25 Kasım 2016
Sayı: KB 2016/44

Ekonomik-sosyal kriz derinleşiyor
Gericiliğe rıza göstermiyor, direnişi seçiyoruz!
Yeni KHK’lar: Saldırı ve baskı paketleri!
Kürt halkına yönelik saldırılar sürüyor
Grev hakkına saldırıya OHAL kılıfı
Ne diplomasi, ne yargı: Tek yol direniş!
Her açıdan zor bir yıla giriyoruz
Petro-kimya sektöründe meslek hastalıkları
Düzenin çarkı işçi kanıyla dönüyor!
Şirvan’dan yansıyan katliam düzeni
Düzenin çok yönlü bunalımı ve devrim seçeneği
TKİP’nin 18. kuruluş yıldönümü etkinliği gerçekleşti
Ekim Devrimi aynasında yayınların önemi
Kapitalist dünya ekonomisinde kriz dinamikleri büyüyor
Emperyalist saldırganlıkta yeni bir döneme doğru
Marakeş Konferansı: Çevre tekellerin insafında!
Gençlik devrime, mücadeleye!
Üniversitelerde baskılar artıyor
“Direnişi seçiyoruz!”
Cumartesi Anneleri Hayrettin Eren’in akıbetini sordu
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları’nın 25 Kasım çağrısı...

“Direnişi seçiyoruz!”

 

Emperyalist kapitalist sistemin krizlerinin derinleştiği bir süreçten geçiyoruz. Dünya ölçeğinde savaş, saldırganlık ve gericilik her geçen gün tırmandırılıyor. Bu tablo, ülkemizin de içinde bulunduğu coğrafyada en ağır şekilde yaşanıyor. 11 Eylül’ün ardından Irak savaşıyla başlayan süreç, bugün Suriye’de boyutlanarak devam ediyor. Emperyalist-kapitalist ülkelerin kâr hırsı uğruna ezilen halklar büyük bir yıkım yaşıyor, katlediliyor, göç etmek zorunda kalıyorlar. Bu süreçte kadınlar ise karşı karşıya kaldığı taciz ve tecavüzlerin yanısıra, Ortaçağ gericiliğini aratmayacak şekilde köle pazarlarında satışa çıkarılıyor.

Ülkemizde yaşanan kadına yönelik şiddet sorunu da bu tablodan bağımsız değil. Kriz içinde debelenen kapitalist sistem, ancak işçi ve emekçiler üzerinde baskı, şiddet ve gericiliği tırmandırarak soluk alabiliyor. 14 yıldır sermaye sınıfının çıkarlarına kusursuzca hizmet eden, hizmetlerinin karşılığı elini güçlendiren ve böylelikle her türlü baskı ve şiddeti uygulama gücüne kavuşan AKP iktidarı, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana OHAL’le birlikte başta Kürt halkı olmak üzere, toplumsal muhalefete pervasız bir şiddet uyguluyor, işçi ve emekçilere fütursuzca saldırıyor.

Kadınların ikincil görülmesi, aşağılanması, yok sayılması AKP iktidarının dinsel gericiliğinin bir ürünü olduğu gibi, kapitalist sistemin politikalarından bağımsız değildir. Zira toplumla birlikte kadınların da baskı altında tutulması, sömürü politikalarının eksiksizce hayata geçirilmesine hizmet etmektedir.

Bugün gelinen aşamada IŞİD’e ve her türden gerici çetelere kol kanat geren AKP, dinsel gericilikle pekiştirdiği erkek egemen anlayış ile kadınları kuşatma altına almayı sürdürmektedir. Erkekler tarafından şiddete uğrayan kadınların sayısındaki devasa artış, okullarda her türlü dinsel propagandanın önünün açılması, örtünmenin anaokullarına kadar uzanması, kadınların etek boyuna-kaç çocuk doğuracağına-nasıl yaşayacağına müdahale edilmesi baskı ve şiddet politikalarıyla birlikte uygulanmaktadır.

Kadın işçiler ise, iş yerlerinde bu tablonun çok yönlü yansımalarını yaşıyorlar. Esnek ve güvencesiz çalışma ile bugüne kadar kazanılmış hakları tırpanlanırken, iş yerlerinde kadın işçilere uygulanan mobbing ve cinsel şiddet ise sömürü politikalarının bir parçası haline gelmiş durumda.

