7 Eylül 2018
Sayı: KB 2018/33

Sermaye devletinin kriz dönemine hazırlığı: Daha fazla baskı ve zorbalık!
Sermaye partilerinin krize çözümü ‘sürdürülebilir kapitalizm’dir
Aynı gemide değiliz!
Her şeye zam, yağmaya devam!
Eğitimde tasarrufa, itibarda israfa devam!
Enflasyon Ağustos’ta yüzde 18’e dayandı
Cumartesi Anneleri’nin eylemine 700. haftasında yasak ve saldırı
Rant için insan sağlığı hiçe sayılıyor
“Patronlar dövizin artmasını fırsata çeviriyor”
Ekonomik kriz ve kadınlar
Kriz, sınıf ve program
Trakya’dan işçiler ekonomik kriz üzerine yazdı
MMK Metalurji patronu ve Çelik-İş krizin faturasını işçiye kesti!
İşsizlik fonunun yağmalanmasına izin verme!
4 yıl aradan sonra Greif işgaline dava
Türkan Albayrak: İşe direnerek geri dönen işçi istemiyorlar!
İdlib; yeni bir gerilim ve çatışma alanı
Almanya Erdoğan’ı karşılamaya hazırlanıyor
12 Eylül darbesi, bir ‘ekonomik yapılanma’ projesidir!
Proleter sanatın emekçisi; Yılmaz Güney!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Türkan Albayrak: İşe direnerek geri dönen işçi istemiyorlar!

 

2004 yılında Türk Telekom’da hakkını aradığı ve tacize karşı çıktığı için, Paşabahçe Hastanesi’nde ise sendikaya üye olduğu için 2010 yılında işten atılan ve direnerek iki defa işine iade edilen Türkan Albayrak AKP döneminde 3. kez işten atıldı.

Son olarak 8 yıldır çalıştığı Sarıyer İlçe Sağlık Müdürlüğü’ndeki işinden “güvenlik soruşturması” ve “arşiv araştırması” gerekçesiyle tazminatsız bir şekilde 15 Ağustos’ta işten atılan Albayrak ile yaşadıklarını konuştuk.

“Direnerek işini alabilmeye karşı yapılan bir hareket!”

Albayrak, Sarıyer Kaymakamlığı’nın yanındaki parkta 3 Eylül’de başlattığı direnişte önceki direnişinden sakladığı önlüğünü giydiğini belirtirken üçüncü defa yaşadığı işten atma saldırısına karşı şunları ifade etti:

“AKP dönemi ile birlikte üçüncü kez işten atılıyorum. İki kez işe geri aldılar. Bu dönemde kendi yarattıkları OHAL’i fırsat bilerek ‘FETÖ’cüler’, ‘bölücüler’ diyerek bir sürü insanı işsiz bıraktılar. Başta memurlar olmak üzere...

Beni işten atmalarının sebebi; işe direnerek geri dönen işçi istemiyorlar. O yüzden beni işten attılar. Güvenlik ve arşiv araştırmamı o zaman da biliyorlardı. 8 yıldır aynı işyerinde çalışıyorum. Her şeyimi biliyorlar. Bir suç işlesem zaten işyerinde çalışıyor olmazdım. Yani işten atılmam; direnmeye, direnerek işini alabilmeye karşı yapılan bir hareket!”

“Beklemediğim bir şey değil”

Temizlik işinde çalıştığını belirten Albayrak, 14 Ağustos akşamı olduğu gibi 15 Ağustos’ta da temizliği bitirdikten sonra kendisini çağırdıklarını belirterek şunları aktardı: “Çok üzgün olduklarını söyleyerek işten atıldığımı gösteren evrakı verdiler.

İmzalamamı istediler, imzalamadım. Onlar da yüzüme karşı 3 kez okudular. Ben de ‘bu benim beklemediğim bir şey değil, gerekeni yapacağım’ dedim ve odadan çıktım. Diğer arkadaşlarımla haberleşip iş yerinden ayrıldım.

15 Ağustos’ta bayram vardı. Kurban Bayramı geçince direnişe başlarım dedim ve başladım. Bugün buradayım.”

“İktidar; ‘benden olmayan yaşamasın ölsün’ diyor”

Tek talebinin işine geri dönmek olduğunu belirten Albayrak, “Çünkü güvenlik ve arşiv araştırması sebebi ile işten atılan insanların başka bir işe girme şansı yok. Emekli olma şansı yok” diyerek sözlerini şu şeklide sürdürdü: “İktidar; ‘benden olmayan yaşamasın ölsün’ diyor.

Nasıl ki Hitler kendisinden olmayan insanları gaz odalarında yaktı. O da bizlere aynısını yapıyor. Çünkü kendisinden olanların ona yeteceğini düşünerek bizleri yok etmeye çalışıyor. Ben de direnerek tekrar iş hakkımı alacağım, direneceğim.”

