30 Kasım 2018
Sayı: KB 2018/45

İnsanca bir yaşam ve çalışma koşulları için mücadeleye!
Emekçiler geçim, onlar seçim derdinde!
ABD ile saray rejiminin Suriye’ye karşı savaşı devam ediyor!
Sermaye devleti “derin devlet”in ta kendisidir!
Yalan ve aldatmacayla sınıf mücadelesinin önüne geçilemez
Devrimci basına sahip çıkalım!
Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanıyor
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!
İşsizlik Fonu nasıl talan edildi?
“İnşaat işçilerinin tutuklanması tüm işçilere gözdağıdır”
TKİP’nin 20. yılı etkinliğinde yapılan konuşma…
200. yıl gecesi: Coşkulu, kitlesel, devrimci bir etkinlik!
200. yıl etkinliğine gönderilen mesajlar
“The General” 198 yaşında!
Rusya-Ukrayna gerilimi
Sarı Yelekliler ya da Fransa’daki toplumsal hareketin yeni yüzü
Üniversitelere dönük ablukayı dağıtmak için mücadeleye!
Kadınlardan 25 Kasım eylem ve etkinlikleri
Ücretli poşet ile çevre dostluğu
“Black Friday” mi yoksa kapitalizmin karanlığı mı?
4 Aralık Dünya Madenciler Günü
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Rusya-Ukrayna gerilimi

 

Ukrayna donanmasına ait gemiler Karadeniz’den Azak Denizi’ne doğru ilerlerken, “kara sularının ihlal edildiği” uyarısı yapan ve uyarıları karşılıksız kalan Rusya tarafından ateş açılarak engellendi.

Kırım Körfezi’nde Rusya ile Ukrayna arasında “gemi gerilimi” tırmandı. Odessa’dan Mariupol’a giden Ukrayna donanmasına ait 3 gemi, Karadeniz’den Azak Denizi’ne geçmek için 25 Kasım sabah saatlerinde Kerç Boğazı’na doğru ilerlerken, iddiaya göre Rusya’nın kara sularını ihlal etti.

Ukrayna’nın, gemilerin rotasına dair kendilerine haber vermediğini açıklayan Rus yetkililer, ihlal üzerine yaptıkları uyarıların da dikkate alınmadığını belirttiler.

Öğlen saatlerinde Ukrayna’nın iki gemisi daha Azak Denizi’nden ters yönde bölgeye doğru yönelirken, gemilerin sonrasında geri döndüğü ifade edildi.

Bu sırada Rusya, “güvenlik” gerekçesiyle askeri gemiler ve büyük bir tankerle Kerç Boğazı’ndan geçişi bloke etti. Aynı zamanda Rusya savaş uçaklarının da uçuş gerçekleştirdiği ifade edildi.

Ukrayna gemileri rotalarında ilerlemeye ve Rusya’nın “geri dönün” uyarılarını dikkate almamaya devam ederken, 25 Kasım gece saatlerinde Rusya’nın Federal Güvenlik Servisi (FSB), savaş gemilerinden ateş açmak durumunda kaldıklarını açıkladı. Ukrayna’ya ait Berdyansk, Nikopol and Yany Kapu gemilerinin, Rusya karasularında alıkonulduğunu duyuran FSB, gemilerle ilgili “yasa dışı faaliyet” üzerinden soruşturma açıldığını bildirdi. Öte yandan Kerç Boğazı’ndan geçişlerin 26 Kasım itibarıyla açıldığı bildirildi.

Savaş aygıtı NATO ile AB Ukrayna’ya sahip çıktı

Gelişmelere dair iki ülkeden yapılan açıklamalarda taraflar birbirlerini suçlarken, AB ve NATO’dan Rusya’yı hedef alan açıklamalar dikkat çekti.

AB, “Rusya’nın Kerç Boğazı’ndan geçiş özgürlüğünü sağlaması” vurgusu yaparken, NATO “Ukrayna’nın egemenliğinin ve karasularını kullanma haklarının” arkasında olduğunu duyurdu.

Türkiye’den de dışişleri bakanlığı tarafından açıklama yapıldı. Üstü kapalı bir şekilde Ukrayna’ya sahip çıkılan açıklamada “Kerç Boğazı’ndan geçişlerin engellenmemesi” vurgusu yapıldı. Bununla birlikte, açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

Azak Denizi ve Kerç Boğazı’nda yaşanmakta olan gelişmeleri ve artan gerginliği takip ediyoruz. Bu çerçevede Ukrayna’ya ait gemilere ateş açıldığı ve yaralılar bulunduğu yolundaki haberleri endişeyle karşılıyoruz.”

