25 Kasım 2016
Sayı: KB 2016/44

Ekonomik-sosyal kriz derinleşiyor
Gericiliğe rıza göstermiyor, direnişi seçiyoruz!
Yeni KHK’lar: Saldırı ve baskı paketleri!
Kürt halkına yönelik saldırılar sürüyor
Grev hakkına saldırıya OHAL kılıfı
Ne diplomasi, ne yargı: Tek yol direniş!
Her açıdan zor bir yıla giriyoruz
Petro-kimya sektöründe meslek hastalıkları
Düzenin çarkı işçi kanıyla dönüyor!
Şirvan’dan yansıyan katliam düzeni
Düzenin çok yönlü bunalımı ve devrim seçeneği
TKİP’nin 18. kuruluş yıldönümü etkinliği gerçekleşti
Ekim Devrimi aynasında yayınların önemi
Kapitalist dünya ekonomisinde kriz dinamikleri büyüyor
Emperyalist saldırganlıkta yeni bir döneme doğru
Marakeş Konferansı: Çevre tekellerin insafında!
Gençlik devrime, mücadeleye!
Üniversitelerde baskılar artıyor
“Direnişi seçiyoruz!”
Cumartesi Anneleri Hayrettin Eren’in akıbetini sordu
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Grev hakkına saldırıya OHAL kılıfı

 

Sermaye devleti, 22 Kasım’da açıkladığı KHK’larda grev yasaklamaya ilişkin yasada değişiklik yaparak yasağın kapsamını genişletti. Yeni düzenlemede “genel sağlığı veya millî güvenliği, büyükşehir belediyelerinin şehir içi toplu taşıma hizmetlerini, bankacılık hizmetlerinde ekonomik veya finansal istikrarı bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı altmış gün süre ile erteleyebilir” ifadesine yer verildi.

Darbe girişimini fırsata çevirdiğini ve OHAL’i sınıfa yönelik bir silah olarak kullandığını her seferinde ortaya koyan sermaye devletinin tam da böylesi bir dönemde grev yasağının kapsamını genişletmesi tesadüf değil. Zira tam da bugünlerde işçi sınıfının gündeminde toplu sözleşme görüşmeleri ve grev bulunuyor. Bunun yanında, hükümet, daha önce açıkladığı 2017 programının hayata geçirilmesinde herhangi bir engele takılmak istemiyor.

*

AKP’nin 2017 programında sınıfa yönelik kapsamlı saldırılar bulunuyor. En başta ise patronların yıllardır kaldırılmasını istedikleri kıdem tazminatı hakkına ilişkin düzenleme yapılması geliyor. Sermaye hükümeti AKP, 2017 programı kapsamında işçilerin kıdem tazminatı hakkını gasp ederek patronları “yükten kurtarmayı” hedefliyor.

Ancak deneyimler, kıdem tazminatının gaspının öyle kolay olmayacağını gösteriyor. Kıdem tazminatının kaldırılarak güvencesizliğin olağanlaştırılmasının işçi sınıfı saflarında yaratacağı etkiden, bunun eylemli bir mücadele biçimi almasından korkan hükümet ve patronlar, şimdiden bunun önünü almak istiyor.

*

İçinde bulunduğumuz bu dönemde grevin güncel bir konu olarak sınıfın gündeminde bulunması ise hükümetin ve patronların korkularını büyüten başlıca etkenlerden. Özellikle henüz küçük bir kesiminde de olsa toplu sözleşme görüşmelerinin başladığı metal iş kolunda yaşananlar dikkat çekiyor. EMİS kapsamındaki fabrikalarda grev sesleri yükselirken, bunun MESS kapsamındaki fabrikalarda 2017 yılı içinde toplu sözleşme sürecini etkileyeceği açık.

Tam da saldırıların yoğunlaştığı bir süreçte işçi sınıfının en etkili silahını kullanması ve bu silahın etkisini öğrenmesi, hükümet ve patronlar için tam bir kabus olacaktır. Diğer iş kollarında yaşanan süreç ve güncel deneyimlerle beraber ele alındığında; bu durum, kıdem tazminatını ortadan kaldırmayı planlayan hükümet ve patronların karşısına grev ve mücadele içinde güçlenmiş bir işçi sınıfının dikilmesi sonucunu yaratacaktır.