Çalıştığı birimin hafta içi 13.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını ve bu nedenle direnişini de bu saatlerde sürdüreceğini belirten Albayrak, “Şartlar ne olursa olsun, neyle karşılaşırsam karşılaşayım işime geri dönünceye kadar direneceğim. Beni hiçbir şeyle korkutamazlar” dedi.

“Bu ablukadan ancak direnerek çıkılabilir!”

Albayrak, iktidarın “taşerona kadro” yalanına karşın “güvenlik soruşturması” ve “arşiv araştırması” gerekçesiyle kendisiyle aynı akıbeti paylaşarak işsiz kalan binlerce işçiye yaptığı çağrıda “Onlara direnme çağrısı yapıyorum, korkmamalarını istiyorum. Korkunun bir sonu yok; biz korktukça daha çok üstümüze geliniyor. Onların iki dudağının arasında bırakmamak gerekiyor” dedi.

Düzen mahkemelerine başvurmanın çözüm olmadığına, hele ki bu süreçte gerçek bir adalet beklemenin boşuna olduğuna dikkat çeken Albayrak, “Mahkemeden bir şey beklemek de mümkün değil. O yüzden direnme çağrısı yapıyorum. Bu ablukadan ancak direnerek çıkılabilir, başka türlü çıkamayız” diye konuştu.

Albayrak son olarak herkesi direnişe, dayanışmaya davet etti ve “Ne kadar çok olursak o kadar güçlü oluruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

Boran Atıcı: İş hakkımı istiyorum!

 

KPSS’nin ardından zabıta memuru olarak atandığı Kadıköy Belediyesi’nde “güvenlik” soruşturması bahanesiyle görevine başlatılmayan ve buna karşı belediye önünde oturma eylemi gerçekleştiren Boran Atıcı ile konuştuk.

- Yaşadığınız süreç hakkında bilgi verir misiniz?

- 2016 yılında KPSS merkezi atamasıyla Kadıköy Belediyesi’ne 92 puanla zabıta memuru olarak atandım. Atamamın ardından güvenlik soruşturması yapıldı. Ben aynı zamanda bir Gezi direnişçisiyim; 7,5 ay Gezi davasından tutuklu kaldım. Dava halen devam ediyor. Güvenlik soruşturmasında çıkan bu dava nedeniyle atamam yapılmıyor.

Belediyeye gelip görüşmeler yaptım. Davanın Gezi davası olduğunu anlattım. Kendilerinin de baskı gördüğünü, zor bir dönem yaşadıklarını anlattılar. Biz de korkmaları için bir sebep olmadığını anlattık. Çünkü göreve atanmam için hukuki bir engel olmadığını, masumiyet karinesi gibi bir kavram olduğunu söyledik. Ancak ısrarla işe almadılar.

Dava açtık karşılıklı. İdare mahkemesi yürütmeyi durdurma talebimizi reddetti, davayı da esastan reddetti. Şu an mahkeme süreci istinafta devam ediyor, yani hukuksal anlamda bitmiş bir dava değil. En son Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı ile bir görüşme yaptım. “Biz seni işe almak zorunda mıyız? İşe almak istemiyoruz” gibi cümleler kurdu.

OHAL döneminde mağduriyetlerini anlatan bir kurum olarak OHAL kalktıktan sonra yaptıklarıyla emek düşmanı olduklarını gösterdiler. Başka bir açıdan bakıldığında bu emeğimi gasp etmek için bir yönelimdir. Ben de bu nedenle “Kadıköy Belediyesi iş hakkımı gasp etti” dövizimle Kadıköy halkına, belediyenin gerici, emek düşmanı tutumunu anlatmaya çalışıyorum.

- Bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyeceksiniz?

- Ben her gün Kadıköy Belediyesi önünde oturma eylemi yapıyorum şu an. Bu eylemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bunun haricinde 7 Eylül cuma günü bir basın açıklaması yapmayı planlıyorum. Bu süreçte en çok Kadıköy halkı tepkili. “Biz de Geziciyiz” diyorlar. “Bu belediye böyle yapıyorsa başka yerleri düşünmek bile istemiyoruz. Haklı mücadelende seni sonuna kadar destekleyeceğiz” diyorlar.

Şunu da ifade etmek istiyorum. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu direnişe başlayacağımı duyduğunda “Biz Boran’ın arkasında kimlerin olduğunu iyi biliyoruz” demiş. Benim arkamda direnişime destek olan Kadıköy halkı var. Bir hesap soracaksa gelip onlardan sorabilir.

- Son olarak ifade etmek istediğiniz bir şey var mı?

- Ekonomik kriz, doların yükselmesi ve halkın alım gücünün düşmesi. Benim yaşadıklarım da bu olayların bir parçası. Ülkede var olan gergin ve anti-demokratik siyaset bizi bu noktaya getirdi. Kimimizi işsiz bıraktı, kimimizi üç kuruşa çalışmaya mahkum etti. Bu sürecin aşılabilmesi için ortak bir mücadele ve dayanışma örmek elzem.

Kızıl Bayrak / İstanbul