İçindekiler:

9 Nisan 2022
Sayı: KB 2022/14

Sermayenin Amerikancı-NATO'cu düzeni
Ethem Sancak'ın itirafları
Diyanetin talebi
Akademisyenlerin mücadelesi
Çifte maaş sefahati!
Örgütlenme seferberliği ile 1 Mayıs'a
TİB'den 1 Mayıs çağrısı
Tekstil Grup TİS süreci başladı
Gelecek gençliğin mücadelesindedir!
"Cinayetin sorumlulularını biliyoruz"
NATO: Bir saldırı, savaş ve iç savaş örgütü / 2
Buça ve Batı emperyalizminin savaş suçları
Hindistan- Rusya ilişkileri
TKİP YDÖ 1 Mayıs'a çağırıyor
Savaşın ganimetlerini paylaşma
İşçiler silah sevkiyatını engelledi
AB ve Çin görüşmesi
Ukrayna'dan kitlesel göç
Almanya'da doktorlar greve gitti
Macaristan seçimlerinde Orban'ın zaferi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

AB ve Çin görüşmesinde Ukrayna anlaşmazlığı

 

Başını ABD’nin çektiği Batılı emperyalistler cephesi, Ukrayna savaşı üzerinden dünyayı kendi etrafında saf tutmaya zorluyor. Ukrayna savaşını ise Rusya ve Çin’e yönelik saldırganlıkta bir fırsata çevirmek istiyor. Batılı emperyalistler Rusya’ya karşı uyguladıkları büyük kuşatma ve yaptırımlara Çin’i de alet etmek, dahası Rusya’ya tutum almaya, en azında yaptırımları delmemeye zorluyorlar. Yapılan son zirvede bu amaç çerçevesinde gerçekleşmiş oldu.

AB ile Çin arasında geçtiğimiz cuma günü liderler zirvesi düzenlendi. Düzenlenen zirvede Rusya’nın Ukrayna savaşı ve bunun AB ile Çin arasındaki olası etkileri konuşuldu. AB liderleri, Çin’i, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşını desteklememesi konusunda uyardılar. Pekin yönetimi ise Ukrayna’da barışın sağlanmasına destek olmak için “kendi bildiği yolda” çaba göstereceğini duyurdu. Video konferans yoluyla düzenlenen toplantıda, Çin devlet Başkanı ve parti lideri Şi Cinping, çatışmadan Avrupalıları sorumlu tuttu. “Yangına yakıt dökmek ve gerilimi körüklemek” konusunda uyardı.

Şi Cinping, AB liderlerine verdiği demeçte, “Ukrayna krizinin temel nedeni, Avrupa’da yıllar içinde artan bölgesel güvenlik gerilimleridir.” diyerek, “Bu çağda, küresel güvenlik çerçeveleri artık bir Soğuk Savaş zihniyeti üzerine inşa edilmemelidir.” uyarısını yaptı. Ukrayna’daki durumun bu şekilde gelişmesinden derin üzüntü duyduğunu belirten Şi Cinping, “meşru güvenlik çıkarlarının” dikkate alınması çağrısında bulundu. Çin’in dünyadaki ekonomik çıkarları konusunda da endişeli olan Şi Cinping, bölgesel çatışmanın genişlememesi gerektiğini söyledi. Dünya “rehin tutulmamalı” çünkü bunun sonucunda insanlar acı çekiyor diyen Şi Cinping, Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarını da eleştirdi ve “ciddi bir kriz” konusunda uyardı.

Von der Leyen ve Charles Michel ise, Çin’i Rusya’yı desteklememesi, yaptırımlara müdahale etmemesi gerektiği konusunda net sözlerle uyardıklarını belirttiler. Tersi bir durumun Çin’in Avrupa’daki itibarına zarar vereceğine işaret ederek, ülkenin ayrıca BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak özel bir sorumluluk taşıdığını belirttiler. Pekin kendisini Rusya’dan daha net bir şekilde uzaklaştırmazsa, Çin ile yakın ekonomik ilişkilerin de sorgulanabilirliğine dikkat çektiler. Von der Leyen ayrıca “Rusların Ukrayna’yı işgalinin sadece kıtamız için değil, aynı zamanda dünyanın geri kalanıyla olan ilişkilerimiz için de belirleyici bir an olduğu açıktır.” İfadeleriyle, dolaylı olarak Çin’i tehdit etti. AB Konseyi Başkanı Michel ise, “Çin’den Ukrayna’daki savaşın sona ermesine katkıda bulunmasını istedik” diyerek, Çin’in, Rusya’nın uluslararası hukuku ihlal etmesine göz yumamayacağını belirtti.

Buna karşılık, Şi Cinping, Avrupa Birliği’nin Çin politikasında ABD etkisinden kaçınması gerektiğini söyledi. Çin’in, Avrupa tarafının “Çin hakkında bağımsız bir algıya sahip olmasını ve Çin’e karşı bağımsız bir politika izlemesini” umduğunu ifade etti. Taraf tutmaya zorlanmayı reddettiklerini vurguladı. AB ise, Pekin’deki liderliğin AB’nin ekonomik bir ortak olarak öneminin farkında olmasını umuyor. 2021’de Çin ile 27 AB ülkesi arasında yaklaşık 700 milyar euro değerinde ticaret yapıldı ve bu da AB’yi açık ara Çin’in en önemli ticaret ortağı haline getirdi.

