olayının altına imza atan polis teşkilatı Sözen’in ölümünün ardından açılan davadan da aklandı.

İzmir’in Bayraklı İlçesi Gümüşpala Polis Karakolu’nda polis memuru C.M.’nin silahını alarak kafasına dayadığı ve ateş ettiği ileri sürülen Sözen’in otopsi raporunda, ‘bitişik atış’ sonucu, başının sağ tarafından girip solundan çıkan mermiyle yaşamını yitirdiği ifade edilmişti. Bir cinayet şebekesi gibi çalışan, sayısız cinayetinin üzerini ise yargı desteğiyle örten polis teşkilatı Sözen’in ölümünü resmi kayıtlara “intihar” olarak geçirmişti. Mahkeme, şimdi ise Sözen davasında ‘takipsizlik’ kararı verdi. Nezarethanedeki kamera kayıtları için “Güvenlik kameraları sadece gözlem amaçlı kullanılıyor, kayıt yok” denilerek İzmir Emniyet Müdürlüğü, Sözen’in katledilişinin üzerini örtme çabasına girişti.

“Kardeşim intihar etmedi”

Mahkemenin verdiği “takipsizlik kararı” üzerine konuşan abla Gurbet Balaman ise “takipsizlik” kararına tepki göstererek kararı kabul etmediklerini ifade etti. Abla Balaman şu ifadeleri kullandı:

“Bu kararı kabul etmiyoruz. intihar diyorlar ama bu açıklama bizi inandırmıyor. Bu iş burada kapanmadı, gerekirse AİHM’e gideceğiz. Kardeşimin intihar etmediğinden adım gibi eminim. Çünkü eğer eline silah geçirmişse önce oradaki polise ateş ederdi, kendisine sıkmazdı”

Polise güvenlerinin kalmadığını vurgulayan abla Gurbet Balaman, “En azından bir ihmal davası açılmalıydı polisler hakkında. Ama maalesef bu olayı kamufle etmek için seferber olmuş durumdalar. Bizim polise itimadımız kalmadı. Kime başvuralım? Kimden yardım isteyelim? Karakolda ‘sözde’ koruma altındayken kardeşim ölüyor. Bundan sonra kime inanalım” şeklinde konuştu.

Olayın meydana geldiği Gümüşpala Polis Merkeziyle ilgili, yaklaşık altı yıl önce, dokuz kişi tarafından işkence şikayeti yapılmıştı. Şikayetler üzerine İzmir Barosu İşkenceyi Önleme Grubu üyesi r, kda incelemelerde bulunmuştu.


 

 

Engin Çeber’in duruşması görüldü!

Engin Çeber’in, Metris Hapishanesi’nde işkence ile katledilmesinin ardından açılan davanın son duruşması Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Ocak günü görüldü.

Engin Çeber’e gözaltına alındığı karakoldan başlayarak cezaevinde de işkence yapan polis, gardiyan gibi işkencecilerin avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu iddia ederek tahliye edilmelerini istedi.

Yargılamanın geldiği aşamayı göz önüne alarak sanıkların tahliye talebini reddeden mahkeme heyeti, Emniyet Müdürlüğü’nden olaya karıştığı belirtilen polisler hakkındaki soruşturma sonucunun istenmesine karar verdi.

Mahkeme sonunda salonda bulunan polislerden biri ile Engin Çeber’in ablası Şerife Çeber arasında sözlü tartışma yaşandı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 

 

Hastalık değil tecrit öldürüyor! 

İstanbul

8 Ocak Cuma günü, 25.’si gerçekleşen eylemde, eylemciler, Eminönü Mısır Çarşısı’nda biraraya gelerek “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” pankartı ile hasta tutsakların resimleri açtılar.

Basın açıklamasını gerçekleştiren Barkın Timtik, Güler Zere’nin sağlık durumunun gün geçtikçe iyiye gittiğini belirterek, öldürenin hastalıklar değil, tecrit politikası ve tutsakların tedavilerinin engellenmesi olduğunu vurguladı. Timtik, tecrit politikasından vazgeçilmediği sürece ölümlerin devam edeceğini de ifade etti.


Ankara

Hasta tutsaklarla dayanışma eylemi, 8 Ocak günü Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirildi.

Alınteri, Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Ankaralı Aydın ve Sanatçılar, BDSP, ÇHD, DHF, DİSK Genel-İş, EHP, Erol Zavar’a Yaşam Hakkı Koordinasyonu, ESP-G, Halk Cephesi, Kaldıraç, Partizan, TAYAD ve 78’liler Girişimi tarafından örgütlenen eyleme direnişteki TEKEL işçileri de destek verdi.

Açıklamada, hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması talebi öne çıkarıldı. Ayrıca devlet terörüne dönük tepkiler de ortaya kondu.


Adana

“Dışarıda hak ve özgürlüklerin gaspı, hücrelerde devrimci tutsakların katli sürüyor” vurgusu taşıyan eylem, 9 Ocak günü, İnönü Parkı’nda gerçekleştirildi.

Açıklamada işçi ve emekçilere, yoksul Kürt emekçilerine ve devrimcilere yönelik saldırıların yoğunlaştığı dile getirildi. Demokrasi söylemleri eşliğinde hak ve özgürlüklerin bir bir tırpanlandığı, en küçük bir hak arayışının polis copuyla, mahkeme süreçleriyle, cezaevleriyle ya da örgütlü linç kampanyalarıyla karşı karşıya bırakıldığı da söylendi.

Hak ve özgürlüklerin kolluk kuvvetleri ve yasalarla engellenmeye çalışıldığının, bunların yetmediği yerde ise devreye silahların girdiğinin vurgulandığı açıklamada, “Esenyurt’ta katledilen devrimci işçi Alaattin Karadağ’ın kanı daha kurumadan Diyarbakır’da üniversite öğrencisi Aydın Erdem kurşunların hedefi olmuştur” denildi.

Açıklamanın devamında, tecrit işkencesiyle yıllar boyunca tedavileri yapılmayarak ölüme mahkûm edilen tutsakların bu yolla teslim alınmaya çalışıldığı belirtildi ve Erol Zavar, A. Samet Çelik ve Taylan Cintay’ın sağlık durumlarına değinildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul - Ankara - Adana