Emperyalistlere bağlanan umutlar hüsranla
sonuçlanacak...
Çözüm yolunu Filistin direnişi açacak!
Filistin yönetimi çaresizlik içinde
Filistin Özerk Yönetimi her zaman siyonist işgalin sona erdirilmesi, başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulması umutlarını ABD emperyalizmiyle varılacak anlaşmalara endekslemiştir. Filistin-İsrail görüşmeleri siyonizmin baş destekçisi ABD denetiminde yapıldı ve Filistin halkına zerrece faydası dokunmadı. Tersine, yıllardır işgal karşıtı direnişi ezmenin bir aracı olarak kullanıldı. Filistin halkına felaketlerden başka bir şey kazandırmayan bu görüşmeler süreci her zaman ırkçı siyonistlerin işine yaradı. Yaşananlar, ezilen halkların emperyalistlerden medet ummasının nasıl bir trajik hata olduğunu gösteriyor. Nitekim umudunu emperyalistlere bağlayan Arafat ve ekibi gelinen aşamada tam bir çıkmazın içine saplanmış durumda.
Filistin halkı AB emperyalistlerinin umurunda mı?
Filistin yönetimi şimdi de yüzünü ABye dönerek, sürece daha aktif bir şekilde müdahale etmesini istedi. AB başkentlerini ziyaret eden Filistin Dışişleri Bakanı Nebil Şaat, ABnin Ortadoğu sorununun çözümünde daha etkili rol oynamasını talep etti.
Fransa Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmeden sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şaat, ABDnin başkanlık seçimleri yüzünden Ortadoğu sorununun çözümüne gerektiği kadar ilgi gösteremeyecek olmasından endişe duyduklarını bildirdi. ABDnin bırakacağı boşluğun, ABnin diplomatik yolla doldurması gerektiğini ifade ederek, Amerikalılar, her zaman önemli rol oynamalılar. Biz onlar olmadan bir çözüm şansı görmüyoruz, ancak ABDde seçim olacağını da biliyoruz. Bu dönemde ABnin barış süreci için daha aktif rol oynaması gerekiyor dedi. ABnin İsrail ve Filistin arasında ateşkesin güçlendirilmesine katkıda bulunabileceğini belirten Şaat, birliğin, İsrailin güvenlik duvarı inşa etmesini engelleyebileceğini ve bölgeye uluslararası gözlemci göndereleceğini söyledi. Şaat, ayrıca ABnin barış sürecinin başlatılması ve Filistinlilerin korunmasında da önemli rol oynayabileceğini bildirdi.
AB emperyalistlerinin siyonist vahşete karşı tavır almalarını, onlardan bu yönde somut adımlar atmalarını beklemek hüsranla sonuçlanmaya mahkumdur. Bütün emperyalist güçler siyonist İsraili koruyan bir tavır içindedir. Bu girişimler, Filistin yöneticilerinin döne döne yaşadıkları fiyaskolardan ders almadıklarını gösteriyor. Başta direnen Filistin halkı olmak üzere, siyonist zorbalığa karşı çıkan halklara yüzlerini dönecekleri yerde, ısrarla emperyalist zorbalardan medet umuyorlar.
Tek devlet mi, bağımsız Filistin devleti mi?
Saldırılar günden güne pervasızlaşırken, Filistin yönetimi tarafından çaresizlik içinde açıklamalar yapılıyor. Filistin başbakanı Ahmet Kurey, siyonistlerin tecrit duvarı inşaatını tamamlayarak yeni bir sınır oluşturması durumunda, bağımsız bir Filistin devletine yönelmenin anlamsız bir slogan haline geleceğini söyledi. Kurey, Filistinlileri kantonlara koymak bir apartheid çözümü. Bunu kim kabul edebilir? Tek devlet çözümüne yöneleceğiz, başka çözüm yok. İsrailin halkımızın haklarını yok etme konusunda ciddi niyetleri olduğunu hissettiğimizde (Kurey bunu hala hissedememiş!) bunları savunmakta tereddüt etmeyeceğiz açıklamasını yaptı.