Ukrayna rejimi sıkıyönetim ilan etti

Gelişmelerin ardından Ukrayna rejimi iki aylık sıkıyönetim ilan etti. Batılı emperyalistlere yakınlığıyla bilinen Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, iki aylık sıkıyönetim kanununu imzaladı.

Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi (RNBO) toplanırken, sıkıyönetimi savunan Petro Poroşenko, atılan adımın Ukrayna’nın saldırgan hareketlerde bulunacağı anlamına gelmediğini, kendilerini savunmaya çalıştıklarını iddia etti.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Batılı emperyalistlere çağrı yapılarak Rusya’ya yeni yaptırımlar uygulanması ve Ukrayna ordusuna askeri yardım yapılması talep edildi.

Ukrayna ordusu ve Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) harekete geçirilirken, Sputnik 25 Kasım gecesi Rusya yanlısı Donetsk Halk Cumhuriyeti’ndeki (DNR) yerleşim yerlerine top gibi çeşitli silahlarla ateş açıldığını duyurdu. Kiev’deki Rusya büyükelçiliğine duman bombalarıyla saldırı gerçekleştirilirken diplomatik plakalı bir araç da yakıldı.

Yaşanan olayları değerlendiren Rusya Dışişleri Bakanlığı yapılanların, dikkatleri Ukrayna’daki iç sorunlardan uzaklaştırma amaçlı olduğunu savundu. Rusya Dışişleri Sözcüsü Maria Zaharova, Ukrayna’nın önce provokasyon girişiminde bulunduğunu, sonrasında güç gösterisi yapmaya kalktığını ve devamında da karşı tarafı suçlamaya başladığını ifade etti. Zaharova, Ukrayna’nın bu yaptıklarını “haydutça” olarak niteledi.

Ukrayna rejiminin sıkıyönetim ilan etmesi, Batılı emperyalistlerden destek talep etmesi, NATO üyeliğini dillendirmeye başlaması, yaşanan gerilimin bir tesadüf olmadığına işaret ediyor.

 

 

 

 

NATO’dan savaş kışkırtıcılığı

 

NATO, Rusya geriliminde yanında yer aldığı Ukrayna ile birlikte Rusya’ya karşı savaş kışkırtıcılığını sürdürüyor.

Olağanüstü toplantı yapan NATO-Ukrayna Komisyonu’nda konuşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği için tam destek” ifade ederek el konulan gemilerin bırakılmasını istedi.

Stoltenberg toplantı sonrası yaptığı açıklamada da Ukrayna’nın toplantı talebini kabul ettiklerini çünkü NATO-Ukrayna arasındaki anlaşmaya göre “toprak bütünlüğü, politik bağımsızlık veya güvenliğine tehdit” olması durumunda böylesi toplantılar talep etmesine hakkı olduğunu ifade etti. Rusya’nın Kırım ve Doğu Ukrayna’daki “saldırganlığını” da kınayan Stoltenberg, 4 yıl önce gerçekleşen Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesini de tanımadıklarını söyledi.

Stoltenberg, basın toplantısındaki soru üzerine, Ukrayna’da karar alınan sıkıyönetime ilişkin Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko ile konuştuğunu ve “sıkıyönetimin demokratik süreçler için herhangi bir problem yaratmayacağını” söylediğini aktardı.

 

 

 

 

Almanya asker sayısını arttırıyor

 

İçeride polis devletini hakim kılmak için yeni yasaları devreye koyan, dışarıda ise emperyalist savaş ve saldırganlığın bir parçası olan Alman devleti, ordusundaki etkin askeri personel sayısını arttırmayı hedefliyor.

Bild am Sonntag gazetesinin haberine göre, Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen Alman ordusunun etkin personel sayısını 2025 yılına kadar 203 bin kişiye çıkaracağını söyledi.

Bugün 180 bin olan bu sayının 2024 yılına kadar 198 bine yükselmesi hedefleniyordu.

1990 yılında yaklaşık 585 bin personeli bulunan Alman ordusu, Soğuk Savaş’ın ardından küçülmeye giderken bu durum 2016 yılında Almanya Savunma Bakanlığı tarafından sonlandırılmıştı.

Eylül 2018 itibariyle Alman ordusunda yaklaşık 22 bin 600 kişilik subay ve astsubay açığı bulunduğu belirtiliyor.