29 Eylül 2017
Sayı: KB 2017/37

İşçilerin birliği halkların kardeşliği!
Milliyetçilikte yarışıyorlar
Bağımsızlık referandumu ve Türk sermaye devleti
BDSP, İstanbul ve Ankara’da Ulucanlar şehitlerini andı
TİS görüşmeleri yaklaşırken unutulmaması gerekenler
Memur Sen yandaşlıkta sınırları zorluyor
“Başka bir sendikal hareket mümkün!”
Fabrika çalışmalarımızın önemine ve rolüne dair...
Ekim Devrimi üzerine - V. İ. Lenin
Almanya seçim sonuçları ve yakıcı sorunları
Kürdistan bağımsızlık referandumu ve ötesi
Yurtdışında 100. yıl etkinliğine çağrı…
Filistin’i anti-emperyalist/anti-siyonist direniş özgürleştirir!
“Turnuvayı birliğimizi ve mücadelemizi güçlendirmek için bir adım olarak görüyoruz”
Kadının kurtuluşu sosyalizmde!
“Öz savunma”yı ihtiyaç kılan düzen yıkılmadıkça kadın cinayetleri devam edecektir
Değiştirmek için kapitalist dünyayı kavrama kılavuzu Kapital 150 yaşında
Hanedeki olasılık hikayesi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Öz savunma”yı ihtiyaç kılan düzen yıkılmadıkça kadın cinayetleri devam edecektir

 

Kendisini fuhuşa zorladığı için eşini öldüren ve kefaletle serbest kalan Çilem Doğan’ın ardından son olarak Yasemin Çakal’ın tahliyesi ve Nevin Yıldırım’ın bozulan müebbet hapis cezası kadınlar arasında haklı olarak büyük bir sevince konu oldu. Kadını görmeyen ve duymayan yargıda açılan bir gedik oldu bu kadınların* davası.

Umutları büyüttü, dayanışmayı güçlendirdi. Fakat öte yandan bir kez daha yargıda alınan “başarılar” sorunun sınıfsal özünü perdeledi, açılan gediğin güç aldığı asıl olguyu arka plana attı. Öz savunma “hakkını” yargı da kimi örnekler üzerinden tanıyınca geriye çeşitli feminist gruplar adına öz savunmayı örgütlemek kaldı!

Öz savunmayı doğuran kapitalizm

Evet, Yasemin’in, Çilem’in, Nevin’in ve daha birçoklarının başka bir kurtuluş yolu yoktu. Yapılan fiil, öz savunma idi ve bu kadınları buna iten etken kapitalist sistemin kadına biçtiği rolün kendisiydi. Nasıl ki, kadın cinayetlerinin asıl faili kadını metalaştıran, erkeğin malı olarak lanse eden ve bu zihniyeti körükleyen kapitalist sistemin kendisi ise kadınları öz savunmaya mecbur bırakan da bu sistemdir.

Kadın, bu sistem içerisinde aileden başlamak üzere tüm toplumun bedeni üzerindeki hükümdarlığı karşısında kapana sıkışmıştır. Şiddet, bir döngü halinde kadını sardığında tüm çıkış yolları kapalıdır. Kadınların koruma kararlarına rağmen katledilmesi bunun açık delilidir. Göz göre göre gelen ölümler, kadının kaçtığı her yerde devlet eliyle bulunup katiline teslim edilmesi bir tek şeyi göstermektedir; kadın cinayetleri bu sistemin fıtratında vardır ve kadın için bu sistem içerisinde bundan kaçış mümkün değildir.

Kurtulmak istediğimiz bir “hak”

Gelinen yerde kadınların şiddet döngüsü içinde sıkışmışlıkları sonucu başvurdukları “öz savunma” amaçlaşmaya doğru hızla evrilme tehlikesi taşıyor. Öz savunma meşrudur, fakat kadınların gerçek kurtuluşu öz savunmayı ortaya çıkaran zeminin ortadan kaldırılmasındadır. “Öz savunma haktır” denilmektedir fakat unutulmamalıdır ki, bu “hakkın” kullanılmasına gerek kalmayacağı günler için mücadele etmek de bir görevdir. Sorunun gerçek çözümü buradan geçmektedir.

