10 Nisan 2015
Sayı: KB 2015/14

Taksim rüzgarından kaçanlar!
Taksim 1 Mayısı'nı bekleyenlere...
Ne seçim, ne meclis; çözüm örgütlü mücadelede!
Avukatlar: Baronun anlaşmasını tanımıyoruz!
“Haklarımızı ve kazanımlarımızı koruyacağız!”
Faşist saldırılara karşı emekçilerin öfkesini örgütlü hale getirelim!
Emekçiler onurlarına sahip çıktı!
Ölü gözünden yaş beklemek ve GMİS Genel Kurulu
Genel kurula koltuk kavgaları damga vurdu
Soma davasını kırılma noktası yapmak... - T. Kor
AKP’den sermayeye istihdam
Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele Kurultayı gerçekleşti
Taşeron İşçilerinin Birliği için ileri!
“İŞGAL: 60 Uzun Gün”
Metal grevinin ardından...
DİSK/TEKSTİL ve işçi satıcılarının it dalaşı - B. Seyit
Yeni bir döneme doğru
Sisi'nin Mısır'ı: Körfez'in parasıyla emperyalizme bekçilik
Yemen saldırısı ve Ortadoğu'da nüfuz mücadeleleri
İran, ABD ve Kral Selman'ın yaveri
Paskalya yürüyüşleri, emperyalist savaşlara ve faşizme öfke
İÜ öğrencileri Mahmut Ak'ı tanımıyor!
Hasan Ferit davasında 6 çeteci serbest
Çiçeğine karnaval düzenlenen portakalın dallarında ceset açıyor
1 Mayıs’ta alanlara!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele Kurultayı gerçekleşti

 

Taşeron köleliğine karşı mücadelede bir adım öne çıkan öncü işçiler 5 Nisan günü Ankara’da Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele Kurultayı’nda buluştu. Kayseri İşçi Derneği, Karayolu İşçileri Bülteni, Sincan İşçi Birliği ve Ankara İşçi Bülteni GREV’in çağrısıyla düzenlenen kurultay Tüm Bel-Sen Genel Merkezi’nde toplandı.

Sağlık, ulaşım, gıda, temizlik gibi pek çok farklı sektörden özel sektör ve kamuda çalışan taşeron işçileri ile geniş bir yelpazede işçilerin katılım sağladığı kurultayda katılımcıların büyük çoğunluğu uzun yoldan gelmiş olmasına rağmen dinamizmleri ve coşkularıyla dikkat çekti. İç Anadolu Bölgesi’ndeki pek çok ilden gelerek Ankara’da buluşan ve farklı iş kollarında taşeron köleliği altında çalışan işçilerin mücadele yöntemlerini, sorunlarını, deneyimlerini ve örgütlenmeye yönelik fikirlerini tartıştığı kurultay 1 Mayıs öncesi sınıf öfkesi ve heyecanının yansıdığı bir işçi kürsüsüne dönüştü.

Kayseri’den bir karayolları işçisinin moderatörlüğü ile kurultayın açılışı yapıldı. Taşeron altında gizlenen sömürü gerçeğinin farkında olan öncü işçilerin taşeronluğa, kölece çalışmaya karşı örgütlü bir mücadelenin yükseltilmesi hedefi doğrultusunda atılan bir adım olarak bu kurultayı gerçekleştirdiği belirtildi.

Hukuk dışı bir uygulama olarak
taşeron sistemi

Açılış konuşmasının ardından söz alan Av. Hasan Oral, taşeron sisteminin ardında yatan adaletsizliği ve hukuksuz uygulamaları özetledi. Oral, taşeron sisteminin hukuk-dışılığını ve dayandığı yasal boşlukları evrensel beyannamelere ve iş hukuku yasalarına referanslar ile kısaca ortaya koydu. Alt-yüklenici olarak adlandırılan taşeronların “asıl işi yapamayacağının” yasalarda mevcut olduğunu belirten Oral, özellikle iş kazası ve iş cinayetleri sonucunda tazminat ödenmesi gibi işçilere haklar verilmesi noktasındaki pek çok tartışmada yasal boşlukların hem alt yüklenici hem de ana patron lehine işletildiğini söyledi.

Sömürü gerçeği ışığında taşeron

Kurultayda konuşan Devrimci Yapı İşçileri Sendikası Kayseri Bölge Temsilcisi Haydar Baran, ülkemizde ve dünyada taşeronlaştırma gerçeğini özetledi. Baran, esas çerçevenin dünya çapında büyüyen sömürü ihtiyacından ve kapitalizmin çıkarları doğrultusunda taşeronun kullanılmasından doğru çizilmesi gerektiğini ortaya koydu.

Baran, kamuda, ulaşımda, sağlıkta, eğitimde ve pek çok iş kolunda yüz binlerle ifade edilen taşeron işçisi sayısının bugün AKP’nin “taşeronu kaldıracağız!” nidalarının içinin ne kadar boş olduğunun en somut göstergesi olduğunu söyledi. Taşeronu kaldırma vaatleri ile işçilerin boş umutlarla oyalanmaya ve aldatılmaya çalışıldığının altını çizdi. Baran, “Taşerona karşı Greif işçilerinin yaptığını yapmak lazım!” diyerek sözlerini noktaladı.

