İçindekiler:

9 Nisan 2022
Sayı: KB 2022/14

Sermayenin Amerikancı-NATO'cu düzeni
Ethem Sancak'ın itirafları
Diyanetin talebi
Akademisyenlerin mücadelesi
Çifte maaş sefahati!
Örgütlenme seferberliği ile 1 Mayıs'a
TİB'den 1 Mayıs çağrısı
Tekstil Grup TİS süreci başladı
Gelecek gençliğin mücadelesindedir!
"Cinayetin sorumlulularını biliyoruz"
NATO: Bir saldırı, savaş ve iç savaş örgütü / 2
Buça ve Batı emperyalizminin savaş suçları
Hindistan- Rusya ilişkileri
TKİP YDÖ 1 Mayıs'a çağırıyor
Savaşın ganimetlerini paylaşma
İşçiler silah sevkiyatını engelledi
AB ve Çin görüşmesi
Ukrayna'dan kitlesel göç
Almanya'da doktorlar greve gitti
Macaristan seçimlerinde Orban'ın zaferi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Ukrayna’daki savaş, kıtlığı ve isyanları tetikleyebilir”

 

Ukrayna’da süren savaşın her şeyi değiştirdiği, küresel güvenliği ve tüm dünya ekonomisini tehdit ettiği, genel kabul görmüş gibi. Savaşın çeşitli alanlardaki etkisi ve sonuçları, sıkça tartışma ve değerlendirmelerin konusu yapılıyor. Tartışma konularından biri de kıtlık ve bunun tetikleyeceği isyanlar korkusudur.

Ukrayna, dünyanın olmasa da Avrupa’nın tahıl ambarı olarak kabul ediliyor. Dünya çapında ticareti yapılan buğdayın yüzde onu ve mısırın yüzde 15’i bu ülkeden geliyor. Ancak Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaştan beri, Ukrayna’dan neredeyse hiç ihracat yapılmadığı söyleniyor. Berlin Dünya Beslenme Enstitüsü’nden Wilfried Bommert, bunun önemli bir nedeninin kapalı limanlar olduğunu belirtiyor.

Tarım piyasalarında fiyatların da rekor seviyelere çıktığı söyleniyor. Tarım ürünleri için önemli bir ticaret merkezi olan Chicago Menkul Kıymetler Borsası’nda buğday fiyatı son zamanlarda 14 yılın zirvesine çıktı. Sadece geçen hafta yüzde 40 arttı. Ayrıca, Batı’nın uyguladığı yaptırımlar nedeniyle Rusya’nın da yakında önemli ölçüde daha az buğday tedarik edebileceği endişesi var. Ukrayna ve Rusya birlikte, küresel buğday ihracatının dörtte birini gerçekleştiriyorlar.

Artan tahıl fiyatları diğer gıda fiyatlarını da etkiliyor. Ukrayna savaşından önce bile küresel fiyat seviyesi, Covid-19 krizindeki arz darboğazlarının bir sonucu olarak da yüksekti. Şubat ayında, BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) gıda fiyat endeksi bir yıl öncesine göre neredeyse dörtte bir oranında yükseldi. Ukrayna savaşı ise bunu pekiştirdi. Wilfried Bommert, savaşın sona ermesi ve Karadeniz limanlarının yeniden faaliyete geçebilmesi durumunda bile, Ukrayna’dan yapılan teslimatların savaş öncesi seviyeye ulaşmasının pek olası olmadığını söylüyor. Ukrayna’da tahıl ekiminin bu yıl nasıl gerçekleşeceği ve çiftçilerin savaş koşullarında nasıl ekim yapacağı da bir sorun.

Gübre, artan gaz fiyatları ve isyan korkusu

Ekim yapmak mümkün olsa bile, yeterli gübre olmadığına dair korkular var. Azotlu gübre doğalgazdan elde edildiğinden, savaş sonucunda gaz fiyatı hızla yükselmiş ve gübre de önemli ölçüde pahalı hale gelmiş durumda. Bommert’e göre, Ukrayna’dan gelen teslimat eksikliğinin Arjantin gibi diğer büyük tarım üreticileri tarafından hızla telafi edilmesi de pek olası değil. Çünkü Güney Amerika’da hasatlar iklime bağlı kuraklıklar nedeniyle düşüyordu.

Bu nedenle, tahıl arzının bir süre daha dar kalması muhtemel ve fiyatlar da buna bağlı olarak yüksek. Bunun, özellikle tahıllarının büyük bir bölümünü Ukrayna ve Rusya’dan ithal eden Mısır veya Tunus gibi yoksul ülkeler için dramatik sonuçlarının olabileceği belirtiliyor.

Bommert, ülkelerin bir isyan riskine girdiğinden korkuyor ve 2008’den bu yana dünya çapında sayısız açlık isyanını hatırlatıyor. Bu endişe, BM Dünya Gıda Programı ve FAO tarafından da paylaşılıyor. Ukrayna’daki savaşın, Kuzey Afrika’nın daha da istikrarsızlaşmasına yol açabileceği öngörülüyor.

