Polisiye romanlarda, sadece Cinayetten kim yararlanıyor? sorusuna cevap arayarak kâtile ulaşamazsınız; roman kahramanlarının kimliğini de sorgulamanız ve Öyle görünüyor, ama acaba bakalım gerçekten de o mu? diye düşünmeniz gerekir. Aksi halde, son bölüme gelip kâtili öğrendiğinizde büyük bir şok yaşarsınız...
Gerçek hayatta ise, olan-bitenlere resmî açıklamalar dışında izahat getirmenin bir mâliyeti var: Kolayından komplocu diye anılmayı kabul etmek zorundasınız. Sizin Acaba? sorunuzun yerindeliği olaylarla doğrulansa bile... Hayatını, komplocu hafiyeliğiyle kazanan, sağa-sola yazdığı raporlarla cebini dolduranlar bile var aramızda... Komplo dediklerinin gerçek çıkması o tiplerin yüzünü kızartıyor mudur acaba?
Iraka açılan savaşla ilgili komplolar yavaş yavaş sırıtmaya başladı. Komplocu diye etrafa saldıranların aslında komploları örtmeye çalıştıkları da... George W. Bush ve yanındakiler, Irakın elinde kitle imha silâhları var diye seferberlik başlatmış, Saddam Hüseyinin el-Kaide örgütüyle irtibatlı olduğuna Amerikalıları inandırmışlardı. Bunlar yalan diyenlere, nasıl komplocu diye saldırıldığını hatırlayın. ABD askerleri bir yıla yakın bir süredir Iraktalar, tek bir kitle imha silâhı bulamadılar... Saddam da artık ellerinde; ancak el-Kaide irtibatına dair tek bir belge bile göstermediler...
11 Eylül bahane, ABD Iraka saldırmayı çok önceden planlamıştı tezi bu sütunda işlendi. Dayanılan belgeler, Bushun yanında yer alan Neo-Con takımının 1992 sonrasından 2000 yılına kadar yazdıkları raporlar ve sağa-sola gönderdikleri mektuplardı. Tez yeniden doğrulandı. Çünkü, ilk kez, Bushun yanında iki yıldan uzun süreyle çalışmış, Hazine bakanı sıfatıyla Ulusal Güvenlik Konseyi (UGK) toplantılarına katılmış biri, Bush iktidara geldikten hemen sonra, 11 Eylülden aylar önce, toplanan ilk Konsey toplantısında Iraka savaş açma konusu gündeme geldi bilgisini sağladı.
Dünya, iki gündür, Paul ONeilin ifşaatıyla çalkalanıyor.
Ekonomik konulara yaklaşım farklılığı sebebiyle 2002 yılının son ayında bakanlıktan istifaya zorlanan ONeil, görevini terkederken, elinden geçen belgelerin hepsini elektronik ortama taşıyarak yanında götürmüş... Tam 19 bin belge... Bush hükümetinde yaşadıklarını anlattığı gazeteci Ron Suskinde o belgeleri de vermiş. Suskindin The Price of Loyalty (Sadakatin Bedeli) adlı kitabı bugün piyasaya çıkıyor; ABD televizyonları ve yazılı basını kitabın gündeme getirdiklerinden hareketle Bush yönetiminin Irak komplosu ile biraz daha yakından ilgilenmeye başladılar bile...
Suskindin kitabında değerlendirdiği, üzerinde gizli kaydı bulunan bir belge, Plan for Post-Saddam Iraq başlığını taşıyor. Yani, Saddam-sonrası Irak Planı... 11 Eylülden aylar önce, 2001 yılının ilk çeyreği içerisinde gündeme gelmiş bu plan. Pentagona ait yine aynı tarihli bir belgede ise, 40 ülkeden Irakla ilgilenen müteahhitlerden söz ediliyormuş; o belgenin başlığı da ilginç: Irak petrol ihaleleriyle ilgilenen yabancı tâlipler...
İyi mi? Daha 11 Eylül olmamış... Saddam Hüseyin el-Kaide irtibatıyla suçlanmamış... Bush ve yanındakiler, Saddam-sonrası Irakı planlıyor ve bu arada Irakın petrol zenginliğini kimlerle paylaşacağını da rapora bağlıyor... Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa diyor ya şâir, öyle bir durum işte...
ONeili şaşırtan, bu konuların görüşüldüğü UGK toplantılarında, Konsey üyelerininden hiçbirinin, Neden Irak? diye sormaması olmuş... Sanki diyor ONeil, Kör bir adamla bir oda dolusu sağır birarada gibiydik... TIME dergisine, Yönetimde bulunduğum 23 ay içerisinde, kitle imha silâhlarının varlığına dair tek bir kanıt bile görmedim; iddialar ve söylentiler vardı, ama somut kanıtla ötekiler arasında herhalde bir fark olmalı da demiş ONeil...
Paul ONeilin sunduğu belgelere ve anlattıklarına Washingtonu içeriden tanıyan yüzlerce kişinin tanıklıklarını da ekleyerek kitabını yazan Ron Suskind, Bushun savaşına en keskin desteği veren Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin eski muhabiri. Kitaba, daha piyasaya çıkmadan, en ağır tepkiyi WSJ verdi. ONeili velinimetini sırtından bıçaklamakla suçlayarak... Bir senatör ise, ONeili kitabın satışını artırıp kesesini doldurma iştahıyla suçladı. Oysa, ONeil, yazar Suskinde yardımcı oldu diye kitaptan beş kuruş gelir almayacak...
Olayın sadakat eksikliğiyle de, parayla da ilgisi yok; ONeil dünyayı egemenliği altına alma girişiminde yalana-dolana başvurulmasından duyduğu hayal kırıklığıyla harekete geçmiş besbelli...
1 Mayıs günü, Bush, Savaş bitti diye ilân ettikten bu yana Irakta 500 Amerikan askeri hayatını kaybetti. Washington ve borazanları, ısrarla, Direniş bitti diyorlar, ama Iraktan hergün yeni saldırı haberleri geliyor. Amerikan halkı henüz bütünüyle kandırıldığının farkında değil, ancak ONeil gibi cesur insanlar ortaya çıktıkça, saygın kurumlar gerçeği açıkladıkça, dünyanın nasıl büyük bir komplo ile karşı karşıya bırakıldığı daha iyi anlaşılacak...
Seçime gidilen ortamda Bushun fiyakası son ifşaatla biraz sarsıldı. Bakalım, bunun arkası nasıl gelecek? Sorular sormaya devam edeceğiz...
AKPnin İncirliki yeniden ABDye açması, kamuoyunun tam da Oh, sonunda İncirlik kapatıldı dediği güne denk geliyor.
Daha da açıkçası:
Siz kapatıldığını sandığınızda açılmış İncirlik.
Ya da:
Kapatılıyormuş gibi yapıldığında, aslında açılıyordu.
Uluslararası ilişkilerde olsun, diplomasi literatüründe olsun, böyle açılırken kapanan, kapandığında açılmış, kapalı gibi ama açık bir şey normalde görülmediği için, bu yapılanın adı nedir bilemiyoruz.
Genel adı:
Skandal...
Osmanlı diplomasisindeki ismi ise kısaca:
Reziliyet...