Çok açık ki, şiddet sınıfsaldır ve kadına yönelik şiddet de bu düzende sömürü politikalarının devamına hizmet etmektedir.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nü, ilericilere, devrimcilere, Kürt halkına ve kadınlara yönelik şiddetin tırmandırıldığı bir süreçte karşılıyoruz. İşçi Emekçi Kadın Komisyonları olarak kirli savaş politikalarına, şiddete, gericiliğe ve sömürüye karşı direnişi büyütme çağrısı yapıyoruz. İçinden geçtiğimiz süreçte, yaratılan gerici ve boğucu atmosferin başta işçi sınıfının örgütlü gücüyle aşılacağı bilincine dayanarak, emekçi kadınları mücadeleye, örgütlenmeye ve her alanda direnmeye çağırıyoruz.

Böylesi bir süreçte, kadın işçilere dönük direnme ve örgütlenme çağrısı direnen odaklarla dayanışmayı büyütmeyi de gerektiriyor. OHAL’de hakları için direnen işçi sınıfı, devlet terörü karşısında direnen Kürt halkı, her türlü hak gaspıyla karşı karşıya kalarak görevden uzaklaştırılan kamu emekçileri, söz-basın-ifade özgürlükleri ellerinden alınan basın emekçileri vb. ile dayanışmak, günün güncel görevi olarak karşımızda duruyor.

Mirabel kardeşlerin dünya emekçi kadınlarına bıraktıkları miras, egemenlerin her türlü şiddetine boyun eğmeme ve direnme bilincidir. 25 Kasım’ın güncel çağrısı ise, emperyalist-kapitalist düzenin savaş ve yıkım politikalarına, AKP iktidarı eliyle sürdürülen baskı, şiddet ve devlet terörüne karşı örgütlenmek ve direnişi büyütmektir.

İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları

 

 

 

 

11 ayda 236 kadın öldürüldü, 368 kız çocuğu istismara uğradı

 

Bianet’ten Çiçek Tahaoğlu’nun haberine göre, 1 Ocak 2016- 20 Kasım 2016 tarihleri arasında 236 kadın öldürüldü, 71 kadın tecavüze uğradı, 368 kız çocuğuna yönelik cinsel istismar vakası medyaya yansıdı.

Kadınların yüzde 22’si boşanmak/ayrılmak istedikleri ya da barışmayı reddettikleri için öldürüldü.

Cinayetlerin yüzde 9’u sokak ortasında işlendi.

Kadınların yüzde 67’sini partnerleri veya eski partnerleri öldürdü: 37 kadını eski koca veya eski sevgilileri, 121 kadını kocaları, sevgilileri ya da nişanlıları öldürdü.

2016’nın ilk 11 ayında 368 kız çocuğuna yönelik cinsel istismar vakası medyaya yansıdı.

1 Ocak 2016- 20 Kasım 2016 arasında medyaya yansıyan haberlere göre, kız çocuklarının yüzde 55’ine öğretmenleri cinsel istismarda bulundu. Öğretmenlerin ardından, istismar faillerinin yüzde 7’sini okul çalışanları (kantinci, temizlikçi, elektrikçi, servis şoförü vs), yüzde 6’sını kız çocuklarının akrabaları (baba, üvey baba, ağabey, kardeş, kuzen, diğer erkek akrabalar), yüzde 3,5’ini okul yakınında bulunan büfe-market çalışanları/sahipleri oluşturdu.

Kız çocuklarının en az yüzde 13’ü tecavüze uğradı. Yüzde 4’ü cinsel içerikli fotoğraf ve/veya cinsel içerikli mesajlarla dijital tacize maruz kaldı. Yüzde 5’i ise hem fiziksel hem dijital tacize maruz kaldı.

Cinsel istismara maruz kalan kız çocuklarının yüzde 3’ü engelliydi.

368 kız çocuğuna yönelik cinsel istismar olayında faillerin sadece 126’sı tutuklandı. 18 erkek tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 3 öğretmen sadece açığa alındı, bir imam hatip öğretmeni başka bir okula atandı. Bir müdür yardımcısının tacizi okul yönetimi tarafından adli makamlara dahi bildirilmedi.

Cinsel istismar vakalarının yüzde 59’u okullarda yaşandı. Bunun dışında kız çocukları sokakta, zorla götürüldükleri evlerde, alıkonuldukları araçlarda, kandırılarak götürüldükleri evlerde, kurslarda, otobüslerde, parklarda cinsel istismara maruz kaldı.


 
§