İçindekiler:

9 Nisan 2022
Sayı: KB 2022/14

Sermayenin Amerikancı-NATO'cu düzeni
Ethem Sancak'ın itirafları
Diyanetin talebi
Akademisyenlerin mücadelesi
Çifte maaş sefahati!
Örgütlenme seferberliği ile 1 Mayıs'a
TİB'den 1 Mayıs çağrısı
Tekstil Grup TİS süreci başladı
Gelecek gençliğin mücadelesindedir!
"Cinayetin sorumlulularını biliyoruz"
NATO: Bir saldırı, savaş ve iç savaş örgütü / 2
Buça ve Batı emperyalizminin savaş suçları
Hindistan- Rusya ilişkileri
TKİP YDÖ 1 Mayıs'a çağırıyor
Savaşın ganimetlerini paylaşma
İşçiler silah sevkiyatını engelledi
AB ve Çin görüşmesi
Ukrayna'dan kitlesel göç
Almanya'da doktorlar greve gitti
Macaristan seçimlerinde Orban'ın zaferi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Hindistan-Rusya ilişkileri ABD’yi rahatsız ediyor

 

ABD ile işbirlikçileri Rusya’yı çökertme planı kapsamında Ukrayna savaşını mümkün olduğunca uzatmak ve ekonomik-ticari ambargoyu boğucu bir düzeye çıkartmak istiyorlar. Zelenski yönetiminin iplerini ellerinde tuttukları için savaşı uzatma planını uygulayabiliyorlar. Ancak planın, ekonomik-ticari ambargo ile Rusya’yı boğma kısmının pek tutmadığı görülüyor. Zira kapitalist dünya sistemi ABD ile işbirlikçilerinden ibaret değil. Özellik Asya’da Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerin Rusya ile ekonomik-ticari ilişkileri sürdürmesi, hatta geliştirmesi, ABD’nin hedeflerine ulaşmasını köstekliyor. Joe Biden yönetimi tehditler savursa da bu ilişkilerin gelişmesini önleme gücünden yoksun görünüyor.

ABD’yi diken üstünde bırakan sadece bu dev Asya ülkelerinin ambargoya uymaması değil. Belki bundan da önemlisi, ülkeler arasındaki ticaretin bir kısmının dolarla değil, ülkelerin kendi para birimleriyle yapılmaya başlamasıdır. Zira bu alan genişledikçe, doların alanı daralacak. Oysa doların ‘rezerv para’ olması bir anlamda emperyalist ABD sistemini finanse ediyor. Beş sentlik maliyeti olan bir banknotla ABD halen 100 dolarlık alışveriş yapabiliyor. Dolayısıyla uluslararası ticaretin dolar dışındaki para birimleriyle yapılması, ABD’de alarm zillerini çalıyor.

Bu alandaki gelişmeler bağlamında ilk tehdit Hindistan’a yapıldı. “Rusya’ya uygulanan ambargoyu planlayan kişi” olarak bilinen Biden’ın Hint asıllı danışmanı Daleep Singh, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de yaptığı basın toplantısında doların rezerv para birimi olmasını baltalayan mekanizmaların en büyük hassasiyetleri olduğunu söyledi. Hindistan’dan Rusya ile geliştirdiği ticari ilişkileri kesmesini talep eden danışman, Yeni Delhi’de Hindistan’a tehditler savurdu.

Biden yönetiminin Uluslararası Ekonomiden Sorumlu Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı olan Daleep Singh, tehditlerin yanı sıra ABD’nin dayattığı ambargoya uyması hususunda Hindistan yönetimini ikna etmeye yönelik açıklamalar da yaptı. Ancak Hindistanlı yetkililerin buna karşı yaptıkları açıklamalar Biden yönetiminin Yeni Delhi’den istediğini alamadığına işaret ediyor. Zira Yeni Delhi yönetimi, uygun fiyatla Rusya’dan ham petrol alma anlaşmasının uygulanacağını teyit etti.

Biden yönetiminin ivedilikle Hint asıllı bir danışmanı Yeni Delhi’ye göndermesinin temel nedenlerinden biri, Hindistan’la Rusya’nın ticareti kendi para birimleriyle yapma kararı almalarıdır. İki ülkenin ticareti ruble ve rupi ile yapma konusunda anlaşmaları Washington’da alarm zillerini çaldırmış olmalı. Zira Moskova ile Yeni Delhi arasında kurulan sistem, Rusya’nın uluslararası ticaretin dolarla yapılmasını sağlayan SWIFT’ten çıkarılmasının yarattığı sorunları aşmaya yarıyor. Bu ticaretin ruble/rupi ile yapılacak olması, doların uluslararası ticarette kapladığı alanın daralacağı anlamına da geliyor. Rusya-Hindistan yönetimlerinin SWIFT’e alternatif bir sistem geliştirmeleri, büyük ihtimalle Rusya ile ticari-mali ilişkileri sürdüren diğer ülkelere de model oluşturacak.

Hint asıllı Amerikalı danışmanın Yeni Delhi’de Hindistan’ı tehdit etme aymazlığı, meselenin Washington için taşıdığı öneme işaret ediyor. Emperyalist kapitalist sistemde çok kutupluluğu savunan Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkelerin, ticari-mali işlemlerin en azından bir kısmını dolar dışındaki para birimleriyle yapma çabalarını devam ettirmeleri kaçınılmazdır. Bu ise, saldırganlık ve savaş politikasıyla dünya jandarmalığını dayatan ABD’nin irtifa kaybetmeye devam edeceğine, hegemonya çatışmalarının şiddetlenme eğiliminde olduğuna işaret ediyor.