Şiddet döngüsünü üreten bu sistem karşısında verilecek mücadele içerisinde kadın özgürleşecektir. Zira yargıda açılan gedikler de kadınların sınıfsal, cinsel, ulusal sömürüye karşı verdikleri mücadelenin sayesindedir. Özgürleşmeye atılan adımlarda sadece bir ara duraktır.

Kapitalizmin yargı mekanizmasında öz savunmanın tanınması kapitalizmin kadını şiddetten kurtaramayacağının açık itirafıdır. Bu itiraf belgesi kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinde kapitalizmin teşhiri adına bir silah olabilmelidir.

Son yıllarda kadına yönelik şiddet vakaları artsa da artan bir başka olgunun da kadınların şiddete, sömürüye, baskıya ve gericiliğe karşı mücadelesi olduğu unutulmamalıdır. Bu mücadele kapitalizmin temellerine yöneldiğinde ve işçi kadınların öncülüğünde sınıfa karşı sınıf bakışı ile örüldüğünde kadınlar için eşitlik ve özgürlük günleri gelecektir.

* Yasemin Çakal eşi tarafından sistematik cinsel saldırıya uğrayan, şiddetten ve tecavüzlerden kaçabilmek için her yolu deneyen, kendisine ailesinden ve devletten hiçbir elin uzanmadığı gibi “kocandır” denilerek gerisin geri tecavüzcüsüne teslim edilen ve sonunda kurtuluşu onu öldürmekte bulan kadınlardan biri. Nevin Yıldırım ise silah zoruyla tüm köyün bilgisi dahilinde üç sene boyunca tecavüze uğrayan bir kadın. Kimsenin engel olmadığı aksine hakkında “dedikodu” ettikleri kadınlardan biri. Nevin de kurtuluşu tecavüzcüsünü öldürmekte buldu.

 

 

 

 

Koruma isteyen kadının kızı katledildi

 

Sermaye düzeninde kadın cinayetleri ve kadınlara yönelik saldırılar durmuyor. Üstelik, kadın cinayetleri toplumu çürütme temelinde “sıradanlaştırılıyor.”  

Edinilen bilgiye göre, Zeliha Ç., İstanbul’da sevgilisi Mehmet M.’den ayrılarak Balıkesir Edremit’te annesinin yanına gitti. Mehmet M. ise Edremit’e gelip Zeliha Ç.’nin evine taş atarak saldırıda bulundu. Bunun üzerine Zeliha Ç., Mehmet M.’yi şikayet edip koruma istedi.

Zeliha Ç., 26 Eylül sabahı 6 yaşındaki kızı Zeynep’i okula götürdüğü sırada Mehmet M. bir otomobilden anne kıza pompalı tüfekle ateş açtı. Saldırıda küçük kız Zeynep ölürken, anne Zeliha Ç. de yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Olayın ardından tüfeği atan ve otomobili 500 metre ileride terk ederek kaçan Mehmet M. -birkaç gün önce “bulunamadığı” iddia edilirken- Balıkesir’de yakalandı.

 

 

 

 

Nevin Yıldırım’ın cezası bozuldu

 

Nevin Yıldırım’a tecavüzcüsünü öldürdüğü için “müebbet hapis cezası” veren mahkemenin kararına ilişkin temyiz davası sonuçlandı.

Yargıtay, Yıldırım’ın müebbet hapis cezasını bozarak tekrar yargılanmasının önünü açmış oldu. Öte yandan Yıldırım’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Tecavüzcüleri koruyup, tecavüzleri meşrulaştırırken kadınları en ağır şekilde cezalandıran düzen yargısı; üç yıl boyunca uğradığı cinsel saldırıdan tecavüzcüsünü öldürerek kurtulabilen Nevin Yıldırım’a müebbet hapis cezası vermişti.


 
§