İşte tam da bu nedenlerle ve tam da bu zamanda hükümet grev yasağının kapsamını değiştiriyor.

*

Elbette ki hükümet patronların isteği doğrultusunda grev yasaklamaya kalkıştığında gerekçe bulmakta zorluk çekmezdi. Geçtiğimiz dönem metal iş kolunda yürütülen toplu sözleşmelerin ardından başlayan grevin yasaklanması ya da bir süre öncesindeki cam işçilerinin grevlerinin yasaklanması buna örnektir. Fakat önceki kanuna göre, grev yasağına yine “milli güvenliğin tehdit edilmesini” gerekçe göstermek zorunda kalırdı. Bu ise yasak kararını ve kendisini işçi sınıfı içinde daha tartışılır bir duruma düşürürdü. Şimdi ise tanımı genişleterek yasağa yasal kılıf hazırlamış oldu.

 

 

 

 

Son KHK ile, imzacı 15 akademisyen ihraç edildi

 

Türk sermaye devletinin ilerici akademisyenlere yönelik saldırısı son yayımlanan KHK’larla da devam etti. 677 sayılı KHK ile kamudan atılan 242 akademisyenin 15’i, Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atmıştı.

Bildiriye imza atan akademisyenlerden 44’ü daha önce çıkarılan 672 sayılı KHK ile, 24’ü de 675 sayılı KHK ile kamudan atılmıştı. Böylece bildiriye imza atan 83 akademisyen KHK’larla açığa alınmış oldu.

Son KHK ile kamudan atılan akademisyenlerden beşi yardımcı doçent, ikisi araştırma görevlisi, dördü profesör, dördü doçent olarak görevliydi. Akademisyenler Akdeniz, Kastamonu ve Ondokuz Mayıs üniversitelerinden ihraç edildi.



 

 

Veli Saçılık da işten atıldı

 

2000 yılında Burdur Cezaevi’ndeki katliamda sermaye devleti tarafından kolu koparılan Veli Saçılık, çalıştığı Aile ve Sosyal Politikalar Ankara İl Müdürlüğü’ndeki işinden atıldı.

Resmi Gazete’de yayınlanan KHK’da Saçılık’ın adı da işten atılanlar arasında geçiyor.

İşten atıldığını öğrenen Saçılık sosyal medyadan “Kolumu koparıp köpeklere attınız yılmadım. Dişimle tırnağımla kazandığım işimi alınca mı yılacağım! Direniş daima.” paylaşımında bulundu.

 

 

 

 

KESK ihraçlara karşı eylem takvimi açıkladı

 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), OHAL kapsamında çıkarılan KHK’larla binlerce kamu emekçisinin açığa alınmasına karşı mitingler yapacağını açıkladı.

Eylem programına ilişkin açıklama yapan KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse şunları söyledi:

KESK, kuruluşunun 21. yıldönümü olan 8 Aralık 2016 günü ‘Dünden bugüne direnenler buluşuyor’ şiarıyla Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda dayanışma şenliği düzenleyecek. 10 Aralık’ta Mersin, Samsun ve Van’da, 11 Aralık’ta ise İstanbul ve İzmir’de ‘Haklar, OHAL ve KHK’lerinizden önce gelir: İhraçlarınıza, açığa almalarınıza, sürgün ve cezalarınıza teslim olmayacağız’ şiarıyla bölge mitingleri gerçekleştirilecek. Bu kapsamda 1-6 Aralık tarihlerinde KESK MYK üyeleri ve sendika MYK üyeleri mitinglerin yapılacağı iller ve katılımcı illerde toplantılar düzenlenecek. 20 Aralık’ta ‘İşimi ekmeğimi geri istiyorum’ şiarıyla İstanbul’dan Ankara’ya ihraç edilen üyelerin özne olacağı araçsız ‘Emekçi Yürüyüşü’ eylemi yapılacak ve Ankara’da merkezi bir eylemle yürüyüş sonlandırılacak. 15 Aralık’ta 2017 bütçesine karşı tüm illerde basın açıklaması yapılacak.”

KESK, sermaye devletinin işten atma saldırılarına karşı daha önce de eylem takvimi açıklamış, ancak bölgelerden yola çıkılarak 15 Ekim’de Ankara’da yapılması planlanan miting valilik kararıyla yasaklanmıştı.

Yasağa boyun eğen KESK yönetimi de mitingi iptal etmişti.

 
§