Çin şimdiye kadar Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı kınamadı ve Rusya’ya yönelik Batı yaptırımlarını da eleştirdi. “Yaptırımlara karşıyız ve etkileri dünyanın geri kalanına da yayılabilir” diyen Çin, Moskova ile olan normal ticaretinin “etkilenmemesini” istiyor. Küresel ekonominin yararına, “tedarik ve sanayi zincirlerinde olası bir kesintiyi önlemek” gerektiğini savunuyor.

Rusya ve Çin son zamanlarda yakın ortaklıklarını fırsat buldukça vurguladılar. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’un 30 Mart’ta Çin’e yaptığı ziyarette, Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “Çin-Rus işbirliğinin” “sınırsız” olduğunu söylemiş, ilişkilerin “doğru yönde” geliştiğini belirtmişti. Rusya ve Çin ABD “hegemonyasına” karşı ortak tutum içindeler. 

 

 

 

 

 

İtalya’da işçilerin barış eylemleri yayılıyor

 

İşçi taban örgütlerinin (Taban Örgütleri Birliği-USB) Ukrayna’ya silah gönderilmesini protesto ederek, kargo uçaklarına savaş malzemelerini yüklemeyi reddetmeleri, İtalya’da emperyalist savaşa karşı mücadelenin fitilini tutuşturdu.

İtalya’da savaş histerisinin körüklenmesine karşı eylemler haftalardır sürüyor. Eylemlerde Ukrayna’ya silah teslimatı, ABD emperyalizminin desteğiyle Suudi Arabistan’ın Yemen’e yönelik sürdürdüğü savaş ve artan askeri harcamalar protesto ediliyor. İtalya anti-kapitalist ittifakı “Potere al Popolo”dan (Halk İktidarı) Komünist Yeniden Kuruluş Partisi’ne (PRC) ve mafya karşıtı Libera örgütüne uzanan geniş bir yelpazeyi yan yana getiren eylemlerde emperyalist savaşlar, NATO ve silahlanma yarışı sert bir şekilde eleştiriliyor.

Hafta sonu, çok sayıda sol ve komünist partinin temsilcileri, “Savaşa Karşı Avrupa Forumu” için Roma’da bir araya geldiler.

Katılımcılar, savaşa, silah teslimatlarına, yaptırımlara ve çatışmaların körüklenmesine karşı barışı temel alan diplomatik bir çözüm bulunmasını istediler. Konuşmacılar, NATO’nun askeri çıkarlarına boyun eğmeyen bir “barış Avrupası inşa etmek” istediklerini, Batı’nın “çifte standardına” karşı çıktıklarını ve “askeri harcamalara tek bir euronun harcanmaması gerektiğini” bildirdiler. “Avrupa devletleri arasındaki silahlanma yarışının” doğrudan “küresel bir nükleer çatışmaya” yol açabileceği konusunda uyardılar. Konuşmalarda, ABD’nin silah ticaretinden daha çok kazanmak için “savaş ateşini körüklediği’ vurgulanarak, barışın sağlanması için “Rus hükümetiyle bir uzlaşmaya varılması” çağrısında bulundular.

Verona’da binlerce kişi, İtalyan ve NATO kara kuvvetleri komutanlığının karargahı olan Dalla Bona kışlasının önünde toplanarak taşıdıkları pankartlar ve sloganlarla savaşı kınadı. Eylemde İtalya’nın NATO’dan ve savaştan çıkması çağrısı yapıldı. Liman kenti Cenova’da ise Yemen’deki savaş da dahil olmak üzere savaş bölgelerine silahların yüklenmesine karşı protestolar gerçekleştirildi.

Öte yandan başkent Roma’daki Sapienza Üniversitesi’nde öğrenciler de Edebiyat Fakültesini işgal ederek, Cenova liman işçileriyle dayanışma içerisinde olduklarını ilan ettiler.

İtalya’daki savaş karşıtı hareket birkaç haftadır devam ediyor. İşçilerin, Ukrayna’ya silah sevkiyatını reddederek savaş malzemelerini yüklememesinin de etkisiyle Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonraki haftalarda bir sol hareket oluştu. Mart ayı ortasında, Pisa’nın Toskana’daki Galileo Galilei havaalanındaki işçiler, Kiev’e “insani yardım” kılığında askeri teçhizat yüklemeyi reddetmişlerdi. 19 Mart’ta Pisa’da binlerce kişi, Ukrayna savaşının silah teslimatlarıyla körüklenmesine karşı “Savaş uçuşları yerine Toskana’dan barış köprüleri kurulmalı” sloganıyla gösteriler yapmıştı. Geçen hafta ise Unione Sindacale di Base’nin (USB) çağrısıyla, liman işçileri dünya çapında savaşlarda kullanılan silahların yüklenmesini protesto etmek için 24 saatlik bir grev gerçekleştirmişlerdi.

Kaynak: Junge Welt ve Rothe Fahne News