Bu açıklamaya ilk tepki İsrailin hamisi ABDden geldi. Dışişleri Bakanı Colin Powell, Kureyin, iki uluslu tek devlet düşüncesinin uygulanabilir olmadığını, tek çıkar yol olarak iki devletli çözümü gördüklerini söyledi.
Kureyin bu açıklamasından birkaç gün sonra Filistin Yönetimi, İsrailin 1967de işgal ettiği topraklarda tek taraflı devlet ilan etmeyi yeniden gündeme getirdi. FKÖ Yürütme Komitesi ve Filistinli siyasi grupların temsilcilerinin katıldığı toplantının ardından yayımlanan bildiride, İsrail, çatışmaları, baskınları, kıyımları sürdürerek ve Batı Şeriada güvenlik duvarı inşa ederek yol haritasını uygulamaktan kaçınmakla suçlandı ve Filistin Yönetimi, uluslararası yasalar ve İsrail ile imzaladığı anlaşmalar uyarınca, 1967de işgal edilen topraklarda başkenti Kudüs olacak demokratik bir Filistin devleti kurma hakkına sahiptir denildi.
Şaron yönetimi ise Filistinlilere tek taraflı devlet ilan etmemeleri uyarısında bulundu. İsrail Sağlık Bakanı yaptığı açıklamada, Mesajımız açık; Filistinliler tek taraflı bağımsız devlet ilan ederse İsrail Batı Şeriada güvenliği açısından önemli gördüğü bölgeleri işgal edecektir dedi. Kasap Şaron ise, gelecek aylarda Filistinlilerin yükümlülüklerini yerine getirmediği görülürse, tek taraflı adım atacağını tekrarladı. Batı Şeria ve Gazzeden tek taraflı asker çekmeden önce meclisin onayını alacağını söyleyen Şaron, böyle bir adım atmadan önce ABDye de danışacağını bildirdi.
Gerici Mısır rejimi girişimlerini sürdürüyor
Filistin halkını sırtından hançerleyerek İsrail devletiyle anlaşma yapan ilk Arap ülkesi Enver Sedat başkanlığındaki Mısır olmuştu. İsraille ilişkilerini sürekli geliştiren Mısır rejimi, bugünlerde Filistin halkının dostu kılığına bürünmüş görünüyor. Ölü doğan yol haritasını canlandırmak için Filistini ziyaret eden Mısır Cumhurbaşkanı Danışmanı Usama el Baz, Yaser Arafat ile barış görüşmelerini canlandırma konusunu görüştü. Ramallahtaki görüşmenin daha iyi bir gelecek için umut verdiğini söyleyen El Baz, İsraili de görüşmeleri canlandırmak için yardımcı olmaya çağırdı.
Mısır İstihbarat Servisi Başkanı da önümüzdeki günlerde Ramallahı ziyaret ederek Filistinli yetkililerle görüşecek. Mısır-Filistin İsrail görüşmelerini canlandırmak için bir dizi girişimde bulunuyor.
Emperyalist politikaların taşeronluğunu yapan Mısır rejiminden de Filistin davasına samimi bir destek gelmesi mümkün değil. Zira Hüsnü Mübarek yönetimi hem İsrailin dostu, hem de ABD emperyalizminin bölgedeki has uşağıdır. Mısır rejimi, Filistin halkının baş düşmanlarıyla aynı kulvarda bulunuyor. Harcanan çabanın esasını Filistinli örgütleri İsraille ateşkes ilan etmeye ikna konusu oluşturuyor.
Filistin yönetiminin dayandığı bütün dallar çürüktür. ABD, AB, Mısır gibi gerici güçlerden şimdiye kadar Filistin davasına hayır gelmediği gibi, her zaman zarar gelmiştir. Arafat ve ekibi bu güçlerden umar beklediği sürece içine düştüğü çıkmazdan kurtulamayacaktır.
İşgal kuşatmasını parçalayıp Filistini özgürleştirmek, direnen Filistin halkı devrimci önderliğine kavuştuğu, anti-emperyalist/anti-siyonist güçlerin eylemli dayanışması yükseltildiği zaman mümkün olacaktır.
|