Fiili-meşru-birleşik mücadele

Greif direnişi sözcülerinden Engin Yılgın, Greif’te örgütlenme süreci ve izlenen mücadele hattının işçi sınıfı açısından tarihsel anlamından bahsetti. Greif’te ortaya konulan çizginin 20 yıllık bir hareketin bilinç açıklığı ile yaratıldığını vurgulayan Yılgın, 60 gün boyunca “taşeronun kaldırılması” ana talebiyle fabrikalarını taşeron işçileri ve kadrolular olarak bir arada işgal eden Greif işçilerinin ortaya koyduğu fiili ve militan mücadele hattının tüm işçi sınıfına önemli bir deneyim bıraktığını söyledi.

Yılgın, sendikal bürokrasinin ve koltuklara çöreklenmiş ağaların patronlarla işbirliği içinde işçilere saldırması gerçekliğini Greif’e yapılan saldırılar ışığında bir kez daha hatırlattı. Ek olarak, bu saldırılara karşın hem sermayeye, hem sendikal bürokrasiye karşı taviz vermeyen işçilerin Greif işgali boyunca fabrikada yarattıkları yeni yaşam kültürü ve disiplini ile tüm saldırılara karşı bölünmeyen birlik ve örgütlenmelerinin gelecek günlere taşınması gereken önemli dersler yarattığını söyledi.

Serbest kürsü

Kurultayın serbest kürsü bölümünde söz alan işçiler yaptıkları konuşmalarda seslerini sınıf kardeşlerine taşıdı.

Karayollarından bir kamu işçisi söz alarak “Her geçen gün ağlanacak halimize şükreder hale geliyoruz. Sürekli çözümü erteliyoruz. Herkes tartışıyor ama ortaya mücadele koymak lazım. Teori de iyidir ama pratik daha iyidir. Ben pratik severim. İşte pratik bu salonda!” diye konuştu.

Dışkapı SSK’dan bir taşeron işçisi Greif işçilerinin deneyimlerini duydukları günden beri takip ettiklerini ve Greif işçilerini örnek alarak bulundukları yerde işçiler olarak hep birlikte seslerini duyurmak için uğraştıklarını söyledi.

Belediyede çalışan bir taşeron işçisi şu sözlerle kurultaya seslendi: “Biz de sendikalıyız. Ama örgütsüzüz. Sendikalarımız taşerona karşı bir eylem planı ve mücadele konusunda bir bakış açısından uzaktalar. Bu bakış açısını biz bir arada kendimiz oluşturabiliriz. Bu kurultayı ben taşerona karşı mücadelemizde bir öncü kurultay olarak görüyorum. Daha geniş işçi kesimleriyle bir sonraki kurultayı örgütleme çağrısını buradan yapmak istiyorum.”

Başka bir belediyede taşeron şirket bünyesinde çalışan bir kadın işçi taşeronluğa karşı tüm işçileri birlik olmaya davet etti. Yaşadığı sömürü koşullarını anlatan işçi sadece kendi işyerinde değil Soma’da ve her yerde bu sömürünün olduğunu, iş güvenliğinden yoksun çalıştıklarını, bir kadın olarak iş yerinde ayrıma maruz kaldığını ifade ederek kendisi gibi olan tüm işçilerle birliklerde, kurultaylarda buluşmaya devam edeceğini vurguladı.

Taşeronda çalışan bir temizlik işçisi ise özellikle ihale dönemlerinde artan iş kaybetme korkusu ve işten çıkarma tehditleri ile işyerlerinde mücadele etmelerinin önünde engeller yaratıldığını anlattı ve sözlerini “Türkiye genelinde birliğimizi kurmalıyız. Benim diğer illerdeki arkadaşlarımın mücadelesinden haberim olmalı. Onların benden haberi olmalı. Birlikte bir şeylere karşı koymalıyız. Yaşasın mücadelemiz!” diyerek noktaladı.

Gıda sektöründeki özel bir şirkette çalışan taşeron işçisi bu kurultay ile beraber hem yerel, bölgesel kurultaylar hem de ulusal ve uluslararası düzeyde işçileri bir araya getiren yeni kurultaylar örgütleyerek taşeron yükü altında ezilen işçilerin daha çok bir araya gelmesi çağrısını yükseltti. “2015 1 Mayıs’ının kürsülerinde biz işçilerin sesi yükselmeli. Hep beraber 1 Mayıs’ta olalım!” diyerek 1 Mayıs’ın öngünlerinde böyle bir kurultay toplanmasının çok anlamlı olduğunu dile getirdi.

Kurultayı özetleyen ve 1 Mayıs ile birlikte örgütlü mücadeleye çağıran kapanış konuşmasının ardından kurultay sonlandırıldı.

Kurultay notlarının yazılı olarak derleneceği ve yerellerde işçilere tebliğ edileceği duyuruldu.

Kızıl Bayrak / Ankara


 
§