Krizler ve savaşlar üreten kapitalist toplum düzeninin isyanlar ve giderek devrimler de üretmesi kaçınılmazdır. Dolayısıyla dünyanın bir “isyanlar riski” sürecine girdiği korkusu daha da büyüyecektir.

 

 

 

Kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı...

1 Mayıs’ta devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmeye!

 

Sınıflardan oluşan, sömürüye, eşitsizliklere ve zorbalığa dayanan kapitalist bir toplumda yaşıyoruz. Ezilen insanlık için giderek kabusa dönüşen bu toplumu, iki temel sınıf temsil ediyor: Burjuvazi ve işçi sınıfı. İki sınıf arasında kesintisiz ve sert bir mücadele sürüyor. Bu mücadelede işçi sınıfının en büyük silahı onun birliği, örgütlülüğü ve enternasyonal dayanışmasıdır. İşte 1 Mayıs dünya işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Dünya işçileri tarafından ağır bedeller ödenerek kazanılan bu büyük gün, işçilerin sömürü ve baskıdan kurtulma özlemini simgelemektedir.

1 Mayıs, işçi sınıfının kapitalist sömürü ve zorbalık düzenine son verme mücadelesinde özel bir yer tutuyor. Yasaklamalara, baskı, terör ve kimi ülkelerde zaman zaman işlenen katliamlara rağmen, işçilerin her yıl öfkeleri, talep ve özlemleriyle alanları doldurması da bundandır. Dünya işçi sınıfı bu yıl da 1 Mayıs’ı çok yönlü ağır krizlerle ve bunların yarattığı yıkıcı sonuçlarla karşılıyor. Sermayenin bitmeyen saldırılarına, koronavirüsün yarattığı ağır yüklere şimdi de Ukrayna’da süren emperyalist savaşın faturaları ekleniyor. Halihazırda düşük ücrete, uzun çalışma saatlerine, kötü ve güvencesiz çalışma koşullarına mahkum edilen işçi sınıfını, emeklilik yaşının yükseltilmesi başta olmak üzere yeni saldırı dalgası bekliyor.

Yüz milyonlarca işçi ve emekçi için tam bir kabusa dönüşen kitlesel işsizlik, kitlesel yoksulluk, kitlesel açlık ve saymakla bitmez daha nice sorun, baş döndürücü boyutlar kazanmış bulunuyor. Siyasal hak ve özgürlükler gasp ediliyor, sosyal haklar budanıyor. Kadınlara yönelik çifte sömürü ve baskı, taciz, şiddet ve cinayetler Avrupa ülkelerinde de tırmanıyor. Bunları, tüm Avrupa ülkelerinde yayılan şovenizm, milliyetçilik ve ırkçılık zehiri tamamlıyor. İşçi sınıfı ve halklar birbirine düşman edilmek isteniyor. Ukrayna savaşı üzerinden bunun ibretlik örnekleri sergileniyor. Bütün sorunların kaynağı olan kapitalist toplum düzeni, işçi ve emekçilere çok daha büyük sosyal-siyasal yıkımlar ve acılar yaşatacak. Savaş, bunun en dehşetli örneklerinden biridir ve kapitalizmin bir barbarlık düzeni olduğunun da kanıtıdır.

Dünyamız yeni bir emperyalist savaşlar süreci içinde bulunuyor. ABD önderliğindeki emperyalist güçler, 1990 yılından beridir dünya halklarına ölüm ve yıkım kusuyorlar. Dünyanın pek çok yerini kana ve ateşe boğuyorlar. Afganistan, Irak, Suriye ve Libya halkları halen de emperyalistlerin yarattığı cehennemi yaşıyor. Şimdi aynı dehşet Ukrayna’da yaşanıyor. Elbette ki Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü savaş haksızdır ve emperyalist amaçlar taşımaktadır. Fakat ABD, NATO ve AB ülkeleri de bu savaşın kışkırtıcıları, sorumluları ve suç ortaklarıdır. Bu savaş, emperyalist güçlerin egemenlik ve pazar savaşıdır. Bu savaş, Rusya, Ukrayna, ABD ve Avrupa işçilerinin ve halkların çıkarlarının savunulması savaşı değildir. Bu savaş, işçilere ve emekçilere karşı da süren bir savaştır. Dolayısıyla tüm ulusların işçi sınıfının ortak çıkarı, kendi kapitalist iktidarlarına karşı birleşerek mücadele etmektir.

Kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere ve uzun çalışma saatlerine, işten atmalara, işsizliğe ve yoksulluğa, emeklilik yaşının yükseltilmesine, şovenizme, ırkçılığa, faşizme, militarizme ve savaşa, kadın cinsinin ezilmişliğine ve doğanın tahrip edilmesine karşı 1 Mayıs’ta mücadele alanlarına! Devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmeye!

Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

TKİP Yurtdışı Örgütü

(www.tkip.org)